• Latest

TÜRKİYENİN ROJAVA ÇIKMAZI VE ÇÖZÜM

15 Mart 2020

Ortadoğu’da Hegemonya Savaşı Ve Kürt Halkının Stratejik Konumu

4 Temmuz 2025

Şam İktidarının Savunma Bakanlığı Kontra Bir Gücün Hazırlığını Yapıyor- ÖZEL HABER

3 Temmuz 2025

Zihniyetin Aşamaları Ve Bilincin Taşıyıcıları

3 Temmuz 2025

TC ve HTŞ Dünyanın Gözü Önünde Alevileri Katletmeye Devam Ediyor-HABER ANALİZ

2 Temmuz 2025

Demokratik Toplum Sosyalizmi ve Öz Savunma

1 Temmuz 2025

Zilan’ın Fedailiği: Özgürlük Aşkının Manifestosu

30 Haziran 2025

Önder Apo’nun Manifestosu Ve Yaşanan Gelişmelere Etkisi

30 Haziran 2025

MİT ve HTŞ, Uyuşturucu Kaçakçılığında Baas Rejiminin İzinden Gidiyor!- HABER ANALİZ

28 Haziran 2025

Küresel ve Bölgesel Hegemonik Rekabetin Bir Yansıması

27 Haziran 2025

Emperyalist Savaşlar Ve Devrim İmkânları

26 Haziran 2025

Efrin’de El Emşat Çeteleri Yeniden Aktifleşiyor- ÖZEL HABER

25 Haziran 2025

‘Niyeti İyi Olan Bir Devlet, Kongre Sonrası İkinci Gün Komisyon Kurardı’

25 Haziran 2025
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Politik Analiz
  • Makaleler
  • Haberler
  • Dizi Yazı
  • Araştırmalar
  • Kadın
  • Özgürlük Perspektifleri
  • Kim Kimdir?
5 Temmuz
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Politik Analiz
  • Makaleler
  • Haberler
  • Dizi Yazı
  • Araştırmalar
  • Kadın
  • Özgürlük Perspektifleri
  • Kim Kimdir?

TÜRKİYENİN ROJAVA ÇIKMAZI VE ÇÖZÜM

15 Mart 2020
in Makaleler
A A
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

02 Temmuz 2015 Perşembe Saat 16:50

Çözüm sürecinin başladığı ilk dönemlerde Kürtler ülkeyi bölmeyecek, aksine Türkiye Kürtlerle büyüyecek perspektifi nerede kaldı! AKP Hükümeti Rojava Kürtlerine ve tüm Kürtlere dönük savaş politikalarına yönelmek yerine Kürtlerle büyümeyi esas alan bir politikaya yönelmek durumundadır

AKP Hükümetinin 13 yıllık Suriye politikası iflas etmiştir.
Baas Rejimi ve Esad tan devraldığı Arap kemeri politikasını sürdürmekte ısrarlı
olan ve bunun için Rojava Kürdistan’ının birbirinden kopuk 3 kanton biçiminde
kalması uğruna DAİŞ ile birlikte dünya arenasında görünmekten çekinmeyen AKP
Hükümeti büyük bir çıkmazla karşı karşıyadır.

1970’lerde Baba Esad tarafından uygulanan Arap kemeri
“Xızama Erebî politikasının amacı Kürtlerin yekpare bir coğrafyada
yaşamalarını engellemek, Rojava Kürdistan’ını 3’e bölmek ve bölünen alanlara
çeşitli Arap aşiretlerinin yerleştirilmesi suretiyle bu sistemi sürdürülebilir
kılmaktır. Artık parçalanmış bir Rojava ve birbirinden uzaklaştırılmış Kürt
Halkı devlet için engel olmaktan çıkarılmış oluyordu. Arap aşiretlerinin
yerleştirildiği bölgelere de yoğun devlet yatırımları yapılarak kalkındırılmış,
buna karşın Kürt bölgeleri de yoksullaştırılarak ekonomik olarak Suriye’nin
diğer bölgelerine bağımlı kılınmıştır. Bununla birlikte yüzbinlerce kürdün
kimlikleri bile verilmeyerek vatandaş sayılmamış ve mülteci durumunda on
yıllarca yaşamaya terkedilmiştir. Rojava Kürdistanı bu yollarla coğrafik olarak
parçalanmış, ekonomik olarak sömürgeleştirilmiş, siyasi olarak da tüm insani,
kültürel ve ulusal haklarından mahrum bırakılarak bir inkar ve imha sistemine
tabi kılınmıştır. Bir zulüm ve soykırım cenderesinde tüketilmek istenen bir
halkın kaderi ilk defa ters yüz edilebilir koşullara kavuşmuştur.

Ortadoğu’da başlayıp yaygınlaşan Arap baharı artık Kürt
baharına dönüşmüştür. Kürtler bölgede gelişen siyasal ve toplumsal değişim
sürecini en erkenden fark eden ve bunun içinde gerekli mücadele azim ve
kararlılığını sergileyerek bu değişim sürecinde örgütlülüğü ve direnişçiliğiyle
öncülük eder duruma gelmiştir.

Önder APO tarafından yapılan tanımlamayla Ortadoğu’nun
Jitemi olarak tanımlanan IŞİD bölgede gelişen Arap baharını adeta Ortadoğu
kışına çevirme operasyonu olarak açığa çıkmıştır. Kapitalist emperyalist
güçlerin Ortadoğu’da halkların baharını kışa çevirmek için ileri sürülen bir piyondur
DAİŞ. Bir taraftan tüm kirli emellerini böylesine insanlık dışı bir çete
güruhuyla Ortadoğu toplumlarına dayatanlar diğer taraftan oluşturdukları
uluslararası koalisyonla bu çete güruhuna karşı savaştığını göstererek tüm
dünyayı kandırmak ve 20. Yy.’ın başında olduğu gibi  Ortadoğu’yu yeniden kendi çıkarları
doğrultusunda dizayn etmek istemektedirler. Dizayn edilmek istenen Ortadoğu tüm
bölgesel gerici güçlerin de batağı haline gelmektedir.

Kürtler Rojava’da bölgesel gericilik ve DAİŞ’e karşı büyük bir
direniş sergileyerek önemli askeri zaferlere imza atmaktadır. Başta Til Hemis
ve Til Berak operasyonları olmak üzere ardında Kızwan dağının özgürleştirilmesi
ve peşi sıra Girê Spi’nin (Til Abyad) çetelerden temizlenmesi bölge gericiliği
ve AKP tarafından beslenen DAİŞ çetelerinin son dönemlerde yaşadığı en büyük
hezimet olmuştur. Askeri olarak DAİŞ’in yaşadığı bu hezimet siyasi olarak da en
büyük darbeyi Türkiye’nin Rojava politikasına vurmuştur. AKP Hükümeti Arap
kemeri politikası çerçevesinde Kürtsüzleştirilmek üzere boşaltılan alanlara
DAİŞ çetelerini yerleştirerek bu politikayı sürdürmek istemiştir. Ama Kürtlerin
Gırê Spi’yi DAİŞ çetelerinden özgürleştirmesi bu politikaya en büyük darbeyi
vurmuştur. AKP Hükümetinin DAİŞ eksenli Rojava politikası bu açıdan artık
sürdürülemez bir noktadadır.

Çıkmazda ısrar ve askeri tedbirler Türkiye’ye daha fazla
kaybettirecektir. Daha fazla Kürt düşmanlığı ve daha fazla Daişçilik AKP
Hükümetini ve sözde Türk Milliyetçilerini iflah etmeyecektir. İflah olmaz bir
politikada ısrar herkese kaybettirmeye mahkumdur. Kin, Öfke ve duygusalllıkla
hareket herkese kaybettirirken aklın yolunu bulmak tüm halklara ve Ortadoğu’ya
kazandıracak yegane yoldur. Özellikle Rojava Kürtleri ve tüm Kürdistanlılar
Türkiye’ye dostluk elini uzatırken hükümet ve yandaşı havuz medyasının savaş
çığırtkanlığı ibretle izlenmektedir.

Çözüm sürecinin başladığı ilk dönemlerde Kürtler ülkeyi
bölmeyecek, aksine Türkiye Kürtlerle büyüyecek perspektifi nerede kaldı! AKP
Hükümeti Rojava Kürtlerine ve tüm Kürtlere dönük savaş politikalarına yönelmek
yerine Kürtlerle büyümeyi esas alan bir politikaya yönelmek durumundadır.
AKP’nin dar ve bencilce çıkarları uğruna bir ülkenin geleceği harap edilemez.
Çözüm, sınırların ve DAİŞ çetelerinin tahkim edilmesi suretiyle askeri
tedbirlere ağırlık vermek değil, yüzyıllardır var olan kardeşliği yeniden ve
adil olarak tesis etmekten geçer.

Nihat KAZANHAN

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info – www.navendalekolin.com

 

Tags: araştırmaCIKMAZICOZUMkurdiKurdishkurdistanLekolinROJAVATurkishTürkiyeTURKIYENINVE
Share205Tweet128
Previous Post

İran PJAK güçlerine ateşkes ilan edebilir

Next Post

MESRUR BARZANİ’NİN ŞENGAL PARANOYASI

Lekolin

Lekolin

RelatedPosts

Kadın

Zilan’ın Fedailiği: Özgürlük Aşkının Manifestosu

by Leyla Egid
30 Haziran 2025
0
1.5k

30 Haziran 1996, Kürt Özgürlük Hareketi için unutulmaz bir tarih...

Read more

Önder Apo’nun Manifestosu Ve Yaşanan Gelişmelere Etkisi

30 Haziran 2025
1.5k

Emperyalist Savaşlar Ve Devrim İmkânları

26 Haziran 2025
1.5k

‘Sıra Türkiye’de, Tek Kurtuluş Yolu Önder Apo’nun Çözümünde’

19 Haziran 2025
1.6k

Kürt Gerçekliğine Bir Kavramsal Müdahale: Judenrat Gerçeği Ve Sömürgeciliğin Ötesi – 1

8 Haziran 2025
2.1k
Next Post

MESRUR BARZANİ’NİN ŞENGAL PARANOYASI

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Yorum İlkesi
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2025 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi