1993 2 Temmuz’un da Sivas’ta 37 aydın insana yönelik bir katliam oldu. Madımak oteline bir grup gerici tarafından derin devlet güçlerinin desteğiyle saldırı ve katliam yapıldı, 37 aydın insan diri diri yakıldı.
Bu saldırı aslında mezhepsel çelişkilerden dolayı yapılmadı ama mezhepsel çelişkiler kullanılarak bir grup gerici yobazın eliyle saldırı yapıldı. Yani burada kendilerine müslüman ve islamcı diyen grup ve çevreler dini ve mezhepsel çelişkiler üzerinden maşa olarak kullanıldılar. Politik olarak karanlıkların yaşanıldığı bir ülkede bu tür saldırılar, onlarca hatta yüzlerce yıl boyunca devletin-rejimin de gücü ve imkanları kullanılarak tekrar etmiştir. Bu tür saldırı ve katliamların temelinde sınıfsal nedenler bulunmaktadır. Gericiliğin ve faşizmin bir sisteme dönüştürüldüğü bir coğrafya ve ülkede aydınların, demokratların, devrimcilerin hayatı her zaman tehlikededir. Alevilik tarih boyunca ezilenlerin ve zulme uğrayanların yanında yer almak, zalimin zulmüne karşı ve faşizme karşı dik duruşun adı olmuştur.
Yüzlerce yıl boyunca zalimler günümüze kadar bu topraklarda baskıcı bir sistem kurmuştur. Aleviler sürekli muhalefette kalıp direnmiş, devletin, rejimin, sistemin açık faşizan katliam saldırı ve baskılarına maruz kalmıştır. Aleviler kendi yaşam felsefeleri gereği, eşit özgür demokratik bir sistemi savunup yüzlerce, onlarca yıl bunun direnişi ve mücadelesi içinde olmuşlardır. Ama hiçbir zaman ülke yönetimine iktidara ve yönetime gelememişlerdir. İşte bu nedenlerden dolayı rejim destekli katliamlara uğradılar. Sivas’daki katliam, öyle bir grup gericinin kendi kafasına göre bazı dini ve mezhepsel çelişkilerden dolayı yaptıkları bir katliam değildir. Yani egemenlerin söylediği-iddia ettiği gibi, münferit bir olay değildir. Bu gibi katliamların arkasında ülkeyi yöneten zihniyetin olduğunu biliyoruz. Dersim’de Maraş’ta, Çorum’da kimler katliam yaptıysa, işte Sivas katliamınıda aynı zihniyet ve çevreler yaptı. Türkiye’de demokrasi, özgürlük ve insan hakları mücadelesi verenleri kimler hapislere koyuyorsa, işkence yapıyorsa, Sivas katliamını da o çevreler yaptı.
Sivas katliamı, Türkiye’de egemen kesimlerin desteği ve yönlendirmesiyle oldu. Türkiye’de mevcut sistem ve egemen kesimler bu ülkenin aydınlarından hep korkmuşlardır. Katliam yapıldığında DYP ve SHP koalisyon hükümeti vardı. Çok garip ve düşündürücüdür, Maraş katliamı olduğunda da CHP iktidardaydı. Dersim katliamı da CHP’nin tek partili döneminde oldu. Hala kendi cellatına sevdalı bazı Aleviler var. Hala onlarca yıldır bunca katliama rağmen CHP’nin kuyruğuna takılan, CHP’yi bir kurtarıcı olarak gören kesimler var. Sorun sınıfsaldır, mesele demokrasi sorunudur. Türkiye’de demokratik bir sistem olmadığı sürece bu katliamlar yapılır. Son yıllarda Kürdistan ve Türkiye açık zindan faşizmi ile yönetilen coğrafyalar haline getirildi. Kürdistan şehirlerinde adeta açık bir savaş var, insan ölmeyen ve Kürdistan coğrafyasının bombalanmadığı gün yok. İşte bütün bu olup bitenler bu yaşanılanlar, Sivas’da yapılan katliamın devamıdır, aynısıdır.
Sivas’da hayatını kaybedenler demokrasi şehitleridirler, Türkiye’nin aydınlık yarınlarıdırlar. Dersim’de, Maraş’ta Çorum’da Sivas’daki katliam günümüzde bütün Kürdistan’da ve Türkiye’de fiili olarak yapılıyor. Hiçbir direnişe hak ve hukuka tahammül edilmiyor. Topluma kölelik dayatılıyor. Egemenler Türkiye’de baskı rejimini zor kullanarak, katliam yaparak baskıyı, faşizmi süreklileştirerek, halkları korkutarak devam ettirmek istiyorlar. Türkiye demokratik bir ülke haline gelirse o zaman bu yapılan katliamların hesabı sorulur. Bu katliamlar, soykırımlar önlenir. Çünkü rejimin bataklığından, karanlık derin güçleri tarafından planlanarak yapılan katliamlardır. Demekki Türkiye’de demokratik bir rejime, sisteme ihtiyaç var. Demokratik bir rejimle Türkiye ancak onlarca yıllık bu karanlıktan kurtulur, aydınlığa kavuşur. Sivas’ta katledilen 37 canımızı saygıyla anıyorum, Allah’tan rahmet diliyorum ve o saldırıyı yapanları, yaptıranları lanetliyorum. Türkiye demokratik bir ülke haline getirilerek, bu karanlık ruhlardan kurtulunacaktır…
Kemal SÖBE
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi