• Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Makaleler

İnsanlığın Kurtuluşu Sosyalizm ve Demokratik Ulusçuluktadır

Yayınlayan Lekolin
30 Nisan 2020
Kategori: Makaleler
258 5
İnsanlığın Kurtuluşu Sosyalizm ve Demokratik Ulusçuluktadır
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

Dünyada toplumların büyük bir çıkmaz içinde oldukları, sorunların içinde kıvrandıkları gerçekliği   ile karşı  karşıyayız. Çığ gibi büyüyen işsiz-lik-ler, yoksulluk, sefalet adeta insanları kırıp geçeriyor. Geri   bırakılmış  ülkeler bahsedilen yoksulluğu derinliğine katmerli bir şekilde yaşıyorlar. Uzunca bir zamandır içinde  yaşadığımız  mevcut sınıflı toplum sistemi toplumsal, sosyal, ekonomik ulusal, ekolojik ve daha sıralayacağımız bir çok sorunlara çare olmak şurada kalsın, mevcut sorunların kaynağı, toplumsal sorunların ürediği, ortaya çıktığı bir bataklık durumundadır. Kapitalizm [sermaye] kar için hiç bir kural, ilke, ahlak tanımıyor, insani ne kadar değer varsa kirletip tanınmaz hale getiriyor.
Sermaye sistemi ticari, çıkar, menfaat, pastadan pay kapma eksenli olarak zaman zaman veya  çoğu kez ticari rekabetten kaynaklı olarak kendi aralarında bile pazar kapma mücadelesine giriyorlar.

Geçen  yüzyılda  gerçekleşen 1. ve 2. Dünya savaşları esasen emperyalizmin dünyayı  paylaşma savaşları olup insanlığa çok ağır manevi maddi siyasi, sosyal bedelleri olan, insanlığı adeta yok etmenin eşiğine kadar getirmiş sadece çıkar  menfaat amaçlı  sömürü savaşlardı. İçinde  yaşadığımız sistemin toplumlara kan, gözyaşı açlık ve sefaletten başka bir şey veremeyeceği aslında mevcut sistemin her türlü yapı ve durumundan anlaşılmaktadır. Dolayısıyla sorunların çözümünü sorunların  ürediği  bir bataklıkta aramayacağız. Yani sorunların kaynağı mevcut sermaye düzeniyse, bu durumda da sorunların çözümünü bu  sistemde değil, toplumcu bir  sistemde arayacağız. Çünkü her yönüyle toplum karşıtı olan bu sınıflı sistemden   toplumun  lehine bir gelişim ve yarardan söz edemeyiz. Karakter olarak topluma düşman olan, toplumu her bakımdan  tanınmaz hale getirip toplumu toplu olmaktan çıkaran bu sistem kesinlikle toplumun en büyük düşmanıdır. Zaten sınıflı toplum düzeni  kuruldu kurulalı insanlığı adeta bir makina ve sömürü aracına dönüştürmüş, toplumu adeta her yönden iflas ettirmiştir.

Kapitalist  sistem için en bulunmaz sermaye bilinçsiz, örgütsüz, dağınık halk yığınlarıdır. Bugüne kadar  toplumların büyük bir yoksulluğu yaşıyor olmaları toplumların her yönden bilinçsiz, örgütsüz ve donanımsız  olmalarının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bu bakımdan toplumların kendilerini sosyal ve siyasi olarak örgütlenip, bilinçlenip bu cendereden, bataklıktan kurtarmaları gerekiyor. Bu açıdan toplumsal kurtuluşu sağlayan, toplumu her türlü gerilikten, bilinçsizlikten  kurtarıp  örgütlü hale getiren yeni toplumsal bir sistem arayışı içinde olmamız gerekiyor. Çünkü toplumu her bakımdan  sömüren, bitiren, ahlaki çöküşe, yozlaşmaya götüren bu sermaye düzenine karşı durmaktan başka çare yoktur. Çünkü emeğini  kaybetmiş bir toplum her şeyini kaybetmiş demektir. Dolayısıyla toplumun öncelikle kendi emeklerine sahip çıkmaları gerekiyor. Çünkü toplumu
toplumsal hale getirip, insan da insanileştiren tabii ki toplumsal üretim, çalışma emek ve değerlerdir. Demek ki bütün insani ve toplumsal değerler toplumsal emeğin çalındığı, bitirildiği  yerde kaybolmuştur. Dolayısıyla insanların içinde yaşadıkları sistemin getirmiş  her türlü geriliği, olumsuzluğu aşıp  toplumun yararına, lehine olacak bir toplumsal sistem geliştirmeleri bir çok zorluğa ve engele rağmen mümkündür. Bundan dolayı  toplumun tercih edeceği sistem elbetteki sosyalizmdir. Sosyalizm insanların her bakımdan en üst seviyede gelişmeleri demektir. Yeni insanın  şekillendiği, yeni  ilişkilerin insanların gelişimine yön verip yeni bir yaşamın şekillenmesi sosyalizmi ifade eder. Yani toplumsallığın en zengin şekilde yaşanıldığı sistem sosyalizmdir. Sosyalizmde insanlar kendileri için üretip, çalışıp, kendileri  için yaşarlar. Kapitalist sınıflı sistemdeki bir avuç sömürücü sınıfa çalışmazlar. İnsan emeğinin insanı şekillendirdiği, insanın  insani değerleri en derin  bir şekilde yaşadığı, insanın insan için her türlü fedakarlığı yaptığı sisteme sosyalizm [sosyalleşme] diyoruz.
Sosyalizm sadece üretim araçlarının kamulaştırıldığı, ekonomik eşitliğin sağlandığı sistem değil, aynı zamanda insanların birey olarak iyi bir eğitim aldığı, en ufak bir yanlışa müdahale eden, topluma zarar veren her türlü yanlış anlayışa karşı çıkıp mahkum eden, siyasi  olarak gelişmiş yeni insan, yeni birey ve yeni  toplumun oluşmasıdır. Çünkü yeni toplumsal  bir sistem yeni insan ve toplumsallıkla gelişip, kökleşir süreklileşebilir. Sosyalizmde toplum sosyal, siyasal ve idari  olarak devletten daha donanımlı,
etkili ve yetkilidir. Toplumun siyasi olarak yetkili, etkili ve inisiyatifli olması toplumsallığın,  sosyalizmin gelişimi  için hayati önemdedir. Sosyalizmde devlet komünizme geçiş için bir süreliğine sembolik olarak var olur ama yönetimde inisiyatif  ve yetkiler halkın elinde olup devletinde üstündedir.
Sosyalizmde devlet halkın emrinde olup, halka hizmet etmede en küçük bir kusur bile yapamaz. Sosyalizmde devlet siyasi ve idari olarak ne denli pasifize olursa, toplum güç olmada o denli aktif  hale gelip güçlenir.  Sosyalizm devletin toplumun içinde günden güne siyasi olarak eridiği, her türlü yetkinin halkın eline geçtiği toplumsal koşullarda gelişir. Çünkü sosyalizm kendi kendisini yöneten toplumun oluşmasıdır. Dolayısıyla toplum her yönden kendisini  yönetebilecek sivil idari, örgütsel komün yönetimini geliştirmişse devlete ihtiyaç duymaz. Çünkü devletin olduğu yerde baskı ve sınıf var. En büyük sınıf mevcut devlettir. Dolayısıyla demokratik sosyalizm devlet gücünün ve sınıfların olmadığı, toplumsallığın dorukta  olduğu en insani sistem olmaktadır.

Demokratik ulusçuluk, sınırların ortadan kalkması ve halklar arasında kardeşlik bağlarının kurulması için önemlidir. Demokratik ulus olmadan, halklar arasında kardeşlik kurulmaz ve sınırlar ortadan kalkmaz. Uluslar-halklar arasında kültürel kaynaşma, halklar arasında her bakımdan birlikteliklerin oluşması, demokratik ulus anlayışıyla mümkün olacaktır. Demokratik ulus gerçekleşmeden, enternasyonal bir sosyalizmi kurmak pek mümkün olmaz. Bundan dolayı, insanlığın kurtluşu, demokratik ulusçuluk ve sosyalizmle mümkündür…

Kemal SÖBE

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Önceki yazı

Öcalan: Kürtler Arasında Kan Dökülmesin

Sonraki Haber

Kürt Halkı KDP’nin İşbirlikçiliğine Siyaset Demesini Kabul Etmemelidir

Benzer Haberler

VAMPİRLER EKRAN BAŞINDA
Makaleler

VAMPİRLER EKRAN BAŞINDA

27 Şubat 2021
BAŞUR SİYASETİ TEHLİKENİN NE KADAR FARKINDA?-Makale
Makaleler

GARÊ SALDIRSINDA ÜÇ BARZANİ VE ÜÇ AYININ ‘ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ’ MESELESİ

23 Şubat 2021
Kürtlerin En Doğal ve Demokratik Hakkı
Makaleler

SAFLAR NETLEŞMİŞTİR

23 Şubat 2021
Sonraki Haber
KDP Nereye Koşuyor!

Kürt Halkı KDP’nin İşbirlikçiliğine Siyaset Demesini Kabul Etmemelidir

Öne Çıkan Yazılar

  • Garê: Kime Ne kazandırdı, Kime Ne kaybettirdi?-Politik Analiz

    Garê: Kime Ne kazandırdı, Kime Ne kaybettirdi?-Politik Analiz

    526 Paylaşım
    Paylaş 210 Paylaş 132
  • VAMPİRLER EKRAN BAŞINDA

    508 Paylaşım
    Paylaş 203 Paylaş 127
  • GARÊ SALDIRSINDA ÜÇ BARZANİ VE ÜÇ AYININ ‘ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ’ MESELESİ

    567 Paylaşım
    Paylaş 227 Paylaş 142
  • PANDEMİ SÜRECİNDE ASKERİ HARCAMALARDA REKOR ARTIŞ

    503 Paylaşım
    Paylaş 201 Paylaş 126
  • TÜRK ORDUSUNUN VE MEDYASININ 2 YÜZLÜ HALİ: GARÊ SALDIRISI

    645 Paylaşım
    Paylaş 258 Paylaş 161

Önerilenler

Garê: Kime Ne kazandırdı, Kime Ne kaybettirdi?-Politik Analiz

PANDEMİ SÜRECİNDE ASKERİ HARCAMALARDA REKOR ARTIŞ

VAMPİRLER EKRAN BAŞINDA

GARÊ SALDIRSINDA ÜÇ BARZANİ VE ÜÇ AYININ ‘ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ’ MESELESİ

SAFLAR NETLEŞMİŞTİR

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Araştırmalar
  • Basın Bültenleri
  • Basından Seçmeler
  • Belgeler
  • Dizi Yazı
  • Dış Basından
  • Duyurular
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
  • Haberler
  • Kadın
  • Kim Kimdir?
  • Kronoloji
  • Kürdistan Tarihi ve Dili
  • Makaleler
  • Okuyucudan
  • Özgürlük Perspektifleri
  • Politik Analiz
  • Röportajlar
  • Serbest Yazılar
  • Teknoloji

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Kayıt için formu doldurun

Tüm alanlar zorunludur Oturum aç

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç