27 Şubat 2011 Pazar Saat 14:16
Ne Zaman İnsan Olunur?
Son günlerde haberlerde çok ilginç gelişmeler otaya çıkmaktadır. İnsanı kaygıya hatta dehşete düşüren bu olaylar olduğu gibi kalmamalı, buna karşı tüm kadın güçleri ciddi bir protesto geliştirmelidir.
Olaylardan biri şudur: Geçenlerde medyada yankı bulan dekolte olayı. Nedir bu? İşte akademisyen geçinen Orhan Gerçek adındaki kişinin sapkın zihniyetine göre dekolteli giyinen kadın veya kızlar erkekleri tahrik edip tecavüze davetiye çıkarıyormuş. Bu kadar terbiyesizlik nasıl olur? İnanılmaz! Buna karşı sadece şunu diyebilirim: Bir kadın veya kız ortalıkta çırıl çıplak dolaşsa da hiç kimsenin buna dokunma hakkı yoktur! Anlamak isteyen bunu, Kralın baskısını ortadan kaldırmak için soyunup at üstünde halkın arasından geçerek insanların başlarını kaldırıp bakmadığını, dolayısıyla halkının ne kadar onurlu olduğunu gösteren Prenses Godiva ve onurlu halkından da öğrenebilir. Kadın davetiye çıkarıyor demek büyük bir onursuzluktur ve ahlaksızlığın itirafıdır. Hangi yüzyılda yaşıyoruz. Acaba bunlar hayvan mıdır, her hoşuna giden her güzelliğin üzerine eşek gibi atlayıp kendi basit güdülerini hayvani şekilde tatmin mi ediyorlar? Evet, belki bir hayvandan farksız davranıyorlar, fakat biz hayvan değiliz. Bunu kader olarak görmüyorum ve buna karşı ortak mücadele edilmelidir. Erkek kendini terbiye edebilmelidir ve kadına saygılı yaklaşmak zorundadır. Bu her kadının ve her demokrat insanın talebi olmalıdır. Ahlaklı ve vicdanlı bir toplum ahlaksızlıktan hesap sormalı ve teşhir etmelidir.
Diğer olay da bu zihniyetin nasıl bir vahşete yol açabildiğinin somut örneğidir. 12 yaşında olan kıza tecavüz edilmektedir, fuhuşa zorlanmaktadır. Kendisiyle cinsel ilişkiye giren toplam 22 kişiliksiz de muhtar, subay ve okul müdürü gibi devlet görevlileridir. Bu yetmezmiş gibi mahkemede bu ahlaksızlığa taraf olan hâkim tecavüze uğrayan kızla resmen alay etmektedir. Terbiyesizlerden hesap soracağına, kız karşı koyabilirdi tespitinde bulunuyor. Ahlaksızları görevden almıyor, ceza vermiyor ve neredeyse kurbanı suçlu olarak ilan ediyor. Bu zihniyet tecavüzü meşrulaştıran değil, bizzat tecavüzcü zihniyettir ve çok tehlikelidir. Bu davayı sadece AİHM’e havale etmeyelim. Avrupa mahkemelerindeki zihniyetin de çözüm gücü olamayacağını bilelim. Dolayısıyla toplumsal düzeyde tavır alalım. Bunun gibi olayların hesabı sorulmazsa yarın ne kadın onuru ve kimliğiyle toplum içine çıkılabilir ne de toplumdan geriye eser kalır. Bundan dolayı bu hepimizi ilgilendiren bir konudur.
Son zamanlarda kadının uğradığı şiddet sınır tanımamaktadır. Sokak ortasında kadın boğazlanıyor, kocalık hukuku adına yapıldığı öne sürülüyor. Kadın katlediliyor, tecavüze uğruyor, aşağılanıyor ama sesini çıkarmayıp kader gibi kabullenmesi dayatılıyor. Sebepsiz değildir denilerek de meşrulaştırılıyor. Ataerkil atasözlerinin en vahşi olanlarından birinde dile geldiği gibi: KARINI HER SABAH DÖV, SEN SEBEBİNİ BİLMESEN DE O BİLİYORDUR!
Kısacası her gün yaşanan bu olaylar kadının mücadelesinin ne kadar gerekli olduğunu göstermektedir.
ARTIK BUNA SON VERELİM, KAMPANYASINA KATILALIM, YOĞUN EYLEMLİLİKLE AKTİFLEŞELİM.
Medya Alman
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info