MİT direktifleriyle son iki yıldır Maxmur Şehid Rüstem Cudî Mülteci Kampı üzerinde kirli planlar devreye koyan Irak ve KDP 20 Mayıs 2023 tarihinde kampı kuşatma girişiminde olduğu gibi şimdiye kadar sonuç alamazken, Temmuz ayının başında yeni bir komplo planını devreye koydukları öğrenildi.
Irak ordusu MİT direktifleriyle 20 Mayıs sabahı, onlarca zırhlı araç ve askeriyle Maxmur Şehîd Rustem Cudî mülteci kampını kuşatma altına aldı. Kampı tel örgülerle çevreleyerek kendi denetimine almak isteyen Irak hükümet güçleri işgalci TC’nin istemiyle KDP ile imzaladığı 9 Ekim Şengal Antlaşmasına benzer kirli bir konsepti Maxmur Kampı üzerinde devreye koymaya çalışmıştı. Fakat Maxmur halkının direngenliği karşısında geri adım atan KDP ve Irak güçleri bir süredir MİT ile ortaklaşa kirli ve ahlaksız bir komplo planını hayata geçirmeye çalışmakta.
AHLAKSIZ PLANIN İLK ADIMI NARKOTİK NOKTASI KURULDU
MİT ve Parastİn’ın Başur Kürdistan’da ortaklaşa çarşı ve pazarları yakma olaylarında nasıl bir kirli politika yürüttüğü sitemiz Lekolin.org tarafından deşifre edilmişti. Maxmur kampına yönelik de MİT ve Parastinın başını çektiği ve Irak hükümetinin bire bir dahil edildiği benzer bir komplo planı 7 Temmuz 2024 tarihinde devreye konuldu.
Edindiğimiz bilgilere göre MİT-KDP ve Irak hükümetinin planladığı komplonun çerçevesi Maxmur’da uyuşturucu, fuhuş vb. adı altında toplumsal sorunların var olduğunu lanse ederek bunun üzerinden Demokratik Konfederalizm değerleri ile yaşayan Maxmur halkını suçlayıp, halka yönelik saldırıların zemini hazırlanmak isteniyor.
Bu minvalde 24/25 Temmuz 2024 tarihleri arasında Irak güçlerinin Maxmur’un girişindeki seytere(kontrol noktası) ile aşağı Maxmur arasında Asayiş-Narkotik Merkezi kurduğu öğrenildi. Planın ilk aşaması olarak kampta fuhuş, uyuşturucu kaçakçılığı veya kullanımı olduğu gerekçesiyle kampta arama adı altında hakimiyet kurmayı hedeflenmekte. Bunun zemini oluşturmak için de Başûrê Kurdistan’daki yakma olaylarını yapmak için kurulan bir ekip gibi uyuşturucu ve fuhuş olayların yaygınlaştırılması için özel bir ekip de hazırlandığı gelen bilgiler arasında. Maxmur Mülteci kampına giren çıkan tüm araçların didik didik arandığı ve kimlik kontrolünden geçirildiği bildirildi.
KAMP KRİMANİLİZE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Kurduğu kontrol noktalarıyla Maxmur mülteci kampını adım adım kuşatmaya çalışan Irak hükümeti MİT ve KDP’nin hazırladığı ajanlar üzerinden kampa uyuşturucu maddeleri sokmaya çalıştığı öğrenildi. Böylece Irak hükümetinin kampta arama-tarama adı altında girişinin ve kampa müdahale etmesinin önü açılmak isteniyor.
Ayrıca bu tür operasyonlarla Maxmur Mülteci kampı dünya kamuoyunda kriminalize edip güvensiz ve tehlikeli bir yer olarak gösterip bunun üzerinden yıllardır kampta yaşam bulan demokratik konfederal sistemi hedef alınmak isteniyor.
İşgalci Türk devleti, Irak ve KDP Demokratik Konfederalizmin varlığından ve Kampın Toplumsal Yaşam Sisteminden rahatsız olup, çeşitli senaryolar ve kirli oyunlarla provokasyonlar ortaya çıkarıyor. Bunun en son örneğini 20 Mayıs 2023’te Irak’ın tel örgülerle kampı kuşatmaya girişiminde gördük. Başarısız olan bu planın ardından Maxmur Kampı üzerinde daha önce KDP’nin uyguladığı ambargo daha da sıkılaştırılıp Irak hükümetinin sıkı denetimi de eklendi. Çalışmak ve sağlık sorunları için Musul, Hewlêr ve Kerkük’e giden kamp sakinleri üzerinde büyük bir baskı uygulanıyor.
KİMLİKLER ÜZERİNDEN ORTAK ANLAŞMA
Edindiğimiz bilgilere göre kamp dışına çalışmak ya da sağlık sorunları için gitmeye çalışan kamp sakinlerinin kimlik süreleri bitmesine rağmen Irak hükümeti tarafından yenilenmiyor. MİT-KDP ve Irak’ın ortaklaşa yürüttüğü bu konsepte KDP, kendi denetimindeki bölgelerde Maxmurlu yurttaşların kimliklerini kendilerine teslim edilmesini aksi durumda bölgeden çıkarılacakları şeklinde tehdit ettiği öğrenildi.
Buradan da anlaşılacağı üzere işgalci Türk devleti, Irak hükümeti ve KDP, Maxmur Kampı’nın siyasi statüsünü yine BM nezdindeki konumunu ortadan kaldırmak için kimliklerin yenilenmemesi ve kamp dışına çıkanların kimliklerine el konulması konusunda anlaştılar.
MAXMUR DAİMA DEMOKRATİK KONFEDERALİZMİN ÖRNEĞİ OLDU
Maxmur Mülteci kampı olarak bilinen Şehid Rüstem Cudî Kampı coğrafik açıdan stratejik ve temel bir konuma sahip. Ayrıca direngen Botan halkının mücadelesinde daima eşsiz bir role sahip oldu. 1993-1994 yıllarında 4 bine yakın Kürt köyünün yakılmasıyla halk göçe zorlanmış, işgalci Türk devletinin saldırı ve zulüm politikasını kabul etmeyen Botan halkı yönünü Başur Kürdistan’a vermiş. Bu göç yolculuğu elbette kolay olmadı. İşbirlikçi ihanetçi KDP ve işgalci Türk devletinin saldırılarına sürekli maruz kalan Botan halkı önce Bihêr, Şeraniş, Bêrsive, Qiyamet Vadisi, Etruş, Ninova, Nehdaran ve son olarak da Maxmur’a yerleşmiş. 1998 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kurulan Maxmur Mülteci Kampı, çoğunluğu çocuk ve yaşlı olmak üzere 12 bin kişi yaşıyor.
KDP’nin işbirlikçi, hain yaklaşımlarına maruz kaldıkları birçok kampı değiştirerek en son Mexmûr Kampı’na yerleşen 12 bine yakın insanımız yaklaşık 26 yıldır bu direnişlerini sürdürmektedirler. Zorlu mülteci yaşam koşullarına rağmen birlik ve beraberliklerini koruyarak kenetlendikleri Önder APO felsefesiyle hayata tutunmuş, kendi öz yönetim sistemlerini geliştirerek siyasi, askeri, ekonomik, özel-psikolojik saldırılara meydan okumuşlardır. BM’nin mecburi ve isteksiz de olsa bazı girişimler sonucunda ‘siyasi kamp’ statüsünde kabul etmesi bile işgalci Türk devleti ve işbirlikçisi KDP’nin her türden saldırılarına engel olamamıştır. Buna karşı, Önder APO’nun ahlaki-politik toplum paradigması temelinde örgütlenmelerini kuran kamp halkı, devrimci mücadele tarzında bir direnişi esas alarak tüm saldırıları boşa çıkarmayı başarmıştır.
Demokratik Konfederalizm ekseninde gençlik, kadın ve genelde tüm kamp halkı öz gücü ve iradesiyle kendini yönetmeyi ve sorunlarını demokratik zeminlerde politik ahlaki değerler çerçevesinde çözmeye ve kendini savunmaya devam etmektedir.
Militan RÊHAT