21 Ağustos 2016 Pazar Saat 13:25
Bir yılı aşkın bir süredir Kürt
Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan haber alınamıyor.
Yaklaşık bir aydır Kürt Halk
Önderi Abdullah Öcalan’ın can güvenliği ve sağlığına ilişkin çok ciddi kaygılar
bulunmaktadır.
AKP-CHP-MHP gibi sistem partileri
ile beyaz, siyah ve yeşil faşistler Kürt karşıtı, özgürlük ve demokrasi karşıtı
soykırımcı bir cephede buluştu.
Darbecilere karşıymış gibi
görünse de OHAL, asıl olarak Kürtler ve demokrasi güçlerine karşı ilan edildi
ve uygulanıyor.
Tam böylesi bir süreçte Kürt
Özgürlük Hareketi KONGRA GEL 10. Genel Kurulu’nu toplayarak çok önemli
değerlendirme, tespit ve kararlara ulaştı.
KONGRA GEL, yani Kürdistan
halkının meclisi, en üst meşru karar organı olma özelliği taşıyor.
Başta Kürdistan’ı işgal eden
sömürgeci devletler olmak üzere tüm bölgede meclislerin, demokratik
mekanizmaların bir bir ortadan kaldırıldığı bir süreçte Kürt Özgürlük Hareketi,
Kürdistan Meclisi’ni topluyor ve halkın temsilcileriyle birlikte kendi kaderini
ilgilendiren konular hakkında kararlar alıyor.
Bu mecliste sadece Bakur, Başur,
Rojava ve Rojhilat Kürdistan’da yaşayan Kürtlerin ve örgütlerinin temsilcileri
yok, aynı zamanda Kürdistan’da yaşayan birçok inanç ve kültürden topluluklardan
temsilciler de bulunuyor.
Bu nedenle yemin töreninde Kürtçe’nin
çeşitli lehçelerinin yanı sıra Farsça, Türkçe ve Arapça da yeminler ediliyor. Bu
açıdan çok dilli ve kültürlü, inançlı bir kongre bileşimi oluyor.
Bu güçlü Genel Kurul’da birçok
önemli karar alındı. Bu kararların en önemlilerinden biri, kuşkusuz Kürt Halk
Önderi Abdullah Öcalan’a ilişkin olandır. Kürdistan halkını, halklarını temsil
eden 10. Genel Kurul, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yaklaşımın savaş ve
barış gerekçesi olduğunu bir kez daha hatırlatarak, Öcalan’ın özgürlüğü,
sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için çok güçlü bir irade ortaya çıkarmış,
kararlara gitmiştir.
Bu temelde Genel Kurul delegeleri
toplu bir basın toplantısı yaparak, bu irade ve duruşu deklere etmiş, Kürt Halk
Önderi Abdullah Öcalan üzerinde İmralı İşkence Sistemi’ni yürüten tüm sömürgeci
güçleri sert bir şekilde uyarmıştır.
Bir diğer önemli karar ise son
bir kaç yıldır Kürdistan’ın dört parçasında halkımız üzerinde dozajı arttırılan
vahşet politikalarına ilişkindir.
Bu politikalar kimi zaman İran,
Irak, Suriye, Türkiye gibi sömürgeci devletler, kimi zaman DAİŞ, El Nusra, El
Kaide vs. gibi İslamist görünüme sahip çete yapıları ve kimi zaman ise KDP,
Hizbul-Kontra gibi işbirlikçi ihanet şebekeleri tarafından yürütülse de amaç
aynıdır.
Şengal’de Êzîdî halkımız üzerinde
yürütülen 73. Ferman ne ise, başta Kobanê olmak üzere Rojava’ya yönelik
gerçekleştirilen her türlü saldırı (askeri, ekonomik, diplomatik, siyasi, psikolojik
vs.) ile Kuzey Kürdistan’ın Sur, Nusaybin, Cizre, Silopi, Gever, Farqin,
Gimgim, Dêrik gibi ilçelerinde yapılan katliamlar da aynıdır.
Bu temelde 10. Genel Kurul tüm bu
katliamları 21. Yüzyılın Kürt Jenosidi olarak kabul etmiş, bu soykırım
saldırılarına karşı tüm Kürdistan parçaları ve Kürdistanlıların yaşadığı her
yerde Genel Seferberlik ilan etmiştir. Bu saldırıların birbirinden kopuk
olmadığı, aynı zihniyet ve merkezler tarafından yürütüldüğü, aynı amacı
taşıdığı gün gibi ortadadır. Bu bir Kürt Soykırım Girişimidir.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın,
“21. Yüzyıl başta Kürtler olmak üzere halkların, kadınların yüzyılı olacak
belirlemesine karşı, “21. Yüzyılın Kürt Soykırımı nı geliştirmek isteyen adı,
sanı değişse de özü Kürt düşmanı, halk düşmanı, kadın düşmanı olan bu sömürgeci
faşist odaklar, eğer bu saldırılarında istedikleri sonuca gidemiyorlarsa, bu
onların merhametlerinden değil, Kürt Özgürlük Hareketi ve gerillasının, halkının
direnişi nedeniyledir.
10. Genel Kurul soykırım
tespitini yapmış, bu saldırıları soykırım saldırıları olarak tanımış ve tüm
dünyaya bunu kabul ettirmek ve durdurulması için harekete geçirmek için gerek
siyasi, gerekse de diplomatik çalışmalara ağırlık verilmesini
kararlaştırmıştır.
Kürdistan halklarının en üst
organı olan ve Kürdistan’da tek meşru üst meclis olma özelliği taşıyan KONGRA
GEL’in, Kürdistan’ın tümünde ilan ettiği Genel Seferberliği önemsemek ve
gereklerini yerine getirmek gerekiyor. Bunun anlamı Kürdistan’da yaşayan ve
Kürdistanî olan her kes sömürgeciliğe ve sömürgeci güçlere karşı her türlü yol
ve yöntemle karşı koymalıdır. Kürdistan gençliği sömürgeci devletlerin
okullarında okumamalı, memurluğunu yapmamalı, askerliğine gitmemeli ve başta
HPG safları olmak üzere direniş safında yerini almalıdır.
Kürdistan halkları sömürgeci
devlete vergi vermemeli, adli ve idari kurumlarını tanımamalı, her türlü
silahlı yapılanmalarını işgalci güçler olarak görmeli ve bunlara karşı meşru
savunma temelinde gördükleri her yerde mukavemet etmeli, karşılık vermelidir.
Başta AKP olmak üzere bugün
faşist cephede bir araya gelmiş tüm sistem partilerini sömürgeci partiler
olarak tanımalı, bu partilere üye olan, destek veren, onun için çalışan, şu
veya bu şekilde ilişki içinde olan her kesi sömürgeciliğin işbirlikçisi olarak
görmeli, bu işbirlikçilere karşı halk olmaktan gelen toplumsal gücünü
kullanmalıdır. Önce ikna ile bu işbirlikçi kesimler mevcut lanetli
konumlarından çıkarılmaya çalışılmalı, eğer iflah olmuyorlarsa bu kesimler
teşhir edilmeli, düşkün ilan edilmeli, toplum dışına itilmeli, Kürdistan’da bu
konumlarıyla rahat bir şekilde yaşamalarının imkanları ortadan kaldırılmalıdır.
Genel Seferberlik tüm Kürdistan
parçalarında bir bütün olarak Devrimci Halk Savaşı’na dönüştüğünde ve Savaşan
Halk Gerçekliği’ni yarattığında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Kürdistan
halklarının özgürlüğü garanti altına alınmış olacaktır.
Alîşêr Pîran
Kürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com
-http://kursam.org/index.html
0
21
TR
HE
:” ”
:””
” “,” ”