15 Şubat’ta ABD Columbia Bölgesi Bölge Mahkemesi, KDP Başbakanı Masrur Barzani’yi şiddet, kundakçılık, cinayet, cinayete teşebbüs, soykırım, rehin alma, adam kaçırma, işkence, terör örgütleriyle (DAİŞ) iş birliği ve mali suçlar için önümüzdeki 21 gün içinde ABD’de kendisine karşı açılan hukuk davasına yanıt vermek üzere çağırdı.
1:24-cv-00278 numaralı dava, 30 Ocak 2024 tarihinde, Almanya’da sürgündeki Kürt aktivist Maki Rawand ve John Does 1-5000 tarafından temsil edilen, ABD’de kâr amacı gütmeyen bir vakıf olan Kürdistan Mağdurlar Fonu tarafından açıldı. Yerli bir Kürt olan Rawand, 1965 yılında Başur Kürdistan’da doğdu.
Sanıkların listesinde iktidardaki Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) başkanı Mesud Barzani ile önemli akrabalar ve yardım görevlileri yer alıyor. Sanıklara yöneltilen suçlamalar arasında “vahşet, ayrım gözetmeyen şiddet, kundakçılık, cinayet, cinayete teşebbüs, soykırım, adam kaçırma, rehin alma, adam kaçırma, işkence, terör örgütleriyle (DAİŞ) iş birliği ve mali suçlar” yer alıyor ancak bunlarla sınırlı değil.
Açılan davada belirtilen terör örgütlerinin başında DAİŞ gelirken KDP’nin Haziran 2014’te Musul’u anlaşmalı bir şekilde DAİŞ’e teslim ettiği bilinen bir gerçek. Mesut Barzani’nin ‘’Musul Kürt toprağı değildir!’’ sözlerini hala unutmadık. Aynı yıl Maxmur’a saldıran DAİŞ’e karşı herhangi bir direnç göstermeyen KDP’ye ilişkin dönemin Maxmur bölgesindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne (YNK) bağlı gönüllü peşmerge komutanı, ‘eğer DAİŞ ile KDP güçleri arasında bir koordinasyon yoksa çetelerin bu kadar rahat dolaşması mümkün değil’ yorumunda bulunmuştu.
Ayrıca davada belirtilen mali suçlar yani Barzani ailesinin yaptığı yolsuzluklarla dikkat çekilirken bu servetin kaynağı Türkiye ve DAİŞ’e satılan petrol gelirleridir. Yolsuzluk sonucu KDP yönetimi ve hükümete verilen modern silahlar, kara pazarlarda DAİŞ’e satıldı, satılmaya devam ediliyor. Gelirini de aralarında paylaşıyorlar. Şimdiye kadar birçok güvenilir kaynak bu bilgiyi doğruladı.
50 YILLIK PETROL ANLAŞMASI
DAİŞ’in Musul’u hiç savaşmadan aldığı Haziran 2014’te dönemin KDP Başbakanı Neçirvan Barzani, işgalci TC ile enerji alanında 50 yıllık anlaşma imzaladıklarını açıklamıştı. Bu açıklama yapıldığı sırada ilk teslimatı tamamlanmış ve bedeli Halkbank’a yatırılmıştı.
Petrol yolsuzluğu ve hırsızlığının Barzaniler tarafından yapıldığını, elde edilen paraların İsviçre bankalarına yatırıldığını, İngiltere ve Karaip gibi ülkelerde adalar satın alındığını vs. gibi konular da dünya basının da işlenmeye başlanmıştı.
Buna en somut örnek Barzani ailesinden bazı fertlerin servetini yurt dışında taşıdığını ve büyük yolsuzluklara bulaştığını belirten Amerikalı örgüt OCCRP, KDP Başkanı Mesut Barzani’nin erkek kardeşi Sîhad Barzani dört çocuğu Camî, Cudî, Lamîna ve Erîna servetlerini Karaip ülkelerine taşıdığını belirtmişti.
Büyük yolsuzluklara ilişkin rapor hazırlayan OCCRP örgütü hazırladığı raporda, KDP Başkanı Mesut Barzan’in erkek kardeşi Sihad Barzani’nin dört çocuğu Cami, Cudî, Lamina ve Erîna servetlerini Karaip ülkelerine taşıdığını bu ülkelerde yasal prosedürden uzak servetlerini artırmaya çalıştıklarını ifade etmişti.
Buna karşın Başur Yönetimi peşmergelerin ve çalışanlarının maaşını ödeyemez hale geldi. Bağımsızlık referandumundan sonra Kerkük’ün kontrolünün kaybedilmesi ile birlikte Başur yönetimi petrol kaynaklarının büyük kısmını kaybetti ve Irak Merkezi Yönetimi ile anlaşmaya arayışına girdi. Ancak ekonomik kriz bitmediği gibi işgalci TC ve DAİŞ ile sürdürülen ticaret günümüze kadar devam ediyor.
Militan RÊHAT