27 Aralık 2015 Pazar Saat 10:17
0
21
TR
Başurê Kurdistan’da Başkanlık ve ekonomik kriz gün geçtikçe
derinleşirken Mesut Barzani yasadışı sürdürdüğü Bölge Başkanlığı “Bağımsız Kürt
Devleti ilan edeceğiz söylemleriyle yeni bir boyut kazandı.
Bağımlı Kürdistan
Projesi
Başurê Kurdistan’ da Mesut Barzani’nin Başkanlığı iki dönem
sonra resmi olarak sona ermesi ile başlayan ‘Başkanlık Krizi’ devam ediyor. KDP
YNK ve Goran hareketi arası çelişkiler sürürken Goran hareketi de kendi askeri
gücünü kuracaklarına dair açıklamalarda bulundu. Başurê Kurdistan’da
parçalanmışlık derinleşirken ortaya çıkan kaos ve çıkmaz da Mesut Barzani ise
Federe Kurdistan Bölgesi Başkanlığını yasası dışı sürdürmektedir. Çelişkileri
çözmek, ayrışmaları gidermek yerine daha fazla derinleştirdiği görülmektedir.
Yasa dışı Barzani, Türk devleti ve hükümetiyle yasa dışı ticari anlaşmalar
imzalarken, PKK’ye karşı ortak mücadele kararı aldılar.
Türk devletinin Başurê Kürdistan’ı da içine alan Misak-ı
Milli sınırlar olarak kabul ettiği Musul’u ele geçirme planlarının gündeme
getirildiği, Irak’ın üç parçaya ayrılması tartışmaların yürütüldüğü bir dönemde
Mesut Barzani ve KDP Parti sözcülüğünün 20 Aralık da yapmış olduğu toplantıda
”Bağımsız Kürt Devleti” için referandum hazırlıklarının yapılması gerektiğine
ilişkin talimatı verildi. Türk devletinin Hewler Başkonsolosluğu bu konu
hakkında, “Irak Kürtlerinin bağımsızlık kararı vermesi halinde Türk devletinin
çıkarları gereği bunu destekleyeceklerini belirtti.
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Nuri El’Maliki’nin
belirtiklerine göre ”terör örgütü
IŞİD’e destek veren, Irak ve Suriye’de halkın öldürülmesinde rolü olan Recep
Tayyip Erdoğan ve MİT ile 9 Aralık’ta görüşen Mesut Barzani, Türk devletinden
aldığı destek ile bağımsızlık tartışması başlattı. Bu temelde başta Amerika
Almanya ve Kanada olmak üzere birçok Uluslararası güçler ile görüşmelerini
sürdürmektedir. Görüşmelerde Barzani
tarafından, DAİŞ’e karşı mücadelede Peşmergelerinin tek başına savaşamadıklarını
ve Uluslararası yardımlara ihtiyaçları olduğunu belirterek hem silah yardımı
hem de bağımsızlık için destek istedi.
KDP Peşmerge Birim Komutanı A.M.’nin vermiş olduğu bilgilere
göre ise, KDP, Türkiye ve ABD ile ortak bir Musul operasyon planladığını
aktardı. Yakın tarihte KDP, Türkiye ve ABD arası üçlü bir zirve gerçekleşecek
ve bu zirve de Musul operasyonunun detayları da kararlaştırılacağı, ayrıca Türk
devleti ile KDP’nin PKK’ye karşı ortak bir askeri operasyon yapmak için
hazırlandıkları bilgileri A.M. tarafından öne sürüldü. Aynı kaynak, Mesut
Barzani’nin kuracağı Kürdistan’ın ancak Amerika ve Türkiye’ye bağımlı bir
Kürdistan olacağı, böyle bir Kürdistan’ın sadece Barzani ailesinin çıkarlarına
hizmet edeceğini belirtti.
Irak Hükümeti ile
petrol sorunu
KDP, Irak Hükümeti ile çelişkilerde çözüm yerine çözümsüzlük
üretmektedir. Irak merkezi hükümeti ile başta petrol meselesi olmak üzere Türk
askerlerinin KDP öncülüğünde Beşika’ya getirilmesi gibi olaylar nedeniyle
ilişkiler gün geçtikçe çatışmalı bir hale dönmüştür. KDP, Türk devleti ile
örgütlü bir şekilde Irak Hükümetine karşı yolsuzluklar yapmaktadır. Petrol
payındaki gelirini artırmak için birçok yönteme başvuruyor. Peşmergelerin maaşları Irak Hükumeti
tarafından ödenirken Barzani birçok bölgede Peşmerge sayılarını yüksek gösterip
kendisine Petrol parasından kendisine daha yüksek bir pay koparmaya
çabalamaktadır. Birçok Peşmerge kamplarında Peşmerge sayısının 100 iken 400
göstermektedir. Bu bilgiler Peşmerge Komutanı A.M. tarafından da doğrulandı.
A.M. ”komutamdaki peşmerge sayısını KDP’li yetkililere bildirirken 14 olduğunu
söylemiştim. Bana verilen belge de sayımızı 37 olarak kayıtlara geçmiş. Bir
şeylerin tuhaf olduğunun farkına varmama rağmen KDP yetkililerinin bunu neden
yaptıklarını sorma cesareti bende yoktu” dedi. Kendilerine verilen peşmerge
sayısı ve kamu yatırımlarına ilişkin bilgileri gerçek dışı olarak değerlendiren
Irak Hükumeti de Barzani’nin beklentisinden çok daha düşük bir oranda peşmerge
maaşlarını ödemeye başladı. Kamu ödemelerini durdurdu. Barzani ailesinin
peşmerge ve kamu yatırımlarına ait paraları ‘cebe’ indirmesi, Irak hükümetiyle
çıkartılan sunni gündemlerle karartılmaya çalışılıyor. Yasadışı bölge başkanı
yasadışı yollarla Türk devleti ve hükümetine petrol satmaktadır. Petrol
satışlarının Başur tarafında Mesut Barzani’nin oğlu Mesrur Barzani, diğer
tarafında ise Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan. Her iki petrol ortağı aynı
zamanda DAİŞ’in Musul’dan getirdiği petrolün de ortaklığını yapmaktadırlar.
Başurê Kurdistan’da “bağımsızlık tartışmaları içinde “at izi ile it izi
birbirine karışmış durumda. Petrol gelirlerinden elde edilen yasadışı para,
Barzani’nin tekrar başkan olarak kalması için yasa dışı işler için
kullanılıyor.
Rojava’yı tanımama politikası
Mesut Barzani’nin çözümsüz siyaseti sadece Irak sınırları
ile sınırlı kalmamaktadır. Rojava’ya yönelik Türk devletiyle işbirlikçiliğe
endeksli “inkar politikaları da devam etmektedir. En son, yasadışı Mesut
Barzani ve DAİŞ ortağı oğlunun ilan ettikleri ve kimsenin haberi olmadığı ‘17
Aralık Kürdistan Bayrağı Günü’ nü gerekçe gösteren kimi/ne için desteklediğini
bilmeyen Barzani yandaşı ENKS taraftarlarının Rojava’nın Gırke Lege şehrinde,
Rojava’daki kanton sistemini tanımadıklarını beyan ederek “bayrak yürüyüşü adı
altında gerçekleştirdikleri izinsiz yürüyüşe Asayiş tarafından müdahale
edilmesine işbirlikçilikte sınır
tanımayan Barzani nefret kustu. PYD düşmanlığında sınır tanımayan ENKS’ye
teşekkür etti. En son kantonlarda PYD’nin başlatmış olduğu ”Ana Dil de
Eğitim” okullarının açılmasına ENKS karşı çıkmış, eğitimlerin Arapça dilinde
yapılmasını istemişlerdi. İlginç olan bir şey var ki, bayrak yürüyüşleri
AKP’nin Kürtleri linç etmek için kullandığı bayrak yürüyüşlerinin adeta bir
kopyası yine Kürtçe Ana dilde eğitim kampanyasına Suriye rejimi karşı çıkmış,
eğitimlerin Arapça yapılmasını söylemişlerdi. Artık kimin kimden yana olduğu,
kimin kimlerin işbirlikçisi olduğu daha iyi anlaşılmıyor mu?
KDP ve Barzani’nin politikalarını PKK-YPG bozuyor
Manchester Üniverstesi Uluslararası Güvenlik ve Dengeler
Araştırma Merkezi Orta Doğu Uzmanı Emekli Doçman Professor Dr. M. Williams bir
röportaj da, KDP’nin son politikalarını değerlendirdi. Prof. Dr. Williams’ın
röportajından: ”İslam Devleti adında terör örgütünün 2012’den bu yana başta
Irak ve Suriye’ deki savaş da sürekli ilerlemesi ile tüm Bölgesel ve
Uluslararası Devletlerin dengesini bozdu. PKK ve YPG’nin İslam Devletine karşı
direnişi de Türk devleti ve KDP’nin planlarını bozdu. Gelişen savaşta Batılı
Devletler yanı sıra İslam Devletine karşı en iyi savaşan güç Suriye
Kürdistan’ında YPG, Irak Kürdistan’ın da ise PKK’dir. Bölge de ve uluslararası
alanda PKK ve YPG dengeleri etkileyecek ve değiştirecek bir güç haline geldi.
Kobani ve Şengal’in kurtarılmasında YPG ve PKK’nin rolünü kimse inkar edemiyor
artık.
Proto-Türk/Kurdistan devleti mi kurulacak?
Bölgedeki diğer bir gelişme de ABD ve AB’nin Irak’ın artık
hem Sünni-Şii olarak mezhepsel hem de etnik olarak Kürtler ile bölünmesini
kabul etmeye hazırlanıyor. ABD bu anlamda KDP ve Barzani’ye devlet kurma
misyonunu vermek istiyor. Ancak kurulacak bu Kürt devletinin Mesut Barzani
öncülüğünde gelişmesi halinde Türk devletinin Misak-ı sınırlarına örtülü bir
şekilde dahil olacağı ve Türk devletinin himayesi altındaki bir Kürt devletinin
ABD’nin çıkarlarına ‘hizmet’ etmeyeceği açıktır. KDP’nin halen Avrupa Demokrasi
değerlerinden uzak olan aşiret tarzı yapılanmasına sahip olmasından dolayı Kürt
devletini kuramaz. Kursa da işbirlikçi proto-Türk/Kurdistan devleti olur.
Kurdistan Bölgesinde KPD, birleştirici ve kapsayıcı özelliklerden yoksundur.
Erbil merkezli KDP ile Süleymaniye merkezli YNK arasında kültürel, ekonomik,
siyasi, askeri ve istihbarat noktalarında ciddi ayrılıklar var. Partiler her
şeyin üstündedir. Kurulan hükümet formaliteden başka bir şey değildir.
Sunni ortaklar: Türk
devleti, İslam devleti, KDP
Neçirvan Barzani’nin etkisizleştirilerek, etkisiz-yetkisiz
bir hükümetin başbakanı yapılarak gözden çıkartılması Neçirvan Barzani ile
Mesut’un oğlu Mesrur Barzani arasında ciddi iktidar kavgalarına neden olmuştur.
Mesrur Barzani’nin adamları Neçirvan Barzani’nin evini ve arabasını
kurşunlamışlardı. Bütün bu karmaşık duruma bir de Goran eklenince işler bir
bütün karıştı. Goran hareketinin de kendi silahlı güçlerini kurma çabası
içerisine girmesi Barzani’nin bağımsız Kürdistan hayallerinin gerçekleşmemesinin
tuzu biberi oldu. Anlaşılıyor ki, KDP Kürt bölgesini birleştirmeyecek, tam
tersine parçalanmanın zeminini oluşturacak. Aynı siyaseti Şii ağırlıklı Irak
Hükümeti’ne karşı da sürdürmektedir. Tek olumlu ilişkisi mezhepsel olarak Sünni
olan Türkiye ile geliştirmektedir. Türkiye Ortadoğu stratejisi temelinde İslam
Devletini desteklediği tüm dünya kamuoyu tarafından açıkça bilinmektedir KDP’de
kendisini mezhepsel olarak Irak Hükümetinden ziyade Sünnni İslam Devletine
yakın görmektedir. Bunlara ilişkin net bir bilgi elimde yok ama İslam Devleti
ile yaptığı petrol ticaretine göre KDP’de İslam Devletine Türkiye ile beraber
destek vermektedir. Kendi ekonomik çıkarları için kendi halkına karşı
katliamlar uygulayan Türk devleti ile ortak anlaşmalar imzalayan Barzani, nasıl
olur da kendi halkı için bir devlet kursun. Şengal’deki Ezidi YBŞ ve YPG
güçleri olmasaydı Şengal’de daha büyük katliamlar olacaktı. Şengal meselesinde
KDP, kendi halkının güvenliğini sağlayamamıştı. Kendi halkını bile koruyamayan
bir parti nasıl devlet kurar ki. Güvenlik bir devlet için temel unsur olması
gerekmiyor mu? PKK yetişmeseydi İslam Devleti Erbil’e girecekti. İslam
Devletinin askerleri Erbil’e yaklaşırken Barzani ailesi Erbil havaalanın yolunu
tutmuştu. İslam Devleti geldiğinde arabaların arkasına doluşan Barzani
peşmergelerinin Uluslararası güçler dışında bağımsız hareket etme yetkisi
yoktur. Bu anlamda ‘Bağımsızlık Referandumunu’ bu sorunları örtme manevrası
olarak değerlendiriyorum. Şöyle bir şeyi de düşünmek mümkün Barzani’nin “bağımsızlık
referandumu nun zamanlaması ABD tarafından gittikçe İran’a yaklaşan Irak
Hükümetine baskı uygulamak için uygulanmış bir planın parçası olması da
kuvvetle muhtemeldir. Aynı şekilde Türk askerlerinin Başika’ya girmesi de aynı
planın başka bir parçası olabilir. Nede olsa burası Ortadoğu. Kimin ne
yaptığını bilebilmek için satranç tahtasında oynanan oyunları iyi bilmek
gerekir. ABD’nin bu planlarına ilişkin elimde henüz teyit edilmiş bilgiler yok
ama ABD’nin genel stratejiler temelinde böylesi yöntemleri de olduğu
bilinmektedir. Barzani’nin bağımsızlık referandum hazırlıklarının yapılması
hakkında bilgilerin medyaya yayılmasını bu temelde değerlendiriyorum”
Türk devletinin
Misak-ı Milli Kürdistan’ı!
Prof. Dr. Williams, röportajının devamında, KDP’nin Rojava’yı
tanımama politikaları hakkında da değerlendirmelerde bulundu. ”Rojava ve
Suriye de İslam Devletine karşı baş aktör olarak başta PYD ve onun silahlı gücü
YPG’yi kabul etmek zorundayız. PYD ve YPG artık sadece Kürtler arası sınırlı
kalmadan Suriye’deki birçok kesimden özgürleştirici güç olarak kabul
görmektedir. KDP ise Irak Kürdistan Bölgesinde hakimiyet gösterirken rakibi
olan PYD’ye karşı Rojava’da böylesi bir belirleyici rol oynamamaktadır. PYD’ye
karşı Türk devleti ile işbirliğinden kaçınmamaktadır. Bunun dışında PKK ile
derin bir çelişkisi var. Ben karşılaştırmalardan çok hoşlanmam ama şunu
söylemekten kaçınamıyorum. Her ne kadar PYD, PKK’ye yakın ya da uzantısı da
olsa da örgütlülük anlamda, Kürtleri ve Ortadoğu halklarını birleştirme gücüne sahiptir.
PYD’nin hem mezhepçiliğe hem milliyetçiliğe karşı olması da olumlu yönlerinden
birisidir. Bunlar evrensel batılı değerlerin temel unsurlarıdır. Son olarak da
şunu belirtmek istiyorum. KDP Irak’ta yasal çerçevede Uluslararası alanda statü
elde etmiş olmasına rağmen İslam Devleti ile yaptığı petrol anlaşmaları, Türk
askerlerinin Musul’a konumlandırılması ve Türk devletinin Cumhurbaşkanı ve
ailesiyle yaptığı petrol kaçakçılığı gibi birçok konuda yasadışı hareket
etmesi, kimsenin yandaşı olmayan Kürtleri
gerçekten bağımsızlaştıracak mı?
Kürtler, gerçekten bağımsız bir Kurdistan mı istiyor yoksa Kürtleri
katleden Türk devletine bağımlı bir Kürdistan’ı mı istiyor?
Soruyu yine başka bir şekilde sorarak bitirelim PYD’nin
kantonları mı Kürtleri daha çok özgürleştirir yoksa Türk devletinin destek
verdiği Misak-ı Milli sınırları içinde ki “Bağımsız Kürdistan mı Kürtleri
özgürleştirir?”
Fardin Hosseînî-New
York/Queens
Kürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info – www.navendalekolin.com
:” ”
:””
“Liberation Serif”,”serif”
:ZH-CN
:HI