• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Araştırmalar

İşgalci Türk Devletinin Savaş Suçları ve Uluslararası Sessizlik

Yayınlayan Lekolin
14 Aralık 2022
Kategori: Araştırmalar
264 6
A A
İşgalci Türk Devletinin Savaş Suçları ve Uluslararası Sessizlik
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

Tarihte insanlık onurunda ve vicdanında derin yaralar açan uluslararası alanda savaş suçları olarak tanımlanan suçlar, bu gün tüm dünyanın gözü önünde  sistematik bir şekilde  işgalci Türk devleti tarafından Kürdistan’da işlenmeye devam ediliyor.

Uluslararası toplum iki büyük dünya savaşı, milyonlarca can kaybı, işkence, soykırım, etnik temizlik ve  tecavüz gibi insan haklarını ihlal suçlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu yaşanılanların tekrarlanmaması adına tarihte ilk defa Nürnberg Uluslararası Askeri Mahkemesi Statüsü tarafından kategrize edilmiştir. Modern uluslararası hukuk sisteminde ise Uluslararası Ceza Mahkemesi bu görevi üstlenmiştir.

1.Dünya savaşında savaş suçlarını araştırmak için bir komisyon kurulmuştur. Komisyon çalışmaları Paris Barış Konferansında sunulmuş ve savaş suçları tanımı yapılmıştır. Böylece  Leipzig Mahkemesinde savaş suçu işledikleri idda edilen kişiler yargılanmış ve cezalandırılmıştır. Yaşanan bunca deneyim ve tecrübeden yola çıkılarak ikinci Dünya savaşı sonrası kurulacak mahkemelerin alt yapısı oluşturulmuştur. Buna göre savaş suçu kavramı Leipzig Mahkemesindeki gelişmelerden sonra Nürberg Mahkemesinde, Tokyo Mahkemesinde,1949 Cenevre Sözleşmelerinde, Eski Yugoslavya Mahkemesinde, Ruanda Mahkemesinde net bir şekilde tanımlanmıştır. Yine 1899 ve 1907 Lahey sözleşmeleri, uluslararası hukukta savaş suçlarını tanımlayan ilk resmi sözleşmelerden biridir. Tüm bu tanımlamalar ve Uluslararası insanlığa karşı savaş suçları net bir şekilde sözleşmelere bağlanmış olsa da söz konusu işgalci Türk devleti  Kürt halkına karşı işlemiş olduğu suçlar görmezden geliniyor.

Özellikle işgalci Türk devleti 17 Nisanda başlatılan ve yaklaşık 8 aydır Güney Kürdistanın Zap, Metina ve Avaşin bölgelerinde Kürdistan Özgürlük Gerillasına karşı kullandığı kimyasal silahlar bir çok kez belgelerle  ispatlandı. Lahey hukukunun düzenlediği yasaklanmış silahlar ve savaş tekniklerini ihlal ettiği çok açık bir şekilde görülüyor. Yukarda belirtiğimiz Uluslararası alanda ve sözleşmelerde savaş suçu olarak bilirlenen “Boğucu, zehirli veya diğer gazlar ile benzeri sıvı, malzeme ve cihazlar kullanılması” maddesi işgalci Türk devleti tarafından  en çok ihlal edilen madde oldu. Tarihten günümüze  Türk devleti, zehirli ve kimyasal gazları 1938 yılında Dersim de, Zilan’da Kuzey Kürdistan da, yoğun bir şekilde kullanarak yüzlerce ve hatta binlerce insanın bir anda ölümüne sebep olduğunu defalarca belgelerle kanıtlanmış, insanlığa karşı savaş suçu işlediği gözler önüne serilmiştir.

Aynı zamanda işgalci Türk devletinin 19 Kasım’dan beri de Kuzey ve Doğu Suriye’de düzenlediği saldırılar, hem Lahey hukuku hem de Cenevre hukuku bakımından savaş suçlarının en açık göstergesidir. “Savunmasız veya askeri hedef oluşturmayan kent, köy, yerleşim yeri ve binaların bombalanması veya bu yerlere herhangi bir araçla saldırılması” maddesi açıkça 19 Kasım’dan beri ihlal edilmektedir. Bu bakımdan Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Basın İrtibat Merkezi’nin, işgalci Türk devletinin sadece 23 Kasım günü gerçekleştirdiği saldırılarda 116 köy ve beldeyi hedef aldığını açıklaması, köylerin ve diğer yerleşim birimlerinin işgalci  Türk devleti tarafından nasıl hedef gözetilerek saldırıya maruz kaldığını açıklar niteliktedir.

Bununla birlikte “Askeri amaçlı olmaması koşuluyla din, eğitim, sanat, bilim veya yardım amaçlarıyla kullanılan binalara, tarihi eserlere, hastanelere ve hasta ve yaralıların toplandığı yerlere kasten saldırı düzenlenmesi” maddesi, Türk devletinin 20 Kasım’da Kobanê’deki Covid Hastanesi’ni bombalayarak yerle bir etmesi, Kobanê’nin doğusundaki Koran köyünde 1 okul tamamen, 3 okul da kısmen yıkılması bu maddenin açıkça  ihlal edildiğinin kanıtıdır.

“Tahmin edilen somut ve doğrudan askeri avantajlara kıyasla, aşırı olacak şekilde, sivillerin yaralanmasına veya ölmesine veya sivil nesnelerin zarar görmesine yol açacağı ve geniş çapta, uzun vadeli ve ağır bir biçimde doğal çevreye zarar vereceğinin bilincinde olarak saldırı başlatılması” maddesine, buğday silolarından elektrik hatlarına kadar altyapıyı hedef alan saldırıları  çok açık örnek verilebilir.

“İşgalci devletin kendi sivil nüfusunun bir bölümünü işgal ettiği topraklara doğrudan veya dolaylı olarak nakletmesi veya işgal edilen topraklardaki nüfusun tamamının veya bir kısmının devlet sınırları içinde veya dışında sürülmesi veya nakli” maddesi, özellikle Efrin, Serêkaniyê ve Girê Spî’nin  Türk devleti tarafından işgal edilmesi sonrası Kürt nüfusun tehcire maruz bırakılmasını bakımdan ihlal edildi. Kürtsüzleşme ve demografi değiştirme halen  devam da ediyor.

“Saldırı sonucu ele geçirilse bile, bir kenti ya da yeri talan etme” maddesi, Efrin, Serêkaniyê ve Girê Spi işgalinde çokça ihlal edildi. Özellikle Efrîn’de tam bir yağma yaşanıyor.

İşgalci Türk devleti, Güney Kürdistan  ve Rojava’da devam eden saldırılarıyla uluslararası hukuku tamamen çiğneyerek, savaş ve insanlık suçu işliyor. Tüm bunlar dünyanın gözü önünde yaşanırken ilgili kurum ve kuruluşlar Kürt halkı söz konusu olduğunda sağır ve dilsizi oynuyor, bu insanlık suçlarına ortak oluyor.

Yukarıda belirtiğimiz  uluslararası yasalara göre ilgili kurumlar bunu takip etmek ve engel olmak için kurulmuştur. İşgalci Türk devleti, Kürt halkına karşı Biyolojik ve demografik, sistematik  bir soykırım saldırıları yapıyor. Bu savaş suçlarını  görmezden gelmek bu kurumların tarafsızlığını ve güvenliğini  tartışma açık hala getiriyor.

Leyla EGİD

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Etiketler: Cenevre Szöleşmesiİşgalci Türk Devletikimyasal silahKuzey ve Doğu SuriyeLahey SözleşmesiLeipzig MahkemesiNunberg MahkemesiRuanda MahkemesiSavaş Suçu
Önceki yazı

TC’NİN İKİNCİ YÜZ YILINDA DEMOKRATİK CUMHURİYETİ

Sonraki Haber

Demokratik Ulus Paradigması ve Komünalizm Halkların Tek Kurtuluş Yoludur

Benzer Haberler

Özel Savaş Politikalarında Êlih: Kentin Tüm Değerleri Hedefte
Araştırmalar

Özel Savaş Politikalarında Êlih: Kentin Tüm Değerleri Hedefte

29 Ocak 2023
MİT TC’nin Terör Listesindeki Türkistan İslam Partisi İle Anlaşma Yaptı – ÖZEL DOSYA HABER
Araştırmalar

MİT TC’nin Terör Listesindeki Türkistan İslam Partisi İle Anlaşma Yaptı – ÖZEL DOSYA HABER

26 Ocak 2023
Devlet tarafından Yıkılan 47 Köy 30 Yıl Sonra İnşa Ediliyor: Hayırdır?- ÖZEL DOSYA HABER
Araştırmalar

Devlet tarafından Yıkılan 47 Köy 30 Yıl Sonra İnşa Ediliyor: Hayırdır?- ÖZEL DOSYA HABER

21 Ocak 2023
Sonraki Haber
Demokratik Ulus Paradigması ve Komünalizm Halkların Tek Kurtuluş Yoludur

Demokratik Ulus Paradigması ve Komünalizm Halkların Tek Kurtuluş Yoludur

Öne Çıkan Yazılar

  • Önderliğin Bilgi’ye Dair Çözümlemeleri

    Önderliğin Bilgi’ye Dair Çözümlemeleri

    547 Paylaşım
    Paylaş 219 Paylaş 137
  • Özel Savaş Politikalarında Çewlig: Kentin Sosyolojik Yapısı Bozuldu

    505 Paylaşım
    Paylaş 202 Paylaş 126
  • İşgalci TC ve Rejimin Görüşmelerinde Çıkan Senaryolar!- HABER

    518 Paylaşım
    Paylaş 207 Paylaş 130
  • Özel Savaş Politikalarında Êlih: Kentin Tüm Değerleri Hedefte

    554 Paylaşım
    Paylaş 222 Paylaş 139
  • Michel Rubin Barzani İçin Neden Korkak Dedi?

    560 Paylaşım
    Paylaş 224 Paylaş 140

Önerilenler

15 Şubat’ın Yeni Bir Yıl Dönümüne Girerken Veysi Taş Ve Mehmet Akar’ı Anmak

Özel Savaş Politikalarında Çewlig: Kentin Sosyolojik Yapısı Bozuldu

İşgalci TC ve Rejimin Görüşmelerinde Çıkan Senaryolar!- HABER

Önderliğin Bilgi’ye Dair Çözümlemeleri

Söz Konusu Faşist AKP-MHP İktidarını Korumak İse Gerisi Teferruattır!

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Araştırmalar
  • Basın Bültenleri
  • Basından Seçmeler
  • Belgeler
  • Dizi Yazı
  • Dış Basından
  • Duyurular
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
  • Haberler
  • Kadın
  • Kim Kimdir?
  • Kronoloji
  • Kürdistan Tarihi ve Dili
  • Makaleler
  • Okuyucudan
  • Özgürlük Perspektifleri
  • Politik Analiz
  • Röportajlar
  • Serbest Yazılar
  • Teknoloji

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç