6 Şubat 2023’te Efrin bölgesinde ve özellikle Cinderesê ilçesinde meydana gelen deprem felaketinin ardından Efrin’deki Kürtlerin acısını ikiye katlayan bu acı olay hem işgalci TC hem de KDP/Barzani Yardım Vakfı için uygun bir fırsat oldu. İşgalci TC’nin aralarında Kürt Ulusal Konseyi’nin 6 taburu ve Roj Peşmergesi’nin de bulunduğu 25.000 (Suriyeli) çetenin katılımıyla imha saldırısının başlamasıyla demografik değişim planının startı verildi.
Deprem felaketinden birkaç gün sonra Barzani Yardım Vakfı konvoylar halinde şehre girdi. Şehre girmeden önce ekonomik yönden destek olacaklarını ve ÖSO çetelerinin suçlarına karşı Kürt halkını koruyacaklarını açıkladılar. Bu perspektiflerin bizzat Mesûd Barzanî tarafından verildiğine dikkat çekildi.
Bu yardım konvoyları işgal altındaki Efrin bölgesine girmesinin ardından “Musa Ahmed” adlı çete liderinin yoluyla, Kürtlere karşı suçlarla dolu bir geçmişe sahip işgalci TC’ye bağlı çetelerin liderleriyle bir toplantı yaptı. Ayrıca Sultan Süleyman Şah çete grubunun başı Ebu Emşat ve Bab şehrinde El Hamzat Tugayı’nın (IŞİD’in eski valisi) başı Seif Ebu Bekir Bolad da yer aldı. Musa Ahmed, Efrin’den ayrılmadan önce onlarla bir hatıra fotoğrafı çektirdi.
Barzani Yardım Vakfı, sözde “geçici hükümete” bağlı yerel meclislerden Türk istihbaratı MİT’in doğrudan talimatıyla Efrin’in merkezi başta olmak üzere Mare, Ezaz, El-Rai ve Qebaşin bölgesinde şube açma yetkisi aldı. Sözde yardım vakfı olarak adlandırılan bu kurum Rojava Özerk yönetim bölgelerinde yaklaşık altı yıldır çalışma yürütmesine rağmen resmi izin talebinde bulunmadı. Çünkü resmi olarak izin talebinde bulunursa Rojava Özerk Yönetiminin resmiyetini kabul etmiş olacaklardı. Bunun aksine TC işgali altındaki Efrin’de resmi olarak merkezlerini açıp TC ve çetelerinin Efrin’deki işgalini meşrulaştırdılar.
KDP’nin sözde yardım kurumu deprem felaketinden sonra Kürtlere yardım için geldiğini iddia etmişti. Fakat aksine yardımların sadece yüzde beşi Kürtlere verilirken diğer geri kalan tüm yardımlar çete ve ailelerine verildi. Bölgede yaşayan Türkmenler, Araplar ve Efrin’in içinden onlarca Kürt bu yardımların kendilerine değil çetelere verildiğini belgelenmiş videolarla doğrulamıştı.
Güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre MİT, Barzani Yardım Vakfının Efrin’de açtığı merkezlerin güvenliğini sağlamak için Sultan Murat çetelerini görevlendirdi.
KDP Barzani Yardım Vakfı yoluyla Efrin halkının Kürtlük duygularıyla oynamaya çalıştı. Efrin’e girişte Başur Kürdistan bayrağını yer yer dalgalandıran, bölgede huzur ortamının olduğunu yansotmaya çalışan ve işgalci TC çetelerini bölgedeki varlığını meşru göstermeye çalışan Barzani Vakfı bizzat Mesud Barzani’nin talimatı ve MİT direktifleriyle uzun süre önce hazırlanan kirli planı devreye koydu.
Barzani Yardım Vakfı sözde insanlık sloganının arkasına sığınan işgalci TC’nin İHH, Şexef vb. diğer kurum ve kruruluşları gibi birer istihbarat kurumudur. Bunun bir diğer örneği de insani yardım ve hayır kurumu olduğunu söyleyen ancak bunun aksine MİT’in politikaları bölgede pratiğe geçirmeye çalışan Deniz Feneri adlı işgalci TC derneğidir. Efrîn’deki yerleşim projelerini demografik değiştirmek amacıyla yine işgalci TC adına istihbarat faaliyeti yaptığı şüphesiyle ve İslam dünyasındaki yoksullara ve mağdurlara yardım kisvesi altında varlıklı Avrupalılardan para topladığı için Almanya’da yasaklanmış bir dernektir. Stockholm merkezli Nordic Network for Counter-Extremism’in 2019 tarihli bir raporuna göre bu dernek DAİŞ çetelerine destek için kullanılıyor.
Efrin’in yeniden inşası için seferber olacağını iddia eden KDP’ye bağlı Barzani sözde Yardım Vakfı TC işgalini meşrulaştırmaktan, çeteler eliyle Kürt halkına ve bölge halkına yapılan katliam saldırılarını derinleştirmekten öteye kayda değer bir adım atmış değil.
Militan RÊHAT