05 Temmuz 2015 Pazar Saat 13:51
HDP’nin Bakur Kürdistan’ı ve Türkiye’de barajı aşarak AKP’yi
uğrattığı hezimetin Kürdistan ve Ortadoğu’da çok önemli sonuçları açığa
çıkaracağı görülmeye devam ediyor. Kuşkusuz HDP’nin seçim zaferinden en az AKP
kadar bir hezimeti yaşayacak olan güçler AKP ile ittifak içerisinde her türlü
maddi ve manevi desteğini esirgemeyenler olacaktır. Yani HDP’nin seçim zaferine
büyük yatırım yapanlar ve bunu Kürdistan’da kendi gelişimleri için büyük bir
imkâna dönüştürmek isteyenlerdir. HDP barajı aşıp AKP ve Erdoğan diktatörlüğünü
ağır bir yenilgiye uğrattığında büyük hayal kırıklığını uğrayanlar aynı zamanda
tüm hesap ve planları boşa çıkanlardır.
Bu güçlerin kim olduğu Kürdistan ve dünyadaki herkes
tarafından bilinmesine rağmen bir kez daha malumun ilanı biçiminde değinerek
hatırlatmakta fayda vardır. AKP ile seçim ittifakı içerisinde olan bu güçlerin
başını çekenler aslında yabancı olmadığımız daha öncede birçok ittifak ve
ilişkileri belgelerle de afişe edilen, medyada çıkan KDP ve DAİŞ olmaktadır.
Evet, HDP zaferiyle KDP ve DAİŞ’in tüm planları, hesapları hayal kırıklığıyla
karışık bir duygu yoğunluğunda suya düşmüştür. Halbuki ne de çok umut bağlamış
hiçbir desteklerini maddi-manevi katkılarını da canı gönülden esirgememişlerdi.
Her ne kadar 7 Haziran seçimleri sonrasında Başur Kürt bölge
başkanı Mesut Barzani günlerce sonrasını bulan ve zorlanarak da olsa
zevahiri(görüntüyü) kurtarmak adına HDP’yi kısa bir mesajla kutlamışsa da bu
gerçeğin rengi değişmiyor. Belki de KDP’nin Bakur Kürdistan’daki seçimlere
yaklaşımını özetleyen ve AKP ile seçim ittifakını belgeleyen bir örnek de seçim
sonrası KDP milletvekilinin içine girmiş olduğu durum olmaktadır. Kısa da olsa
yaşanan bu gerçeği belirtmek bir nebze de olsa gerçeğin anlaşılmasını
sağlayacaktır.
KDP milletvekili Emine Zikri 7 Haziran seçimlerinden bir gün
sonra karalar içerisinde Başur parlamentosuna geliyor. Emine Zikri’yi karalar
içerisinde gören vekil arkadaşları ‘hayırdır niye karalar giymişsiniz bir
yakınınız mı öldü, yas mı tutuyorsunuz diyen arkadaşlarına hiç sormayın’ diye
cevap veriyor ve başlıyor anlatmaya… KDP’li milletvekili Emine Zikri ‘dün ne
olduğunu duymadınız mı AKP seçimlerde yenildi’ diyerek karalara bürünmenin
yaşadığı büyük yasının nedenini paylaşıyor.
KDP milletvekilinin karalara bürünmesine ve yas tutmasına
neden olan HDP’nin barajı aşması ve kazandığı büyük zaferdi. Bu yasın nedeni
Kobani’nin işgal planını stratejik müttefiki DAİŞ ile planlayıp uygulayan
AKP’nin seçimlerdeki ağır yenilgisiydi.
Aslında Emine Zikri içerisine girdiği bu utanç durumu sadece kendi
bireysel tutumunu ve duygularını yansıtmamaktadır. KDP’nin Kürt özgürlük
mücadelesine ve HDP’nin seçim zaferine yaklaşımındaki maskelerle örtülmeye
çalışan gerçeğini de ifade ediyor. Bu ve buna benzer birçok örnek daha
sıralamak mümkündür.
Bir diğer örnek te HDP’nin seçim zaferi ardından tüm
Kürdistan ve dünyada seçim zaferini etkinliklerle kutlanmasına rağmen KDP’nin
Duhok ve Zaxo’da kutlamaları yasaklamasıydı. Bu nasıl bir Kürtlük, ulusallıktır
ki dünyada bir örneğine rastlanmayan bir şekilde kendi vatandaşının kardeşinin
sevincini yaşamasını yasaklasın. Bu nasıl bir zihniyettir ki kendi ulusal
gerçeğinden bu kadar uzaklaşıp işbirlikçiliğin bataklığında gevelensin. Duhok
ve Zaxo’daki seçim zaferini yasaklayan asayiş sorumlularına sormadan edemiyor
insan… Siz Duhok ve Zaxo’daki AKP’nin sömürge asayişi misiniz? Kime hizmet
ediyorsunuz AKP’den bunun için ne alıyorsunuz. KDP’nin zihinsel yapısını
tanıyanlar bu yaklaşımın karşılıksız olmadığını bilirler.
HDP’nin barajı aşmasını ve AKP’nin büyük bir yenilgi
almasının şokunu atlatamayan KDP,
AKP’nin aldığı darbeyi üzerine alarak ciddiyetsiz açıklamalar yapıyor.
Dün KDP’nin İstihbarat sorumlusu ve Mesut Barzani’nin oğlu Mesrur Barzani bir
açıklamayla kalkıp PKK’nin DAİŞ tehdidindeki Kerkük ve Şengal’den
çıkarılmasından bahsediyor. Bu Kürt çıkarlarına hizmet etmeyen ve sadece bir
partinin ve ancak bir hanedan rejiminin çıkarlarına hizmet edecek bir
açıklamadır. Bu açıklama AKP’nin Başur Kürdistan’ındaki sözcülüğünden başka bir
anlam taşımıyor. Neye dayanarak Kürt Özgürlük gerillasının çekilmesini hele
Şengal’deki, Kerkük’teki halkımız DAİŞ katliam tehdidiyle karşı karşıyayken öne
sürüyorsun.
Kimi, kimin adına nereden çıkarıyorsun. Yoksa Kürdistan’ı
mülkiyetin olarak mı görüyorsun. Bir ülkenin, halkın bir ailenin, aşiretin ve
hanedan rejiminin mülkü olmaktan çoktan çıktığının farkında değil misin? Daha Şengal’de peşmergelerinin kaçarak yüz
üstü bıraktığı Êzidî Kürtlerinin kanı kurumadı. Daha bu katliamın neden
gerçekleştiği ve bunda senin dar partici, aileci zihniyetinin rolü hafızalardan
silinmiş değil. Êzidi kadınlarının DAİŞ
tarafından Musul’un, Rakka’nın köle pazarlarında satılmasına neden olan sen ve
senin zihniyetin değil midir? Eğer senin Şengal’i ne koruyan ne de gerillanın
korumasına izin veren bu siyasetin olmasaydı Şengal işgal edilip binlerce Êzidî
vahşice katledilir miydi? Koruyabilseydin YPG ve HPG gerillasının Şengal’e
Kerkük’e gelmesine ve DAİŞ’e karşı Kürdistan halkını savunmasına gerek var
mıydı?
KDP ve onun zihniyetini temsil eden Mesrur Barzani’nin tüm
Kürdistan parçalarındaki halkın kader tayin edici bir süreçten geçerken böyle
bir açıklama yapması Kürt halkının birliğin büyük zarar vermiştir. Böyle bir
açıklamadan önce Şengal’de içine girdiğin tarihin ve Kürdistan halkının asla
unutamayacağı alnına sürülen kara lekeden ve bu büyük utançtan kurtulmanın
çaresini bul. Yoksa klasik, işbirlikçi
Kürtlüğün düşmanına karşı kedi, kardeşine karşı aslan kesilen bu tutumda ısrar
etmek marifet değil… Yoksa bu öfke Seçim ittifakına girdiğin AKP’nin yaşadığı
kırılmanın, hezimetin yaratmış olduğu
şokla, sendromla bağlantılı gelişen refleksin dışa vurumu mudur?
BEHDîN BARZAN
Kürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info – www.navendalekolin.com
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
:” ”