13 Ağustos 2016 Cumartesi Saat 07:17
15 Temmuz darbe girişimi sonrası, AKP devleti, “temizleme operasyonları adı altında FETÖ
örgütünü hedef alsa da, kısa bir süre sonra Ulusalcı kesimleri de güdümüne
almıştır. Biraz geriye döndüğümüzde Balyoz ve Ergenekon davaları ile AKP
devleti günümüzde tasfiye ettiği, Fetullah Gülen ile o süreçlerde ortaklaşarak
Ulusalcı birçok subay ve diğer rütbeli askeri tasfiye etmiştir. Bu her ne kadar
Fetullah Gülen’in devleti ele geçirme operasyonları olarak algılatılmaya ve ‘kandırıldık’
açıklamalarına rağmen AKP devleti bugün yaşanan darbenin temellerini Ergenekon
ve Balyoz davaları döneminde Fetullah Gülen’in altını kazıyarak atmıştı. Çünkü
o dönemde cemaatçi subayların önü açılmış ve artık ordu tamamen cemaatçi subay
ve askerlerin denetimine girmişti ki bu “15 Temmuz gecesi son bulduğu iddia
ediliyor.
Mevcut durumda Türk devletinin ordusunun, “Vatanın bölünmez
bütünlüğü ordusu olduğunu söylemek kandırmacadan öteye bir şey olmaz. Çünkü, ordu siyaset ve iktidarın ordusu
olmuştur. Zira komuta kademesi tasfiye edildi ki binlerle ifade edilen tasfiye
rakamlarına her geçen gün yenileri ekleniyor. Generaller, Subaylar, Albaylar ve
daha nicesi…
Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan talimatlarına göre kanunlar
uyarlanıyor. Talimatlarına yasal zemin oluşturulamayınca KHK (Kanun Hükmünde
Kararname) ile kılıf oluşturuldu. OHAL ve KHK’nin çerçevesini Erdoğan
belirliyor. Kimlerin tutuklanacağına, ihraç edileceğine, gözaltına alınacağının
listesi Erdoğan tarafından imzalanıyor yada talimatıyla pratiğe geçiriliyor.
Darbe girişiminde AKP hükümetine gerekli desteği sunan, demokrasi nöbetlerinde
kısmen boy gösteren “Ulusalcı kanat ve
bunlara bağlı rütbeli askerler AKP devletinin OHAL çerçevesinde çıkardığı
kararnameler ile soğuk duş aldılar. Yolunmuş tavuk misali ne yapacaklarını
bilemez duruma düştüler. Seslerini çıkarsalar Erdoğan deyim yerindeyse
kellerini almak için hazır bekliyor. AKP’ye yalakalık yapmanın sonu bu oluyor
her halde!
Erdoğan’a, AKP’ye hizmet eden darbe karşıtlığı, Ulusalcıları
AKP devletinin şerrinden koruyamadı. Ulusalcılar Erdoğan tarafından
kandırıldıklarını, oyuna getirildiklerinin farkına daha yeni varıyorlar. AKP,
OHAL kararnameler ile Fetullahçıları tasfiye ederken bu arada ordu, yargı,
devlet kurum ve kuruluşları, emniyet, STK’lar vs. akla gelebilecek bütün
kurumlardaki Ulusalcıları da bir bir tasfiye ediyor. Onlarca ulusalcı ordu
mensubu tutuklandı yada ihraç edildi. En son çıkartılan ordunun yeniden
düzenlenmesine ilişkin kararname her halde bardağı taşıran son damla oldu.
Ulusalcıların sözcüsü durumundaki Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in,
15 Temmuz gecesi AKP’ye hizmet eden coşkusu yerle bir oldu. Şimdi AKP’ye
veryansın ediyor, ateş püskürüyor. Bir taraftan AKP’yi ve tabanını tehdit
ederken diğer taraftan Ulusalcı kalemşörler harekete geçtiler. Ordudaki general
ve subaylar da seslerini çıkarmaya başladılar. Ne fayda ki Ulusalcıları at
yerine koyup Üsküdar’ı geçen AKP, Üsküdar’ı geçtikten sonra atları tasfiye
ediyor.
AKP’nin devleti “darbecileri temizleme operasyonları adı
altında hakimiyetini kurma çalışmaları süredursun, gerek cemaat gerekse
ulusalcı askerlerden “darbeci sıfatıyla boşalan koltuklara AKP yandaşı kişiler
dolduruluyor. Ergenekoncu denilerek tasfiye edilen yada terfi ettirilmeyen
ulusalcılar tekrar bazı ordu kademelerine getirilmeye başlandı. En son
gerçekleşen YAŞ ile göreve getirilen bir generalin, (kimliğini güvenliği
nedeniyle salkı tutmayı yeğliyoruz) Vatan partisinden bir kişiye verdiği
bilgiler, Ulusalcılar ile AKP arasındaki iplerin koptuğunu belgeler
niteliktedir. Ulusalcılar, Fetullah’ın darbe girişimine katılmamışlardı.
Ordudaki mevcut tepkiler bakılırsa Ulusalcılar Erdoğan ve yandaşlarının boynuna
ipi geçirmeye, Fetullahçıların yapamadıklarını yapmaya hazırlanıyorlar.
Hulusi Akar: Kararnamelerin Önüne Geçecek Gücümüz Yok
Darbe sonrası Albaylıktan General rütbesine terfi ettiğini
belirten ordu mensubu AKP devletinin çıkardığı KHK’ler ile orduda gerginliğin
ve çatlağın hat safhaya ulaştığını söyleyerek Generaller ile Genel Kurmay
Başkanı Hulusi Akar arasında bir toplantıda geçen konuşmaları şöyle anlatıyor,
“Çoğu general söz hakkı alıp ordunun tekrardan dizaynına tepki gösterdi ve
bunun orduyu yapılandırma anlamını taşımadığını aksine asıl tasfiyenin bu
kararname ile gerçekleştirildiğini, biran önce KHK’lerin geri çekilmesinin
gerektiğini söyledi. Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar söz alarak yapılmak
istenenler karşısında elinden bir şey gelmediğini, Cumhurbaşkanı ve hükümetin
orduyu kendilerine bağlayacağını bunun önüne geçecek güçlerinin olmadığını,
karşı çıkanın Fetullahçı denilerek tutuklanacağını, herkesin bunu kabul etmesi
gerektiği söyledi. Kararname öncesine
kadar hükümete desteğini her şekilde gösteren Ulusalcılar, kararname sonrasında
“öküz öldü, ortaklık bitti misali şimdi çark etmeye, durumu kurtarmaya
çalışıyorlar. Erdoğan ve hükümete karşı nasıl karşı koyacaklarının arayışı
içindeler. Ordu üzerinde vesayetlerini korumaya çalışan Ulusalcılar,
Fetulahçılara kaptırdıkları vesayetlerini Erdoğan’a devretmek istemiyorlar.
Erdoğan’a bağlanmış bir Genelkurmayın, ordunun ulusalcıların bitişi olarak
değerlendiriyorlar. Bu yüzden ordunun hızla itibar kaybettiğini ve çökme
aşamasına geldiğini belirterek, “Orduya uzanan eli ihanet olarak
değerlendirerek örgütlenme çağrısı yapıyorlar.
“Türk Ordusu Çöküş Yaşıyor!
General’in verdiği bilgilerin devamında, halkın artık orduya
güvenmediğini, izine giden uzman çavuşların geri gelmediği, paralı askerlik
yapanların sözleşmelerini fes ederek evlerine döndüklerini belirtiyor.
“Kışlalar da firarlar çoğaldı. Kimse ordu elbisesini giymek istemiyor.
Kışlaların önünde hala belediye kamyonları var, hendekler kazılmış. Askeri
personel taşıyan otobüsler şehir içinden geçerken taşlanıyor. Askeri
elbiselerle kimse dışarı çıkamıyor, birçok subay, uzman çavuş AKP yandaşları
tarafından linç edildiler. Halkımızın her zaman güven duyduğu Türk ordusu AKP
eliyle çöküş yaşıyor.
“Bunu Ancak Düşman Yapar
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in “Bunu ancak
düşman yapar açıklamaları var ki bu açıklamalar ayrıntılı bir şekilde özelde
Aydınlık gazetesi olmak üzere medyada 2 Temmuz günü geniş yer buldu. Yine eski
Genelkurmay başkanı İlker Bağbuğ’un bir televizyon kanalına verdiği mülakatta
bu toplantıda gelişen tepkilerin benzeri değerlendirmelerde bulunduğu “Ordu
çöker ve dahası açıklamalarına hepimiz tanık olduk.
Sonuç olarak AKP’nin Darbe bahanesiyle devletin bütün
damarlarını eline geçirmeye çalışması Ulusalcılarda çok uç noktada rahatsızlık
uyandırmış bulunuyor. AKP’nin attığı kazığı sanki yeni fark etmiş durumdalar.
Zira AKP kendi yayılmacılığı karşısında tehdit olarak gördüğü her şeyi hedefe
alan bir stratejiyi her zaman benimsemiş ve emin bir şekilde izlemiştir. Bu
yönelimlerin ismi bazen ‘tasfiye’ bazen ‘çöktürme’ bazen de ‘çürütme’ olarak
duruma göre kullanılıyor. Fetullahçılara ve Ulusalcılara kararnamelere dayanarak her üçü de
uygulanmaya çalışılıyor. Tasfiye-çöktürme-çürütme stratejisine karşı Ulusalcı
kanatın önümüzdeki süreçte nasıl bir yol izleyecekleri konusunda bazı tahminlerde
bulunulabilir fakat bu durumu nereye kadar götürebileceklerini kestirmek
şimdilik pek mümkün görünmüyor. Ancak kestirebileceğimiz bir konu var ki Kanun
Hükmünde Kararname namlularının ucunda 15 Temmuz darbe gecesi “milli irade
vurgusuyla gaza gelen Ulusalcıları hayli zor günler bekliyor.
Dilgeş Yerlikaya
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html
0
21
TR
HE
:” ”
:””
” “,” ”