23 Mayıs 2013 Perşembe Saat 00:09
KÜRDİSTAN’DA UYGULANAN NÜFUS SOYKIRIMI İLE ŞARK İSLAHAT PLANI YENİDEN GÜNCELLENİYOR.
Son
yıllarda, Türkiye’de Kürtler karşısında Türk nüfus oranın düşük olması,
Türk devletini bu konuda acil tedbirler almaya götürüyor. AKP hükümeti
ve başbakanı, Türk halkına “üç çocuk yapın derken, Kürdistan’da ise
Kürt nüfusunun denetim altına alınması için gizli planlar devreye
konuluyor.
Yakın tarihe bakıldığında, Kürdistan’da uygulanan Kürt
nüfusunu kontrol altına alma planın çok yeni bir plan olmadığı Şark
İslahat planında benzeri politikaların uygulandığı, Kürt çocuklarının
küçük yaşlarda alınarak Türk ailelerine verildiği, Yatılı Bölge Okulları
adı altında Kürt çocukları buralarda toplanarak Türkleştirildiği henüz
unutulmuş değil.
Çok değil bundan 16 yıl önce Şark İslahat Planının
bir devamı olarak, 1997’de MGK (Milli Güvenlik Kurulu), Bakanlar
Kurulu’na sunduğu tavsiye kararında, 2025 yılında Kürt nüfusunun
Türkiye’nin yüzde 50’sine yaklaşacağına dikkat çekilerek, 3’ten fazla
çocuk yapan Kürt’e ceza verilmesinin istendiğini belirtmişti.
Bu
politikalar, soykırım temelleri üzerine kuruludur. Yıllardır, TC devleti
tarafından soykırıma uğratılan Kürtler, bu gün farklı taktik, yöntem ve
teknikle soykırıma uğratılıyorlar. Bir halkın nüfus artışını önlemek
için doğumları kontrol altına almak, altında Türk devletinin imzasının
da bulunduğu, BM(Birleşmiş Milletler) genel kurulu tarafından kabul
edilen, Soykırım Sözleşmesinde de suç olarak kabul edilmiştir. Soykırım
Sözleşmesi, BM Genel Kurulu tarafından, 9 Aralık 1948’de kabul edilmiş
ve 12 Ocak 1951’de yürürlüğe girmiştir. Sözleşmeye göre soykırım, bir
milli, etnik, ırki veya dini bir grubu, grup olarak kısmen veya tamamen
yok etmek amacıyla yapılan eylemdir. Buna göre
a) Grup mensuplarını katletmek
b) Grubun mensuplarına ciddi bedensel ve psikolojik zararlar vermek
c) Grubun bedensel varlığının kısmen veya tamamen yok olmasına yol açacak hayat şartlarına kasten tabi tutmak
d) Grup içinde doğumları önlemek kastıyla önlemler almak
e) Grubun çocuklarını başka bir gruba nakletmek
Gibi
fiillerin herhangi birinin gerçekleşmesi halinde, soykırım suçu
işlenmiştir. Soykırım Sözleşmesi’nin dördüncü maddesinde de görüleceği
üzere, AKP devletinin uyguladığı politikalar, suçtur. AKP devleti, bu
politikalarla imzaladığı sözleşmeleri ihlal ediyor.
‘KISIRLAŞTIRMA’ İÇİN ÖZEL TALİMAT
Sağlıklı
doğum adı altında, 18 yaşın üstünde olan kadınlara uygulanan
‘kısırlaştırma’ aşısı, bu politikalardan sadece bir tanesidir. Bu
politikanın uygulanması için aktif rol oynayan Colemerg Valiliğinde
çalışan, vicdani olarak rahatsızlık duyduğu için açıklama yapma
zorunluluğu duyan ve güvenlik nedeniyle adını vermememizde sakınca
bulduğumuz bir Valilik görevlisi “Sağlık Bakanlığı tarafından, acilen
uygulanmaya konulması için Valiliğe bir belge gönderildi, bu belgede,
özellikle 18 yaşından büyük kadınların kısırlaştırılması gerekiyor
açıklamasında bulunurken, aynı zamanda Valilik tarafından da İl Sağlık
Müdürlüğüne ‘kısırlaştırma aşılarının’ uygulanması temelinde talimat
verildiğini açıkladı. Yaptığımız araştırmaya göre, bu belgenin Sağlık
Bakanlığı tarafından Kürdistan’daki bütün valiliklere gönderildiği
ortaya çıktı.
Valilik görevlisi, “bunun üzerine bütün Sağlık
Müdürlüklerinin bu talimatı yerine getirmek için hastanelere bu aşının
yapılabilmesi için, sağlık görevlilerinin görevlendirilerek,
Kürdistan’daki köylere, şehirlere, kasabalara tek tek gönderildiği, 18
yaşın üzerindeki kadınlara bu aşının uygulandığı, aşıyı yapmak istemeyen
kadınlara ise, aşının sağlıklı doğum için yapıldığına dair yoğun ikna
çabalarının gösterildiği, buna rağmen kabul etmeyen kadınlara hakaret
edilerek sağlık haklarından mahrum bırakıldıklarını söyledi.
AŞININ YAPILMASI İÇİN ÖZELLİKLE KÜRT SAĞLIK ÇALIŞANLARI GÖREVLENDİRİLDİ
Bu
konuda, bilgilendirilmeyen ve olayın iç yüzünden haberleri olmayan,
aşının gerçekten de sağlıklı çocuk doğumu için yapıldığını zanneden Kürt
sağlık yetkilileri, Kürtçe bildikleri için görevlendirilmiş ve bu
sayede ikna çabaları arttırılmıştır. Özellikle Colemêrg (Hakkari),
Şirnex (Şırnak), Riha (Urfa), Amed (Diyarbakır), Êlîh (Batman), Sêrt
(Siirt) sağlık memurlarına bu aşı yaptırılmış, bu şekilde daha
inandırıcı olunmak istenmiştir. Bu iller ve illerin ilçelerine binlerce
aşının gönderildiği binlerce kadına bu aşı yapılmıştır. Bu aşılara 2
milyon para harcanmış, ‘yeter ki kadınlara bu aşı uygulansın da, ne
kadar para harcanırsa harcansın’ hesabı yapılmamıştır. Kendi ülkesinde 3
çocuk 5 çocuk gibi söylemlerle nüfusu arttırmaya dönük girişimler yapan
Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürdistan’da sömürgeci bir
zihniyet ve politikayla, kısırlaştırma politikalarını devreye koymuştur.
Öte yandan sezaryenin yasaklanmasını isteyen Erdoğan, Kürt kadınlarının
doğumlarının, özellikle sezeryan ile olması için doktorlara özel
talimat vermiştir. Sezeryan ile doğum yapan kadının tekrar doğum yapma
şansı az olduğu gibi, tehlikelidir. Ancak Kürdistan’daki kadınlara bunu
reva görmüştür. Yine Kürtajla ilgili yasalar çıkarmak isteyen Erdoğan,
Kürdistan’da Kürtaja teşvik edici uygulamalarda bulunmaktadır.
Kürdistan’daki hastanelere özel kadro doktorlarını gönderip, doğum için
hastaneye giden kadınlara, sezeryan, kürtaj gibi uygulamalar yaptırtmış,
doğum sonrası ise doğum kontrol hapı veya doğumu engelleyici başka
yolları uygulatmıştır.
SAĞLIĞI DEĞİL ÖLÜM AŞILADILAR
Kısırlaştırma
aşıları yetmiyormuş gibi Kürdistanlı çocuklara bayat kızamık aşısı
yapıldı. Kürdistan il ve ilçelerinde çocuklara yapılan bayat kızamık
aşısı sonucu binlerce çocuk Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE)
hastalığına yakalandı. Hastalık nedeniyle birçok çocuk yaşamını yitirdi.
SSPE hastası çocukların gün be gün insanlığın gözleri önünde eriyor.
Buda gösteriyor ki Kürdistan’da uygulanan nüfus soykırımı ile Şark
İslahat Planı yeniden güncelleniyor. Bu hastalığa karşı hiçbir adım
atmayan devlet yetkililerinin istedikleri gibi planları işliyor.
Milyonda bir bu hastalığa yakalananların sayısını devlet kendi isteğiyle
Kürdistan’da binlerce çocuğu ölüme mahkûm etti.
DOĞUM KONTROL ALETLERİNİN VE HAPLARININ %90’I ABD TARAFINDAN SAĞLANIYOR
USAID
(ABD Kalkınma Ajansı),Türkiye’deki ekonomik reform programına
desteğini, ESF (Economic Support Fund -Ekonomik Destek-) aracılığıyla
yapmakta olup, asıl ikinci büyük desteğini de Ankara’daki, ABD
büyükelçiliğinin hazırladığı 5 yıllık nüfus planlaması programına
vermektedir. 2025 yılında Türkiye nüfusunun iki katı olacağı
hesaplandığından USAID,Türk hükümetinin dağıttığı doğum kontrol
aletlerinin ve haplarının %90’ını temin etmektedir. Bu projeyi
uygulamaya koyarken de yandaş özel sektör firmaları ile birlikte hareket
etmektedir. Projenin asıl amacı ise Kürdistan’daki nüfusu azaltmaya
dönüktür. ABD Kalkınma Ajansı’nın bu tür girişimi ile ortaya çıkmıştır
ki, AKP Devleti projeyi Kürdistan’a uygulamak istemiş, bu temelde
çalışmalar yürütmüştür.
Nergîz Botan
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info