19 Ağustos 2016 Cuma Saat 10:35
v:* behavior:url(#default#VML)
o:* behavior:url(#default#VML)
w:* behavior:url(#default#VML)
.shape behavior:url(#default#VML)
Demokrasi kelimesi
Yunancadan bir çok dile geçmiş bir kelimedir. Kelimenin Yunanca hali
“dēmokratia ve iki kelimeden oluşur. Birinci kelime “dēmos halk ve millet
anlamına gelir. İkinci kelime “kratos da güç, yönetim anlamına gelir. Yani
demokrasi kelimesinin anlamı “Halkın Yönetimi veya “Halkın Gücü anlamına
geliyor. İktidarları veya yönetimleri yönetimde tutan güç halk olduğu için bu
kelime iktidar olmaya çalışan kesimler tarafından sıklıkla kullanılmaya
başlandı. Siyasi veya ideolojik düşünce ne olursa olsun bu kelime her kes
tarafından vazgeçilmez bir kelime oldu. Siyasetçi ve yöneticilerin metin ve
propagandalarını süsleyen ve halkı en çok cezveden ve heyecanlandıran kelime
oldu. Çünkü halk kendi temsiliyetini bu kelime de görüyordu. Ama sadece konuşmaları
süsleyen bir kelime oluyordu.
Demokrasi adında bir çok
siyasi örgüt ve parti de çıkıveriyor ve varoluş nedenlerini de demokrasinin
uygulanması olarak dile getiriyorlar. Demokrasiyi kendilerine ilke olarak görüp
halktan destek isteyenlerin bir çoğu gerçekçi bir çoğu da çıkarçı davranıp
tahta geldikten sonra halkı ve verdikleri vaatleri unutup kendi saltanatlarını
kurarlar. Halk demokrasi kelimesi içeren her örgüt ve parti isminde kendini
bulmaya çalışır. Demokrasi kelimesinin gücünden dolayıdır ki birçok yerde
kurulan ilk partilerin adında demokrasi kelimesi mevcuttur. Bunu Kürdistan’da
da görüyoruz. PDK yani KDP Kürdistan Demokratik Partisi’dir. Bu parti 1946
yılında kuruldu. Bu partinin adında demokrasi kelimesi öne çıkıyor ama
demokrasi ve Kürdistan kelimesi sadece halka hitap etmek için kullanılıyor.
Bu parti kurulduğu günden
bu yana Kürt ve Kürdistan düşmanlarıyla iç içe olmuş ve Kürt düşmanlarını ve
sömürgecilerini asla düşmanı olarak görmemiştir. Adında demokrasi kelimesi
olmasına rağmen ailesel, aşiretsel ve dar çıkarlara dayalı bir politika
sergileyen bu partinin üst kademesinde yer alan şahısların çoğunluğu Barzani
aşiretindedir az kısmı da formalite de olsa başka kesimlerden insanlar yer
alıyor. Bir parti düşünün baba başkan oğul ve yeğen yardımcı ve istihbarat
sülale yüksek mevkilerde ve bunun adı da demokrasi! Güney Kürdistan’da tüm
ailesini yüksek mevkilere getiren Barzani’nin aylık evine giren para milyon ve
milyar dolarlarla telaffuz edilirken halkı sefalet içinde yaşamaya alıştırmaya
çalışıyor. Halk “biz açız dedikçe “sabredin bağımsız ve özgür Kürdistan’ı
kuracağız deyip halkı boş hayallerle avutmaya çalışıyor. Kürtlerin
düşmanlarıyla kol kola olan bir şahıs nasıl Kürdistan’ı kuracak. Erdoğan’ı
dostu olarak gören biri Kürdistan’ı kuramaz. Erdoğan ile dost olan Erdoğan’ın
işlediği suçlara da ortaktır. DAIŞ’la gizli anlaşmalar yapanlar Êzîdîlerin
katilidirler. Bu şahıs veya düşünce Kürdistan kuramaz. Bu şahıs her fırsatta
Rojava modelini eleştirip teşhir etmeye çalışırken kendi bölgesindeki
haksızlıkları da görmüyor ve görmemezlikten geliyor. Bu parti Güney Kürdistan’a
getirdiği haksızlık ve ihanetleri diğer parçalarda yaşasın diye diğer
parçalarda da kendine bağlı partiler kurdurdu. Bu partiler onun temsiliyetini
layıkıyla yaptı. Rojava’da ona bağlı partiler ENKS çatı meclisi altında
toplanmış durumdalar! Bunu zaten dünya alem biliyor.
ENKS onun kurduğu ve
çetevari bir şekilde hareket eden bir yapılanmadır ve bu şahıs bu örgütü her
türlü anti Kürt-anti Rojava ittifaklara katıp ve sanki Kürtlerin çıkarınaymış
gibi bir imaj vermeye çalışıyor. ENKS’nin katıldığı toplantı ve forumlarda
Kürtlere esaret ve sömürü anlaşmaları imzalıyor. Kürtleri tekrar karanlığa
sürüklemek için elinden geleni yapmaya çalışmaktadır. Halep’te Şêx Meqsûd
mahallesine saldıran bir ittifakın içinde yer alıp Doha, Riyad, İstanbul ve
benzeri yerlerde teslimiyet anlaşmaları imzalayacaksın ve sonrada bunu bir
zafer kazanmışçasına Rojava’ya göğsünü gere gere gideceksin. Peki bu halk bu
ihanetlerini unutur mu sandınız. ENKS başkanı İbrahim Biro Kürtlere ve
Rojava’ya karşı olan her ittifakta yer alıp Kürtlere ihanet etmektedir.
Biro! zafer Doha’da,
Riyad’ta, İstanbul’da teslimiyet anlaşmaları imzalamakla değil, zafer Minbic
mevzilerindedir. Sen kimsin ki kalkıp Rojava halkı adına anlaşmalar imzalıyorsun?
Rojava’yı senin kendinin içine düştüğün karanlığa sürüklemeye çalışıyorsun. Sen
Halep’teki Kürtleri bombaladın, kimyasal attın, önce bunun hesabını ver. Mücadele
Rojava da verilir Avrupa yada TC ile oturulmuş ihanet masalarında değil.
Mücadele vermek istiyorsan Rojava’da halk seni ne kadar kabul ediyorsa git mücadeleni
yap. Mücadele etmeyeceksin, mücadele edene çamur atacaksın ve Kürtlerin
temsilcisiymiş gibi konuşacaksın sonrada Rojava’ya geleceksin ve Rojava şehit
annelerine “ben zafer kazandım mı diyeceksin.
Sen ve senin bağlı olduğun oluşum Halep’te ve Suriye’nin genelinde
halklara özgürlük adı altında ölüm getirdiniz. Ulusal, değerlere, toprağa,
tarihe, dile, kültüre karşı çıktınız ve ihanet ettiniz. Senin üyesi olduğun
SUK’un tüzüğünde Kürtlere ne verilmiş ki sen çözümü bunlarda arıyorsun. Senin
çözümünde Kürtlerin hakları yok. Sen Kürtlerin savunmasını El Nusra ve Ahrar El
Şam’ın üyesi olduğu SUK ve ÖSO’ya mı teslim edeceksin. Peki Tel Eran, Tel Hasıl
ve nice yerlerde bu çeteler Kürtleri katletmedi mi? Sen eli kanlı bir Kürt
katili ve hainisin.
Geçtiğimiz günlerde Güney
medyası başta Rûdaw ve Kurdistan24 TV başta olmak üzere bir çok kanalda İbrahim
Biro’nun Rojava’da yakalandığını ve daha sonraki haberlerde de sınırdışı
edildiği geçiyor. Bunu söyleyen dil adice bir örgüt ağzıdır. Pek geriye gitmeye
gerek yok Til Koçer’in özgürleştirildiği zamanlarda PYD Eşbaşkanı Sayın Salih
Müslüm’ün diplomatik temaslar için Avrupa’ya gitmesi gerekiyordu. Sırf Salih
Müslüm Avrupa’daki temaslara katılmasın diye Sêmalka Sınırını kapatmadınız mı? Ve
ayrıca geçtiğimiz günlerde benzer bir olay daha yaşandı. Rojava Meclis
Eşbaşkanı Sinem Mihemed ve beraberindeki grup bir dizi görüşme ve toplantı için
Kanada’ya davetli olarak gitmeleri gerekirken yine aynı senaryo uygulandı.
Sayın Sinem Mihemed Güney Kürdistan’a alınmadı ve Rojava modelini anlatacakları
Kanada’daki görüşmelere katılmaları engellendi.
PDK yönetimi Rojava
halkının gerçek aktörlerin toplantı ve görüşmelere gidişlerini engelleyip
onların yerlerine İbrahim Biro gibi her şeyi çıkar olan şahısların gönderilmesi
için her şeyi göze alıyor. Bu şekilde Rojavalı gerçek temsilcileri uluslararası
arenadan uzaklaştırmak istiyor ve kendi anti-devrim bireylerini devrimciymiş
gibi öne sürüyorlar. Peki İbrahim Biro ve arkadaşları o toplantı ve
görüşmelerde ne diyor ne vaat ediyor. Hiç bir şey demeyip sadece Esad’tan sonra
kurulması planlanan mecliste kendilerine bir iki koltuk kapma derdindeler. Yani
Rojava ve Kürtleri bir koltuk uğruna feda ediyorlar. İbrahim Biro ve ENKS’ye
göre Rojava ve Suriye de resmi dil Arapça olmalıdır. Peki senin Kürtçen nerde
kaldı. Rojava’da tek resmi dili Arapça yapmak Kürtlük mü oluyor? Sen ve senin
gibiler Kürt, Kürtlük, Kürtçe ve Kürdistan karşıtısınız. Dil konusunda bizim
önerdiğimiz formül herkesin kendi anadilini her yerde özgürce konuşmasıdır.
Resmi dairelerde, Kürtçe, Arapça ve Asurice resmi dillerdir ve eşittir. Ama
İbrahim Biro ve saz arkadaşlarının istediği modelde Kürtçe ve Asurice yok
sadece Arapça var. Biz zaten bunu Esad’tan görmüşüz. Esad zamanında da resmi
dil Arapça’ydı sadece ve ENKS’nin istediği modelde de resmi dil sadece Arapça’dır. Tüm Rojava İbrahim Biro ve bir kaç ENKS’linin
koltuk kazanması için feda ediliyor. Halep’te Kürtlerin üzerine bomba yağdırıp
onları katletmeyi hangi kelimeyle savunuyor acaba. Rojava halkı kör ve sağır
değildir. Sizin kim olduğunuzu her kes çok iyi biliyor.
Güney televizyonları
sizin yerle yeksan olan imajınızı düzeltemeyecek. Siz Rojava Devrimine,
kazanımlarına, şehitlerine ihanet ettiniz ve halen ihanet etmeye devam ediyorsunuz.
Siz bu ihanetlerden sonra Rojava da çiçeklerle mi karşılanacağınızı sandınız.
Rojava halkı nerede neyin altına imza attığınızı görmektedir. Sizin imzalarınız
Rojava halkının geleceğini değil ancak sizin geleceksizliğinizin mühürleridir. Rojava
halkı kazanımlarını ihanet masaları başında teslimiyet anlaşmaları imzalamakla
değil mevzilerde düşmanın zihniyetine vura vura elde etmektedir. Dêrik’ten
Efrîn’e kadar binlerce şehit kanıyla sulanmış bu topraklar ve üzerinde ihanetin
yeri yoktur. Eğer kendinize yer arıyorsanız taşeronunuzun kapısının paspası
sizin için biçilmiş kaftandır.
Gabar Roj
Kürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com
-http://kursam.org/index.html
0
21
:” ”
:””
” “,” ”
Gabar RojKürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkeziwww.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com
-http://kursam.org/index.html