18 Kasım 2010 Perşembe Saat 07:37
07 Mart 2010 tarihinde yapılan Irak parlamento seçimleri arada sekiz ay geçmesine rağmen hala hükümet kurulamadı. Bu güne kadar Irak hükümet kurma çalışmaları üzerine çok yazılar yazıldı ve analizler yapıldı. Bu gün hala güncel bir konu olması itibariyle süreci yakından takip eden YNK’nin pilot büro üyesi ve Soran Bölgesinin örgütlenmeden sorumlu aynı zamanda YNK’nin eski parlamenteri olan Arês Abdulla ile bu durumu konuştuk.
-07 Mart 2010 tarihinde Irak Parlamento seçimleri yapıldı. Yaklaşık olarak sekiz aydır hükümet kurulamadı. Hükümetin kurulmamasının asıl nedeni nedir sizce?
Hükümet kurulmamasının temelinde önemli bazı nedenler vardır. Nedenlerin başında birincisi Irak devleti kurulurken sorunlu kurulmuştur. Irak devleti zorla bir araya getirerek kurulan bir devlettir. Irak devleti üç temel gücün bir araya gelerek oluşturduğu bir güçtür. Bunlar Kürtler, Şii ve Sünni Araplar bunların yanı sıra çok etkin olmasalar da Türkmen, Asurî ve Ermeniler de söz konusudur. Irak’ın temel yapı taşları olan Kürtler, Şii ve Sünni Araplar zorla bir araya getirilerek Irak devleti oluşturulmuştur. Irak devleti kuruluş aşamasında zorla kurulmuş ve bu güne kadar da Irak devleti hiç bir zaman bir bütün olamadı ve sürekli sorunlu halde yaşadı. Kürdün amaç, kültür ve inançları Sünni Araplardan, Sünni Arapların Şii Araplardan farklıdır. Bu farklılıklar hiçbir zaman kaynaşma, bütünleşme ortamı bulmadı, aksine baskı ve şiddet sebebi olarak görüldü. Irak devleti Irak’ta yaşayan tüm vatandaşlarının devleti olamadı.
İkincisi dış ülkelerin Irak iç işlerine müdahale etmesi, İran, Suriye, Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün ve diğer devletlerin müdahalesine maruz kalıyor. Bu ülkelerin her biri kendi çıkarları doğrultusunda kendileriyle ilişki içinde olan Irak’lı partiler aracılığı ile müdahale ediyorlar.
Üçüncüsü Demokrasi ve hukuk devleti anlayışı ve kültürünün oturmamış olması seksen yıl boyunca Arap Sünni şovenizmi başımızda iktidardı. Hala da bu kültürün ciddi etkileri söz konusudur. Saddam rejimi yıkıldıktan sonra bile kurulan partiler demokrasi kültürünü içlerine sindiremediler. Seksen yıl boyunca Sünnilerin baskısı altında yönetilen Şiiler bu fırsattı iyi değerlendirerek Irak hükümetinin ele geçirip bundan sonra Sünnilerin bir daha iktidara gelmesine fırsat vermek istememektedirler. Sünniler de seksen yıl boyunca oturmuş oldukları iktidardan vazgeçmek gibi niyetleri söz konusu değildir. Sünniler ile Şiiler arasında böylesi ciddi bir mücadele söz konusudur. Her iki grupta kendi çıkarlarını bir bütün Irak çıkarlarında bulmadıkları müddetçe bu sorunun hal olması da zor görünüyor.
En fazla dış ülkelerle işbirliği içinde olan El Irakiye dir.
Irak parlamento seçimlerinde dört temel liste ön plana çıktı. El Irakiye (İyad Allavi), Hukuk listesi (Nuri El Maliki), Ulusal İttifak (Ammar El Hekim), Kürt Kardeşlik Listesi (Kürtler) bu listelerden hangileri bir diğerine daha yakın ya da birbirleriyle işbirliği yapabilir?
Kürt kardeşlik listesi ile Şiilerin Ulusal İttifak listesi birbirlerine daha yakın hem de hükümet kurma programları birbirlerine en yakın anlayışta olanlardır. El Irakiye listesi ki Sünni Arapların ağırlıkta olduğu listedir. Bu liste hem Şiilere hem de Kürtlere uzak olan bir listedir. Fakat onsuz da hükümet kurmak neredeyse mümkün görünmüyor. Çünkü kurulacak bir hükümette Şii, Sünni ve Kürtlerin temsil edildiği bir hükümet olması gerekiyor. Çevre ülkelerle en fazla ilişkide olan bu listedir.
Çevre ülkeleri El Irakiye listesinin sağlıklı düşünüp kendi iradesiyle hükümet çalışmalarına katılmasını engelliyorlar. Çevre ülkelerin Irak’ın iç işlerine karışmasında iki önemli amacı vardır. Birincisi özgür, demokratik Federal bir Irak’ın kurulmasından yana değiller. Bunu engelliyorlar çünkü böylesi bir Irak onların çıkarına değildir. İki yeni inşa edilen bir ülkeyi inşa aşamasında kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmek istiyorlar. Örneğin Amerika, Suudi Arabistan, İran, Türkiye v.b ama bunlar içerisinde bazı ülkelerin etkileri daha fazladır. Örnek verecek olursak İran ve Suudi Arabistan’ın Irak’ın bu durumda olmasında büyük etkileri vardır.
Dört Grup Anlaşamazlarsa Hükümet Kurulamaz
-Bir Iraklı Yetkili Irak’ta son dönemlerde arka arkaya meydana gelen patlamalarda Suudi Arabistan’ın eli olduğu söyledi sizce doğru mu?
Sanmıyorum bu eylemleri yapanlar Baas partisinden geri kalanlardır. Bunların asıl amaçları Irak devletinin durumunu daha kötüye götürmedir. Ben sanmıyorum bu tür terörist eylemlerde hiçbir ülkenin eli olsun. Teröristler yardım eden ülkeler vardır. Fakat Suudi Arabistan’ın bu eylemlerin arkasında olduğunu düşünmüyorum.
-Mevcut durumda Irak hükümetini kurma çalışmalarının geldiği düzey nedir?
Bir ihtimal pazartesi günü parlamentoda Irak hükümeti kurma çalışmalarına yönelik bir toplantı olacak. Fakat bu toplantıda bir şey çıkacağını sanmıyorum. Çünkü Irakiye listesi bu toplantıya katılmak istemiyor. Basına açıklamada bulunarak bu toplantıya katılmayacaklarına söylediler. Hükümet kurma çalışmalarında bir ilerleme olsa da Irak’ta ki dört temel liste hükümet kurma çalışmalarında anlaşamazlarsa hükümetin kurulması oldukça zor görünüyor.
Kürtler Birleştirici Bir Rol Üslenmişler
-Kürtlerin bu işin neresinde ya da hükümet kurma çalışmalarında kimlere daha yakın?
Kürtler tüm Irak halkının çıkarlarını düşünerek çalışmalarını yürütüp siyaset yapıyorlar. Kürtler hükümet kurma çalışmalarında hiçbir grubun dışarıdan bırakılmasında yana değildir. Dört grubunda kurulacak hükümette yer almasından yanadır. Bunun için Kürtler tüm gruplara eşit mesafede yaklaşıyorlar. Şu anda Kürtler gruplar arası birleştirici bir rol üstlenmiş. Böylesi bir kriz döneminde Kürtler gruplar arasında aracılık yaparak sorunun daha da derinleşmesinin önüne geçiyorlar. Demokratik federal bir hükümetin kurulması için Kürtlerin oynadığı rol oldukça önemli ve tüm Irak halklarının çıkarına olan bir roldür.
Cumhurbaşkanlığı Kürtlerin Ulusal Hakkıdır
-Geçenler de El Irakiye ile Hukuk devleti anlaşmaya yakın oldukları Cumhurbaşkanlığının El Irakiye, hükümet başkanlığının Hukuk devleti listesine Kürtlere ise meclis başkanlığının verileceği söylendi. Bu durumu Kürtler kabul eder mi?
Anayasal olarak seçimleri birincilikle bitiren liste hükümeti kuracak olan listedir. Bu durumda ikinci listeye cumhurbaşkanlığının verilmesi gerekiyor. Burada bir şeye açıklık getirelim ki yanlış anlaşılmaya meyil vermeyelim. Burada Cumhurbaşkanlığı koltuğu listeye göre verilmiyor. Irak anayasasında Irak’ın iki temel ulustan oluştuğunu söyler. Bunlardan biri Araplar diğeri ise Kürtlerdir. Bunun için anayasal hak olarak Cumhurbaşkanlığı bir ulusal hak olarak Kürtlere aittir. İkincisi Kürtler, Sünni, Şii Araplar ve Türkmenler de tekrardan Celal Talabani’n Cumhurbaşkanı olmasından yanadır. Çünkü Celal Talabani’n Irak’ta ki rolü oldukça büyük ve önemsenen bir roldür. Fakat bazı milliyetçi kesimler ve Kürt karşıtı bazı çevre ülkeleri Kürtlerin tekrardan Irak’ta cumhurbaşkanlığı hakkını almaktan yana değiller ve bunu engellemek için çaba içindeler. Şimdiye kadar da tüm Iraklı gruplar tekrardan Celal Talabani’n cumhurbaşkanı olmasından yana.
Kürtler Cumhurbaşkanlığından Vazgeçmezler
-Şimdi şunu tekrardan söylüyorum cumhurbaşkanlığını Kürtlere vermezlerse Kürtler başka türlü razı olurlar mı?
Kürtlere cumhurbaşkanlığı vermezlerse Kürtler hiçbir şekilde kabul etmezler. Bu mevki Kürtlere gerekli ve olması gerekiyor.
-Kürtlerin Kendi içinde anlaşmazlık var mı? Varsa hangi noktalarda vardır?
Kürtler Irak hükümetini kurma çalışmaları, 140. maddenin ve anayasanın uygulanması ve Irak hükümeti ile Kürtler arasında temel anlaşmazlık noktalarının hepsinde birlikte hareket ediyorlar. Fakat Federal Kürdistan bölgesine yönelik Goran hareketinin farklı düşünceleri söz konusu bu noktada bazı değişikliklerin yapılması için Kürdistan Kardeşlik listesine baskı uyguluyor. Bundan dolayı kendini bu listeden geri çekmiş. Şu anda da diyaloglar sürmekte umut ediyoruz ki tekrardan Kürdistan listesine dâhil olur.
Yusuf Mesut
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info