• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Makaleler

Verilen Sözlere Bağlılık

Yayınlayan Cemal Şerik
8 Temmuz 2020
Kategori: Makaleler
340 26
A A
Verilen Sözlere Bağlılık
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

Amed zindanlarında yaşamı uğruna ölecek kadar seven: Kemal Pir, M. Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek’in içerisinde yer aldığı PKK’li tutsakların başlattıkları 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi’nin 38.yıl dönümünü karşılamaya hazırlandığımız günler içerisinde bulunuyoruz.

38.yıl dönümünde 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişini karşılamak ve büyük şehitler Kemal Pir, M. Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek’i bir kez daha saygı ve minnetle anmak, içerisinde olduğumuz, yaşadığımız koşullarda çok daha fazla düşünmeyi ve onları anlamayı gerektiren bir anlam ifade ediyor. Bugüne kadar olduğu gibi 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi’nin ifade ettiği anlamda böyle bir yaklaşım içerisinde olmayı gerekli kılıyor.

14 Temmuz tarihi bir kararlaşmanın hayata geçirildiği gün olarak PKK ve Kürdistan halkının tarihine geçmişti. Zindanların sınırlarını aşarak, Kürdistan halkının kaderini değiştirecek, Ortadoğu halklarının geleceğinin belirleyecek olan adımların atıldığı an olarak tarihteki yerini almıştı. Bunu da 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişçileri tutsaklık koşullarında başarmıştı. Bu özelliği nedeniyledir ki, 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi’nin her yıl dönümü, böyle tarihsel bir anlam ifade eden kararlaşmanın yıldönümünde ne kadar derinleşme ve mesafenin kaydedildiği sorgulanması gereken ertelenemez bir görev olmaktadır.

Önder Apo, 14 Temmuz 1982’de M. Hayri Durmuş’un Amed sıkıyönetim mahkemesinde yapmış olduğu açıklamaya ve onu izleyen Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek’in kararlı tutumlarına böyle bir anlam vermiş, 15 Ağustos 1984 büyük devrimci gerilla hamlesini başlatmıştı. Başlatmış olduğu bu hamle ile 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi ve şehitlerine nasıl bağlı kalınarak yaşatılacağının yolunu göstermişti.

Amed zindanında 14 Temmuz günü başlatılan ölüm orucu direnişinin talepleri, kendisi gibi büyük ve anlamlıydı. Zindanların dar sınırlarının ötesine geçmekteydi.  Siyasal kimliklerine sahip çıkmışlar ve bunu mahkemelerde savunmak istemişlerdi. Bunu başardıklarında soykırımcı, sömürgeci TC Devleti’nin zindan politikasının da boşa çıkarılarak, yenilgiye uğratılacağının bilinci, inancı ve iradesi ile hareket etmişlerdi. Sonuçta büyük bedeller ödeme pahasına olsa hedeflerine ulaşmışlardı.

14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi, 12 Eylül 1980’de gerçekleşen askeri faşist cuntanın kendisini en güçlü gördüğü bir dönem de 1982’de yaşanmıştı. Buna rağmen 12 Faşizmini yenilgiye uğratmış, ne kadar güçsüz ve zayıf olduğunu göstermekten geri kalmamıştı.

Kuşkusuz 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi’nin yaşandığı koşullarla, günümüz arasında derin farklılıklar var. Aradan geçen 38 yıl içerisinde 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direniş şehitlerinin anısına bağlılığın da bir gereği olarak özgürlük ve demokrasi mücadelesinin kat ettiği büyük mesafe ve elde ettiği kazanımlar var olan bu farklılıkların en belli başlı olanıdır. Bunun karşısında soykırımcı TC Devleti’de o gün olduğu gibi değildir. Çöküş aşamasına gelmiştir. Ancak bu gerçekliğe rağmen, aynı zihniyet ve sömürgeci, soykırımcı politikasında ısrar etmekte, 12 Eylül 1980’de askeri faşist darbeyi yapanların güncelleşmiş bir hali olarak hareket etmektedir. Aynı argümanları, araç ve yöntemleri kullanmaktan da geri kalmamaktadır. 14 Temmuz’un yeni bir yıldönümü böyle bir düşman gerçekliğinin ağır soykırımcı saldırıları altında karşılanmaktadır.

14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişçileri o günkü koşullarda 12 Eylül faşizmine karşı “nasıl bir direniş içerisinde olunmalı” sorusuna yalın bir şekilde doğruda cevap vererek bunun yolunu göstermişlerdi. O gün verilen cevap ve gösterilen yol bugünde geçerlidir. Düşman görülmeye çalıştığı gibi güçlü değildir. PKK ve kahraman Kürdistan halkı ve onun özgürlük gerillası karşısında defalarca yenilmiştir. Öyle ki, küresel sermaye güçlerinin sadakaları karşılığında verdiği tavizler bile kendini yaşatmaya yetmemektedir. Son Haftanin işgal saldırısında bir kez daha görüldüğü gibi, özgürlük gerillasının karşısına çıkma cesareti kalmamıştır. Mevzilerde savaşarak değil, uzaktan teknik kullanarak varlık gösterebilmektedir.

Kürdistan halkını, özgürlük gerillasını bu kadar güçlü kılan; soykırımcı, sömürgeci TC Devleti’ni çöküş aşamasına getiren, başta 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi şehitleri olmak üzere tüm şehitlerimizin anısına olan bağlık ve verilen sözlerdir. Verilen bu sözlerin bir gereği olarak, mücadelenin daha ileri mesafelere taşırılmasıdır.

14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi’nin 38.yıl dönümünde görev ve sorumluluklar azalmamış, çok daha fazlalaşmıştır. Soykırımcı, sömürgeci TC Devleti’ne son darbeyi vurup, onu hak ettiği yere göndererek, arifesinde olduğumuz özgürlüğe ülkemizi ve halkımızı ulaştırmaktır. Başta 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direniş şehitlerimiz; Kemal Pir, M. Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek olmak üzere şehitlerimize olan bağlılığımız ve vermiş olduğumuz sözler de; önümüze konan bu görev ve sorumlulukların gereklerinin yerine getirilmesini ertelenemez kılmaktadır.

 

Cemal Şerik 

 

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Önceki yazı

Amed’te Gizli Tanıklar MİT’in Uyuşturucu Satıcıları Çıktı!

Sonraki Haber

Neden Şimdi ve Neden Ayasofya?

Benzer Haberler

Kürt Halkı PKK’yle Büyük Ulusal Ve İnsani Değerler Kazandı
Makaleler

Kürt Halkı PKK’yle Büyük Ulusal Ve İnsani Değerler Kazandı

21 Mayıs 2025
Hafıza, Umut ve Yeniden Doğuş
Makaleler

Hafıza, Umut ve Yeniden Doğuş

15 Mayıs 2025
Önder Apo’nun Yeni Yaşam Çizgisi Üzerine
Makaleler

Önder Apo’nun Yeni Yaşam Çizgisi Üzerine

10 Mayıs 2025
Sonraki Haber
Özgür Kadın Hareketine Saldırı

Neden Şimdi ve Neden Ayasofya?

Öne Çıkan Yazılar

  • Suriye’deki Son Saldırıların Perde Arkası- ÖZEL HABER

    Suriye’deki Son Saldırıların Perde Arkası- ÖZEL HABER

    530 Paylaşım
    Paylaş 212 Paylaş 133
  • Kürt Halkı PKK’yle Büyük Ulusal Ve İnsani Değerler Kazandı

    504 Paylaşım
    Paylaş 202 Paylaş 126
  • MİT ve Parastin’dan Askeri ‘Tek Vücut’ Hattı- HABER ANALİZ

    545 Paylaşım
    Paylaş 218 Paylaş 136
  • MİT’ten HTŞ’ye Yeni Talimatlar – ÖZEL HABER

    524 Paylaşım
    Paylaş 210 Paylaş 131
  • KDP Ambargosu Altındaki Maxmur’a Irak Ablukası

    513 Paylaşım
    Paylaş 205 Paylaş 128

Önerilenler

KDP/Barzani Ailesi Kürdistan’ı Kendi Mülkü Ve Kürt Halkını da Köleleri Gibi Görüyor

Kürt Halkı PKK’yle Büyük Ulusal Ve İnsani Değerler Kazandı

Suriye’deki Son Saldırıların Perde Arkası- ÖZEL HABER

KDP Ambargosu Altındaki Maxmur’a Irak Ablukası

MİT’ten HTŞ’ye Yeni Talimatlar – ÖZEL HABER

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç