14 Şubat 2012 Salı Saat 08:01
Alternatif tıpta önde gelen bazı öğretilere kısaca bakalım. Ayurveda, Yoga, Meditasyon, Taiçi Çuan gibi Doğu ve Uzakdoğu öğretilerinin amacı beden ve zihin arasında uyumu yakalayarak sağlık kazandırmaktır.
AYURVEDA
Aorveda (Aroma Terapi) Hindistan’da bir sağlık felsefesi ve yaşam biçimidir. Aoryo: yaşam Vera: bilinç anlamında olup bilinçli yaşamı ifade eder.
Hindistan kökenli 5 bin yıllık komple bir tıp sistemi olan ‘ayurveda’da tedaviden daha çok insan sağlığını korumak önem taşıyor. 5 bin yıl öncesinin Hindistan’ına dayanan, bilinen en eski tıp sistemlerinden biridir. Ayur (yaşam) ve veda (bilgi) sözcüklerinden türeyen ayurveda, masaj, bitkilerle tedavi ve meditasyon gibi birçok yöntemi içinde barındırıyor. Ortadoğu’da da uygulanıyor. Çiçeklerdeki pozitif enerji insana aktarılıyor. Bazı ağaçların dalları da bu amaçla kullanılıyor.
Beden ve zihni bir bütün olarak algılayan ayurvedada, tedaviden çok sağlığı korumak ön plandadır. Beslenme biçimleri, bitki çayları, bitkisel ilaçlar, baharat karışımları, meditasyon,
yoga hareketleri, masajlar, nabız teşhisi gibi tedavilerle ilgilenir. Hava, su ve besinlerle aldığımız, stresle vücudumuzda biriken toksinler hastalıklara zemin hazırlıyor. Ayurveda yöntemleriyle sağlık için tehdit oluşturan zararlı atıklar bedenden uzaklaştırılıyor. Bitki buharlarıyla ve şifalı özlerle karıştırılmış yağlarla yapılan masajlar sonucu yumuşatılan toksinler(vücuttaki zehirli, zararlı maddeler) bu sağlık kürüyle vücuttan atılıyor. Birkaç hafta süren kür(diyet, oruç, rejim) sonucunda dolaşım ve sindirim sistemi ile metabolizma güçleniyor. Kanseri önleme, kanser tedavisi, parkinson, akne, depresyon, diyabet, hepatit, yüksek kolesterol, hipertansiyon, hazımsızlık ve enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Sağlığın korunmasında, teşhis ve tedavide hayli önemli etkisi vardır.
SAVUNMA SANATI TAİ-Çİ ÇUAN
Taiçi çuan, kökleri 5 bin yıl öncesine dayanan bir sağlık yöntemidir. Aynı zamanda yumuşak ve dirençsiz olanın, sert ve dirençli olanı yenmesi ilkesi üzerine kurulu bir savunma sanatıdır. ‘Taiçi’ yaşamın en yüce soluğu, ‘çuan’ ise sıralı hareketler ya da yumruk anlamına geliyor ve temelde, yaşam enerjisini yoğunlaştırmayı ve tüm bedende yaymayı öğretiyor. Ruh savaşıdır(kendi ruhuna karşı).
Bu sanatta tempolu çalışma ve yorgunluk söz konusu olmadığı gibi, her yaştan insanın yapabileceği hareketler içeriyor. Taiçi klasiklerinde şöyle denilir Taiçi savaşçısının yapması gereken, rakibiyle bir olmak. Çünkü bu sayede rakip kendi gücüyle alt edilebilir.
Taiçi çuan, ruh-zihin-beden bütünlüğü üzerine kuruludur. Zihni dinlendiriyor, beynin iki küresini işbirliği haline sokarak dikkat ve yoğunlaşma yeteneğini artırıyor. Merkezi sinir sistemini etkin hale getiriyor. Çeşitli duruş bozukluklarını düzeltiyor, karaciğer, mide ve bağırsakları kuvvetlendiriyor. Dolaşım sistemi düzensizliklerini yok ederek kalbi kuvvetlendiriyor ve kemikleri güçlendiriyor. Düzenli çalışıldığında ise stres, baş ağrısı, baş dönmesi, uykusuzluk, eklem katılaşması ve yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklara iyi geliyor.
YOGA
Son dönemin ‘moda’ akımlarından biri haline gelen yoga, aslında modalardan, trendlerden, fiziksel çevrenin tüm tanımlarından arınmış bir asıl benliğe varma yoludur. Binlerce yıl önce Hindistan’da gelişen bu felsefe, bir dizi hareketten oluşan bir çeşit spor ya da bir din değil, bir yaşam bilimi olarak ortaya çıktı. Yoga kelimesinin anlamı, ‘uyumsuz giden iki şeyin arasında bir uyum sağlayıp doğru yolu tutturmak’ demektir. Yoga öğretisinin amacı da sanıldığı gibi bir tanrıya, ya da Nirvana’ya ulaşmak değil. Yoga, bedeni, ruhu ve zihni tamamen eğiten, huzur veren ve kişinin kendini tanımasını, dengede tutmasını sağlayan dünyadaki en eski kişisel gelişim metodudur. Yoga felsefesine göre çektiğimiz anlamsız acılar yoga sayesinde yerini evrensel uyuma bırakır. Günümüzün getirdiği gerginliği gidermek için birebir olan bu yöntemi ve felsefeyi uygulayan kişiye de ‘yogi’ deniliyor.
Çeşitli türleri olan yoga esnasında kalp ritmi düzene giriyor. Kan dolaşımına yardımcı olan, hastalıklara karşı savaşan alyuvarların vücuda dağılmasını sağlayan lenf sistemi yogadan olumlu etkileniyor. Uzmanlar yoganın kadınlarda menopoz sonrası semptomlar üzerinde de yararlı olduğunu söylüyor. Stresi azaltan yoga, konsantrasyonu yükseltmeye de yardımcıdır.
Uzmanlar yoganın belirli hastalıkları iyileştirme amaçlı değil, sağlıklı bedeni korumak için günlük yaşam içerisinde uygulanmasını tavsiye ediyor. Yoga tekniklerinin yanlış ve bilinçsiz uygulanması, beyin, omurilik, ciğerler ve hatta kalbe zarar verebilir. Bir yoga öğrencisinin başlangıçta ağır çalışmalardan kaçınması gerekir. Çocuklarda yogaya başlama yaşı olarak sekiz ve üstü öneriliyor. Ancak nefes tekniklerinin 12 yaşından sonra uygulanması tavsiye ediliyor. Yoga yapılacak yerin iyi havalandırılmış ve gürültüden uzak olması gerek. Yoga çalışmaları asla dolu mideyle yapılmamalıdır. Yoga sistemi vejetaryen beslenmeyi öngörse de bu şart koşulmuyor. Ancak gereğinden fazla yememek gerek. Yogada belirli bir gelişim sağlayabilmek için düzenli çalışma öneriliyor.
Kanser veya kalp hastalığı gibi kronik hastalığı olan hastaların, eklem ve kasları devreye sokan bu hareketleri uygulamadan önce mutlaka doktorlarına danışmaları gereklidir. Yoga, ayrıca diyet ve egzersiz sayesinde kolesterol seviyelerinin düşürülmesinde de etkili olabiliyor. Kanser hastaları yogayla kendini daha iyi hissediyor.
KÖKLER:
Yoga, bir sanat ve bilim olarak yolunda yapılan hiçbir çabanın boş olmadığı, kişinin tam bir bilinç içinde evrenle bütünleşerek yaşaması yoludur.
Yoga bir din değildir, dogmatik değildir, tüm dinler, inançlar kişinin rengi, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun herkes içindir, tüm insanlığa ait bir felsefedir. Düzenli olarak yapılan Yoga çalışmaları kişinin bir şifa aracı olması, kişisel değişime, kişinin, başkalarını da dikkate alarak kalbin ve zihnin açılması yolu ile varlığın yüceltilmesi ve üstün öz değerlerine ulaşması mümkündür.
Milat’tan yaklaşık 2000 yıl önce İndus havzasında gelişmiş bir toplum yaşamaktaydı. Yoga çalışmalarına ait ilk belirtiler M.Ö: 5000 ile 1200 arasına rastlar. Eski yerleşim merkezleri olan Mojendro-Daro (Kuzey Hindistan’da) ve Harappa (şu an Pakistan sınırları içinde) bölgelerinde yapılan kazılarda Yoga pozları uygulayan kişiler kazınmış taş tabletler bulunmuştur.
YOGA tüm kültürlere, inançlara, ırklara saygı içerisinde olarak bireysel içyapının (mikrokozmos), evren (makrokozmos) ile tüm seviyelerde ve tam olarak birleşmesidir.
YOGA günümüzün insanlık dertleri olan günlük gerilim, stres, sinirsel sıkıntılar, bedensel dinçliğin azalması, erken yaşlanma, hafıza problemleri vb. daha pek çok olumsuzlukları alt edebilmede kesin bir yoldur. İşin güzel yanı kişi sorunu bizzat kendisi halleder. Bu da uygulayıcıya kendine güven ve üstün seviyedeki kabiliyetlerinin farkındalığını getirir. Günümüzde pek çok olimpiyat takımı ve özellikle astronot ekipleri yogayı uygularlar.
Düzenli olarak uygulanan YOGA çalışmaları ile vücutta bulunan gereksiz yağ vs. gibi dokular ortadan kalkar, bedensel ağırlık o vücudun ihtiyacı kadar olur.
PLATES
1800’lerde Almanya’da ortaya çıkıyor. Fizyo terapide önemli bir yöntem olarak kullanılıyor. Kasları omurgayı rahatlatıyor, yoganın tüm yöntemlerini kapsıyor. Dik durmayı, güçlü nefes almayı ayakları, gözleri rahat koordine etmeyi sağlıyor. Ense ve sırttaki ağrıları gideriyor. Herkes bunları yapamaz. Fiziksel sorunları olanlar zorlanırlar, o yüzden tavsiye edilmez.
Pilates metodu, çekirdek kas gücü, kas kontrolü, duruş, esneklik, koordinasyon, güç ve bedensel dayanıklılığı geliştiren bir kondisyon programıdır. Hareket kolaylığı için dengeli kas yapısını ön plana çıkarır. Zihinsel farkındalığı, fiziksel hareket ve egzersizle birleştirerek bedeni “içten dışa çalıştırır. Pilates, bedendeki güçsüz bölgeleri güçlendirerek ve yanlış alışkanlıkları düzelterek kas dengesi sağlar ve bedeni yeniden yapılandırır. Sağlam eklemler ve güçlü bir sırta sahip olmayı sağlar.
Pilates metodunun temel prensipleri insan bedeninin tek ve birbiriyle bağlantılı birimlerden oluştuğunun farkına varılmasını sağlamak(böylece bedensel ve zihinsel farkındalığı geliştirmek), duruş ve nefesi iyileştirmek ve hareketin verimliliğini artırmak şeklinde özetlenebilir.
Metodun bir özelliği de tüm bu egzersizlerin akciğerler ve kalp üzerine aşırı bir baskı uygulanmadan gerçekleştirilmesidir Her bir egzersiz yöneldiği kasları uzatmak ve güçlendirmek için tasarlanmıştır böylece eklemler açılır ve kas gerilimleri yok edilir. Her bir egzersiz için geliştirilmiş özel nefes teknikleri, bedendeki enerjinin bu bölgelere gönderilmesine yardım ederken bedenin geri kalanının rahatlamasını sağlar.
Tekrar yogaya dönersek,
6-7 yoga çeşidi var. Dünyanın her tarafında uygulanan Heite denen yoga çeşidi vardır. Bu yoga çeşidi dünyadan uzaklaşma yogasıdır. Diğer yogalardan farklıdır.
Yoga ile çakralarımızı kontrol ediyoruz, gevşiyoruz. Boğazımızdaki ve vücudumuzdaki enerjiyi dengeliyoruz. Yogadan önce meditasyon yapılsa daha iyidir. Yemekten 2 saat sonra yapılabilir.
Yoga yerde yapılır. Limiti yok. İnsanın içinde bulunduğu duruma bağlıdır. Derin nefes alma teknikleriyle rahatlatır. Örneğin, önce burnun bir deliği başparmakla kapatılır. 5-6 nefes alınır, daha sonra diğer delikten alınır. Yavaş yavaş nefes alınır(Gripseniz bu tekniği yapmayın). Derin bir nefes alın ve bir deliği kapatın. Kendinizi sıkmadan yavaşça nefes alın. Nefes alırken neler hissettiğinizi sorun kendinize. Yoga ve meditasyon, insanın kendi vücudunun farkına varması, insanın kendine güvenini geliştiriyor. Yoga, vücudu ve nefesimizi kontrol etmemizi sağlıyor. Derin nefes aldığımızda vücut enerji depoluyor. Yogayı herkes yapabilir. Yoga meditasyon için iyi bir tekniktir.
MEDİTASYON (DERİN DÜŞÜNME)
Meditasyon denildiğinde genellikle gözümüzün önünde, dağın tepesinde ya da gün doğumuna, günbatımına doğru bağdaş kurmuş bir insan oturmaktadır. Hayatın bilgisine ulaşmayı hayatın içinde aramakla bulunulacağına inanır meditasyon yapan bilgeler.
Uzakdoğu kültürünün gizemli bir parçası olarak görülen meditasyonun kelime anlamı, “bir şey üzerinde derin ve kapsamlı olarak düşünmek tir. Meditasyon yapan kişi düşünceler karmaşasından sıyrılır, tek bir noktaya odaklanarak dinlenme ve rahatlama sağlar.
Meditasyon doğadan esinlenmiştir. İnsanın doğayla olan bağını güçlendirir, kendisini evrene ait hissetmesini sağlar. Bir kuşun sesi, bir maymunun bağırışı, rüzgârın getirdiği sesler, doğan güneş, dağlar, ağaçlar, taşlar, geniş düzlükler ve daha çokça sıralayabileceğimiz doğa ortamları meditasyona esin kaynağı, bütünleşme, derinleşme kaynağı olmuştur. Bir nevi doğanın kendi ahengi içendeki iletişimidir.
Toprak, su, ateş, hava yaşamın temel elementleridir. Su içinde (ayaklar ya da tüm vücut suyun içinde) meditasyon yapılır. Ateş kenarında, ateş sesi eşliğinde meditasyon yapılır. Rüzgârın sesi eşliğinde meditasyon yapılır. Rüzgâr doğada birçok sesi taşır. O seslere varılır.
Meditasyon esnasına geçirilen evreler şöyledir:
zihin: Günlük yaşamda zihin farklı düşünce ve uyaranların etkisinde. Duygusal ve fiziksel reaksiyonlar yoluyla bir düşünceden diğerine geçişler olur.
Konsantrasyon halindeki zihin: Bu meditasyonun ilk aşamasıdır. Ana fikir dikkati tamamen bir nesne ya da bir düşünceye yöneltip, bu odaklanmadan sapmamayı başarmak.
Meditasyon halindeki zihin: Meditasyonun bu aşamasında dikkat tek yerde toplanmıştır.
Düşünce halindeki zihin: Bu noktada odaklanılan nesne, zihinle bir olur. Genellikle kendini kainatın geri kalanından ayrı gören insan, bu aşamada evrenin, onun bir parçası olmanın ve onunla bir olmanın bilincine varır. Zihin karmaşadan arınır.
Şimdi eğer isterseniz bir kaç uygulamalı tekniğe geçelim. Bu teknikleri uygulamanızda fayda var. Hazırsanız başlıyoruz.
Yedi esas çakra (vücudumuzun enerji bölgeleri) var demiştik. Bu çakralarla meditasyon yapacağız. Egzersizler esnasında hisler ve duygular önemlidir. İlk yaptığınızda rahat olamayabilirsiniz. Daha sessiz ve kendi başınıza olduğunuzda daha iyi sonuçlar alabilirsiniz. Meditasyon esnasında boğazınızda veya vücudunuzun başka bir yerinde sıkıntılar olabilir. Sorunun ne olduğunu siz bulabilirsiniz. Uzanarak da yapılabilir. Önemli olan derin nefes almak, alınan kadar verebilmektir. Bir de dik oturmalısınız.
1- Birinci çakra tam yerde(kuyruk sokumu). Ayaklar tam temas yerde, eller gevşek ve açık, derin nefes alıyoruz. Acele etmeyin ve gevşeyin.
2- Ellerinizi ikinci çakraya koyun (göbeğin alt kısmı). Derin nefes alıyoruz, konsantreyiz, eller karın üzerinde, o bölümü hissetmeye çalışıyoruz. Yavaşça üçüncü çakraya (göğüs altı, güneş sembolü)geçiyoruz.
3- Derin nefes alıyoruz. Ellerimizi güneşin üzerine koyuyoruz. Güneşin bölgesi olduğu için güneşi (sarı rengi) düşünmeye çalışıyoruz. Sonra dördüncü çakraya kalbimizin üzerine gidiyoruz.
4- Ve beşinci çakraya geçiyoruz. Boğazımızı ellerimizle tutuyoruz. Aynı şekilde hissediyoruz. Konsantre oluyoruz.
5- Altıncı çakraya alnımızın üzerine ellerimizi koyuyoruz.
6- Son olarak yedinci çakraya kafamıza konsantre oluyoruz. Ellerimizi kafamızın üstüne koyuyoruz.
Tekrar yavaşça eller yerde, yukarı doğru, açık. Derin bir nefes alıp, oksijenin bütün vücudunuza yayılmasını sağlayın. Ve gözlerinizi açıyorsunuz. Kafanız rahat değilse çakraları hissetmezsiniz. Tamamen gevşemeye çalışın. Örneğin, eller kalpteyken rahat değilseniz ya aşırı ya da çok az sevgi veriyorsunuzdur. Orada bir problem var demektir. Meditasyon yapılırken aroma terapiden de yararlanabilirsiniz. Direk çiçeklerle de aroma terapi yapılabilir. Önemli olan çiçeklerin kokusuyla enerjilerini solumak, enerjilerini almaktır.
Meditasyon ile rahatlıyor, kendinizin ve çevrenizin düşünce ve acılarının ve sevinçlerinizin farkına varıyorsunuz. Birçokları meditasyonu, kendini kaybetme ve ruhsal dünyada gezinti olarak algılıyorlar. Bu tür meditasyon egzersizleri daha çok dini amaçlı yapılıyor. Ama bizim yaptığımız kendimizi rahatlatmak içindir. Bu yöntemle dünyada kalıyor ve fark ediyorsunuz.
Az önce yaptığımız egzersizler çakralarla ilgiliydi. Şimdi yapacağımız, oturarak yapılıyor. Oturarak yoğunlaşıyorsunuz. Kafanızı, ayağınızı, organlarınızı hissetmeye çalışın. Nefes alış verişte vücudunuzun var olduğunu hissediyor, imajınızı güçlendiriyorsunuz. Bu egzersizler günlük yapılabilir, yerde ya da sandalyede oturulabilirsiniz. Meditasyon insanın kendine yakınlaşması demektir. Tek tek organları hissedin (kulak, boyun, kalp, göz, dudak, gözler, bel)
Oturarak yaptığınız meditasyonu son olarak derin bir nefes alıp vererek gözlerinizi açın ve bitirin. Neler hissettiğinizi, yeni fark ettiğiniz şeyleri anlatın kendinize. Vücudunuzda nerelerin ağrıdığını tespit edin. Örneğin belinizde ağrı hissetmeniz kötü değildir. Bu ağrı hissi, belinizi zorlamanız gerektiğinin işaretini veriyor. Beliniz üzerinde yoğunlaşıp imaj oluşturduğunuzda, doğru oturduğunuzda bu ağrılar azalır ya da geçer. Böyle bir yoğunlaşmada ağrıyan belin iyileşmesinin sinyalini veriyorsunuz beyne.
Meditasyon yaparken kan dolaşımı hızlandığı için terleme olur.
Son bir uygulama daha yapalım. Şimdi tamamen çiçekleri hayal edeceğiz. Hayal gücünüzü güçlendiricidir. Gevşeme için, konsantrasyon için, çiçekleri hayal etmelisiniz. Bu da konsantreyi güçlendiriyor.
Başlıyoruz.
Dik durun. Kendiniz için rahat bir pozisyon yakalayın. Omuzları rahat bırakın, ense dik olsun, derin bir nefes alın. Tekrar bir nefes daha. Şimdi gözlerinizi kapatın. 3 defa derin nefes alın. Nefesinize konsantre olun. Oturduğunuz yeri, toprağı hissedin. Ellerinizi karın bölgesine bırakın. Yavaş yavaş nefes alın. Göğsünüze, kalbinize konsantre olun. Yavaş yavaş nefes alın. Boğazınıza konsantre olun şimdi. Yavaş yavaş nefes alın. Sırtınıza konsantre olun. Belki biraz acı hissedeceksiniz ama yine de konsantre olun. Şimdi yüzünüze konsantre olun. Ağzınıza, burnunuza, kulaklarınıza ve gözlerinize. Ve tekrar rahat bırakın kendinizi. Bir gülü hayal edin. Kırmızı olsun. Sadece bir gül. Yalnız bir gülü hayal edin. Yeşil çimlerin içinde yalnız bir gül. Şimdi de bir kelebek görüyorsunuz. Çok yakından görüyorsunuz. Şimdi tekrar hayalinize konsantre olun. Sonra tekrar güle dönün. Şimdi de ağaçları görüyorsunuz. Ağacın yapraklarını görüyorsunuz. Şimdi yine gülü hayal edin. Kuş seslerini duyuyorsunuz. Kuşlar şarkı söylüyor. Şimdi tekrar güle konsantre olun. Gülün kırmızılığını çok yakından görüyorsunuz. Çiçeklerini ve gülün yapraklarını, sapını görüyorsunuz, dallarını, saplardaki lifleri damarları yakından görüyorsunuz. Çimlerin içindeki gülü görün. Gülün kokusunu almaya çalışın. Koklamaya çalışın. Şimdi tekrar yüzünüze konsantre olmaya çalışın. Kulaklarınızı, gözlerinizi, burnunuzu, ağzınızı hissedin. Tekrar sırtınıza konsantre olun. Boğazınızı hissedin. Kalbinizi hissedin. Tekrar bel kısmınıza konsantre olun. Zeminle kaynaştığınızda tekrar konsantre olun. Derin bir nefes alın ve gözlerinizi açın.
Meditasyonu her gün 10 dakikalık süreyle uygulayabilirsiniz. Ne kadar süreyle yapacağınıza ne zaman yapacağınıza ve hangi konular üzerine konsantre olacağınıza kendiniz karar verin. Başlangıçta konsantre sorunları yaşanabilir. Doğada, kendinizi rahat hissettiğiniz pozisyonlarda yapabilirsiniz. Zamanla bedeninizi nasıl rahatlattığını, düşünce ve ruh dünyanızın gerginliklerini nasıl gevşettiğini kendiniz göreceksiniz.
Pelîn Dîcle
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info