14 Kasım 2015 Cumartesi Saat 22:25
Günümüz Suriye kaosunda bir çok kesim Suriye halkı adına savaştıklarını, ve onların gelecekleri için mücadele ettiklerini dillendiriyorlardı. Bunun için de, küresel ve uluslar arası güçlerden ekonomik ve askeri yardımlar alıyorlar. Suriye’nin kan deryasına döndüğü günümüzde en çok acı ve gözyaşını yine Suriye halkı gördü. Suriye halkının bu durumunu kendilerine rant için kullanan paravan güçler ortaklıkta cirit atmaya başladılar. Hem Şam rejimi hem de Muhalefet kanadı Suriye de yaptıkları bütün kirli işleri Suriye halkı ve onun geleceği için yaptıklarını öne sürüyorlardı. Peki Suriye halkının gerçek dostları ve rahatlıkla sırtlarını dayayacakları dostları varmıydı? Eğerki varlarsa bunlar kimlerdir?
Bilindiği gibi Suriye de Kürtler ve onların yanında yer alan bazı kesimler hem Şam rejimine hem de tek renkliliği dayatan muhalefete ve her iki tarafın dayatma ve inkar politikalarına hayır dedi ve kendilerine üçüncü yolu seçtiler. Çünkü özünde Şam yönetiminin ve muhalefetin hiçbir farkı yoktu. Kürtler ve dostları üçüncü yolu seçerek bir nevi Suriye çıkmazına bir umut ışığı oldular. Ki şimdi bu gerçek daha net ve somut görünüyorki Suriye Devrimini yapan Suriye Muhalefeti değil, Suriye Devrimini batıranlar onlardır. Suriye halkını koruyan Şam Rejimi değil Suriye halkını katledenler onlardır. Bu yangın deryasında Suriye halkına sahip çıkan ve onları canları pahasına savunan sadece Kürtler oldu. Kürtler başta YPG ve YPJ adı altında Rojava ve halklarının özsavunma birlikleri olduklarını gösterdiler ve Kobanê ve Rojava’nın genelinde insanlık tarihine mal olacak destanlar yazdılar. Önceden Muhalefet ve Şam Yönetimini destekleyenler, Kürtleri sadece terörist olarak görenler, şimdi gördüler ki, Kürtler Suriye ve Rojava’nın hatta tüm Orta Doğu halklarının yegane teminatır.
Kürtler bu zaman zarfında daha genel yapılanma yaparak tüm Rojava halklarının kendi renkleriyle yaşamın tüm alanlarına katılmalarını sağladılar. Rojava halkları işgal altındaki bölgeleri işgalcı güçlerden temizlemek amacıyla, bölge halklarının kendi ad ve renkleriyle katılacağı Demokratik Suriye Güçleri adlı savunma güçlerini kurdular. Bu savunma güçleri bölge halklarından oluşuyor yani sade Kürt değil. Ayrıca her grup kendi adıyla bu güce dahil oluyorlar. Bu yapılanmanın Kürtçedeki karşılığı “Hêzên Sûriya Demokratîk , İngilizcedeki adı “Syrian Democratic Forces , Arapçadaki karşılığı da “قوات سورية الديمقراطية bu yapılanmanın kısaltımı da “QSD dir. Bu yapılanma 10 Ekim 2015 tarihli bir toplantıda kuruluşunu ilan etti. Bu savunma yapılanmasının içinde yer alan güçler ise şöyledir:
Halk Savuma Birlikleri (YPG)
Kadın Savuma Birlikleri (YPJ)
Senadid
Süryani Askeri Meclisi
Burkan-el Fırat Ortak Operasyon Merkezi
Rakka Devrimcileri (Suwar-el Reqa)
Şems el Şemal
Selçuklu Tugayı (Lîwa el Selçûqî)
El Cezire Tugayları
Kürt Cephesi (Cephet el Ekrad)
Ceyş El Suwar (Cebhet El-Ekrad, Lîwai 99, Özel eylem odası 455, Lîwa El-Selçuki, Ehrar El-Zawiya, Lîwa Sultan Selîm, Lîwa Şuheda El-Etarib’in bileşeni olduğu Devrimciler Ordusu)
Lîwa El Teherür
99. Tugay
Bu güçler ve yapılanmaların hepsi ayrı ırk, din, ve düşünce olarak ayrı olabilirler ama İnsanlığın ortak düşmanına karşı güçlerini birleştirip ve birlikte mücadele yürütüyorlar. Birlikten kuvvet doğar inancıyla birlikte işgalcı çetelere karşı birlik içinde savaşıyorlar.
Demokratik Suriye Güçleri Hesekê etrafındaki işgal edilmiş köy ve şehirlerde devrimci operasyonlar düzenleyerek o köy ve mezraları oranın gerçek halkına geri iade ediyorlar. QSD Güçleri ilk büyük ve kapsamlı operasyonunu Hesekê’nin doğu, Til Berak’ın güneyine ve Şengal sınırının batısına düşen El Hol (الهول) beldesi ve kırsalında başlattı.Bu operasyonda Hol merkezi dahil olmak üzere onlarca köy ve mezra özgürleştirilmiş ve yüzlerce çete etkisiz hale getirilken çok sayıda mühimmat da ele geçirildi.
Peki bu El Hol bölgesinin Rojava ve bölge hakları için önemi nedir?
Hol beldesi Suriye ve Irak sınırına yaklaşık 15 km uzaklıkta bir düzlük üzerine kurulmuş. Belde Hesekê iline bağlıdır ve belde statüsündedir. Hesekê’ye olan uzaklığı yaklaşık 43 km dir. Hol ve Şengal arasındaki mesafede yaklaşık 50 km civarındadır. Bu bölge 2014 başlarında DAIŞ çetelerince El Nusra çetelerinden alındı ve o günden bu yanadır Kezwan Dağı ve Şedadê gibi burası da Suriye ve Irak arasında bir köprü gibi kullanıldı ve bu bölgeler çeteler için oldukça stratejik öneme sahiptiler. Çünkü Irak ve Suriye arası güzergah burasıydı. Buraların temizlenmesiyle çetelerin manevra, kaçış ve takviye alanları kesilmiş oldu. Belde halkı çoğunlukla Araplardan oluşuyor ve 2004 yılına göre beldede yaklaşık 3 bin beş yüz kişi yaşamaktaydı. Şuan belde ve beldeye bağlı köy ve mezralarda yaklaşık 40 bin kişi yaşamaktadır. Ve bölge sakinleri çetelerden çok acı çekmiş durumdadır. Kuşkusuz YPG veya QSD etnik temizlik yapıyor diyenler DAIŞ belası katliam yapıp halkları toplu mezarlara gömerken sessiz kalıyorlardı. Kuşkusuz bunlar Suriye halklarının özgürlüğünü istemeyenler ve halklara kan ve gözyaşını reva görenlerdir. Oranın halkları çetelerce boğazlanırken susanlar şimdi özgürleşince konuşup ve spekülatif yayınlarla operasyonların amacını ve sonuçlarını çarpıtmak istiyorlar. Bunu yapanlar Hol’da, Rakka’da, Cerablus, Azaz, Halep’te halkları katledenlerle aynı zihniyete sahipler. Ve hiçbir zaman Suriye halkları bunların palavralarına kanmayacaktır. Suriye ve Rojava halkları kendi kaderini ve özgürlük yürüyüşünü kendisi belirleyeceklerdir.
Mehmet GÜLER
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info – www.navendalekolin.com