12 Nisan 2013 Cuma Saat 16:31
Kürd Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Amed Newroz’unda okunan mektubuna ilişkin tepkiler sürerken Kürdler, AKP’ye şu mesajı vermektedir: “İmralı müzakeresine” ciddiyetle, haysiyetle, hasassiyetle, asaletle, samimiyetle meseleye yaklaşılması hem Türk(iyeli) hem Kürd(istanlı) halklar için bu tarihi fırsatı çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini ve kesinlikle heba edilmemesi konusunda beyanatlarını dile getirmeye devam ediyor.
Bu yüzden devlet (mit aracılığıyla) Sayın Öcalan şahsında Kürdlere şantajla yaklaşmamalıdır.
Eğer buda oyun ise, Kürdler artık kimseyi dinlemez bildiğini okuyacağını her kesim çok iyi biliyor. Şu bir gerçektir ki Ortadoğu’nun özgürlüğü Kürdlerin özgürleşmesine endeksli olduğu göz ardı edilmemesi gerekir. Zaten “BOP” (Büyük Ortadoğu Projesi)çu mimarları bunun bilincinde olmamış olsalardı alkış tutmaz, selam-kelamları olmazdı. Çünkü, Kürdistan özgürleşmedikçe Ortadoğu’ya barış gelmesi meçhuldür. Bilinen “BOP” projesi hayata geçirmek için artık son rötuşlar yapılarak, daha önceden belirlenen aktör ve figüranlara yer ve görev dağılımı hızla yapılarak, ileriki dönem içerisinde ortam toz dumana dönüşeceğe benziyor.
ABD başkanı Obama İsrail ziyareti ardından hemen Türkiye’den “Mavi Marmara Gemisi” dolayısıyla “özür” dileme olayının perde arkasında İran – Suriye’ye (olası) askeri saldırı esnasında amaç Türkiye’yi kendi taraflarına çekmek ve kullanmaktır gayeleri.
Şimdi tam bu nokta da akıllara durgunluk veren bir husus var ki kafalarda bir çok soru işaretleri de beraberinde oluşturmaktadır:
Devlet tarafından somut adım atılmayan müzakere süreci sürerken hemen yanı başımızda konuşlandırılan patriot füzeleri, Güney Batı Kürdistan sınırına askeri sevkiyatların yapılmasıyla ne yapılmak isteniyor?
Suriye Şam yönetimi askeri birlikleri tarafından özellikle bu son günlerde Kürdlere yönelik yaptıkları saldırıların perde arkasında ne yatıyor?
Tüm yaşanan bu olaylar bir tesadüften ibarettir, deyip kesinlikle geçiştirilmemelidir!
Kürdler söz konusu olunca, haliyle Kürdlerin düşmanlarından her şey beklenir. Hani olur ya, E-sed/rdoğan ikilisi PKK’yi tasfiye etme harekatına karşı tekrar anlaşmış olabilirler. Kaldı ki Kuzey Kürdistan’da bulunan gerillaları Güney Batı Kürdistan’a gitmeyi mecbur etmek için, Esed askeri birimleri tank-savaş uçakları tarafından Kürdlerin yoğunlukta bulunduğu bölgeleri bombalamaları ve YPG’ye yapılan saldırılar bu ihtimali güçlendirmektedir. Oysa daha geçen bir-iki hafta öncesine kadar sadece “AKP’nin güdümünde silahlandırılan çeteler” arasında çatışmalar yaşanırken, neden Suriye askeri birlikleri YPG ‘ye karşı saldırıya geçsin?
AKP (Osmanlı’nın son) oyuncu takımı, Erdoğan’da Hollywood aktörlerine taş çıkartacak kadar her türlü rolde oynamaya müsait bir kişiliğe sahip olduğu bilindiği için İmralı müzakere adı altında Kürdleri tekrardan rehavete kaptırmak, gerillaları da sınır dışına çıkmaya zorlayarak -ki Erdoğan boşu boşuna bu açıklamayı yapmadı “teröristler sınır dışına çıkarken silahlarını ya mağarada ya da kaldıkları yerde bırakıp artık İran’a mı? Suriye’ye mi? Nereye gidiyorlarsa gitsinler bizi ilgilendirmez” açıklamasında bulunmuştu! Aynı zamanda Erdoğan’ın bir bukalemun gibi renk değiştirdiğini her gün yaptığı farklı açıklamalardan fark ediliyor. Erdoğan ve AKP Devleti de şunu çok iyi biliyor. Kürt Halkının Özgürlük savaşçıları gerillalar 1999 yılındaki tecrübelerinden yola çıkarak silahsız bir şekilde Kuzeyden Güneye geri çekilme( ki eğer bir geri çekilme varsa) yapmayacağını biliyorlar. PKK çözüm sürecine samimiyetini Ateşkesi ilan ederek bütün dünyaya duyurduğunu ve sürecin kendileri tarafından sabote etmeyeceklerini her defasında kamuoyuna duyuruyorlar. Erdoğan ve AKP devletinin de uslup ve ne söylediklerine dikkat ederek, sürece göre adımlar atarak hassasiyetlerin bilincinde olmalıdırlar.
Sri Lanka (Seylan) modeli ile kimyacı Nejdet Özel’in (Ceylan) Önkol katliamları arasında hiç bir fark yoktur.
Esed askeri ordusu ile YPG’yi çatıştırmayı sağlatmak girişiminde bulunan “güçlerin” amacı, aslın da Türkiye askeri ordusu İsrail, ABD desteğiyle, PKK gerillaları dümdüz ovasıyla bilinen Güney Batı Kürdistan sahasına çekerek bir cephe savaşına zorlatmak, ardından karadan ve havadan yapılacak askeri operasyonla Sri Lanka modeli gibi gerillaları tasfiye etmek. Ovada da, yani Kuzey Kürdistan’da da olası bir halk ayaklanmasına karşı tedbir amaçlı olarak da, işte bazı bölgelere sözüm ona ekonomik – para yatırımlarıyla halkı aş-işle sus-pus ettirip zaferini ilan etmek peşinde koşan (devlet kurumu mit ve..) AKP eğer bu oyunun peşinde ise, harbiden “yandım aney” bile diyemeyecek kadar çok pişman olacak.
Kürdler için hayati öneme haiz olduğu kadar, Türkler için de geçerli olan bir husus var -ki bu husus hiç kimseyi sus-pus etmemelidir “İmralı müzakeresi” tezkeresi gerek Türkler için olsun gerek Kürdler için olsun son bir şanstır.
Menaf Aslan
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info