• Latest
  • All
  • Haberler
  • Editörden
  • Araştırmalar
  • Makaleler
  • Politik Analiz
  • Dizi Yazı

Eski statüko yıkılırken Başurê Kürdistan’da yaşanan gelişmeler

15 Mart 2020

Demokratik Toplum Sosyalizmi ve Öz Savunma

1 Temmuz 2025

Zilan’ın Fedailiği: Özgürlük Aşkının Manifestosu

30 Haziran 2025

Önder Apo’nun Manifestosu Ve Yaşanan Gelişmelere Etkisi

30 Haziran 2025

MİT ve HTŞ, Uyuşturucu Kaçakçılığında Baas Rejiminin İzinden Gidiyor!- HABER ANALİZ

28 Haziran 2025

Küresel ve Bölgesel Hegemonik Rekabetin Bir Yansıması

27 Haziran 2025

Emperyalist Savaşlar Ve Devrim İmkânları

26 Haziran 2025

Efrin’de El Emşat Çeteleri Yeniden Aktifleşiyor- ÖZEL HABER

25 Haziran 2025

‘Niyeti İyi Olan Bir Devlet, Kongre Sonrası İkinci Gün Komisyon Kurardı’

25 Haziran 2025

‘Doğu Kürdistan’da Alternatifi Olan Tek Güç PJAK’tır’

24 Haziran 2025

Şam’daki Kiliseye Yapılan Saldırı HTŞ Üyeleri Tarafından Yapıldı-ÖZEL HABER

23 Haziran 2025

Demokratik Ulusta Demokratik Komün Yaşamı

23 Haziran 2025

Yeni Ortadoğu’nun Kalıcı Kaos Düzeni ve Stratejinin Temel Ayakları

21 Haziran 2025
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
  • Yorum İlkesi
  • Anasayfa
No Result
View All Result
Home Bölümler Politik Analiz

Eski statüko yıkılırken Başurê Kürdistan’da yaşanan gelişmeler

Lekolin by Lekolin
15 Mart 2020
in Politik Analiz
Reading Time: 4 mins read
A A

29 Aralık 2016 Perşembe Saat 06:38

Sykes-Picot anlaşmasının 100. yılının tamamlıyoruz. Yüz yıla biçim veren bu anlaşma ile 20.yüzyıl boyunca Ortadoğu halkları sömürü, baskı ve yok edilme cenderesine alındılar. Araplar param-parça edilerek 22 devlet biçiminde bölündüler. Kürtler dört ayrı sömürgeci devletin egemenliğinde inkâr ve imhaya tabi tutuldular. Bu durum Lozan ile daha da derinleştirildi. Bir çok etnik-dini ve kültürel grup inkar-imha ile karşı-karşıya bırakıldı. Bölge baştan-başa bir cehenneme çevrildi

Yüzyıl önce gerçekleşen Sykes-Picot anlaşması bugün farklı
bir versiyonla tekrarlanmak isteniyor.1916 yılında İngiltere ve Fransa arasında
imzalanan Sykes-Picot’un farklı bir versiyonunun güncelde Amerika ile Rusya
arasında yapılması gündemde. ABD seçimleri sonrası Donald Trump’ın Başkanlığa
gelmesi ABD’nin yeni politikasının bir parçasıdır. Kimliği kullanılan Obama’nın
rolü tamamlanmış yerine Donald Trump ile Ortadoğu’da sonuca gidilmek
istenmektedir.  ABD’de yapılan seçimde
Donald Trump kazanması ile hayal kırıklığına uğrayan hükümetlerin başında
elbette AKP gelmektedir. AKP’nin hayal kırıklığına uğramasındaki etkenlerin,
ABD Başbakanı Donald Trump’ın, Türkiye siyasetini ve Erdoğan’ı sürekli
eleştirmiş ve Rojava’daki Kürt kazanımlarından övgüyle söz etmiş olması
geliyor.

Musul Operasyonunda yer almak isteyen AKP-Erdoğan rejimi,
ABD’nin Irak Başbakanı Haydar Ebadi’nin aracılığıyla izin vermemesi Musul
üzerindeki birçok planını boşa çıkartı. Musul operasyonu devam ederken
AKP-Erdoğan rejimi, Musul’a girememenin acısını sözde DAİŞ’e karşı başlattığı
‘Fırat Kalkanı Operasyonu’ adı altında QSD ve Kürt halkını bombalayarak
çıkarmak istemektedir. TC Cerablus hattına ‘Güvenlikli Bölge’ politikası
üzerinden girmiş, OSÖ ve yanı sıra Suriye’deki güdümlü çeteleri ile beraber El
Bap bölgesine kadar ilerlemiştir. Amaç Rojava’daki Kürt kazanımlarını yok etmek
istemesinin yanında, çetelere Halep’e kadar uzanan bir koridor açmaktır.
Neo-Osmanlı politikaları izleyen AKP-Erdoğan rejimi, ‘Halep giderse
Diyarbakır’da’ gider demektedir.  Ancak
OSÖ’nun Halep’e doğru ilerlemesinden endişe duyan rejim güçleri hem ÖSO’yu hem
de TC devletini bu hat üzerinde vurmaya başlamıştır. Bu durum Rusya’nın
desteğinden kopuk değildir.

Suriye savaşının odaklandığı nokta Halep ve kapısı olan El
Bap’tır. Buradaki gelişme tüm bölgeyi hızla etkilemektedir. Musul kapısı olan
Tel Afer alanında yaşanacak gelişmelerde aynı niteliktedir.  Tel Afer’de Musul Operasyonun kilit
noktasıdır. TC, Türkmenler ve Sünni Araplar üzerinden bu bölgeyi El Bap’a
çevirmek istemektedir. Aynı alanda İran güdümlü ve Irak hükümetinin de resmiyet
tanıdığı Haşdi Şahbi  milisleri
yönelirken diğer taraftan Şengal hattından ise Kürt Özgürlük Hareketi ve YBŞ
kuvvetleri de ilerleme kaydettiler. Genel anlamı ile Musul savaşının kaderini,
savaş sonrası gelişmeleri de Tel Afer bölgesindeki gelişmeler
belirleyecektir. 

‘Musul Operasyonu’ Irak Ordusu ve Peşmerge güçlerinin darbe
alması ile oldukça yavaşlamıştır. Günlerdir medya üzerinde Musul’un içlerine
girildiğine dair bilgiler verilmektedir. Ancak Irak ordusuna bağlı güçler Dicle
nehrinin doğusunda bulunan birkaç Kürt mahallelerini ele geçirebildiler, daha
ileriye gidemediler. Operasyon ilerledikçe özellikle Arapların yoğun olduğu
mahallerde Operasyon Güçleri ağır darbeler alıp geri çekilmişlerdir. Halen
Musul sonrası nasıl bir yönetim olacak diye anlaşamayan güçlerin savaşın
ilerleyen süreçlerinde birbirleri ile çatışma ihtimalleri yüksektir.

Diğer taraftan ise bu hat üzerinde Haşdi Şabi güçleri
hakimiyetlerini daha fazla arttırmaya çalışmaktadırlar. Son zamanlarda Kerkük
alanına 200 kişilik güç gönderen Haşdi Şabi bu hatta yavaş yavaş konumlanmaya
başlamıştır. Aynı zamanda MİT, Irak anayasasının 140. maddesinde geçen
alanlarda Türkmenler üzerinden hakimiyet kurma çalışmaları yürütmektedir.
Türkmenler üzerinden oluşturduğu istihbarat örgütü ile alanda hem bilgi toplama
hem de sabotaj ve suikast gibi faaliyetleri önümüzdeki günlerde daha da
arttırmaya çalışmaktadır.

Bu gelişmelerin yaşandığı Başurê Kürdistan’da ortak bir
irade yerine her parti kendi etki alanlarını genişletmeye çalışmaktadır.
İktidar partileri her geçen gün derinleşen kendi iç sorunları ile boğuşurken,
muhalefet durumundakiler ise iktidarın hakimiyetinden kurtulamamaktadırlar.
Kendilerine özgün bir görüşleri bulunmamaktadır. Son günlerde yaşanan gelişmelere
karşı İslami partiler birleşerek güçlenme çabaları içersin de olsa da
şahısların ve aşiretlerin çıkarları doğrultusunda hareket etmekten
kurtulamamaktadırlar.

Genel olarak Ortadoğu’daki kaos ve savaşın taktik ve
stratejik olarak kilidini Irak ve Suriye, dar alanda ise Tel Afer ve El Bap
bölgesindeki gelişmeler açacaktır. Bir anlamda Tel Afer’den giren Bap
kapısından çıkacaktır. Bunun sonucu DAİŞ bu alanlarda önemli oranda güç
olmaktan çıkarılacaktır.

DAİŞ bu gelişmeyi engellemek için değişik hamlelere girişmiştir.
Ani ve beklenmedik saldırılar yapmış, yapmaya devam etmektedir. Kerkük
saldırısı bu kapsamdaydı. Kerkük ve civarında gerçekleşen DAİŞ eylemselliği
kapsamlı ve koordineli olsa da başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Gündemin değişmiş
olması ve saldırının başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle DAİŞ yeni eylemleri
ertelenmiştir.

Süleymaniye ve Halepçe başta olmak üzere bu bölgelerde
Selefilik temelinde DAİŞ örgütlenmesi ve faaliyetleri hız kaybetmeden devam
etmektedir. Bu nedenle bu alanlarda büyük bir DAİŞ  tehdidi varlığını korumaktadır.

Fırat Destina

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html

 

 

0

21

TR

HE

:” ”

:””

” “,” ”

Tags: araştırmaBASUREDAEskiGELISMELERkurdiKurdishkurdistanLekolinstatukoTurkishTürkiyeyasananyikilirken
Share200Tweet125
Previous Post

Li Mexmûrê Konferansa Komelên Ciwan Dest Pê Kir

Next Post

Doların Yükselişi Diktatörlüğün Çöküşü

Lekolin

Lekolin

Next Post

Doların Yükselişi Diktatörlüğün Çöküşü

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
  • Yorum İlkesi
  • Anasayfa
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2025 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi