Şengal’de Kasım Şeşo son zamanlarda adeta medyaya çıkan herkesi düşman ilan ederek, çok sıradan yaşayan insanlar üzerinde baskı yapıp yeni şantaj yöntemleri geliştirmekte, özellikle Şengal halkını soykırım sürecinde yalnız bırakan ve yalnız bırakmakla kalmayıp Şengal’den alelacele kaçan ve halkın ‘bari hiç olmazsa silah verin talebini de’ ret eden KDP, şimdi de Şengal halkının tüm kazanımlarını yok etmek, örgütsüz ve savunmasız bırakmak için yeni yol ve yöntemler denemekte.
Şengal’den Güney Kürdistan’ın diğer yerlerine gitmek isteyen her Şengal halkının bireyini bir bir kontrol eden, birer suçlu veya şüpheli olarak sorgulayan KDP’nin Seytereleri Kasım Şeşo’nun talimatıyla halk üzerinde yürütülen ambargo ve baskıyı daha da derinleştirmek istemektedirler. Halkın bu yeni yaklaşıma olan tepkisi çok büyük ve bunun tamamen düşmana hizmet eden bir siyaset olduğunu ve soykırım zamanında yalnız bırakılan halkın acılarını daha da derinleştirdiğini dile getirmekte.
KDP seyterelerinde yol kontrolünden geçen vatandaşlardan alınan bilgilere göre, insanlara ‘’Çıra Tv’ye çıktınız mı veya KDP kanalları ve basın organları dışında herhangi bir yerde demeç verdiniz mi’’ gibi sorularla karşılaştıklarını, bu soruların cevaplarına göre bir yaklaşımla karşı karşıya kaldıklarını söylemekteler.
Şengal halkının en büyük kazanımlarından olan, Şengal halkının kültürünü, yaşamını, dilini ve inancını canlı tutan, Şengal halkının yaşadığı sorunları ekrana yansıtan, bir bakıma adeta Şengal halkının sesi olan Çıra tv KDP’nin hedefi haline gelmiş durumda, bu kanala çıkan her Kürt insanını düşman olarak fişlemekte, sesini duyuran, kültürünü yaşamak, sorunlarını duyurmak isteyen ve katliamla yüz yüz bırakılmış bir halkın direnişle yeniden yaşama tutunma mücadelesinin büyüklüğünü kabullenemeyen ve bunu kendine bir tehdit olarak gören işbirlikçi KDP, Şengal’deki Êzidî halkını tekrar ve sessizce soykırımdan geçirmek istemektedir.
KDP’nin Güney Kürdistan’ın dört tarafına dağılmış Êzidilere karşı bu yeni insanlık dışı politikası, halkı işbirlikçiliğe, ihanete ve düşürmeye yönelik ve tamamen düşmana teslim olmayı dayatmaktadır. Güney Kürdistan’ın diğer bölgelerine her bir Kürt insanı olarak gitmek isteyen Êzidi halkına karşı eğer Çıra TV’ye çıkmazsanız size sorun çıkarmayız denmekte, bu şekilde Êzidi halkı üzerinde bir korku daha yaratılmak istenmektedir. Kendi düşmüş insanını yaratmak isteyen KDP, direnişiyle tüm Kürt halkına örnek olan Êzidi halkını, sözde kanunlar ve insanlık dışı uygulamalarla yozlaştırmak istemektedir.
Özellikle Êzidi halkının yanında olduğunu ve bu amaçla çalıştığını dile getiren KDP’li Kasım Şeşo, tarihteki KDP ihanetçiliğini sözde Êzidi kimliği altında Şengal’de faaliyet yürütmektedir. Êzidi kimliği kullanılarak, kendi yaşamını yeniden kurmaya çalışan, yaşadığı acıları bir nebze de olsun unutmaya çalışan Êzidi halkına silah zoruyla, işkence ve baskıyla ajanlık dayatılmakta, dilsiz bırakılmak istenmekte, kendi yaptıkları gibi ihanet dışında onlara başka bir yaşamın olmadığı gösterilmek isteniyor.
ŞENGAL’DE ETNİK TEMİZLİK VE YENİ ARAP KEMERİ(?)
Irak’ta yapılan seçimlerden sonra halkın hiçbir talebini karşılamayan hükümet siyasi amaçlar uğruna her bir tarafa dağılmış Arap halkını parçalamaya devam etmekte ve bu uğurda temelsiz, içi boş bir Irak yaratılmak istenmektedir.
Bilindiği üzere Daiş saldırılarından sonra Irak’ta pek çok şehir harap edildi, yüzbinlerce insan yerinden oldu, yüzbinlerce insan inandığı değerlerden dolayı öldürüldü. Irak’taki Sünni-Şia çekişmesinin en büyük acısını yaşayan Irak halkları Irak devletinin başındaki siyasete göre birer yapboz parçası gibi sürekli göçertilmekte, halkın birliği ve direniş ruhu parçalanmak istenmektedir.
Buna rağmen Irak’ta kalmakta ısrar eden halklar, her türlü zorluğa itilmekte, çok zor şartlarda yaşamaya zorlanmaktadır. Özellikle işgalci Türk devletinin Yeni Osmanlı hayali, Kerkük-Musul hattındaki faaliyetleri, Daiş yoluyla Irak’ın birliğini sürekli bozma ve parçalama girişimleri Irak’ı son yıllarda tam bir belirsizlik içine sokmuştur. Bunun bilinmesine rağmen Irak yönetimi çıkarları doğrultusunda halkının bu siyasete kurban edilmesine göz yummakta, tüm yaratılmış değerler, bir bir ortadan kaldırılmaktadır.
Özellikle MİT faaliyetlerinin Irak’a ait kurumlardan daha rahat bir şekilde çalışma zeminine sahip olması ve çalışma yürütmesine, silahlı çete örgütleri yürütmesine göz yuman hükümet, MİT faaliyetlerinin Irak halklarını birer oyuncak gibi oradan oraya sürüklemesine sessiz kalmaktadır.
Irak’ın zengin kültürel değerleri onun içinde yaşayan Arap, Kürt, Türkmen ve diğer halkların sürekli bir çatışma içinde kalmasının başında kuşkusuz işgalci Türk devletinin faaliyetleri yer almaktadır. Irak’ta halkın birliği ve yeniden dönüşü için çalışması gereken yönetim, MİT kontrolünde halkları birbirine düşman ettirmek istemektedir.
Çok açık görülüyor ki MİT öncülüğünde Irak’ta diğer halklara karşı özellikle Kürt halkına karşı bir etnik temizlik politikası yürütülmekte bunun karşılığında dört tarafa dağılmış, kamplarda kaderlerine terkedilmiş, çoğu düşürülmüş, ajanlaştırılmış Arap halkını buralara yerleştirmek istenmektedir. Bunun Güney Kürdistan’daki ayağını MİT-Parastin yürütmekte iken, Irak ayağını da MİT- Irak İstihbaratı üstlenmiş durumda. Bu temelde Hol kampında bulunan bazı Arap sünni ailelerin Şengal’e yerleştirilerek hem yeni Arap Kemeri oluşturulması amaçlanmakta, hem de sürekli bir çatışma zeminin devamını sağlamak istenmektedir, bu şekilde işgalci Türk devleti yeni Osmanlı hayali planı doğrultusunda hem Êzidi halkını göçe zorlamak hem Arap halkının birliği parçalamak hem de tam bir demografik katliam yapmak istemekdir.
Özellikle Suriye’deki Arap halkının işgalci Türk devleti tarafından bilinçli bir şekilde önce Türkiye’ye göçe zorlandırılması ve burada AFAD kamplarında toplanan Arap halkına her türlü kirli faaliyetleri yürüten işgalci Türk devleti DAİŞ ve diğer çete örgütleri aracılığıyla Rojava şehirlerinde Arap halkını özellikle Daiş ve diğer çetelerin ailelerini buralara yerleştirmesi bu yeni Arap Kemeri’nin ilk adımı olarak görülebilir. İkinci adım ise şu an Irak’ta Irak yönetimi ile beraber Irak’ta yaşayan tüm halklara karşı yapılmak istenmektedir.
Irak topraklarının yer altı ve yer üstü zenginlikleri MİT kontrolündeki Irak yönetiminin siyaseti doğrultusunda talan edilmektedir. Irak parlementosunda çıkan sesler ise bir bir etkisizleştirilmektedir. Türk devletinin adeta Irak’taki piyonu olan Barzani ailesi Irak’ın tüm zenginliklerini birer ganimet gibi almak gibi bir rol üstlenmiş durumdadır.
TAVUK GELECEK YERDEN KAZ ESİRGENMEZ!
Kürt halkının son 70 yıllık tüm kazanımlarını Kürt halkının düşmanlarına armağan eden KDP, düşmanının gözüne girmek için harıl harıl çalışmaya devam etmektedir. Neredeyse Kürt halkının ülkesine aşık, ülkesi için canını vermeye hazır olan tüm insanlarını küçük yaşam düşkünlükleri için Kürt halkının düşmanlarına kurban eden KDP yeni planlarını uygulamak için harekete geçmiş durumda.
Sürekli Kürt Ulusal Bayrağı adına naralar atan fakat bu bayrağı Türkiye’de taşımak isteyen tüm Kürtlere ölümü, işkenceyi reva gören faşist Türk devleti ve bunun karşısında sessiz kalan İstanbullarda köşklerle Kürt kanı üzerinde sefa süren Barzani ailesi basit düşkünlüklerini devam ettirmek için son yıllarda adeta bir yarış içine girmiş durumdadır.
Kürt halkının en değerli evlatlarını büyük ihanet temelinde basit çıkarlar uğruna kurban eden, düşmana kurban ettiren KDP şimdi de alınan bilgilere göre Şengal’de halkının soykırıma uğramaması için canını feda eden Kürt Özgürlük Hareketinin kadrolarının suikast edilmesi için MİT ve Parastin işbirliği çerçevesinde hareket etmeye başladığı iddia ediliyor. Özellikle Êzidi gençlerinin kendi topraklarını savunması için kendilerini örgütlemeleri, Êzidi halkında büyük bir moral ve yaşam kaynağı yaratırken, bunu parçalamak ve yok etmek isteyen KDP zihniyetli ihanet çizgisi kendini örgütlemiş Êzidi halkına karşı yeni planlarını devreye sokmuş durumda.
Yukarıda belirttiğimiz eski sözün “Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez” sözünün tam tersi “Tavuk gelecek yerden Kaz esirgenmez” yazmamızın nedeni tam da bunu ifade ediyor. Yani KDP ve Barzani ahalisi kendi iktidarını ayakta tutabilmek için Kürt ve Kürdistan’ın tümüne ihanet etmeyi seçiyor.
Andok ŞAHO