31 Mayıs 2015 Pazar Saat 02:12
Baharın en güzel demlerinden olan mayıs ayında gerçekleşti
ilk jineoloji konferansı. Dört yıllık tartışmaların, emeğin, çalışmaların ve
çabanın meyvesi oldu bu konferans. O yüzden beş günlük dolu dolu tartışma ve
yoğunlaşma atmosferine katılan herkes heyecanlı, ilgili, beklentili ve aktifti.
Daha öncesinden kongre ve konferanslarda oldukça deneyimli olan böylesi bir
bileşim için ilk defa bir bilim, hele de kadın bilimi konferansı yapmak apayrı
duygular yaşattı. Jineolojinin ruhu, karakteri, kapsamı konferansa damgasını
vurdu. İlk defa bir ilk gerçekleşti bu konferans ile. Yüzden fazla kadın beş
gün boyunca dünya tarihinde bir ilke imza atarak kadın bilimini, onun
teorisini, yol ve yöntemlerini tartıştılar. Jineoloji kendisini nasıl
kurumlaştıracak, neleri oluşturması, nelere katkı sunması gerekiyor, neyi
düzeltmesi, neyi daha fazla güçlendirmesi, daha fazla önünü açması gerekiyor
üzerinden tartışmalar oldu. Yine kırk yıllık mücadele deneyimimiz ve
birikimimizi daha öteye nasıl taşıyacak ve elbette ki başta Ortadoğu olmak
üzere dünya kadınları jineoloji ile nasıl tanışacak ve bağ kuracak üzerinden
oldu tartışmalar. Beş gün boyunca düşünceler aktı ortama, ortaklaştı ve
kararlaştı. Elbette ki jineolojinin gelişimi ve derinleştirilmesi için
çalışmalar boyutunda önemli kararlaşmalar yaşandı. Zaten konferansın en temel
hedefi jineolojinin somut alanlar üzerinden örgütlendirilmesi, jineolojik
çalışma tarzı ve örgütlenmesinin oluşturulmasıydı ve konferans bu amaca hayat
verdi, şekillendirdi, ete kemiğe büründürdü. Jineoloji konferansı açısından en
önemli başarılardan bir tanesi de, bu kadar yoğun bir tartışma atmosferi ile
ortak görüşler yakalanarak jineoloji çalışmalarına bir yol haritası çıkarmak
oldu. Peyderpey neler yapılmalı ve temel ihtiyaçlar nelerdir üzerine bir
çalışma planlaması, daha doğrusu stratejisi oldu. Yedi yıllık zaman dilimi
içinde jineoloji çalışmaları açısından bu kadar somut ve net planlamalar
çıkarmak, bu temelde jineolojinin kimlik kazanmasını sağlamak hepimizde büyük
bir iddiayı oluştururken, iddialarımızın sağlam temellere dayanması
moral-motivasyonumuzu, çalışma şevkimizi daha da arttırdı.
Aslında söylenmesi gereken, anlatılması gereken çok şey var
jineoloji konferansına dair. Duyguların ve düşüncelerin iç içe geçtiği, kadın
aklının ve emeğinin kendine has yanının bilime büyük bir çıkış yaptırması
olarak da değerlendirebiliriz. Elbette ki bunun iddialı bir değerlendirme
olduğunun farkındaydık hepimiz ve bu konferansı yapış amacımız da bu iddiayı
hayata geçirmek idi. Bizler yani kadınlar hiçbir kalıba girmeden, mevcut
dogmalardan uzak, farklılıklara açık bir şekilde tartıştık her şeyi. Kadınlar
olarak mevcut bilme yapılarının, kurumlarının toplumu ne hale getirdiği,
pozitivist bilimlerin aklı nasıl dumura uğrattığını, bunu da en çok kadın aklı üzerinden
yapmaya çalıştığının eleştirisi koyduk. Sadece eleştirmek değildi elbette
amacımız, buna karşı jineolojiyi bir alternatif olarak hangi temeller üzerinden
oluşturuyoruz ve bunun yolunu, yöntemini nasıl somutlaştırıyoruz konusunda da
bir çok tartışma yürüttük. Bu tartışmaların önümüzdeki günlerde, süreçlerde
toplumsal anlamda da yankı uyandıracağı iddiası damgasını vurdu tartışmalara.
Konferans açısından en önemli tartışma gündemlerinden bir tanesi de büyük bir
emek, yoğunlaşma ve çaba ile hazırlanmış olan jineoloji broşürü oldu. Kadın
dili dediğimiz şiirsel ve edebi bir dilin motifleri ile akademik ve bilimsel
dilin, tespitlerin iç içe geçmiş, aslında bedenleşmiş üslubu ile kaleme alındı
broşür. Dinleyende jineolojinin ne olduğuna dönük daha da büyük bir merak
oluşturan, ilgiyle takip ettiren, insanı kendisi ile alıp götüren, düşüncelere
aktıran, ilklerin bol olduğu akıcı bir materyal olmuştu broşür. Bu broşür
jineolojinin tanıtımı açısından önemli bir belge konferansa sunuldu ve bütün
konferans delegasyonu oldukça büyük bir heyecan ile merak ile okudu broşürü.
Değerlendirme yapan her arkadaş verilen emeği ve çabayı kutladı, broşürde yer
alan bir çok tespitin doğruluğu konusunda görüş belirtti ve aynı zamanda daha
da güçlendirilmesi gereken noktalara kendi görüşleri ile güç kattı. Bu açıdan
bu kadar kalabalık bir bileşim ile bir bilimin kendini tanıtan, akıllarda soru
işareti olarak kalan -özellikle de “neden jineoloji sorusu açısından- konuları
üzerine önemli bir tartışma yürütüldü. Yani şu olmadı bir gurup kadın oturup,
tartışıp, sonra da yazıp, kimseden görüş almadan işte jineoloji budur ve herkes
de böyle bilecek demedi. Bir grup kadın oturdu, tartıştı, bunu yazıya döktü ve
sonrasında bunu bir konferansa sundu ve o konferansın ortak görüşleri ile bilgiler,
yoğunlaşmalar daha da pekişti ve genelleşti. Jineoloji broşürü böyle önemli
aşamalardan ve tartışmalardan geçti, yani jineoloji broşürü konferansa katılan
herkese mal oldu, ortaklaştı ve topluma açılım ile toplumla ortaklaşma
iddiasına sahip oldu. Kadın biliminin en büyük farkı bu konferansta bu bir de
böyle açığa çıktı.
Jineoloji konferansına içeriğinin dışında ayrıca farklı bir
hava katan bir yan da biraz tesadüfen de olsa konferansın yapıldığı yer oldu.
Hayat nelere kadirdir ki ve dünyada ne kadar güzel tesadüfler vardır ki,
konferans tam da kendine yaraşır bir mekanda oldu. Köylü halkın İştar
kayalıkları dediği, İştar’ın tapınağı olarak bilenen, bakınca gerçekten de bir
tapınağa benzeyen küçük bir sırtın eteklerinde oldu. Hepimizde ne güzel bir tesadüf
dedirten bir durumdu. Hatta konferans esnasında bazı arkadaşlar konuşmalarında
da bu gerçeği dile getirdiler. Kadın aklı ve ruhu böyle bir şey demek ki.
İştar’ın kızları olan bizler İştar tanrıçamızın tapınağı olan, tanrıça
inancının yaşanmış olduğu bir yerde yaptık ilk kadın bilimi konferansını. Tarih
kadın lehine, kadın özgürlüğü için tekerrür etti bu sefer. Bin yıllar önce
kadınların kendi yaşamlarını, sistemlerini, inançlarını, ekonomilerini, özgür
eş yaşamlarını, eğitimlerini, kimliklerini oluşturdukları bir yerde, bundan bin
yıllar sonra kadınlar yine o aynı yerde aynı konular üzerine tartışmalar
yaparak, nasıl yaşamsallaştırılabilir üzerinden kararlar aldılar ve iddialarını
ortaya koydular. Tanrıçalarımızı yeniden nasıl çağdaşlaştırabiliriz, nasıl
somutlaştırabiliriz üzerinden tartışmalar yürüttüler. Jineoloji bu anlamda hem
tarihsel hem de güncel olarak yine bir fark yarattı. Kendi özüne yaraşan, kendi
kimliğini açığa çıkartan bir mekanda vücut buldu, dile geldi ve dünyaya açılım
yapma stratejisini çizdi. İştar’ın huzurunda, onun kanatları arasında olmak,
her araya çıkışımızda onun görkemli mabedi ile karşılaşmak hepimize farklı
duygular yarattı. Heyecanımıza daha fazla heyecan katarak güçlü ve özgür
tanrıçamızı yüreklerimizde hissettirdi.
Bu güzel birliktelik, bu güzel farkındalık jineolojinin ne
kadar sağlam temeller üzerinden inşa edildiğini kanıtladı, tüm zorluklara ve
karşımıza çıkacak engellere rağmen jineolojik bakış açısı ve yaşamın inşası
için iddiamızı öncesine oranla daha güçlendirdi. İştar’ın memleketinde, onun
mirası üzerinden yapılan jineolojinin ilk konferansı ile tüm kadınlar adına
büyük ve görkemli bir çıkış yapıldı. İştar’ın doğduğu ve binyıllarca özgürce
yaşadığı bu toprakların hakikatini, sesini ve bizden beklentisini en iyi ifade
eden, umut ve coşku dolu bir çıkış oldu bu konferans…
Armanc Sarya
Kürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com –
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
:” ”