• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Serbest Yazılar

Türkiye Kamuoyuna Gerilla Nasihati

Yayınlayan Lekolin
15 Mart 2020
Kategori: Serbest Yazılar
251 13
A A
Türkiye Kamuoyuna Gerilla Nasihati
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

12 Eylül 2011 Pazartesi Saat 07:10

Bu dağlarda TC’nin kullanmadığı bomba kalmadı. Kazan, misket, fosfor, napalm gibi bombalar hava araçlarıyla atıldı.

Bu dağlarda TC’nin kullanmadığı bomba kalmadı. Kazan, misket, fosfor, napalm gibi bombalar hava araçlarıyla atıldı. Yine obüs, havan, katuşa rampalarından ve tanklardan atılan bombalarla bu dağlar binlerce kez bombalandı. Çatışmalarda ve operasyonlarda askerlerin ferdi silahları olan law, B7, savunma ve taarruz bombaları da cabası. 40 kg’dan başlayarak 100, 250, 500 ve 1000 kilogramlık bombalar dağı taşı, ağacı suyu bombaladı.
Bir tonluk bir bombanın değdiği yerde hiçbir canlı kalmaz. Bunun yanında yerde açtığı çukur ve etrafa yaydığı kimyasal bileşenle toprağı da öldürür. Orada bitki yetişmez. Doğa buna karşı direnerek küçük otlar ve fidanlar yetiştirse de bunlar öyle sağlıklı bir bitki örtüsü oluşturmaz. Doğaya zararı etrafa yaydığı parçalarla da pekişir. Yüz-yüzelli metre kare içinde bulunan tüm ağaçlar bombanın parçalarıyla yaralanır, dalları kopar, kimileri ölür.
Bir kurşunun toprakta yarattığı zararın yıllarca giderilemediği düşünülürse aslında bu bombardımanlarla toprağın ne kadar zarar gördüğü anlaşılır.

Bize bir zarar veriyor mu bu bombalar?

Şimdi aklıselim, mantık sahibi ve dağı tanıyan insanlar bunun çok zor olduğunu bilir. Kürdistan dağlarının doğal koruyuculuğu olduğunu, ağacın, taşın, derenin, toprağın bir kalkan gibi gerillayı koruduğunu bilirler. Öyle atılan bombanın sayısını, gramajını arttırarak, uçakların sorti sayısını arttırarak, vurulan hedeflerin sayılarını arttırarak gerillaya zarar veremeyeceklerini de iyi bilirler.

Gerillalar doğaya uyum sağladıklarından nasıl korunacaklarını ve en çetin fırtınalardan bile nasıl sağlam çıkacaklarını bilirler. Doğa onu zorladığı kadar korunma yöntemlerini de öğretir. Bu nedenle yıllardır sömürgeci ordunun her türlü yönelimi karşısında kendisini korumayı ve ayakta durmayı da doğaya, Kürdistan doğasına bağlamak yanlış olmaz. Tabii otuz yıl bu, şaka işi değil. Nesilden nesle aktarılan bir gerilla tecrübesi, savaş kabiliyeti de burada önemli rol oynuyor.

Neden mi anlatıyorum bunları?

Gerillaların fiziki ve ruhsal yapısı koşullara göre uyum sağlar. Zorlu koşullar tıpkı zorlu fırtınalara, keskin güneşe, susuzluğa rağmen en yüksek doruklarda yaşama inatla tutunan meşe ağacının toprağa saldığı köklerin güçlenmesi gibi güçlü kılar gerillayı. Bu doğal bir döngüdür. Dağda yaşamaya başlayan her gerilla bunu bilir, öğrenir. Saldırılar karşısında kendini korumayı öğrenen gerilla meşe ağacı gibi sağlam olur. Onu hiçbir şiddet, fırtına yerinden edemez. Küçük, bodur meşeler zarar görse de yangınla asla bitmez, devam eder.

Anlayacağınız bombardımanlar fos çıktı. Yine her zamanki gibi…

Kandırılmışlar topluluğu olarak Türk toplumu olarak sizler bizlere ölüm projeleri çizseniz de gün geçtikçe vicdanı çürüyerek yaşayan bir ölüye dönüştüğünüz ortada. Gelin biraz daha bombalayın. Bombalamakla doğaya zarar verirsiniz. Ama onu bile bitiremezsiniz. Gerillayı bitiremediğiniz gibi. Zavallı, hiçbir şeyden haberi olmayan sivilleri vurursunuz. Sırf bize tepkilensin de arayı açsın, yeniden Kürtler arası çatışma başlasın diye 6 aylık bebeleri vurursunuz. Ama o da nafile. Uyanan ulusal birlik ruhunu da engelleyemezsiniz.

Bunun dışında tek bir kazanımınız olur. AKP iktidarının bir yalakası, bir propagandacısı olmaktan öteye bir işleviniz olmaz. Bağlı olduğunuzu iddia ettiğiniz vatan, millet, Sakarya edebiyatınız bundan öte iş görmez.

Paranız bitecek, vicdanınız kararacak, ruhunuz daralacak, mantığınız kuruyacak ama biz yine burada olacağız. Onlarca, yüzlerce bombardımandan geçsek de yine burada sizin başınızın belası olmaya devam edeceğiz. Bizden, bizi öldürerek kurtulamazsınız. Kurtulmak istiyorsanız yolunu iyi biliyorsunuz. Biraz aklıselime gelin de daha fazla zarar görmeden, Önderliğimizin şartlarını kabul edin. Yoksa inanın yaşanacaklar yaşananların yanında hiç kalır.

Ayrıca bir de bu değirmenin suyunu da bir zahmet bir araştırın. Tam da ekonomik krizden geçen bir dünyada Türkiye nasıl ekonomik olarak ayakta kalıyor? Bu ayakta kalma durumunu hangi dış güç ve gizli yardımlara borçlusunuz? Bunların ileride size ödetilebilecek olmasına nasıl tepki vereceksiniz? Yine, tam da böyle bir saldırı ihtimalinin gündemde tartışılır olduğu bir dönemde faşist AKP’nin Somali ilgisi nasıl gelişti? Somali’ye yardım adına toplanan paraların hepsi şimdi nerede?

Somali’ye yardım adından vicdanınızı aydınlattığınızı sanıyorsunuz ama o yardımların ne kadarının bu hava saldırılarına kaynak olduğundan haberiniz bile yok. Kandil’deki bebeyi, 7 sivili vuran bombanın parası sizin cebinizden çıkmış olabilir.

Şu yöneticilerinizin sizi kandırmasını bırakıp biraz gerçeklere dönme zamanı gelmedi mi? Dönün de bakın bu saldırılar geleceğinizi karartıyor mu, aydınlatıyor mu?

Cevabını siz verin…

Pir Kemal

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info   

Etiketler: araştırmakurdiKurdishkurdistanLekolinTurkishTürkiye
Önceki yazı

Zagona Nû û Kiryarên Kevin

Sonraki Haber

Pozitivizm Çağdaş Putçuluktur

Benzer Haberler

Hafıza, Umut ve Yeniden Doğuş
Makaleler

Hafıza, Umut ve Yeniden Doğuş

15 Mayıs 2025
Gittiği Yerde Güzellikler Bırakan Fedai…
Serbest Yazılar

Gittiği Yerde Güzellikler Bırakan Fedai…

4 Temmuz 2024
Yürüyorlar…
Politik Analiz

Yürüyorlar…

20 Haziran 2024
Sonraki Haber
Pozitivizm Çağdaş Putçuluktur

Pozitivizm Çağdaş Putçuluktur

Öne Çıkan Yazılar

  • Kürt Gerçekliğine Bir Kavramsal Müdahale: Judenrat Gerçeği Ve Sömürgeciliğin Ötesi – 1

    Kürt Gerçekliğine Bir Kavramsal Müdahale: Judenrat Gerçeği Ve Sömürgeciliğin Ötesi – 1

    664 Paylaşım
    Paylaş 266 Paylaş 166
  • Önderlik Gerçeğini Anlamadan Kürt Özgürlüğü Tartışılamaz

    510 Paylaşım
    Paylaş 204 Paylaş 128
  • İsrail-İran Çatışması Ve Demokratik Çözüm Perspektifi- ÖZEL DOSYA

    530 Paylaşım
    Paylaş 212 Paylaş 133
  • Kürt Gerçekliğine Bir Kavramsal Müdahale: Judenrat Gerçeği Ve Sömürgeciliğin Ötesi-2

    579 Paylaşım
    Paylaş 232 Paylaş 145
  • Donmuş Çelişki Yumağı Olan Devleti Çözülme ve Tamamen Eritme Mücadelesi

    533 Paylaşım
    Paylaş 213 Paylaş 133

Önerilenler

Önderlik Gerçeğini Anlamadan Kürt Özgürlüğü Tartışılamaz

Halep Tümüyle MİT’in Kontrolüne Geçiliyor- ÖZEL HABER

İsrail-İran Çatışması Ve Demokratik Çözüm Perspektifi- ÖZEL DOSYA

Donmuş Çelişki Yumağı Olan Devleti Çözülme ve Tamamen Eritme Mücadelesi

Bağdat-Erbil ve Maxmur Üçgeni’nde neler oluyor?

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç