Kürt uluslaşması önünde ihanet, tarih boyunca büyük bir rol oynamıştır. İhanetin beslendiği kaynak ulusal bilincin ve birliğin olmamasıydı. Yani kendisi olmayı başaramayan Kürt, kolayca başkası olabiliyor, başkasının hizmetine koşabiliyor, biraz maddi imkân ve makam verildiğinde satmayacağı değer bırakmıyor. Bölgecilik ve aşiretçi zihniyet, aile ve aşiret çıkarları hep ön planda tutulduğu için, ulusal birlik ve kurtuluş bir türlü sağlanamadı, taki Özgürlük Hareketi tarih sahnesine çıkana kadar. İşte Özgürlük Hareketi’nin doğuşu Kürt halkının doğuşu oluyor. Bu doğuş, fiziki bir var oluş olmuyor, ulusal demokratik bir var oluşu ifade ediyor. Tabi klasik bir ulusal var oluşun çok ötesine geçen, ulusal olduğu kadar da, enternasyonal bir özü olan, öz yönetime dayalı demokratik bir ulus olmayı ifade ediyor. Yani Kürt halkı hem ulus olarak doğuyor ve aynı zamanda yeni bir yaşam ve yeni bir insan tipini oluşturuyor. Kürt insanında dar milliyetçi eğilimler yok denecek kadar azdır. Çünkü ulus devleti yaşamadı, ulus devletin kullandığı argümanların etkisi altında kalmadı. Kürt insanında sosyal ve kültürel dönüşüm ulus devlet engeline takılmadı.
Kürt halkı, koşa koşa kendi ulusal değerlerine sahip çıkıyor, birlik olma arzusu oldukça yüksektir. Bazı fiziki ve teknik engeller ve örgütsel yetersizlikler bütün Kürt halkının tek ulusal bir çatı altında toplanmasını engelleyin ya da geciktiriyor. Yani Kürt halkı ulusal birliği canı gönülden istiyor ve eski aşiretçi ve bölgeci anlayışlar yıkıldı. İhanet damarının KDP/Barzanilerle hortlaması aslında Kürt halkının uluslaşma ve demokratik birliğinden korkulduğu içindir. Artık yüzüldü yüzüldü kuyruğa gelindi denebilir. KDP/Barzanilerin telaşı, Kürt halkının demokratik ulusal bilince sahip olmasıdır. Demokratik ulus bilincin oluşması hem ulus devleti ve hem de rant siyasetini bitirir. Barzanilerin tek dertleri para ve mülk olduğuna göre, Özgürlük Hareketi’nin varlığını ve başarısını tatbikî kendi varlığı ve saltanatı için tehlikeli bulur. İhanet asıl nedeni işte budur. KDP/Barzanilerin, burjuva karakterde bile, ulusal bir kimliğinin olmadığını defalarca söyledik. En kötü bir burjuva karakterdeki ulusa hareket bile, kendi halkının düşmanıyla işbirliği yapmaz ve ihanet etmez. Barzanilerin geçmişleri neydi ki bugünleri ne olsun?
Baştan sona, ihanet kokan, ulusal görünümlü bir çete/mafya oluşumu. Kürt milli kıyafetleri giymeleri ve Kürtçe konuşmaları ulusal olduklarını göstermez. KDP/Barzanilerin gerçekliğini iyi tanımak gerekiyor. KDP, kuzu postu içine gizlenmiş bir kurt işlevi görüyor. Bütün pratikleri hep böyle oldu. Bunu etkisiz hale getirmek, her yerde bu çete mafya oluşumunu protesto etmek gerekir. Ulusal birlik geliştikçe, ulusal çıkarlar üzerinde hassasla duruyorsa ihanetin beslendiği kaynak kurutulur. Zaten bu baş belası çete mafya oluşumu dışında ulusal demokratik kurtuluşa ciddi engel teşkil edecek başka güçler yoktur, varsa da kolayca etkileri kırılır. Önce bu çete mafya oluşumunu etkisiz hale getirmek şart olmuştur. Tabiki bunu en başta, Başur halkı ve peşmerge içindeki gerçek yurtseverler yapacaklar. Başur halkı ve peşmerge içindeki gerçek yurtseverlerin Barzanileri etkisiz hale getirmeleri mümkündür. Bunlar, sadece global sermaye güçlerine dayanarak ayakta kalıyorlar. Bunların Kürdistan genelinde bir kitle güçleri yoktur. Kürdistan genelinde bir kitle güçleri olmayan, aile ve aşiret çıkarları için yaşayan bir sözde ulusal hareket ihanetten başka ne yapar?
Barzaniler/KDP, emperyalizmin bir projesidir ve amacı da devrime engel olmak ve karşı devrimci bir rol oynamaktır. Her ülkede emperyalizmin kuklası olmuş ulusal hareketler var ama KDP/Barzanilerin yaptıkları ihanet, dünyada hiçbir ulusal harekette görülmemiştir. Bunlar düşmanla işbirliği yapmıyorlar, bunlar bizzat düşmanlar. Barzanileri ve KDP’yi iyi analiz etmeden bu düşman oluşumu hala ulusal bir hareket olarak görmeye devam edenler olur. Bu çete mafya oluşumunun düşmanlığı ve yaptıkları ne mal olduklarını sanırım fazlasıyla kanıtlıyor. Başur’da birkaç yüz bin insan sokaklara çıksa bunlara hakkettikleri dersi verirler. Alt tarafı, bir aşiretler, kırk milyon Kürt halkından daha güçlü değiller. Bu çete mafya oluşumunun Kürdistan genelinde bir kitle güçleri olmadığına göre bunlar bir güç değiller ve bunları etkisiz hale getirmek pekâlâ mümkündür. Ulusal demokratik bilince sahip olan bir Kürt halkının başaramayacağı bir zorluk yoktur. Öz güç bütün başarıların temelidir. Kürt halkı da, bu öz güç artık oluştu ancak bunu yeterli bir örgütlülüğe dönüştürmek ve daha çok pratik gelişimin olması kesin zafere yol açar. Kürt halkı, Orta Doğu’da, devrimci demokratik değişimin gücü olmayı başardı, başarıyor.
Kemal SÖBE