(Şehit Azê Malazgîrt Arkadaşın Anısına)
Kuruluş Bayramını kutladığımız ve 45. yılını geride bırakan partimiz PKK, büyük bedeller karşılığında kahramanlıklarla dolu bir yılı daha şanlı tarihine yazdırmıştır. Bu vesileyle Önderliğimizin, halkımızın ve tüm yoldaşlarımızın Partimiz PKK’nin Kuruluş Bayramını kutluyoruz.
Dünyada eşi-benzeri olmayan amansız koşullarda direnerek bize umut, direnç ve moral veren, en değerli canlarını vermekle yetinmeyip; tüm benliğiyle halkımızın ulusal varlığını koruma ve özgür geleceğini belirleme yolunda öncülük eden, Ulusal Kahramanlık Tarihimize yeni sayfalar ekleyen Zap, Avaşin ve Metina şehitleri şahsında tüm Kurdistan şehitlerimizi şükranla anıyoruz. 11 Kasım 2017 tarihinde şehit düşen büyük komutanlarımız Delal Amed ve Azê Malazgîrt şahsında Besta Şehitlerimizi, yine 12 Kasım 2019’da şehit düşen HPG-YJA Star Komuta Konsey üyesi Peyman Bagok yoldaşımızı ve 17 Eylül 2023’te Amed’te şehit olan HPG ve YJA Star Komuta Konseyi Üyesi Axîn Muş (Hülya Demirer) yoldaşlar şahsında bütün şehitlerimizi büyük bir minnet ve saygıyla anarak onlara verdiğimiz bağlılık sözümüzü tekrardan yineliyoruz.
Tarihsel direnişin ve devrimsel gelişmelerin öncüleri olan şehitlerimiz, Şehitler Partisi olan partimiz PKK’yi daha da güçlendirmekte ve yenilmez kılmaktadır. PKK ve onun şehitler ordusu, hiçbir insani ve ahlaki değer tanımayan, dünyanın en vahşi gücü olan Türk sömürgeciliğine karşı, en zor ve dayanılmaz koşullarda bile nasıl savaştığını, görkemli direnişiyle ezilen insanlığa nasıl umut ve esin kaynağı olduğunu dost ve düşman herkese göstermiştir.
PKK Önder APO’nun tarihsel çıkışıyla Ankara’da 1973 baharında bir grup haline geldi. Kendisi küçük ama büyük düşünceleri, amaçları ve eylemleriyle tarihin seyrini değiştirecek bir gruptu. APOCU grup ilk şehidimiz Haki Karer ve Aydın Gül ile 27 Kasım 1978’de partileşerek bir halk hareketine dönüştü. Şimdide evrensel bir insanlık hareketine dönüşerek önü alınamaz ve engellenemez bir boyuta ulaştı. Bütün bu gelişmelerin altında Önder APO’nun ve şehitlerin büyük emeği, mücadelesi ve yarattığı değerler vardır. Bu yüzden ‘’PKK Şehitler Partisidir’’ tanımı yapılmıştır.
Partimiz PKK yeni dönemine şehitlerin yarattığı böyle bir direniş mirasıyla girmektedir. Özgürlük mücadelesi yürütmüş her halkın tarihinde direniş vardır. Fakat PKK gerçeği direnişten çok daha ötesi bir durumu ifade etmektedir. PKK; Kürt özgülünde özgür insanı yeniden yaratmış, tarihi yeniden yazmış ve yeni özgür yaşamı ortaya çıkartmıştır. PKK öyle bir oluşum ki; her koşulda ve her durumda, ister dağda, ister zindanda veya farklı bir alanda olsun mücadele edebilecek direniş ruhu ve iradesidir. PKK, tüm saldırılara rağmen yenilmez olduğunu ispatlamış, insanlığa mal olmuş, evrenselleşmiş özgürlük düşüncesi ve örgütlülüğüdür. Bitirmek isteyen nicelerini bitirmiştir. PKK’yle yaratılan Özgürlükler çağında, Özgürlükler dağlarında, Özgürlükler yürüyüşündeki bir halkın direnişi mutlaka zaferle sonuçlanacaktır. Çünkü PKK’yi yenilmez kılan onun fedai şehitleri ve bu çizgide yürüyen fedai savaşçı ordusu vardır. Çünkü PKK, Haki Karer’ den, Axîn Muş’a kadar şehitler halkalarının toplamıdır.
Ruhunu, düşüncesini ve iradesini Önder APO’dan alan PKK; özgürlük tutkusudur, sevgidir, aşktır, umuttur. Gerçekten PKK, bu özelliğini Önder APO’dan alan; “olmaz” ı olura, “imkânsız” ı mümküne çeviren ‘’çılgın’’ ve sıra dışı bir harekettir. PKK; zapt edilemeyen asi bir ruhtur. PKK; bir felsefe, düşünce ve ahlaktır. PKK; amansız bir direniş ve teslim alınmaz bir iradedir. PKK; özgür insan ve özgür ülkedir. PKK; güzel ve ahlaklı insanı oluşturma ve yaşatmanın adıdır. PKK; özgür yaşamın ocağıdır. PKK; düşkünlüğe, teslimiyete ve ihanete karşı başkaldırışın adıdır. PKK; Önder APO ve şehitler gerçeğinde somutlaşan özgürlük tutkusudur. PKK; sömürgeciliğe ve soykırıma başkaldırmış bir isyandır.
PKK; Hâkî Karer, Mazlum Doğan, Kemal Pir. Hayri Durmuş, Sakine Cansız, Egîd, Bêrîtan ve Zîlan’dır. PKK; özgür kadın Partisi ve Jin Jiyan Azadî’dir. Bu yüzden PKK’yi daha çok anlamalı, onu sevmeli, ona bağlanmalı ve çoğaltmalıyız. Bunun yolu düşmanlarımızın her açıdan çok yoğun saldırdığı ve yok etmeye çalıştığı böylesi bir süreçte Önderlik ve Şehitler hakikatiyle bütünleşmekten geçmektedir.
Partimizin Kuruluş yıldönümü olan Kasım ayında şehit düşmüş sayısız arkadaş vardır. Bu arkadaşlardan biride Azê Malazgirt arkadaştır. Azê arkadaşla birlikte ortak çalışma yürütmüş, çok değerli paylaşımları olmuş ve hayali olan Bakûr’a son gidişine kadar uğurlayan biri olarak kendisini özellikle anmak ve hakkında birkaç satırda olsa yazmak bir yoldaşlık görevi olmaktadır.
Azê Malazgîrt (Aslı Özkaya) arkadaş, 31 Mayıs 1976 yılında İzmir/Karşıyaka’da dünyaya geldi. Aslen Muş ilinin Malazgirt ilçesinin Dolabaş köyündendir. Ailesi erken bir tarihte Türkiye kentlerine göç etmiştir. Azê arkadaş, erkenden ülkeden ayrılmış, kültürel soykırım kıskacında asimilasyona uğramış, ulusal gerçeklikten koparılmış bir aile ve çevre ortamında büyümüştür. Orta sınıftan gelen ve maddi durumu iyi olan ailenin manevi, açıdan Azê arkadaşa vereceği birşey yoktur. Azê arkadaş her ne kadar böylesi bir aile-çevre ortamında büyüse de var olanla yetinmemiş ve tatminkar bulmamıştır. Türkiye metropollerinde yaşadı ancak hiçbir zaman yabancı diyarların topraklarını, kültürünü ve yaşam tarzını ruhuna, yüreğine ve zihnine sindirmedi. O, ait olduğu yerin hasreti ve arayışı içindeydi. Sistemin üniversitesini okumuş fakat tatmin olmamış ve terk ederek devrimci mücadeleye yönelmişti. Zekiydi, çalışkandı ve sorgulayıcı kişiliğiyle güçlü bir arayışı vardı. Sömürgeci sistemin asimilasyoncu, kimliksizleştirici ve yabancılaştırıcı kültürü içinde erimemiş, köklerinden kopmamış, özünü ve doğallığını korumayı başarmış bir kişiliğe sahipti. Meraklıydı, heyecanlıydı ve öğrenme istemi güçlüydü. Sorgulaması, bilinci ve arayışı geliştikçe içinde bulunduğu ortamın ve sömürgeci sistemin sunduğu şeylerin aslında hakikati ifade etmediğini, özle alakalı olmadığını, sahte ve biçimden ibaret olduğunun farkına varmıştı. Öyleyse hakikati bulmalı ve ona katılmalıydı. Hakikati ancak kaybettiği yerde bulacaktı. Azê Kurdistanlı bir Kürt kadınıydı. Ve hakikati oradaydı.
Özellikle lise yıllarında Ulusal kimliğini tanımaya başlamasıyla Azê arkadaşın arayışları artmaya ve köklerini araştırmaya başlamıştır. Azê arkadaş, 1995’te Çanakkale’de egitim fakültesi cografya ögretmenliği bölümünü okuduğu Üniversite yıllarında yurtsever gençlikle tanışarak ülke ve halk gerçekliğine yakınlaşır. Önderlik ve PKK düşünceleriyle tanışınca artık yurtseverlik ve devrimcilik serüvenine başlayacaktı. Tarihi bir kararla yeni bir mücadele sürecine doğru adım atmış ve yaşamında yeni bir sayfa açmıştı. Kürt Özgürlük Hareketini tanımayla daha fazla aydınlanır, bilinçlenir ve ulusal değerlerine bağlanır. Azê arkadaş, hakikat yoluna girmişti, bundan sonrası bir hakikat savaşçısına dönüşme süreci olacaktı. Uzun bir yolculuk zamanı gelmişti. 20 yıl sürecek olan özgürlük yürüyüşüne başlamış ve Mart 1997’de bir grup arkadaşıyla Parti saflarına katılmak üzere yola çıkmıştı. 1997 yılında, Newroz ayında yeniden kökleriye, özüyle ve ulusal değerleriyle buluşmak için Kürdistan’a yönelir. 1997 Newroz‘u, Azê arkadaş için kökleri üzerinde yeniden doğuşu, filizlenmeyi, yenilenmeyi ve yeni bir yaşamı ifade eder. Yeni ufuklara doğru büyük kararlılıkla yelken açmıştı. Ne fırtınalar ne büyük ihanetler ne de düşmanın saldırıları artık Azê arkadaşı yolundan alıkoyamayacaktı. Çünkü o, bir defa kararını vermişti. Sonuna kadar özgürce yaşam ve mücadele şiarını kendisine ilke edinmişti.
Azê arkadaş katıldığı ilk süreçte Yunanistan’da Parti eğitimini aldıktan sonra Önderlik sahasına geçer. Önderlik eğitimini alan Azê arkadaş özüyle buluşmuş, entelektüel düzeyini güçlendirmiş, anlam gücüne kavuşmuştu. Önderliğin diyaloglarında kendisi için belirtiği gibi: ‘’Bir metropol kişiliğinden özgür bir Kürdistan kişiliğine’’ ulaşmış ve ‘’başını almış ve özgürlüğe doğru kaldırmış’’ ve Özgür Kadın ideolojisiyle donanarak yönünü hasretle kavuşmayı beklediği Kurdistan dağlarına vermişti. En sonunda tekrardan 2016 yılında gitmeyi her an büyük heyecan ve coşkuyla beklediği uzun süre kaldığı Botan’da şehit düşmüştü.
1997 yılında bir öğrenci olarak PKK’ye katılan Azê Malazgirt arkadaş 20 yıllık mücadele sürecinde birçok alanda faaliyet yürüttü. Komutan oldu, YJA STAR Askeri Konsey üyesi düzeyine yükselerek binlerce kadın-erkek savaşçının eğitilmesinde ve yetiştirilmesinde bizzat emek verdi. Savaş mevzilerinde tereddütsüz bir biçimde savaşçılarıyla birlikte yer aldı ve yönetti. Çalışmalara katılımı bütün coşkusuyla, heyecanıyla ve yüksek moraliyle gerçekleşti. Çalışmalara ciddiyetle yaklaşan, kadın ve erkek yapısına kendisini sevdiren, otoritesini kabul ettiren bir arkadaştı. Rahatça paylaşılabilen, tartışılabilen bir özelliği vardı ve ilişkilerde geneldi. Bu yönüyle sosyal, kültürel ve toplumsal özellikleri güçlü ve kapsayıcıydı. Kalıbına sığmayan tarzda enerjikti. Onun bulunduğu her yerde heyecan, dinamizm, hareketlilik, moral ve coşku vardı.
Yıllarca birlikte çalışma yürüttüğümüz dönemlerde bu özelliklerini çarpıcı bir şekilde gördüm. Yoldaşlık temelinde çok değerli ve anlamı büyük paylaşımlarımız olmuştur. Çok rahat tartıştığım kadın arkadaşlardan biriydi Azê arkadaş. Güçlü bir iradeye sahipti, eleştirmekten ve sözünü söylemekten sakınmayan, kendine güvenen, cesaretli, inisiyatifli öncü komuta özelliklerine sahipti. Apolo Akademiler Komutanlığı ve Şehit Mahir Komutanlığı döneminde kadın ve erkek arkadaşların eğitim çalışmalarına ciddiyetle ve büyük bir özveriyle ilgilenirdi. Binlerce arkadaşın eğitilmesinde büyük emek vermiş nadir komutanlarımızdandır Azê arkadaş. Apolo ve Şehit Mahir Akademiler Komutanlığı sürecinde yeni yapılanma ve gerillanın profesyonelleşmesine büyük önem vererek yaklaşmış ve arkadaşları bu yönlü hazırlamıştır. Sadece savaşçılarını değil kendisini de zorlu bir savaş sürecine hazırlayarak Şehit Mahir pratiğinden sonra Van Eyalet Komutanlığındaki yerini almak üzere Kuzey’e geçmiştir.
Verdiği emek ve bilinçle yetişen HPG ve YJA star savaşçıları bugün Azê arkadaşın anısına bağlı kalmak ve amacını gerçekleştirmek için Zap-Avaşin-Metina başta olmak üzere Kürdistan’ın her alanında, direniş siperlerinde destanlar yazmaktadırlar. Azê arkadaşın eğittiği savaşçılar şimdi Devrimci Halk Savaşının komutanlığını yapmaktadırlar.
3 Kasım 2017 tarihinde Botan/Besta alanına sömürgeci Türk ordusu binlerce asker ve kontranın katılımıyla kapsamlı bir operasyon gerçekleştirdi. Bir hafta süren operasyonda yoğun çatışmalar yaşandı. Yaşanan çatışmalarda Azê Malazgîrt ve Delal Amed arkadaşın da içinde yer aldığı toplam 12 arkadaş sonuna kadar savaşarak 11 Kasım’da şehit düşerek şehitler ordusunun neferleri arasındaki yüce yerlerini aldılar.
Azê arkadaş, Önderlik sahasından tanıdığı, yıllarca birlikte kalıp ortak çalışma yürüttüğü ve çok sevdiği Delal Amed (Hülya Eroğlu) arkadaşla birlikte aynı mevzide şehit düştü. PKK Yürütme Komitesi üyesi, HPG Komuta Konseyi üyeliği ve YJA Star Merkez Karargah komutanlığı görevlerini başarıyla yerine getiren Delal Amed arkadaş önemli bir süreçte Kuzey sahasına geçerek Botan Saha Komutanlığı görevini üstlendi. Delal Amed, Partiye Amed ’ten küçük yaşta katılmış ve Önderlik eğitimini alan bir arkadaştı. Amed, Dersim, Medya Savunma Alanları ve en son şehit düştüğü Botan olmak üzere Kürdistan’ın birçok bölgesinde gerillacılık yapmış, Kürt halkının bağrından çıkmış örnek kadın Komutanlardan biri olarak tarihe geçmiştir.
Delal ve Azê; Önder APO ve PKK hakikatiyle buluşmuş ve Önderlik sahasında sözleşen iki Kürt devrimci kadın, iki yoldaş ve iki gerilla komutanı, direniş bayrağını dalgalandırarak beraberce Botan’ın asi dağlarında gök yüzüne süzülerek tanrıça mertebesine ulaştı. Artlarında nice Delal ve Azê’ler bırakarak özgür kadın yoldaşlığın birlikteliğiyle bütünleşerek ölümsüzleşti.
Anlamına varılıp verilen ilk söz
Gerçekleştirilen ilk eylem adına,
Uğruna ölümsüzleştikleri yüce yaşamın hakikat savaşçıları
Kızıl güller misali süslediler Newroz bahçemizi
Ve kendilerini aşkların en büyüğüne adamış özgürlük tanrıçaları…
Birçok özellikleriyle örnek alınması gereken HPG ve YJA Star komutanı Azê yoldaş, Kurdistan dağlarının zirvelerinde Kutsal Güneşe uzanarak, Botan’ın doruklarında sonsuza dek dağlarla bütünleşecekti. Azê, gerçekten de dağların kızıydı ve öylede kalacaktı.
Bir sanatçının ezgileriyle:
‘’Azê bizim Azê, dağların kızı Azê
Yüreği yiğit Azê, gözleri güleç Azê
Bir Şahin uçur dağlara,
Azê’nin sevdiği o insana
Bir şahin kanadında dağlara…’’
Sözün eyleme, eylemin amaca dönüşmesi olan şehitler gerçeğini her zamandan daha çok anlama ve vasiyetlerini yerine getirmenin gerektiği bir zamandan geçiyoruz. Her şehit verdiğimiz arkadaşlarımız için duygulanıyor, üzülüyor ve düşmana öfke duyuyoruz. Fakat sadece bunlar yeterli değildir. Şehitlere doğru bağlanma onların vasiyetlerini yerine getirme, beklentilerini hayata geçirerek amaçlarını gerçekleştirmeyle mümkündür. Şehitlerimizin arzusu: Özgür Önderlik, özgür halk ve özgür ülke gerçekliğine ulaşmaydı. Şehitlere layık olma sözümüz ve pratiğimiz bu temelde olacaktır.
Dijwar SASON