18 Temmuz 2013 Perşembe Saat 07:45
Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeleri anlamak için, geride bırakılan yüzyıllık Ortadoğu’da hüküm süren sistem ve devletlerin kimlerin eliyle ve nasıl kurulduğunu anlamak gerek. Ortadoğu’da ki hükümetler geçmişten günümüze kadar hiçbir hükümet kendi özgücüne dayanarak iktidara gelememiştir. Hepsi dış desteklidir. Bunun içindir ki, her gelen yeni hükümet kendisiyle beraber yeni sorunlar getirmiştir. İktidara gelen her hükümet kendisiyle beraber yeni sorunları getirdiği gibi işbirlikçilik yarışlarında başarılı olmak için yarışmıştır.
AKP de bu işbirlikçi hükümetlerden biridir. Herkes bunu bilinmektedir ki egemen güçler Ortadoğu’da Ilımlı İslam modelini hayata geçirmek için AKP’ye özel bir görev verdi. Egemen güçlerin ciddi desteği AKP’yi sarhoş etti, hata kendini Ortadoğu’nun tek lideri görmeye başladı. Kendini bu hayale kaptırarak bütün sorunlara çözümsüz yaklaştı, hiçbir sorunu halletmedi. Tam tersine sorunların çoğalmasına sebep oldu.
Mısır’da yaşanan askeri darbe TC’yi ciddi anlamda bir paniğe sokmuştur. Mısır’daki darbe sanki TC’de olmuş gibi AKP’yi kaygılandırmış ve en önemli müttefiklerinden birini kaybettiğinin sinyalleri almıştır. Buda gösteriyor ki, Gezi Parkı direnişi AKP hükümetine Ilımlı İslamiyet’in artık kar etmediği Demokratik ve Özgürlüklerin önünün açılması gerektiğinin işaretidir. Mısır’daki darbe AKP’nin ne yapacağını bilmeyen kendine sevdalı ve iktidar sarhoşluğundan vazgeçmeyerek en ufak bir demokratik tepkiye karşı tahammül etmiyor.Halkların demokratik özgürlükçü taleplerini hiçe sayarak insanlığa saldırması, öldürmesi AKP iktidarlığının son dönemini yaşadığını gösteriyor. Mısır’da yaşanan askeri darbe Ilımlı İslam siyasetin iflasıdır aynı zamanda bu gelişme AKP siyasetinin Ortadoğu’daki liderlik hayallerinin suya düştüğüne dair işarettir.
Sırtını NATO’ya dayanan TC devleti ve hükümetinin genel bir fotoğrafına bakıldığında Ortadoğu’nun liderliğine soyunarak kirli politikalarla oynanan oyunlar tutmadı. Hiç bir planları başarıya ulaşmadı. Hesaplarının tutmadığı gibi tam aksine Ortadoğu’da sorunları daha da sorunlulaştırdı. Kendi ülkelerindeki sorunları bile halledemez duruma gelen bir devlet veya hükümet kaosta olan Ortadoğu’yu nasıl refaha kavuşturur? Sorusunu akıllara getirir.
Gezi Direnişinin AKP’ye bir uyarı olduğu çok iyi biliniyor. Bu saatten sonra AKP’nin diktatörlüğüne karşı içen ve dıştan başkaldırılar çoğalacaktır. Erdoğan ve hükümeti yaşanan gerçekleri çarpıtarak halkların özgür demokratik eylemlerini dış güçlerle bağlaması gerçeklerin ne kadar saptırılarak çarpıtıldıklarını gösteriyor. Dış güçlere demokrasi dersini vermeye çalışan Erdoğan zihniyetindeki kirli politikalarının Dış güçlerin zihniyetinden bir farkı olmadığını gösterdi. Tek çözüm bugüne kadar denenmeyen demokratik zeminde ortak yaşamdır. Egemenler Ortadoğu’ya barışın gelmesini istemiyorlar, çünkü barış onların işgalini engeller. Yüz yıldır böl-parçala yönet politikasından geri adım atmayan egemenler bugün ayni politikaları farklı şekilde formüle ederek devam etmek istiyorlar.
Amed Dilxwaz
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info