03 Ekim 2016 Pazartesi Saat 04:15
Göç Edenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (GÖÇ-DER)
Amed (Diyarbakır) Şubesi, “sokağa çıkma yasağı”nın sürdüğü Sûr
hakkında araştırma raporu hazırladı. Diyarbakır Valiliği’nce 11 Aralık 2015
tarihinde ilçenin 6 mahallesinde ilan edilen ve halen büyük bölümünde süren yasak
boyunca, her sokağı, taşı tarih kokan ilçenin asker, polis ve korucular
tarafından talan edilmesine yer verilen raporda, ilçe sakinleriyle de görüşme
gerçekleştirildi. İlçede yasağın kalktığı kimi sokakların başlarında zırhlı
araçlar olduğu, yine sokakların birçoğunun devamında bekleyen polislerin, daha
ileri gidilmesine izin vermediği kaydedildi. Raporda öne çıkan sonuçlar şöyle:
‘Çatışmaların olmadığı yerde evler yıkılıyor’
Çatışmaların olmadığı alanlarda bile bazı evlerin yıkılıp
talan edildiği gözlemlenmiştir. Yasaklı mahallelerin yıkım olmayan alanlarına
dönüş yapan ailelerin, elektrik, su ve alt yapı sorunları yaşadığı, bu tür
sorunların giderilmesi için yıkımına başlanan yerlerin tamamen yıkılmasından
sonra çalışmalara başlanacağı bilgisi verilmiştir. Ayrıca elektrik ve
belediyenin altyapı ve su çalışmalarının kolluk kuvvetlerince engellendiği
ifade edilmiştir.
‘Yurttaşlar borçlu çıkartıldı’
Hasar tespiti sürecinin, valilik ve kaymakamlık denetiminde
sağlandığı bilgisi alınmıştır. Yapılan tespit çalışmaları sırasında (Valilik ve
Kaymakamlık) ailelere 5 bin TL civarında maddi yardım desteği önerildiği, ancak
ailelerin evlerinde meydana gelen maddi zararın en az 15 bin TL olduğu
gerekçesiyle bunu kabul etmediği belirtilmiştir. Hasar tespit sürecini takiben
Valilik ve Kaymakamlık bünyesinde başvuru bürosu açıldığı, ailelerin buraya
başvurusunun alındığı, ailelere seçenek olarak gösterilen yeni yerleşim
alanlarının da asıl rayiç bedelinin üzerinde bir fiyat belirlendiği ve
ailelerin devlete karşı borçlandırıldığı bilgisi alınmıştır.
‘Değerli eşyalar çalındı’
Mahallede oluşan hasarların çoğunluğunun (değerli eşyalar)
özellikle Çınar ilçesinden gelen Köy korucuları tarafından çalındığı
belirtilmiştir. Polis tutanaklarında dahi bu bilgilerin olduğu belirtilmiştir.
Mahallenin tamamen kapalı olması nedeniyle hiçbir ailenin geri dönüş yapamadığı
bilgisi alınmıştır.
‘7 bin yıllık yaşam ve tarih yok edildi’
Surp Gragos Ermeni Kilisesi Vakfından Gafur Türkay, Sur
ilçesinde yaklaşık 7 bin yıllık kesintisiz bir yaşam olduğunu, Ermenilere ait 3
kilisenin faal olduğunu, ancak çatışmalı dönemde buraların üs olarak
kullanılması nedeniyle büyük hasar gördüğünü ifade etmiştir. Devletin yıllar
önce çıkardığı ‘kamulaştırma yasası’ nedeniyle kiliselere ve bütün mal varlıklarına
el konulduğunu belirtmiştir. Son olarak Sur’da yaşanan çatışmaların bin yıllık
tarihi yok ettiğini ifade etmiştir. Kendilerine ait 12 dükkânın yıkıldığını, 4
ay boyunca kapalı kalan kilisenin tamamen hasar gördüğünü ifade etmiştir.
Kendisinin Diyarbakır’da doğduğunu, burada uzun yıllardır aynı zamanda esnaflık
yaptığını, yüz yıllardır beraber yaşadıklarını ve bir sorunlarının olmadığını
ifade etmiştir. Son olarak, hiç kimsenin ölmesini istemediğini ve bölgede
barışın oluşmasını temenni ettiğini belirtmiştir.”
İnceleme ve araştırmalardan sonra yapılan tespitler şöyle
sıralandı:
“Yasağın kalktığı mahalle ve sokaklarda yaşayan
vatandaşların bazıları da evlerine dönmeye başladığı görülmüştür. Yasağın
kalkmasıyla birlikte yaklaşık 100 ailenin geri dönüş yaptığı, Sur içinde
bulunan 500 yıllık Kurşunlu Cami, Dört Ayaklı Minare, Hasırlı Cami, Paşa
Hamamı, Hasırlı Halk Meclisi, Yoğurt Pazarı, bin 700 Yıllık Saint Mary Kilisesi
ve Protestan Kiliseler, Hacı Hamit Cami ve Dengbej Evi kullanılamaz halde
olduğu tespit edilmiştir. İlçede her ne kadar bazı mahalle ve sokakta sokağa
çıkma yasağının kaldırıldığı açıklanmış olsa da hala bu mahallelerde fiili
olarak sokağa çıkma yasağı uygulanmaktadır.
İlçe alışverişinin kalbini oluşturan tarihi Yanık
Çarşısı’nda ve Gazi Caddesi’nde bulunan işyerlerinin ticari faaliyetlerinin
durma noktasına geldiği tespit edilmiştir. İlçenin hala sokağa çıkma yasağı
devam eden mahallelerinde yaşayan insanların malvarlıklarına erişemedikleri,
devletin, bu mahallelerde ne gibi bir uygulama yapacağı konusunda ilçe
sakinlerine hiçbir bilgi verilmediği tespit edilmiştir. Ancak bu mahallede iş
makinelerinin gece gündüz yıkım çalışması yaptığı ilçe sakinleri tarafından
dile getirilmiştir.
‘Demografik yapı değiştirme amaçlanmaktadır’
İlçede yaşayan vatandaşlar devletin hendek ve barikatları
gerekçe göstererek yaptığı operasyonların dayanağını, gerçekçi ve kabul
edilebilir bulmamaktadır. Bu itibarla devletin Kürt coğrafyasında demografik
yapıyı değiştirmeye yönelik sistematik bir politika izlediğine inanmaktadır.
‘Halk yaşam alanlarını terk etmek istemiyor’
İlçede yaşayan insanlar her şeye ve tüm olanlara rağmen
şehirlerini, yaşam alanlarını terk etmeyecekleri konusunda kararlılıklarını
belirterek, devletin bir an önce yasaklı sokak ve mahalledeki yasağı kaldırarak
o bölgede bulunan gayrı menkullerine ulaşmalarının sağlanmasını, gerekirse
yıkılan evlerinin üzerine çadır kurarak orada yaşamak istediklerini
belirtmişlerdir.
‘Hak ihlalleri soruşturulmalı’
İlçede yaşayanlar sokağa çıkma yasağı süresince yapılan
askeri operasyonlarda yaşam hakkı başta olmak üzere diğer hak ihlallerinin
biran önce soruşturulmasını, hak ihlalleri yapan ve hukuk dışına çıkan güvenlik
güçlerinin soruşturularak ortaya çıkarılmasını beklemektedir.
‘Devletten herhangi bir beklenti yok’
İlçede yaşayan ve şu anda evlerinden göç eden insanlar
devletten herhangi bir maddi taleplerinin olmadığını, sadece göç etmek zorunda
oldukları, evlerine tekrar dönmek istediklerini, zira kendi yaşam alanlarında
manevi bağlarının, hatıralarının bulunduğunu ve hiçbir maddi yardımın bunu
karşılayamayacağını dile getirmiştir. Sur’daki yaşamlarının toplumsal dayanışma
ve komün bir yaşantı olduğunu ve bunu kaybetmek istemediklerini bir an önce
tekrar buna kavuşma özlemi içerisinde bulunduklarını ifade etmişlerdir.
Yapılan inceleme, araştırma ve tespitlerde yaklaşık olarak
34 bin insanın Sur ilçesinden çatışmalar nedeniyle zorunlu olarak göç etmiş
olduğu ve halen evlerine dönüşün koşulları bulunmadığından değişik mahalle ve
semtlerde yaşam mücadelesi verdikleri tespit edilmiştir.
‘Devlettin sunduğu her seçenek borçlandırıyor’
Yaptığımız inceleme, araştırma ve tespitlerde devletin Sur
ilçesinde uyguladığı imar politikasıyla ilgili olarak Sur mağdurlarının
iradelerinin gözetilmediği, fikir ve görüş ile taleplerine değer atfedilmediği
tespit edilmiştir. Zira devletin Sur mağdurlarına teklif ettiği her seçeneğin
kendilerini borçlandırıcı bir netice getirdiği tespit edilmiştir.”
Araştırmanın sonunda ise çalışmayı hazırlayan ekibin şu
çağrısına yer verildi:
“Sokağa çıkma yasağının uygulandığı mahalle ve
sokaklarda var olduğu düşünülen cenazelerin bulundukları yerlerden biran önce
alınması, aileleriyle DNA örneklerinin eşleştirilmesi ve netice bakımından
Cumhuriyet savcılarının ‘Yasadışı Yargısız İnfazlarla İlgili BM Minnesota
Otopsi Protokolüne’ uygun olarak otopsi işlemini yapmasının hem uluslararası
hukuktan kaynaklanan bir yükümlülük olduğunu hem de insani bir yükümlülük
olduğunu hatırlatarak, yargısız infazlar konusunda şeffaf, etkin ve sonuç alıcı
soruşturma yapılmasını beklemektedir. Bu itibarla heyetimize iletilen yaşam
hakkı başta olmak üzere ulusal ve uluslararası mevzuatlarda korunan hakların
operasyonlar sırasında ihlal edildiği hususlarının biran önce araştırılarak
faillerinin ortaya çıkarılmasını beklemektedir.
‘Engeller kaldırılmalı’
Sur sakinlerinin kendi evlerine dönebilmeleri önündeki tüm
yasal ve fiili engellerin kaldırılması ile maddi ve manevi destek ile toplumsal
rehabilitasyonun sağlanması için tüm demokratik kamuoyunu duyarlılığa davet
etmektedir.
‘Güvenlikçi politikalarından vazgeçilmeli’
Hükümeti Kürt meselesinde çözüm üretmekten uzak olan
güvenlikçi politika anlayışlarından bir an evvel vazgeçmeye, tarafları yeniden
çatışmasızlık, diyalog ve müzakere sürecine dönme çağrısında bulunuyoruz.”
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html
0
21
TR
HE
:” ”
:””
” “,” ”