04 Temmuz 2016 Pazartesi Saat 05:47
0
21
Kürdistan halkı tarihinde
her zaman varlık mücadelesi vermek zorunda kalmış bir halktır. İradesi elinden
alınmış, kendi için neyin iyi, neyin kötü olacağı kararını veremez duruma
getirilmek istenmiştir. Kürtler, sadece sömürülecek bir halk gibi görülmüş,
görülmek istenmiştir. Egemenler, Kürtlerin kendi karar almasından korkar duruma
gelmişlerdir.
Kürt düşmanları Kürtlerin
bir halk gibi varlık mücadelesi vermemesi için elinden geleni de yapmışlar.
Kürtlerin bu mücadelesinden korkanlar sadece düşman ve sömürgeci güçler
olmamışlardır. Bundan korkanlar daha çok işbirlikçi-düşman uşaklığı yapan,
halkına karşı düşmanın safında yer tutan Kürtler olmuşlardır. Kürtleri
bastırmak için düşmandan daha zalim, daha gaddar davranan bu Kürtler düşmanın
Kürdistan’daki bekçiliğini, savunuculuğunu, vekilliğini yapmışlardır. Kürtlerin
ulusal ve kültürel tüm değerlerini hiçe sayıp ayaklar altına alabilmişlerdir ve
hiç düşünmeden düşmana “iyi Kürt görünebilmek için bu değerleri düşmana peşkeş
çekmekten de büyük bir zevk duymuşlar bundan da geri durmamışlardır.
Sri Lanka YPG/YPJ’yi
Övüyor Kürt İşbirlikçiler Karalıyor!
Kürtlerin ulusal kurtuluş
mücadelesi verdiği günümüzde düşman var gücüyle bu mücadeleye saldırıyor.
Legal-illegal tüm yolları sadece Kürtlerin mücadelesini bastırmak için
kullanıyor. Düşmanın bu yönelimine de topyekün direniş ve serhıldan ile cevap
verilmesi gerekir. Bu gerçekliği ortaya çıkarmakta Rojava Devrimi tam bir laboratuvar
görevi oynadı. Rojava Devrimi’nde her kes safını belli etti. Düşmanın safı
zaten belliydi daha bariz duruma geldi. Bununla da her fırsatta Kürtlük ve
Kürdistan edebiyatı yapan kesimlerinde safı belli duruma geldi. Rojava Devrimi
dünya insanlığının gönlüne kazınmış bir devrim olmasına rağmen bazı Kürtler
tarafından karalanmaya çalışıldı. Japonya’dan Arjantin’e kadar birçok ülke ve
toplum Rojava Devrimine gönül bağıyla bağlılığını haykırırken bazı Kürt
partileri ve onların medyası Rojava Devriminin düşmanlığını yaptı. Örneğin bir Sri
Lanka kanalı YPG/YPJ savaşçılarından bahsederken kahraman gibi, insanlık
karşıtı DAIŞ’ın korkulu rüyası gibi, insanlığın ortak savunucusu gibi
göstermekte, ama bazı Kürt kanalları YPG/YPJ savaşçılarını bir DAIŞ
teröristiyle bir tutmakta, YPG/YPJ’nin anti-propagandasını yapmakta ve onların
haklı davasını tersyüz etmekte.
Bütün dünya Kobanê
destanını gördü, bununla beraber Şengal rezaletini de gördü. Bütün dünya gördü
ki Kobanê’deki savaşçılar Kobanê’yi canı pahasına savundu, bununla da bütün
dünya Şengal’de bir kurşun bile sıkılmadan yüzbinlerce insanı DAIŞ çetelerinin
katliamlarına maruz bırakanları da gördü. Kobanê de savaşçılar bir insanlık
destanı yaşattı bütün dünyaya, Şengal’deki güçler de bir insanlık utancı
yaşattılar bütün dünyaya. Eğer ki binlerce Êzîdî’nin DAIŞ’ın elinde olduğu
gerçeğini biliyorsak bu o insanların değil orada onları koruması gerekirken
korumayıp kaçan ve halkı savunmasız bırakan güçlerin utancıdır.
Musul’da Yakılan 19
Êzîdî Kadının Sorumlusu KDP’dir
Geçtiğimiz günlerde
Musul’da yakılan 19 Êzîdî kızının tek sorumlusu Şengal’den arkasına bile
bakmadan kaçan KDP’nin kendisidir. Yakılan kızların sorumlusu Şengal’den
utanmadan kaçan peşmergelerin ve onların yöneticilerinindir. Suçlu acaba Fransa
m? yoksa Arjantin mi? Eğer ki bir yerde bir yer kaybediliyorsa ve insanlar
katlediliyorsa o suçun tek sorumlusu orayı koruması gereken güçlerin
üstündedir. Orayı koruması gereken güçler güçleri yetmemiş olabilir ama burada
bir kurşun bile sıkılmadı. Halk kurbanlık koyun gibi çetelerin insafına
bırakıldı. Rojava’ya saldıracaksın ama Şengal Katliamına neden olacaksın bunun
adı Kürt düşmanlığıdır.
Bilindiği gibi KDP ilk
günden bu yana Rojava Devrimi’ne düşman bir tavır sergilemiş durumdadır. Rojava
Devrimi’nin kazanımlarına düşman gözle yaklaşmış ve bir Kürt düşmanı gibi olayı
dile getirmiş. Her olayda düşmanın safında yer tutmuş, kardeşinin karşısında
durmuştur. Rojava Devrimi KDP açısından da belirleyici bir rol oynadı. KDP,
Rojava Devrimine karşı olan tüm kirli ittifaklarda aktif olarak yer aldı.
Düşmandan daha düşman oldu.
KDP, Rojava Karşıtı
Amman İttifakında Yer Almaktadır
KDP, Ürdün’ün başkenti
Amman’da yapılan Rojava karşıtı ittifaka da katılmıştır. Bu ittifakta belirleyici
bir rol üstlendi. Rojava’yı maddi açıdan çökertmek için Rojava-Başûr sınırına
hendek kazdı. En zor zamanlarda bile sınırı kapalı bıraktı. En yaşamsal
maddelerin geçişine bile izin vermedi.
Tüm koşullarda Rojava’ya
yardım etmesi gereken KDP’nin ailesel-aşiretsel dar çıkarları ulusal çıkarların
önüne geçmişti. Ailesel-aşiretsel çıkarlarını korumak için Rojava’yı büyük bir
engel olarak görüyordu. Çünkü düşmanın çıkarlarını kendi çıkarlarıymış gibi
görmek zorundadır. Örneğin KDP’nin İran, Türkiye veya Suriye’de Kürtlere karşı
yapılan bir saldırıyı kınadığını göremeyiz çünkü Bakurê Kürdistan’da KDP Türk
devletinin yanında yer alır, İran’da rejimin yanında, Suriye’de de çetelerin ve
rejimin yanında yer alır.
KDP kalkıp Türk Ordusuna
yapılan bir saldırıyı kınar. Ama Cizîr’de yüzlerce Kürt’ün yakıldığı olayı
kınamaz. KDP’nin Kürtlük adına yaptığı her şey Anti-Kürtlüktür. Zaten KDP’nin
Rojava uzantısı ENKS’ye bağlı partilerde KDP’nin gerçek yüzünü açıkça ortaya
koymaktadır. Suriye Muhalefeti ve Meclisi Kürtlere ne vaat etmişler ki ENKS
kalkıp Kürtlerin kurtuluşunu orda görmektedirler. Suriye Muhalefeti değil miydi
Serêkaniyê ye saldıran, Kürtlerin evini yıkıp-yakan yağmalayan peki niye halen
Suriye Muhalefetinde ısrar ediliyor. Çünkü ENKS’nin savunduğu şey Kürt
düşmanlığıdır. Yani bağlı olduğu KDP gibi Kürt düşmanlığı yapmaktadır.
Kobanê düşmedi, direndi
ve düşmanı Kobanê’den söküp attı. Ama Girê Spî yani Tal Ebyad düştü. Ve şimdi
“Minbic ha düştü ha düşecek . Düşman kazanmadı kaybediyor iki yıl önce birkaç
sokakta direnen savaşçılar şimdi düşmanı kendi inlerinde vuruyor. Bu Kürt
kazanımına kim sevinmez, kim düşmanlık gösterir tabiî ki Kürt düşmanları. Kürt
düşmanları da gün be gün netleşiyor. Son olarak Riha’da ENKS-KDP-TC arasında
yapılan kirli pazarlık ta bunu kanıtlıyor. Kürt ve Rojava düşmanları bir araya
gelip YPG-PYD’yi terörist ilan etmişler. ENKS-KDP’nin bu tavrı ailevi-kişisel
çıkarlarını korumaktan başka bir şey değildir. Bunu da Kürtlerin çıkarınaymış
gibi göstermekteler.
Komutan Feysel Ebu Leyla
Hamlesi yani Minbic’ı özgürleştirme hamlesi belli ki KDP-ENKS’nin çıkarlarını
riske sokan bir hamledir. Çünkü Minbic’ı özgürleştirme hamlesi onların en büyük
müttefiki AKP’nin çıkarlarını zora sokacak. AKP’nin ideolojik müttefiki DAIŞ
zora düşerse AKP düşer. AKP düşerse KDP düşer. KDP düşerse ENKS düşer. Bu tüm
anti-Kürtler geleceklerini Kürtlerin çöküşüne bağlamışlar. Rojava halkların
devrimidir. Basit çıkarlara dayalı değildir ki basit bir yelde yıkılsın. Rojava
devrimine gönülbağıyla bağlı olanlar Rojava devrimine düşman olanları çok iyi
tanıyorlar ve Rojava Devrimi halkların hayalidir. Ümitlerini Rojava’nın
çöküşüne bağlayanlar kendi çıkarları için vatanı bile satan kişilerdir. Bu kesimler
tarihte olduğu gibi hiç bir zaman ihanetten başka bir şey yapmamışlardır.
Gabar Roj
Kürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info – www.navendalekolin.com
:” ”
:””
” “,” ”
Sri Lanka YPG/YPJ’yi
Övüyor Kürt İşbirlikçiler Karalıyor!Musul’da Yakılan 19
Êzîdî Kadının Sorumlusu KDP’dirKDP, Rojava Karşıtı
Amman İttifakında Yer AlmaktadırGabar RojKürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkeziwww.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info – www.navendalekolin.com