18 Kasım 2015 Çarşamba Saat 11:14
Halk savaşlarının en önemli etkisinin uzun süreli olmasıdır
belki de, istenildiği kadar benimsenip, her sömürülen ulus tarafından hayata
geçirilememesi. Çünkü adı üstünde uzun süreli halk savaşıdır ve bu uzun sürenin
uzunluğunu kimse belirleyemiyor mücadelenin kararlığı ve örgütlülüğü dışında.
Hal böyle olunca çoğu zaman bazı ezilen uluslar nezdinde kullanılacak yöntem
olmaktan çıkmıştır, sömürülmeye rağmen. Aslında en önemli sebep de sömürgeci
güçlerin bu argümanı çok iyi bir anti-propaganda aracı haline getirmesidir.
Sistem her şeyin internet hızında olduğu çağımızda uzun
süreli halk direnişlerinin toplumların arayışlarına cevap olamadığı, bu
yöntemin miadını doldurduğunu sıkça dillendirmektedir. Özellikle 68 gençlik
hareketinin tokadını yiyen kapitalist sistem Küba, Bolivya, Angola, Vietnam vb.
ülkelerde yaşanan gerilla savaşları ve neticesinde gelişen kazanımların o
dönemin özgünlüğüne has bir durum olduğunu, 21.yy da bu ve benzeri bir durumun
tekerrür edemeyeceği, bunun koşullarının bugün için kalmadığı anlayışını egemen
kılmanın çabası içerisindedir.
Aslında Güney Afrika’daki özgürlük mücadelesinin başarıya
ulaşmasından bu yana halk adına başarı kazanmış devrimlerden bahsetmek de çok
doğru olmayacaktır. Özellikle gerilla savaşlarına dayanan uzun süreli halk
mücadeleleri adına uzun bir süre bir durgunluktan da bahsedilebilinir. Bu
yüzden emperyalist güçlerin temsilcileri konumundaki ülkeler açık açık
anti-kapitalist mücadele yürüten gerilla hareketlerine çağrılarda bulunarak
sürdürdükleri mücadelelerini sonlandırmalarını ve mücadelelerini farklı yol ve
yöntemlerle sürdürmeleri gerektiğini belirterek aslıda teslimiyeti
dayatıyorlardı. Buna örnek olarak da Tamil Kaplanlarını örnek gösteriyorlardı.
Uzun yıllar süren gerilla mücadelesinden sonra, çözümün kapısını araladığı bir
süreçte tasfiye yaşamış olmaları bundan sonrası için gerilla savaşlarına
dayanan tüm halk savaşlarında kaçınılmaz son olarak lanse ediliyordu.
Kapitalist Modernite
her olguda olduğu gibi devrim gerçekliği için de adeta içini boşaltıp anlamsızlaştırıp,
marjinal kılma politikası gereği devrim süreçlerinin oluşum aşamalarını
sorgulamaksızın turuncu devrim, pembe devrim, mavi devrim vb. adlandırmalarla
devrimsel süreçlerde olması gereken mücadeleyi hiçleştirmenin çabası
içerisindedir.
Kapitalist Modernite
bir yandan devrimin içini boşaltıp, postmodernist cila ile marjinalleştirirken
diğer yandan devrimsel süreçlerde en çok başvurulan yöntem olan Uzun Süreli
Halk savaşlarını da sonuçsuz, yorucu ve buna karşı bir gelişim elde edemeyen
bir yöntem olduğu algısını oluşturarak halkları mücadeleden uzaklaştırıp,
sömürüyü meşru kılmada sonuç almaya çalışıyordu.
Ancak 21.yy’ın ilk çeyreğinde açığa çıkan sonuç farklı bir
durum ortaya çıkarmış gibidir. İlkin İngiltere’nin İRA karşısındaki çaresiz
kalışı ve neticesinde gelişen diyalog ve çözüm süreci ardından ETA’nın kabul
edilebilinir olacağı, kendisi ile görüşülebileceği ve ardından gelişen süreç
uzun süredir sömürgeci sistemin empoze etmeye uğraştığı algıya da darbe
vurmuştur.
Avrupa’da gelişen bu durumun Avrupa özgünlüğünde gelişen
süreçler olup daha çok Avrupa burjuva demokrasisinin ürünü olduğu teorisini
yaparak dünyanın diğer parçalarında devam eden mücadeleleri boşa çıkarma
arayışına en büyük darbe de Kolombiya’dan geldi. Uzun yıllar süren mücadelenin
ardından Kolombiya Hükümeti ile FARC gerillaları arasındaki barış görüşmeleri
ve ardından ulaşılan sonuç Dünya’nın neresinde olursa olsun ezilenlerin haklı
mücadeleleri doğru yol ve yöntemle sürdürülürse başarıya ulaşacaktır. Başarıda
en çok tescillenen yöntem de Halk savaşları olmuştur. Yürütülen gerilla
mücadelelerine karşı hiçbir hegemon güç başarı elde edememektedir. Zaten
öncesinde Zapatista Özgürlük Mücadelesi yürüten EZLN gerillalarının tüm dünyada
yarattığı sempati ve haklılık olgusu, yürütülen gerilla savaları adına olması
gerekenin nasıl olacağı ve ulaşılacak sonucun rengini de göstermektedir.
Ulusal Özgürlük Mücadelesi yürüten gerilla hareketleri adına
en büyük başarıyı da aslında Kürt Özgürlük Hareketi sağlamıştır. Uluslararası
hegemon güçlerin uzun süre terörize etmek istediği Kürt Özgürlük Hareketi bütün
dünyanın karşısında çaresiz kaldığı uluslararası terörist saldırılar
gerçekleştiren El Kaide gibi örgütler karşısında başarı elde edememesinin
sonucu olarak açığa çıkan DAİŞ gibi bir vahşeti durduran, gerileten bir konuma
ulaşmış bulunmaktadır. Hal böyle olunca hem Kürt Özgürlük Hareketi ve
geliştirdiği halk mücadelesi haklılığını kabul ettirmiş oldu hem de gerilla
savaşının başarısını Tüm dünyaya kanıtlamış oldu.
Yaşanan bütün bu gelişmeler karşısında halklar nezdinde
özgürlük mücadelesi ve gerilla savaşı uzun süreli de olsa tek çözüm yolu
olmakla birlikte moral kaynağı da olmaktadır.
ARES ARAM
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info – www.navendalekolin.com
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
:” ”