09 Eylül 2018 Pazar Saat 06:25
Son günlerde üzerinde tüm
güçlerin hesap yaptığı ve çözülmesi halinde Suriye’nin sorunlarının çözüleceği
şeklinde abartılan İdlib için, Astana’da varılan itifak çerçevesinde
çatışmasızlık bölgelerinin garantörleri Rusya, İran ve Türkiye’nin, İran’ın
başkentinde kurulan masada tartışmaların üst düzeye çıkarılmasına yönelik
TEV-DEM Yönetim Kurulu eski Eşbaşkanı Aldar Xelil, değerlendirmelerde bulundu.
Suriye merkezli üçüncü dünya
paylaşım savaşının adım adım başka renklere büründüğünü belirten Xelil,
öncesinde uluslararası güçler vekalet savaşıyla kendi çıkarlarını koruma adına
birbirleriyle taviz koparma peşinde olduklarını ancak işin rengi değiştikten
sonra bu kez tüm güçler kendileri alana inerek savaşı derinleştirerek devam
ettirmeye çalıştıklarını söyledi. Daha önce Suriye ve Kuzey Suriye’nin diğer
bölgelerinde yoğunlaşan bu durum şimdiler de ise İdlib’i merkezine aldıklarını,
adeta her gücün üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda ittifak ve taviz koparma
düğümü haline getirildiğini dile getirdi.
‘Şimdi de her güç İdlib üzerinden birbirlerine
mesaj vermeye başladı’
Xelil, öncelikle Suriye rejim
güçleri İdlib’i kontrolüne alarak “Güçlü olarak geri döndüm, ben başardım, ben
Suriye’yi yönetebilirim, Bu bölgelerde beni hesaba katmadan kimse birşey
yapamaz şeklinde, Rusya’da bu yolla
kendi hakimiyetini genişleterek, ABD’ye “İşte hakimiyetim altındaki topraklar
seninkinden daha fazladır mesajını verdiğini belirterek, İdlib’in İran içinde
önemli olduğunu söyledi. İran’ın da Halep’in kuzeyinden İdlib’e yakın şii
köylerinin kendisi için önemli olduğunu bunun için de Idlib operasyonuna destek
verdiğini ve ısrar ettiğini aktaran Xelil, bunun sebebi de ABD’nin kendisine
uygulanan ambargoya karşı Suriye’deki varlığını korumak ve bir mesaj vermek
istediğini altını çizdi. İran’ın Tahran, Bağdat ve Şam’ı birbirine bağlayacak
“Şii Hilali nin tamamlaması açısından orada kendisine bağlı bir gücün bulunması
önemli görüdüğü için ısrar ettiğine dikkat çeken Xelil, hemde var olan ABD
ambargosuna karşı bir rahatlatma olarak saydığını söyledi.
‘Türkiye çeteleri koruma yolunda ama…’
Idlib’le başlayan tartışmalar ve
görüşmeler ile birlikte Türkiye’nin durduğu nokta da netleştiğine dikkat çeken
Xelil, şu tespitlerde bulundu: “Zaten ekonomik çıkmaza düşen Türkiye’nin diğer
yandan siyasetinde bir tıkanma yaşıyor. Komşu ülkelerle sıfır sorun
politikasından artık hiç bir güçle doğru düzgün olumlu anlamda bir ilişkisi
kalmadı. Tüm güçlerle sorunlu. Bu sorun ve çelişkiler İdlib meselesinde daha da
netleşti. Çünkü İdlib’te var olan tüm çete grupları ekonomik, ideolojik, siyasi
her türlü Türkiye’ye bağlı ve her defasında onları oradan buradan korumaya
çalışıyor. Koruyor çünkü çeteler için son kale olan İdlib’ten de
çıkartılırlarsa Türkiye’nin Suriye’deki varlığı zayıflar, Efrin’deki var olma
gerekçeleri ortadan kalkar ve tehlikeye girer. Bunun için de Idlib’e yönelik
operasyonu elinden geldiğince engellemeye, olmazsa ertelemek için elinden
geleni yapıyor. Şimde Türkiye Rusya ile orada bulunan çeteleri çıkartıp, Ezaz,
Cerablus, Bab ya da o bölgelerde Kuzey Suriye demokratik güçlere karşı
kullanmanın arayışında.
‘Türkiye İdlib’e karşılık
Efrin’de kalma garantisi pazarlığında’
Türkiye’nin Idlib’teki
politikasının esas unsurlarından bir tanesi de Kürtler başta olmak üzere Kuzey
Suriye halkların bileşeni olan güçlerin statüsüz bırakma üzerine geliştirdiğine
vurgu yapan Xelil, “Bunun için Türkiye Idlib konusunda Rusya ve İran ile şöyle
bir anlaşma arayışında olabilir ve yapacaktır da ‘Madem İdlib’i o kadar
istiyorsunuz o zaman İdlib’e karşılık benim de Efrin’deki varlığımı garanti
altına alın’ demesi çok uzak bir durum değil dedi.
Rejim güçlerinin Hema bölgesi
tarafından ilerlemeye başladığını bilgisine veren Xelil, ne zaman İdlib’e varır
isabetli bir tahminde bulunmak zor ancak bu bir süreç ve bu süreçte tüm ittifak
ve çelişkiler netleşeceğini söyledi.
‘İdlib şişiriliyor, İdlib her şey
değildir’
Rusya, Rejim ve İran tarafından
İdlib özgürleştirse ve oradaki durum ne olursa olsun Suriye sorunun tamamını
çözülmüş sayılmayacağını altını çizen Xelil, İdlib durumu hem uluslararası hem
de bölgesel medyasında şişirildiğini İdlib meselesi çözülürse herşey çözülür
tavrı doğru bir tavır olmadığını söyledi. Rejim İdlib’i aldı herşey oldu
bittiye getirilmeye çalışıldığını dile getiren Xelil, “Evet İdlib meselesi
önemlidir, orada bulunan çete grupların etkileri azalacaktır, Rusya ve rejimin
kontrolüne geçecektir, bu önemlidir ancak herşey değildir diye konuştu.
Suriye’de çözülmeyen sorununun
askeri bir sorun olmadığına dikkat çeken Xelil, “Her zaman dile getirdiğimiz,
Suriye sorunu bir tıkanan sistem sorunudur. Merkezi bir yönetimde ısrar etme
sorunu, despotizm sorunu, başka rengleri içinde barındırmayan sıstem sorunudur.
İşte halklar bunu kabul etmediği için, demokratik bir sistem istediği içindir.
Suriye sorununu kimse Idlib meselesine getirip bağlamazsın, Idlib belirtiğimiz
gibi bir düğüm ve bu düğüm üzerinde tüm güçler kendilerini pazarlamak,
birbirlerinden taviz koparma ya da ittifak kurma noktası olarak görüyor dedi.
‘Idlib ve Efrin birbiriyle
bağlantılıdır’
İdlib ve Efrin’in birbiriyle
bağlantı olduğu tartışmalarını da değerlendiren Xelil, hem coğrafik hem de
diğer konularda İdlib ve Efrin meselesi birbirine bağlantısı olduğunu hatta
buna Halep’i de ekleyebileceklerini söyledi. İdlib’te bulunan çete gruplar ile
Efrin’i işgal eden grupların birbirleriyle bağlantıları olduğu için bir bölgeye
yapılacak operasyon diğer bölgeyi etkileyeceğini belirten Xelil, şunlari
söyledi: “Türkiye’ye rağmen İdlib operasyonu yapılması halinde Rusya ve Türkiye
arasındaki Türkiye’nin Suriye topraklarına hava sahası açma anlaşması
bozulacak, diğer yandan da Türkiye’nin Efrin, Ezaz, Cerablus ve Bab’taki
varlığı da tehlikeye girecektir. Yani doğrudan iki ülke arasındaki ittifak
darbe yiyecektir. Çünkü Türkiye savunduğu tüm gruplar şuanda İdlib’te ve onlara
bağlı diğer gruplar Efrin ve diğer Firat Kalkanı bölgesi denilen yerlerde var,
yarın öbür gün bunlara da operasyon düzenlensin tartışması ortaya çıkacaktır. Bunun
olması halinde de alandaki durum değişir, tekrar harita değişikliğine gidebilir.
‘Tahran masasında Türkiye ateşkes
arayışında ama sanırım cevap bulamıyor’
Rusya, İran ve Türkiye
cumhurbaşkanlarının 7 Eylül’de Tahran’da yapılan üçlü zirveyi de değerlendiren
Aldar Xelil, “Şüphesiz Tahran’daki toplantının perde arkasında neler döndüğünü
net olarak bilemiyoruz, ancak şu değerlendirmeyi yapabiliriz herşey Türk
devletinin gönlüne göre gitmiyor. Çünkü İdlib Türkiye tarafından kurulan
El-Kaide uzantısı El Nusra (Heyat Tahrir El Şam) elinden çıksa Türkiye Suriye
alanında çok zayıf kalır. Onun için Türkiye ısrarla, yoğun bir ateşkes sağlama
arayışı içinde ve sanırım pek de buna bir cevap bulamıyor. Zira toplantıya bir
iki saat kala hem Rus hem de rejim uçakları ve güçleri bölgeyi vurdu. Bununla
zaten daha önce hiçbir anlamı kalmayan Astana’da karara varılan çatışmasızlık
bölgelerin kararı artık tümden anlamını yitirdi.
‘Til Rifat pazarlığı İran ve
rejimin hesabına gelmez’
İdlib’teki yandaş gruplarını
koruma adı altında hakimeti olan bölgelere çekme tartışmalarını da değerlendiren
Xelil, şüphesiz ki Türkiye finanse ettiği grupları koruma için Rusya ile
güvenli bir bölge olarak Til Rifat’a çekme pazarlığı ve arayışı içinde olabilir
ancak buna ne rejim ne de İran hatta Rusya da razı gelmeyeceğini söyledi. Bu
güçler Türkiye’nin her istediğine ‘evet’ derlerse tüm insiyatiflerini
kaybedeceğinden dolayı bunu kabul etmeyeceklerini belirten Aldar Xelil, Türkiye
bu konuda sadece arayış içinde olabilir ve bu arayışa pek de olumlu bir yanıt
alamayacağını düşündüğünü söyledi.
QSD’nin İdlib operasyonuna
katılıp katılmayacağı konusuna da değinen Xelil, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ben
QSD adına konuşamam, ancak bir değerlendirmemiz var. QSD’nin operasyona
katılacağını sanmıyorum. Ama her şey askeri değildir, hem siyasi, hem askeri
hem de diğer konularda bölgedeki durumdan faydalanmak için etkili olmaya
çalışılabilinir. Her yerde olduğu gibi, bizim için bu bölgelerde de hem askeri
hem de siyasi konusunda esas olan öz savunmadır. Kuzey Suriye halklarına
yönelik saldırı ve tehlikeleri ber taraf etmek için demokratik güçler etki
gücünü artırma çabası içinde olabilir, buda en doğal haklarıdır.
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html
0
21
TR
KO
:” ”
:””
” “,” ”