1990’lı yıllarda devlet himayesinde gün ortasında işlediği palalı-satırlı cinayetlerle adından söz edilen ve halk arasında Hizbulkontra olarak bilinen Türk Hizbullah’ın sözde siyasi partisi olan Hüda-Par’ın seçimlerde faşist AKP-MHP iktidarının başını çektiği Cumhur İttifakı’nı destekleyecekleri açıklamasından sonra AKP-Erdoğan ile Hizbulkontralarla derin ilişkisini gündeme oturdu. Bu gündem ile birlikte 1980’lı yıllarda aslında Erdoğan’ın da içinde olduğu bu yapılanmanın sivil görünümlü kontraları ile hareket eden ancak güvenlik nedeniyle yurt dışına çıkan ve yine aynı şekilde güvenlik nedeniyle ismini açıklamak istemeyen kişi Lekolin.org sitesinin e-mailine gönderdiği itiraf şeklindeki geniş mesajı derin ilişkisini ortaya koyuyor.
Lekolin.org sitesi olarak, gönderilen mesaj veya notu olduğu gibi yayınlayarak değerlendirmesini ve yorumunu siz değerli okuyucularımıza bırakıyoruz. Gönderilen mesaj şöyle;
Lekolin.org sitesini takip ettiğim kadarıyla özellikle TC’nin üzerine yoğunlaştığı propaganda alanının “Siyasi İslam” olduğu tespitinizden hareketle eski bir İslamcı olarak bugünün Türk devletin politikasında adlarının çok ön plana çıkmamasına rağmen geçmişin İslamcı kadroları olarak bugünde faşist konseptin önemli örgütlenme alanlarında olduğuna inandığım kişi ve kurumların isim ve bildiğim özellikleriyle beraber sizlerle paylaşmayı vicdani sorumluluğum gereği olduğundan bu notu yazma ihtiyacı duydum. Bunlardan bazıları yada tamamı hakkında sizlerin de bilgisi olduğu gerçeğini göz ardı etmeden belki burada ortaya koyacağım bağlantıların bu özel savaş örgütünün bugünkü işleyişi açısından ön açıcı olduğunu düşünmekteyim. Elbette aşağıda isimleri geçen kurum ve kişilerin son durumları ve şuan hangi görevlerde bulundukları konusunda fazla bilgim yoktur. Zaten eğer bu isimlerin şuan ki çalışmaları netleştirilirse ‘Siyasi İslam’a dayalı bu özel savaş konseptinin ileriye dönük atacağı adımların büyük ölçüde öngörülebileceğini düşünmekteyim.
ERDOĞAN VE 80 Lİ YILLARDA BERABER YOLA ÇIKTIĞI KADROLAR
Yunus Torpil: Trabzonlu Müslüman Gençlik Örgütü kurucularından İlim Yayma Cemaati kökenli son yıllarda adı neredeyse hiçbir yerde geçmemektedir. İstanbul Üniversitesi Mezunları ve Mensupları Derneği’nin (İÜDER) kurucularından olan Yunus Torpil, 1957 yıllında Rize’nin bir köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokulu ve liseyi Rize İmam Hatip Lisesi’nde okudu. 1976 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne başladı. O günün zor şartlarından ötürü 1989 yılında bitirebildi. 70’li yıllarda Milli Türk Talebeler Birliği (MTTB) ve Akıncılar’da aktif görevler üstlendi. 1978-1979 yıllarında Akıncılar’ın İstanbul İl Yönetim Kurulunda yer aldı. 80’li yıllarda üniversitelerdeki Müslan Gençliğin her alanda yardımcılarıydı.
1992 yıllında İnsan Vakfı’nın kurucu başkanıydı ve uzun süre Yönetim Kurulu başkanlığını yürüttü. İnsan ve Medeniyet Hareketi’nin kurucuları arasında yer aldı ve halen Yüksek İstişare Kurulu üyesi. 28 Şubatta Eyüp İmam Hatip Lisesi Okul Aile Birliği yöneticisi olarak İmam Hatip Liseleri Aile Birlikleri Platformunun kurucuları arasındaydı ve 28 şubatın mücadelesini verdi.
MÜSİAD’ın fikir ve hareket öncüleri arasındaydı. Eksen Dershaneleri’nin kuruluşunda ve yönetim kurulu üyeliğinde bulundu. 2009 da Balkan Müslümanlarıyla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin kurucusu oldu ve halen yönetim kurulunda aktif görevleri var. Türkiye’de uluslararası öğrencilerle ilgilenen dernekleri bir araya getirerek öğrenci dernekleri platformunu kurdu ve yöneticiliğini yürütmekte ve www.turkiyemaarif.org Türkiye Maarif Vakfı’nın Yönetim Kurulundaydı.
(2022 yılına kadar Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi olan Yunus Torpil şimdilerde vakfın onur üyelerindendir.)
Mehmet Güney: (İhvan-ı Müslimin-Müslüman Kardeşler bağlantılı Müslüman Gençlik Hareketinin ilk lideri). 1984 yılında İran’da yanımıza geldi. Akidevi ayrılığı bahane ederek Afganistan’a geçti. Orada Gülbettin Hikmetyar’ın grubu olan Hizb-İ İslami saflarında Sovyetlere karşı savaşa katıldı. Daha sonra Türkiye’ye dönüp Afgan Savaşı için Türk gençlerini örgütleyerek Afganistan’a gönderdi. Orada bu gençlere hem savaş tecrübesi kazandırdı ve hem de askeri ideolojik eğitim yaptırarak tekrar Türkiye’ye soktu. Türkiye’de 80 li yıllarda bu örgütün yayın organı olan Müslüman Gençlik adlı dergiyi çıkardı. Para ve finansı o yıllarda Mısır ve Hizbi İslami üzerinden sağladı. Bugün nerede ve neyle meşgul olduğu bilinmiyor.
(1970’li yıllarda Milli Türk Talebe Birliği ve devamında Akıncılar Derneği, 1980 sonrası üniversitelerde Müslüman Gençlik, günümüzde ise İnsan ve Medeniyet Hareketi olarak varlığını sürdüren hareketin 40 yıllık bir geçmişe sahiptir. İnsan ve Medeniyet Hareketinin Onursal Başkanı Mehmet GÜNEY, 1980 darbesinde kapatılan Akıncılar Derneği’nin son genel başkanıdır.)
(Gülbeddin Hikmetyar yaklaşık 20 yıldır İran’da Tahran’daki ofisinde İhvan ve selefi cemaatlerle ilişkilerini sürdürmektedir).
ŞEF ESKİ KADROLARI KAMU GÜVENLİK MÜSTEŞARLIĞI’NA MI YERLEŞTİRMİŞ?
Metin ve Necdet Külünk Kardeşler: Erdoğan’ın Kasımpaşa’dan gençlik arkadaşları Akıncılar teşkilatında beraber faaliyet içinde olduğu kişiler. Bunlardan Metin Külünk AKP milletvekilli. Şuanda ismini hatırlayamadığım bir uluslararası gümrükleme şirketine sahipler. İki kardeş olarak yaklaşık 25 yıldır bu işle meşguller. Bu kardeşlerin gümrükleme şirketleri üzerinden Avrupa ülkelerinde örgütlenen “Yeni Osmanlılar” ve başka yapılanmalarında hem lojistik ve hem de ideolojik bağlantılarını karşıladığı düşünülebilir. Ayrıca kesin olarak bilmemekle birlikte Erdoğan iktidarında Külünk kardeşlerin Uluslararası inşaat işlerine de girdikleri hakkında duyumlar vardır. Rojava’daki İŞİD çetelerine gönderilen yardımın içinde elleri olduğu da varsayılabilir. İnternet üzerinden yapılacak basit bir araştırma belli sonuçları ortaya çıkarmaya yarayacaktır. Ayrıca Erdoğan’ın bu türden eski kadrolarını şimdilerde Kamu Güvenlik Müsteşarlığına yerleştirmiş olması da olasıdır.
(Sarı Konaklar Dönüşüm Konut Yapı Kooperatifi”nin kurucuları arasında, Erdoğan’ın gençlik yıllarından beri arkadaşı olan Metin Külünk’ün ağabeyi Ergin Külünk de yer alıyor. Erdoğan’ın, 1980 öncesinde Milli Selamet Partisi İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanlığı yaptığı zaman, Ergün Külünk de yardımcılığını yapıyordu. Erdoğan gibi Rize Güneysu ilçesinden olan Ergin Külünk, babası astsubay olduğu için eğitimini çeşitli illerde yaptı. Liseyi Diyarbakır’da bitirdi. Külünk ailesi 1970’li yılların başında İstanbul’da geldi ve Ergin Külünk de Yıldız Teknik Üniversitesi’nden inşaat mühendisi olarak mezun oldu. Bir süre mesleğini yapan Külünk daha sonra nakliye işine girdi ve çeşitli şirketler kurdu. Son yıllarda şirketlerdeki görevlerinden ayrılan Külünk, Erdoğan’ın talebi üzerine Büyükçamlıca Camii ve Külliyesini yapan “İstanbul Cami ve Eğitim Kültür Hizmetleri Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği” başkanlığına getirildi. “Levent Camii Eğitim-Kültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği”nin de başkanlığını yapan Külünk, AKP’den üç dönem milletvekilliği yapan Metin Külünk’ün ağabeyi. Şirketlerindeki işleri kardeşi Nejdet Külünk’e bırakan Ergün Külünk, yeni kurulan kooperatif ile yeniden ticari hayata dönüş yapmış oldu.
AKP MKYK üyesi olan Metin Külünk, son dönemde organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla hakkında soruşturma yürütülen Sedat Peker’in iddialarının hedefindeydi.
Nejdet Külünk şu anda İnanç Lojistik Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmaya devam etmektedir.)
Hasan Basri Yıldız ve Denge Kamuoyu Araştırma Şirketi: Hasan Basri Yıldız Rize’nin Güneysu (Potamya) beldesinden Erdoğan’ın akrabası ve benim de Kasımpaşa lisesinden arkadaşım. Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde finansını bizzat kendisinin karşılayarak Hasan Basri Yıldız’a kurdurduğu Denge Araştırma Şirketinin Merkezi Laleli Ordu cad. üzerindedir. Bütün kamuoyu araştırmalarını bu şirkete yaptırmaktadır. Bu sonuçlara göre gündem belirlediği bilinmektedir. Ayrıca İstanbul’daki bütün AKP’li belediyelerle bu şirket üzerinden oluşturduğu bir rüşvet havuzunu denetlemekteydi. Hasan Basri Yıldız’ın İstanbul’daki bütün Belediye başkanları nezdinde saygınlığı yüksektir. Son yıllarda merkezi Taksim’de olan bir madencilik şirketinin de bu şahsa kurdurulduğu bilinmektedir. Hasan Basri Yıldız İstanbul Üniversitesi Maliye bölümü mezunu olup kendisini entelektüel seviyesi yüksek birisi olarak tanımlıyor. Son zamanlarda madencilik alanında meydana gelen kazalarda adı geçen şirketlerin bu şahısla bağlantısı incelenebilir.
Metin, Ayhan ve Ahmet Torun Kardeşler: Türkiye’deki siyasi İslamcıların ilk eylemlerinden biri olan Süleymaniye Müftülüğünün Molotoflanması olayını faillerinden olan Metin Torun, kardeşlerin en büyüğüdür. 80’li yılların başında henüz Hizbi kontra ortada yokken Türkiye de Hizbullah örgütünü oluşturmak amacıyla ortaya çıkan bu grubun içinde olanlardan biri de bendim. Bu olayın planlayıcıları arasında olan Nejat Atiker bugün yaşamamaktadır. Bir diğeri olan Faruk Doyuran daha sonra Cemalettin Kaplan grubuna katılarak bu oluşumdan ayrıldı. Daha sonra İrfan Çağırıcı ve grubu bu oluşumdan ayrılarak İran İttilatı ile bağlantılı İslami hareket Örgütünü kurarak Turan Dursun, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı suikastları gibi birçok olayı gerçekleştirdiler. Bildiğim kadarıyla İrfan Çağrıcı (Bolu F Tipi Cezaevi müebbet hapisle cezalandırıldı, halen hükümlü.) halen cezaevindedir. Metin Torun son bilgilerime göre (Yanlış hatırlamıyorsam) Üsküdar Belediye Başkanlığında fahri danışmanlık gibi bir görev verilmişti. Kardeşi Ayhan Torun Dişçi ve Ahmet Torun Doktordur. Her ikisinin de İslamcı Sağlıkçıların kurduğu ve Erdoğan’ın her fırsatta ziyaret ettiği “Birlik Vakfı” yönetiminde olduklarına dair duyumlar vardır. Erdoğan ailesinin sağlık sektörüne ilgisi, yatırımları ve bu sektör üzerinden dış ülke örgütlenmelerinin Emine Erdoğan tarafından yapıldığı bilinmektedir. Metin, Ayhan ve Ahmet kardeşlerin güncel konumları ile ilgili bilgiler netleşirse özel savaş konseptinin bu alanda ki hamleleri de öngörülebilir.
(Metin Torun 2014 Yerel Seçimleri’nde Beykoz Belediye Başkan Aday Adayı olmak için 30 Ekim 2013’te Beykoz Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevinden istifa etti. Metin Torun şimdilerde Malatya Büyük Şehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde yer alıyor.)
Hasan Turan: Giresun Piraziz doğumludur. 80’li yıllarda ve 90ların başında “Etkin Ajans” isimli basın –yayın şirketini ağabeyi Aslan Turan ile beraber yönetiyordu. Bu şirket aynı zamanda Tevhit –Selam örgütünün o yıllardaki basın işlerini de yürüten şirkettir. (Bugün Hasan Turan AKP milletvekilidir.)
Müfit Yüksel: Bitlisli Kürt Mele Sadrettin Yüksel’in ortanca oğludur. Bir büyük oğlu Metin Yüksel İran devrimini Türkiye’de selamlayan ilk müslümanlardan olup bir Cuma namazı çıkışında Fatih Camii avlusunda Ülkücüler tarafından öldürülmüştür. Büyük oğlu Edip Yüksel ABD de yaşamaktadır. Hurufiliğin güncel yorumuna kendini kaptırmış Kuran’da 19 mucizesi üzerine yazılmış kitapları vardır. Büyük Kızı Süreyya Yüksel bir dönem Müslüman Gençliğin kadın kollarının başkanlığını yapmıştır. Ortanca Çocuk olan Müfit Yüksel hem babasından medrese dersleri almış ve hem de Marmara Üniversitesi İlahiyat fakültesini bitirmiştir. İran karşıtı ve Selefilere ve İhvan’a yakın olan görüşleriyle bilinmektedir.
(Müfit Yüksel’inde son durumunun güncellemesi yapıldığında Kamu Güvenlik Müsteşarlığıyla ilgisinin tespit edilmesi şaşırtıcı olmayacaktır.)
(1995-2001 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Başkan Danışmanı olarak çalıştı. İndependet Türkçe, Rudaw gibi birçok yayın kuruluşunda yazıyor.)
Çarşamba Cemaati Mahmut Ustaosmanoğlu ve Cüppeli Ahmet: Nakşi tarikatının Halidiye koluna bağlı olduğu iddiasıyla Fatih Çarşamba camisinde şeyhlik yapan Trabzonlu Mahmut Ustaosmanoğlu ve onun veliahdı olarak bilinen Cüppeli Ahmet ile Erdoğan ve çevresinin ilişkisi 80’li yılların başına dayanır. O yıllarda bizimle birlikte Kasımpaşa lisesinde okuyan Cüppeli Ahmet daha sonra bu çevrenin de desteklemesiyle Mahmut Efendinin veliahdı olacaktır. Erdoğan eski çevresi tarafından hala Mahmut Efendiye intisaplı olarak bilinir. Bu cemaatin temelinin “Komünizmle Mücadele Derneği” tarafından atıldığı bilinmektedir. Bu cemaat mensuplarından Mehmet Şevket Eygi’nin ve Kadir Mısırlıoğlu’nun gerek 6. Filo olayında, gerekse 6-7 Eylül olaylarındaki rolü de göze alındığında özel savaş konseptinin bugünkü faaliyetleri içindeki rollerinin açıklığa çıkması daha kolay olacaktır.
(Aynı zamanda Milli Gazete yazarı olan Mehmet Şevket Evgi 12 Temmuz 2019 tarihinde, Kadir Mısırlıoğlu ise 5 Mayıs 2019 tarihinde ölmüşler.)
Editörya’nın Notu: (Söz konusu kişilerin en sondaki parantez içine alınan kısımların hepsi editörümüz tarafından Google arama motorundan alınmıştır.)
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: (Erdoğan İle İlişkili İslami Dernek Ve Vakıflar Ve Dünün Radikal Bu Günün Sessiz Siyasal İslamcı Örgütleri)