Her devrimci gelişme öz gücüne dayanarak gerçekleşir. Özgüç; varlığın kendi dinamikleriyle gelişmesi demektir. Birinci Doğada olduğu gibi toplumsal doğada da bütün olay ve gelişmeler basitten karmaşığa, alttan üste, az olandan çok olana, nicelden niteliğe doğru iç dinamikleriyle sürekli devinim halinde yenilenme ve ilerleme sağlar. Tüm devrimler, önderliksel çıkışlar, bilimsel keşifler ve icatlar kendine güven ve öz güce dayanarak vuku bulmuştur. İnsan rasyonel düşündükçe kendine güvenmiş ve yeni gelişmelerin kapısını aralamıştır. Bireysel ve toplumsal anlamda öz gücüne dayanmayan toplumsal hareketler veya kişiler amaçlarına ulaşmada başarılı olamamışlardır. Tüm başlangıçların ve ilklerin dayanağı irade denilen varlığın kendindeki öz güçtür.
İrade; somut seçenekler arasında bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü ve bunu pratikleştirme ısrarıdır. İnsanın amacına göre özgürce seçimde bulunup bunu gerçekleştirme bilinci ve sorumluluğudur. Diğer yandan irade; düşüncede ve pratikte gerçekleştirilen eylemlerin sonuçlarını göğüsleyebilmektir.
Devrimci İrade, toplumsal sorumluluklar üstlenerek karar alma, kararlar doğrultusunda mücadele etme, bu uğurda her türlü zorluğa dayanma ve başarıya ulaşmanın azim ve kararlılığıdır. Bir işe karar vermek ayrı, o kararı hayata geçirmek ayrıdır. Devrimci iradenin özelliği; teori ile pratiği bütünlük içinde gerçekleştirmedir. Özü ve sözü bir olmak deyimi daha fazla devrimci iradeye uyarlanabilir. Devrimci irade ancak gerçek sosyalist kişiliklerde açığa çıkar. Kendine güvensiz, bastırılmış, düşünce anlamında özgürleşmemiş, sisteme karşı baş kaldırmamış, örgütsüz zayıf kişiliklerde irade gelişmez. Kapitalizmin özel mülkiyetçi bireyci yaşam felsefesini benimsemiş tutarsız, ilkesiz kişiliklerde bir irade olmaz. Kendi hakikatine yabancılaşmış, başkalarına bağlanmış kişiliklerin özgür iradesi ve eylemi de olamaz. Çünkü irade en başta tutarlılıktır, ahlaki ilke ve ölçüdür.
Devrimciler, kendilerine, örgütlü güçlerine ve dayandığı toplumsal kesimlere güvenerek dünyayı değiştirmek isteyen öncü insanlardır. Bir devrimci için öz güveni oluşturan hususlar; ideolojik amaç, insanlığa duyulan sevgi, adalet, eşitlik ve özgürlük düşüncesidir. Devrimci kişi görev gereği tek başına kalabilir, düşman içinde çalışma yürütebilir, çok zor koşullarda bulunabilir. Esir düşüp düşmanla yüz yüze gelebilir. Bu durumda belirleyici olan öz güven ve iradesi olacaktır. Bu koşullarda düşman karşısında devrimci irade bir orduya dönüşecektir. İki düşman gücün çarpışması gerçekleşecektir. İki ideoloji, iki irade, iki dünya görüşü, iki ahlak ve iki sistem çatışması yaşanacaktır. Zindanlar bunun en çarpıcı alanıdırlar. İdeoloji yani düşünce gücü sadece öznel bir üstyapı kurumu değildir, aynı zamanda ahlaki ve politik bir iradedir. Devrimci irade; ideolojik, politik, ahlaki, entelektüel ve askeri gücün oluşturduğu toplumsal ve örgütsel güçtür. İdeoloji yaşamsallaşmış düşünceler bütünüdür. Devrimci iradenin kaynağında ideoloji ve ahlak vardır. Sosyalist ahlak ve kültür devrimci iradenin merkezidir. Bir devrimcinin büyük savaşı iradenin büyüğüyle ölçüttür. İrade ne denli güçlüyse mücadelede o ölçüde büyük olur. ‘’Yüksek bir irade gücü olmadan güçlü bir devrimci yürüyüşü olamaz. Düşman hızı karşısında yapacağını yürüyüşte arkanızda mutlak bir yerde sizi tutup düşürebilirler. Bunu tek yolu düşmanın asla ulaşamayacağı irade güçlerine ulaşmaktır. (Önderlik)
DEVRİMCİ İRADE ÖZ GÜVEN VE ÖZ GÜCE DAYANMADIR
Devrimci Hareketler veya kişiler çevresinde bulunan güçlerden taktik gereği farklı şekillerde yararlanırlar. Ama onlara bağlanmazlar ve onlara yaslanmazlar. Devrimci hareketler kendi öz güçlerini esas alırlar. Önderliğimiz ve Partimiz PKK bütün iç ve dış saldırılara rağmen eğer ayakta kalmış ve bu günlere gelmişse bu öz gücüne dayandığı içindir. Öz gücüne dayanmayan nicelik olarak çok büyük örgütsel yapılar dayandıkları dış güçler ortadan kalkınca kendileri de dağılmaktan kurtulamamışlardır. Dünyanın farklı güçlerinden çeşitli açılardan faydalanabiliriz, fakat ideolojik ilkelerimiz bizim için her zaman belirleyicidir. Paradigmasal yaklaşım esastır. Bunun için dost ve düşman olgusunu doğru tanımlamak gerekir. Politik esneklik ile ideolojik ilkesel katılığı uygulamasını bilmeliyiz. Bunlar olmazsa yönlendirme, bağlanma, etkiye girme olabilir. Bizi ayakta tutan ve iradi gücümüzü oluşturan ideolojimizdir.
Öz güce güvenme sadece devrimci bireyi bağlayan bir husus değildir ve toplumsal örgütlenmeyi de kapsamaktadır. Devrimci Hareket olarak toplumsal öz güven kaynaklarımızı geliştirmek öncelikle görevimiz olmaktadır. Ezilen halkımızın ve halkların öz gücünü ortaya çıkartmak, kendilerine öz güveni sağlamak, bağımlılıktan kurtarıp özgürleştirmek ve demokratik sisteme kavuşturmak asli görevlerimizin başında gelmektedir. Toplumu fiziki ve kültürel soykırım kıskacına alınmış devrimci hareketin ilk işi kendi toplumunun öz güvenini ve iradesini ortaya çıkartmaktır. Toplumsal kimliği açığa çıkartmak ve kendini tanır hale getirmek iradeleşmenin ilk koşuludur.
Öz güce dayanma sadece örgütlenme açısından değil ideolojide ve yöntem açısından da önemlidir. Dayanma olgusu hem düşünsel hem de yöntem açısından olmalıdır. Yöntem bakımından öz toplumsal güce dayanmayan örgütsel yapılar büyük bedel ve emekler verseler de mücadelede sonuç alamazlar ve savrulmayı yaşayabilirler. Öz güce dayanmamak karşı olunduğu söylenen sisteme entegre olmaya götürebilir. Dağılan Reel sosyalizm bunun çarpıcı bir örneğidir. Önderliğin; ‘’Düşüncesi bizim olmayanın eylemi de bizim olmaz’’ belirlemesi öz gücüne, öz kimliğe dayanmayan bunu özümsemeyen kişinin eninde sonunda bize ters düşeceğini ortaya koymaktadır. Öz güven ve öz güce dayanmayı paradigmasal olarak ele almalıyız. Dayandığımız toplumsal paradigmayı doğru anlamaz ve temsil etmezsek devrimci görevlerimizi başarılı bir şekilde yerine getiremeyiz. Mücadele içindeki çalışma alanlarımız farklı olabilir, fakat yaptığımız tüm işler paradigmamıza hizmet etmelidir ve ortak iradede birleşmelidir. Amaç-araç ilişkisini doğru kurmadan öz gücü temsil edemeyiz. Öz güç ve dayanak noktamız Ahlaki ve Politik toplum gerçekliğidir. Bu bizim demokratik toplumsal irademizdir. Toplumsal irade kendini en üst düzeyde Önderlikte, Şehitlerde ve Partide somutlaştırmaktadır. Dolayısıyla Önderliği, şehitleri ve Partiyi tam anlamadan, özümsemeden ve kendi kişiliğimizde ideolojik güç düzeyine getirmeden yapacağımız her işte mutlaka bir eksiklik ve boşluk yaşanacaktır. Önderliğe ve Partiye doğru katılım demokratik toplumsal iradeye doğru katılmaktır. Genel irademiz Önderliğimiz ve örgütlülüğümüzdür. Eğer örgüte ve mücadeleye katılımımız zayıfsa, bu genel iradeye katılımımızın zayıf olduğunu göstermektedir. Çünkü; ‘’İrade örgüttür, irade Önderliktir, irade savaşım gücü, savaşma azmidir, savaş kararlılığıdır ve hedefe kilitlenerek sonuna kadar yürüme gücüdür.’’ (Önderlik)
APOCU DEVRİMCİ İRADE YENİLMEZDİR
İrade bir devrimciyi gerçek devrimci yapan güçtür. Çünkü irade; olabilecek ile olmayacakları birbirinde ayırarak ona göre tutum almaktır. Özgür insan benimsediği temel toplumsal değerler dışında dış dayatmalara boyun eğmeyen insandır. Devrimci irade mücadelenin her alanında belirleyicidir. İrade devrimci kişinin en önemli özelliklerindendir. Çünkü öz gücünü yaratamamış, kendine güvenmeyen, kendine hakim olmayan bir kişi düşmanına da hakim olamaz ve ona karşı mücadele yürütemez. Önderliğin tabiriyle; ‘’kendini yönetirsen, dünyayı yönetecek gücü bulabilirsin.’’
Devrimci irade; bilinç, bağlılık, cesaret ve kendine güvenle bağlantılıdır. Devrimci irade; düşmana karşı duyulan kin, öfke ve intikam duygularıyla sürekli isyan halinde olmaktır. İradeyi keskinleştiren ve kendine hakimiyeti sağlayan esas kaynak ahlaki ve manevi değerlerdir. Bir insanı dayanıklı kılan onun inandığı ve uğruna canını adadığı ütopya, amaç ve toplumsal değerlerdir. İdeolojik netliği sağlamış ve büyük amacı olan sosyalist insan kendine güvenen, kendine hakim olan iradeli insandır. Devrimcilerdeki dayanma gücü ideolojik iradi güçtür. PKK’de ki devrimci iradenin kaynağı; Önderliğe, şehitlere, yoldaşlara, halka ve insanlığa olan sınırsız bağlılıktır. Devrimcinin her sözü bir irade beyanıdır. Verilen sözler, üstlenilen görevler ve taşınan sorumluluklar devrimci kişi için öz güven ve iradeyi ifade eder.
Devrimciler, büyük ütopyalarıyla, büyük amaçlarıyla, ideolojik bilinçleriyle, büyük bağlılıklarıyla ve büyük adanmışlıklarıyla şekillendirdikleri iradelerinin kırılmaz ve yenilmez olduğunu en zorlu savaş ve işkenceli zindan koşullarında kanıtlamışlardır. Tarih boyunca sömürgeci sistemler her türlü aracı kullanmasına rağmen devrimci iradeye hükmedememişlerdir. İradesi güçlü ve zapt edilmez olan devrimci kişilikler fiziken katledilse de iradi ve düşünsel olarak yok edilememiştir. İnsan, düşüncelerine ve bağlandığı davaya sıkıca bağlıysa ve bu uğurda bütün zorluklara dayanıyorsa bu inançtan vazgeçirilmesi mümkün değildir. Böylesi bir iradeyi yenecek bir güç veya bir yöntem bulunamamıştır. Sömürgeci güçlere karşı devrimcilerin iradeleri ne kadar sağlam ve güçlüyse; eylemleri ve duruşları da o denli güçlü olmuştur. İRADENİN ZAFERİ denilen şey tamda budur. Parti tarihimizde mihenk taşları olan ve Türk devletinin 12 Eylül faşist askeri cuntasına karşı zindan direnişine öncülük eden Mazlumlar, Dörtler, Kemaller, Hayriler, Sakineler ve bu çizgide direnen binlerce yoldaşımız böylesi bir devrimci iradeyi ortaya koymuşlardır. 14 Temmuz Büyük Zindan Direnişi APOCU İradenin yenilmezliğini ve zaferini dost-düşman herkese göstermiştir. Bu büyük şehitlerin iradesi sadece kendi dönemine damgasını vurmamış, direniş ve mücadelenin ilke ve ölçülerini belirlemiştir. Her yurtsever Kürt insanının, PKK kadro ve militanının edinmesi gereken devrimci ölçüleri de ortaya koymuştur. Agit, Bêrîtan, Zilan ve on binlerce fedai arkadaş aynı devrimci irade ile mücadele tarihimizde rolünü layıkıyla oynamıştır. 15 Ağustos Gerilla Atılımı binlerce yıldır bastırılmaya çalışılan ve yok sayılan Özgür Kürt iradesinin PKK öncülüğünde Egîd’çe isyana kalkışını ifade eder. Gerilla Kürt halkının öz savunma gücü ve iradesidir.
DEVRİMCİ İRADE AMACA BAĞLILIKLA VE İDEOLOJİK EĞİTİMLE GELİŞİR
Devrimci kişilik hem sistemden edindiği yetmezliklerine hem de düşmanına karşı yenilmeyen bir iradeye sahip olmalıdır. Zayıflıklarını düşmanının kullandığı bir zaaf olmaktan çıkaramayan kişi devrimci iradeyi geliştiremez. Devrimci irade devrimciyi her koşulda düşmana karşı ayakta tutacak, amaçlarına bağlı kılacak ve yürütecek güçtür. İradenin devamlılığı için sürekli ideolojik eğitimle, entelektüel birikimle ve manevi değerlerle beslenmesi gerekir. İdeolojik bilinçten yoksun kaba direnişin etkisi ve belirleyiciliği ancak bir noktaya kadar olabilir. Önderlik: ‘’En büyük gelişme iradeye hakimiyettir. İradene ne kadar sahip çıkabilirsen o kadar büyürsün ve gelişirsin’’ demektedir.
Devrimci irade, ideolojiyle şekillenir ve eğitimle gelişir. Zihinsel aydınlanma ve bilinç ne kadar yetkinleşirse, amaç ne kadar büyükse iradede o kadar büyük olur. Aşk düzeyinde amaçla bütünleşen bağlılık büyük bir tutku şeklinde enerjiye dönüşür. Parti ve Örgüt gücüyle, demokratik yaşamda, ilişkilerde ve savaş tarzında yaşamsallaşır. Düşmana karşı duruşta ve eylemde somutlaşır. Ulaşmak istedikleri büyük özgürlük ütopyaları ve amaçları olmayanların çalışma ve çabalama zevkleri az olduğu gibi mücadele etme hırsları, tutkuları ve iradeleri de zayıf olur. Bilinç ve sorumluluk olmadan irade gerçekleşmez. İrade; yüksek bilinçle görev ve sorumluluklar yüklenerek mücadelenin her aşamasında sonuna kadar yürüme kararlılığı demektir. Devrimci irade kişinin kendine hakimiyet sağlaması ve hakikate göre yaşamasıdır. Devrimci irade kişinin kendi sorumluluklarını bilince çıkararak yaşamını ve mücadelesini büyük amacına, bu amaca ulaşmak için örgüt ve savaş disiplinine göre hareket etmesidir. Düşüncede, duyguda ve yaşamda kendini inandığı ideolojiye göre donatması ve kontrol etmesidir. Ş. Bedrettin’in bilgece sözleriyle; ‘’insanın kendine hakim olması, İskender’in dünyaya hakim olmasından daha zor ve büyük bir başarıdır.’’
ÖNDER APO VE PKK İNSANLIĞIN ÖZGÜR İRADESİNİ TEMSİL ETMEKTEDİR
PKK, varlığı yok sayılmış, kendini inkar eden duruma getirilen, hakikatinden kopartılan, öz güveni kalmayan Kürt halkına bilinç, güven ve irade kazandırarak yeniden diriltmiştir. Kürt halkının uyuyan gerçeklikten uyanan ve hakikatine varma eylemi PKK ile gerçekleşmiştir. PKK, bireysel ve toplumsal iradeyi kendinde buluşturmuştur. Demokratik Ulus sistemi özgür birey ve özgür toplum denklemine dayalı gelişmiştir. PKK, sömürgeciliğin asimilasyonist uygulamalarıyla lime lime edilen Kürt insanını bir araya getirmiş ve yeniden şekillendirerek düşünce, ruh ve kişilik kazandırmıştır. PKK, büyük bir irade devrimiyle Kürt bireyini kendini yöneten özne haline getirmiştir. Kuşkusuz hakikate ulaşmak büyük direnişler ve bedellerle gerçekleşmiştir. Ölüm uykusuna yatmış bir halkı yeniden yaşama döndürmek belki de mucizelerle tanımlanabilir. İşte Önder APO ve PKK bu mucizenin adı olmuştur. Kürt hakikatini ortaya çıkartmak çok zorlu bir mücadeleyle gerçekleşmiştir. Önderliğin dediği gibi; ”Hâkikat uykudaki gerçekliğin uyandırılmış halidir. Kürtlere ilişkin uyku hali o denli derin ve ölüme yakındı ki, hâkikati uğruna savaşın çok karmaşık ve zorlu geçeceği açıktı.’’ Dolayısıyla Önder APO ve PKK Kürt halkının öz gücünü, öz bilincini ve öz iradesini temsil etmektedir. Kürt ulusu kendi hakikatini PKK’de bulmuş ve o hakikatle bütünleşmiştir. PKK’siz özgür ve onurlu Kürt düşünülemeyeceği gibi, özgür ve onurlu Kürtsüzde bir PKK düşünülemez. Önderliğin çarpıcı değerlendirmesiyle “Yakın tarihimiz, düşürülmüş bir halkın kendi öz gücüyle yeniden ayağa kalkışının görkemli direnişine tanıklık etmiştir.”
Uluslararası komployla inşa edilen İmralı soykırım sisteminde Önderlik şahsında yok edilmek istenen Kürt halkının iradesidir. Kürt ulusunun iradesi ve demokratik kimliği Önderlik şahsında temsil edilmektedir. Paradigmatik açıdan daha geniş bir perspektifle ele aldığımızda Önderlik sosyalist kimlikle daha geniş anlamda tüm ezilen insanlığın bileşimidir. İnsanlığın özgür iradesi Önderlikte sentezlenmiştir. Önder APO, insanlığın savunucusu, iradesi ve özgürlük savaşçısıdır. İnsanlığın ilk çağlardan beri kadın Ana Tanrıça kültüründen tutalım, peygamberlerin, ozanların, filozofların, özgür bilim arayışçılarının ve devrimci mücadele önderliklerinin tüm güzel, iyi ve adaletli bilgelikleri Önderlikte vücut bulmuştur. Önderliğin ve PKK’nin evrensel boyutta gelişmesinin temelinde bu insanlık iradesi yatmaktadır. Kapitalist modernitenin uluslararası komplosu Önderlik şahsında insanlığın özgür iradesini kırmayı amaçlamıştır. Bu bakımdan komploya karşı durmak ve Önderliği sahiplenmek insanlığın eşitlik, özgürlük, kardeşlik ve demokrasi mücadelesiyle oluşan Demokratik Toplum iradesine sahip çıkma anlamına gelir.
Kürdistan söz konusu olunca kendi öz gücüne inanma ve güvenme belirleyici önemdedir. Hiçbir zaman dış güçlere dayanarak hareket etmemek gerekir. Geçen dönemlerin Kürt direnişleri ve Rojava devrimi ve deneyimi bu konuda bize zengin tecrübeler sunmuştur. İnkar ve imha sürecine alınmış, sömürge olan Kürdistan ve Kürt halkı gibi bir toplumda özgürlük savaşçısı olmak ve başarmak kesinlikle öz güvene ve öz gücüne dayanmakla mümkündür. Zindanlarda, dağlarda, mücadelenin her alanında belirleyici olan bu olmuştur. Başkada güvenilecek ve dayanılacak bir yer yoktur. Önderlik ve PKK gerçeği bunun pratik örneğidir ve tarihi deneyimidir. Önderliğin eşsiz İmralı duruşu tarihte benzeri olmayan öz güce dayanan bir irade direnişidir. “Belki de bana özgüdür ama genel olduğuna da inanıyorum. O da eğer umut bağladığın anan bile olsa, sana hiçbir şey sunacak durumda değilse birey olarak özgücüne güvenmekten çekinmeyeceksin. Sağa, sola, güdülere teslim olmayacaksın. Eğer ortada yaşanacak bir durum yoksa bil ki insan olarak en iyiyi, doğruyu ve güzeli inşa edebilecek aklı ve iradeyi sergileyebilecek güçtesin.” (Önderlik)
PKK’deki direniş büyük amaca ve toplumsal davaya dayanmaktadır. Zindan direnişlerinden tutalım, binlerce fedai eylemlere kadar, Zap, Avaşin, Metina direnişlerine kadar ortaya çıkan irade Önderliğin yarattığı devrimci iradenin yansımasıdır. PKK’deki devrimci irade gücünü insanlığın binlerce yıllık toplumsal özgürlük mücadelesinden almaktadır. İnsanlığa dair bütün güzellikler PKK’de toplanarak devrimci iradeye dönüşmüştür. PKK iradesi, geçmişten geleceğe uzanan özgür insan iradesidir. PKK için yapılan İnsanlık Hareketi tanımı bu gerçekliğe dayanmaktadır.
PKK, devrimci iradenin gerçekleştiği örgütsel ve toplumsal bir yapıdır. Düşmanlarımızın Önderliğimize, Partimize ve askeri güçlerimize karşı hep birlikte saldırması bu insanlık iradesini yok etme amaçlıdır. Önderliğe uygulanan İmralı soykırım ve işkence sistemi insanlığın ortak iradesini kırmayı hedeflemektedir. Önder APO bu bilinç ve yaklaşımla hareket ederek teslim olmamış, görkemli direnmiş insanlığın büyük aklı, özgür vicdanı ve iradesi olmuştur. PKK tarihi hep iki çizginin çarpışma sahnesine dönüşmüştür. PKK tarihi, insanlığı temsil eden Devrimci İrade ile buna karşı duran sömürgeci sistemler, ona hizmet eden işbirlikçi hain güçler arasındaki mücadele tarihidir. İki tarihin, iki iradenin, iki çizginin, iki sınıfın, iki aklın ve iki kültürün çatışması ve mücadelesi bugün Önderlik ve PKK şahsında sürmektedir. PKK kadro ve savaşçısı, PKK ve PAJK’ta gelişen özgür kadın ve özgür toplum ideolojisi insanlığın özgür iradesini temsil etmekte ve onu yüceltmektedir. Demokratik Modernite ve Demokratik Ulus sistemi özgür insanlığın özgür iradesinin açığa çıktığı ve kendini ifade ettiği toplumsal sistemdir.
Bilinç amaca bağlılığı ve iradeyi yaratır. İrade, amaçların bilince yerleşmesi ve onun somut şekilde pratikleşmesidir. Parti; isteyerek ve inanarak bir araya gelmiş gönüllü birlik yapmış bir irade bütünlüğüdür. PKK; gönüllü temelde bir araya gelerek, aynı toplumsal amaca bağlanmış yoldaşlar topluluğunun en üst düzeydeki iradesini temsil etmektedir. PKK’de iradeye katılım özgür temelde katılımla gerçekleşir. ‘’PKK’de irade teslim edilmez, özgür temellerde katılınır. PKK teslim olma hareketi değildir. Özgür temellerde kendini katma hareketidir.’’ (Önderlik)
PKK kadrosu olarak eğer tüm irademizle Partiye katılıyor, Partinin görev ve talimatları doğrultusunda hareket ediyorsak o zaman ortak iradeye katılmış olarak kadro vasfını kazanmış oluyoruz. PKK kadrosu; her koşul altında Önderlik doğrularına göre yaşamak ve mücadele etmek anlamına gelir. Önderliği korumak Partiyi korumaktır. Partiyi her türlü iç ve dış saldırılara karşı korumak her partilinin görevidir. Fedai çiziği budur. Zap-Avaşin-Metina ve Bakur’ daki gerilla direnişlerindeki Kahramanlıklar, Mersin’de Sara, Rûken ve Ankara eylemiyle Rojhat ve Erdal arkadaşlar doğru duruşu ortaya koymuştur. Parti iradesine katılmak demek sadece inanç ve duygu düzeyinde ona bağlı kalmak demek değildir. Partiyi her şart altında felsefik, ahlaki, ideolojik, politik, örgütsel ve askeri anlamda savunmak, geliştirmek ve onun yol göstericilinde yürümektir. Yine Partiye bağlılık Partiyi meydana getiren yoldaşlara bağlılık anlamına gelir. Yoldaşlara bağlılık Parti iradesine bağlılıktır. İdeolojik yoldaşlık aynı amaç doğrultusunda gerçekleşen özgür irade etrafında birbirine bağlanmaktır. Önderliğe, Partiye ve yoldaşlara doğru katılım demokratik iradeye doğru katılımdır.
Önder APO 25 yıldır İmralı soykırım sistemine karşı yenilmez bir iradeyle direnmektedir. Önderlik iradesi, Kürdistan ve Ortadoğu devrimine yön vermekte ve paradigmasıyla insanlığa özgürlük umudu olmaya devam etmektedir. Önderliğin kırılamayan devrimci iradesi başta olmak üzere tüm alanlarda Hareketimizin, halkımızın ve dostlarımızın devrimci mücadelesine ışık tutmakta ve kaynak rolünü oynamaktadır. Beş bin yıllık devletçi uygarlık ve kapitalist modernite kadın başta olmak üzere insanı alçaltıp düşürmüştür. Önder APO ve PKK’nin yarattığı devrimci irade tam tersine insanı yücelterek özgürleştirmiş, iradeleştirmiş ve savaşır düzeye getirmiştir. Önderlik paradigmasının ideolojik yapıları olan PKK ve PAJK öncülüğünde yeni toplumsallık KCK ve Demokratik Konfederalizm sisteminde inşa edilmektedir. Bundandır ki, PKK ve PAJK kimliğini doğru temsil etmek Önderlik iradesine doğru katılmak ve onu doğru uygulamaktır. Zaferi getirecek olan bu tarz bir katılımdır. 2023
Dıjwar SASON