25 Mayıs 2011 Çarşamba Saat 16:25
Genel seçimler öncesi miting alanlarında AKP iktidarının icraatlarını anlata anlata bitiremeyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “ileri demokrasi maskesi kaldırıldığında altında Çiller dönemini hatırlatan bir bilanço çıkıyor. Raporlara göre 1994 yılında 14 bin 473 kişi gözaltına alınırken, Erdoğan’ın çıraklık dönemi 2002’de 21 bin 612, kalfalık döneminin başı olan 2007’de 7197, ustalık öncesi 2010’da 16 bin dolayında kişi gözaltına alındı.
1990’lı yıllar çatışmaların, faili meçhullerin, toplu infazlar ve gözaltında kayıpların en yoğun yaşandığı yıllar olarak hafızalardaki yerini koruyor. Eski Başbakan Tansu Çiller’in 1993-96 yılları arasındaki iktidarı şiddetin doruk yaptığı dönemlerden biri olarak biliniyor. Ancak Türkiye’nin en karanlık dönemleri ile 2002’den beri iktidarda olan Recep Tayyip Erdoğan’ın “ileri demokrasisi arasında çok çarpıcı benzerlikler var. Hatta hak ihlallerinde birçok alanda AKP dönemi Çiller dönemini geride bırakıyor.
DGM’DEN ÖZEL YETKİLİ AĞIR CEZA’YA
Adalet açısından ele alındığında 1990’lı yılları DGM’ler temsil ederken, 2002’den sonraki dönemi de özel yetkili ve görevli Ağır Ceza Mahkemeleri temsil ediyor. İnsan hakları örgütlerine göre her ikisi arasında bir isim değişikliğinden başka bir fark yok. Diğer bir ifadeyle siyasal iktidarın yargı yolu ile baskı uygulaması, özel yargılama sistemi ile yürütülüyor. Bu da AKP iktidarının hukuka karşı yaptığı bir hile olarak değerlendiriliyor. Zira düzenlemenin hemen hemen aynısının CMK 250, 251, 252. maddelerine yerleştirerek DGM’leri devam ettirildiği kaydediliyor.
YENİ İHLAL SAHALARI
Bunların da ötesinde 1994 yılından bu yana düzenli olarak tutulan raporlar da birçok alanda kötüleşme olduğunu gösteriyor. Faili meçhuller, sokak ortası infazlar ve çatışmalar sırasındaki ölümlerde azalma olsa da bugün “ileri demokrasi adı altında ihlaller daha farklı alanlara nüfuz ediyor. Örneğin, gözaltında işkence halen çok yüksek bir seviyede olmakla birlikte, fiziksel işkencenin yerini telefon ve ortam dinlemelerinin aldığını söylemek mümkün. Bazı alandaki ihlallerin sayısında azalma yaşanırken, yeni ihlal sahalarının açıldığı görülüyor.
-ÇİLLER DÖNEMİ-
1994-ÇIRAKLIK DÖNEMİ: 14 BİN 473 GÖZALTI, 1209 TUTUKLAMA
Çiller’in iktidara gelişinden bir yıl sonra 1994’te İnsan Hakları Derneği’nin tespitlerine göre bin kişi işkence ve kötü muamele gördü, 14 bin 473 kişi gözaltına alındı ve 1209 kişi tutuklandı. Bununla birlikte aynı yıl 123 dernek, sendika ve yayın organı kapatıldı, 119 dernek, sendika, yayın organı ve parti basıldı, 450 yayın toplatıldı. 1994 yılında 100 kişi düşünce suçluları olarak cezaevlerinde bulunuyordu.
1995-KALFALIK DÖNEMİ: 14 BİNİ AŞKIN GÖZALTI, 2101 TUTUKLAMA
Çiller’in kalfalık dönemi olarak da ifade edilebilecek 1995 yılında 14 bini aşkın kişi gözaltına alındı, bunlardan 2101’i tutuklandı. İşkence vakaları 1412 olarak kayda geçerken, 100 dernek, sendika ve yayın organı kapatıldı, 173 dernek, sendika, yayın organı ve parti kapatıldı, 304 yayın toplatıldı. 1995’te cezaevlerinde bulunan düşünce suçlularının sayısı 121’di.
1996-USTALIK DÖNEMİ: 20 BİN 434 GÖZALTI, 2071 TUTUKLAMA
Çiller iktidarının son yılı olan 1996 “ustalık döneminde gözaltı ve tutuklamalar tavan yaptı. Raporlara göre en az 20 bin 434 kişi gözaltına alınırken, 2071 kişi tutuklandı. Bu yıl içinde özellikle basın çalışanlarının hedef alındığı görülüyor. Nitekim gözaltına alınanlardan 421’inin basın emekçisi olması dikkat çekiyor. 192 dernek, sendika ve yayın organı kapatılırken, 134 dernek, sendika, yayın organı ve parti basıldı, 195 yayın toplatıldı. Çiller’in ustalık dönemi, özellikle medyaya yönelik baskılar ve artan gözaltılar konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kalfalık döneminin son yılları ile önemli benzerlikler taşıyor.
-BİRİNCİ ERDOĞAN DÖNEMİ-
Çiller dönemi ile Erdoğan döneminin tam ortasında 1999 yılında PKK lideri Abdullah Öcalan, uluslar arası bir komplo ile Türkiye’de esaret altına alındı. Bu Çiller iktidarının sona ermesinden 3 yıl sonrasına, Erdoğan iktidarının başlamasından 3 yıl öncesine denk geliyor. 15 Şubat’la gelen kaos ortamında hak ihlalleri tavan yaptı. Bir yıl içinde toplam 594 işkence ve kötü muamele vakası yaşandı, 50 bin 318 kişi gözaltına alındı ve bunların 2105’i tutuklandı. Toplatılan yayın 283 ve düşünce mahkumlarının sayısı 122’ydi. Bu olağanüstü koşullarda gözaltılarda çılgın bir artış yaşandığı göze çarpıyor.
2002-ÇIRAKLIK DÖNEMİ: 21 BİN 612 GÖZALTI
2002’de bir değişim rüzgarı estirildi ve yeni türemiş bir parti olan AKP iktidara geldi. Böylece Erdoğan’ın ifadesiyle çıraklık dönemi başladı. Çıraklık döneminde AB ile ilişkiler, reformlar ve demokrasi oyununda hem kadrolaşma, manipülasyon ve hileler hızlı bir şekilde öğrenildi. İlk yıl gözaltına alınan 21 bin 612 kişi AKP rüzgarının kurbanı oldu. Aynı yıl 200’u gazeteci olmak üzere 1148 kişi tutuklandı, 876 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. 2002’de 169 kitap, dergi ve afiş yasaklandı veya durduruldu, 83 kitle örgütü, siyasi kuruluş, yayın organı ve kültürel kuruluş baskına uğradı, 108 radyo ve televizyonun yayını durduruldu, toplam 3220 gün kapatma cezaları verildi. 2 radyo tamamiyle kapatılırken, 75 radyo ve televizyon uyarı aldı, 10 gazete ve dergi toplam 78 gün kapatıldı. Ayrıca 7 sivil toplum kuruluşunun da kapatıldığı bu yıl cezaevinde olan düşünce suçlularının sayısı 105 idi, yani Çiller döneminin çıraklık yılından 5 fazla. Gözaltı sayısının da Çiller’in birinci yılını neredeyse ikiye katladığı görülüyor.
2006-ÇIRAKLIK DÖNEMİ SONU: 5560 GÖZALTI, 1545 TUTUKLAMA
Erdoğan’ın çıraklık döneminin son yılı olan 2006’da gözaltılar azalırken, tutuklamaların arttığı, çatışmaların yeniden yoğunlaştığı ve polis suçlarının arttığı görülüyor. Raporlara göre 5560 kişi gözaltına alındı, bunların 1545’i tutuklandı, 44 kişi yargısız infaz edildi, toplumsal gösterilere müdahalede aşırı güç kullanımı nedeniyle 12 kişi öldü, 869 kişi yaralandı, “dur ihtarı na uymama ve silah kullanma yetkisinin ihlali nedeniyle 32 kişi öldü, 45 kişi yaralandı. Ayrıca silahlı çatışmalarda 345 kişi öldü, 321 kişi yaralandı, 708 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldı.
2006 yılı içerisinde 22 yayın hakkında toplatma kararı verilirken, 25 etkinlik yasaklandı, 3 yayın organı saldırıya uğradı, 1 internet sitesi engellendi, 5 radyo ve televizyona uyarı cezası verildi, 2 radyo ve televizyon da kapatıldı, 1 radyoya 5 kez uyarı cezası verildi. 113 dosyadan 430 kişi hakkında soruşturma açıldı.
-İKİNCİ ERDOĞAN DÖNEMİ-
2007-KALFALIK DÖNEMİ: 7197 GÖZALTI, 1440 TUTUKLAMA
AKP iktidarının kalfalık dönemi aynı zamanda polisin de kalfalık dönemine terfi ettiğini gösteriyor. Gözaltılar yeniden tırmanışa geçerken, açılan soruşturmalar ile gözaltı yerlerinin dışında işkence vakalarının artması dikkat çekiyor. Kalfalık dönemi medya ve internete sansürün yoğunlaştığı bir dönem olarak da karakter kazanıyor. Keyfi öldürme, silah kullanma yetkisinin ihlali ve dur ihtarına uymadığı gerekçeyle öldürülenler 29, yaralananlar 23 olarak kayda geçerken, gözaltında 5 ölüm yaşandı. Silahlı çatışmalarda 424 kişi hayatını kaybetti, 302 kişi yaralandı. Faili meçhul saldırılarda 42 kişi öldü, 58 kişi yaralandı, toplam 687 işkence, kötü muamele ve onur kırıcı davranış tespit edildi. Kalfalığın ilk yılında 7197 kişi gözaltına alındı, 1440 kişi tutuklandı. Ayrıca 39 etkinlik ve 48 yayın yasaklandı ya da toplatıldı, 18 dergi ve gazete bürosu polis tarafından basılırken, 13 internet sitesi de engellendi. 2007 yılında düşünceye açılan soruşturma sayısı 138 olurken, yargılanan kişi sayısı ise 558 oldu, bin 232 kişi hakkında 190 dava açıldı.
2009 -GEÇİŞ SANCILARI
Kalfalığın son yılına yaklaşırken 2009’da baskılar yeni bir boyut kazanıyor. Yerel seçimlerde DTP’nin güçlü çıkışı ardından KCK operasyon dalgasına start verildi. Aralarında belediye başkanları, insan hakları savunucuları, siyasetçiler, yöneticiler ve sendikacıların olduğu binlerce kişi gözaltına alındı ve tutuklandı. Bu operasyon dalgası arasında Kürtlere yönelik “açılım politikaları devreye girdi. Ancak aynı yılın sonlarına doğru DTP kapatıldı. PKK’nin ateşkesinden dolayı çatışmalarda ölümler azaldı ancak, polisin “dur ihtarına uymama ve silah kullanma yetkisini ihlal etmesi sonucu 36 kişi öldü, 71 kişi yaralandı. AKP özellikle 2008’den itibaren polisin ve adaleti tüm toplumsal muhalefetlere karşı en etkili silah olarak kullanmaya başladı. 2009’da 1835 işkence, kötü muamele ve onur kırıcı davranış yaşandı, 7718 kişi gözaltına alındı, 1923 kişi tutuklandı. Bu yılın en belirgin özelliklerinden biri de medya ve internete karşı uygulanan yoğun sansür ve baskı oldu. 23 etkinlik yasaklanırken, çoğunluğu Kürt orijinli 10 gazete toplam 27 kez, 7 dergi ise toplam 15 kez toplatıldı. 1 televizyonun yayını 2 kez durduruldu.11 kitap, 6 afiş, 5 pankart, 1 kitapçık yasaklandı veya toplatıldı. 11 gazete bürosu, 3 televizyon kanalı ve 2 radyo binası baskına uğrarken, 2 bin 601 internet sitesi kapatıldı.
2010 –AÇILIM DÖNEMİ: 16 BİN GÖZALTI
Kalfalığın son yılı olan 2010, hükümetin “açılım politikasını farklı adlarla kabul ettirmeye çalıştığı yıl oldu. Bunu yaparken, polis şiddeti ve baskıları üst boyutlara çıkardı. Bu dönemin en belirgin özelliklerinden birisi gazetecilere yönelik artan tutuklamalar, medya tekelinin büyümesi ve manipülasyonların yoğunluk kazanması oldu. Baskılar ve ihlallerin üzeri manipülasyonlarla örtülmeye çalışıldı. İktidar-medya ilişkisi hiç olmadığı kadar görünür hale gelirken, bu yıl içinde özellikle hükümet ile tarikat (Fethullah Gülen Cemaati) arasındaki temas da deşifre oldu. Mazlum-Der’in 2010 yılın ihlal raporuna göre yıl içinde 15 bin 976 kişi gözaltına alındı. İHD’nin raporuna göre sadece Kürt illerinde 2010 yılı içerisinde 23 bin 573 ihlal yaşandı. Aynı bölgede 3 bin 706 kişi gözaltına alındı, 987 kişi tutuklandı, 741 işkence ve kötü muamele vakası tespit edildi, toplumsal olaylara 221 müdahale gerçekleşti, 222 kişi yaralandı. İHD İstanbul Şubesi’nin yıllın raporuna göre İstanbul’da 924 kişi gözaltına alındı, 99 kişi tutuklandı, 560 kişi işkence ve kötü muamele mağduru oldu.
2010 yılında ifade özgürlüğü kapsamında 790 kişiye para cezası kesildi. Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2010’un ilk 6 ayında basın alanında açılan soruşturma sayısı 5 bini geçerken, bunların 2 bini davaya dönüştü. 100’den fazla gazeteci de hapis tehdidi altında bulunuyor. TCK’nin 285, 288. maddeleri ile TMK’den gazetecilere yüzlerce dava açıldı. Sadece Doğan Grubu’na TCK’nin 285. maddesine göre, 395 dava açılırken, “Ergenekon dışı haberlerde açılan dava sayısıysa 249 oldu. 2006 yılından bu yana 35 kez kapatılan Günlük Gazetesi’nin ise şimdiye kadar 83 kez yayınları durduruldu. Türkiye de köşe yazarları hakkında açılan davaların sayısı ise yüzlerle ifade ediliyor.
-ÜÇÜNCÜ ERDOĞAN DÖNEMİNE DOĞRU-
2011-USTALIK SİNYALLERİ: 4,5 AYDA 5 BİN GÖZALTI
12 Haziran genel seçimleri yaklaşırken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sabırsız bir şekilde “ustalık dönemine geçmeyi iple çekiyor. Ustalık dönemine geçişin sancıları mı yoksa, ustalık döneminin kazanacağı karakterin belirtileri mi bilinmez, 2011 yılının başından beri çok güçlü sinyaller var. ANF, DİHA ve Özgür Gündem’in gözaltı ve tutuklama haberlerinden oluşturduğu bilançoya göre yılın başından bu yana 5 bin dolayında kişi gözaltına alındı, yüzlercesi tutuklandı. 3 Mayıs 2011 tarihli İHD açıklamasında 57 ile 67 arasında gazetecinin tutuklu olduğuna dikkat çekildi.
Erdoğan’ın üçüncü döneminin “ustalık ya da zaman zaman dile getirdiği “başkanlık dönemi olmasını arzuluyor. Erdoğan çıraklık ve kalfalık dönemi olarak ifade ettiği 9 yıllık iktidarında oluşturduğu bu bilançonun izlerini nasıl ortadan kaldıracak bilinmez ama bu bilanço AKP iktidarını gittiği her yerde bir gölge gibi takip edecek ve yaralar sarılmazsa onu mutlaka yakalayacak.-ANF
Maxime Azadi
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info