Irak ordusu MİT direktifleriyle 20 Mayıs sabahı, onlarca zırhlı araç ve askeriyle Maxmur Şehîd Rustem Cudî mülteci kampını kuşatma altına aldı. Kampı tel örgülerle çevreleyerek kendi denetimine almak isteyen Irak hükümet güçleri işgalci TC’nin istemiyle KDP ile imzaladığı 9 Ekim Şengal Antlaşmasına benzer kirli bir konsepti Maxmur kampı üzerinde devreye koymaya çalışmakta.
20 Mayıs sabahının şafağında gözlerini yeni bir kuşatmaya açan Maxmur halkı daha önce yüzlerce kez ölümün gölgesinde kendi öz gücüyle yaşam mücadelesi verdi. Yıllardır işgalci TC, ihanetçi KDP ve Irak hükümetinin saldırılardan tecrübe edinen halk kısa sürede direnişe geçerek Irak hükümet güçlerinin kirli konseptine karşı canlı kalkan oldular.
Irak Hükümet Güçlerinin Türkiye seçimlerinin ikinci turuna az bir zaman kalmışken Maxmur Kampını kuşatma girişiminin temelinin nereye dayandığını, hangi konsept çerçevesinde pratiğe konulduğunu, Şengal benzeri bir konseptin sonuçlarının neler olacağını ve Maxmur halkının bu saldırılara karşı tutumunu hazırladığımız özel dosyamızda veriyoruz.
KUŞATMA PLANININ TEMELİ BAĞDAT GÖRÜŞMELERİNDE ATILDI
Daha önce birçok kez siyasi ve diplomatik yönden Maxmur Şehîd Rustem Cudî Kampını kuşatma altına almaya çalışan Irak hükümet güçleri halkın iradeli duruşu karşısında geri çekilmek zorunda kaldı. İşgalci TC’nin 2019’da başlayan operasyonlarla Irak’ın kuzeyinde derinliği 40 ila 80 kilometre arasında değişen 37 askeri üs kurarken özellikle Maxmur kampına yönelik kuşatma girişimlerinin temeli Hulisi Akar ve MİT üyelerinin 18-20 Ocak 2021 tarihinde Bağdat ve Başur hükümetiyle yaptığı görüşmelere dayanmaktadır.
Hulusi Akar’a Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’in de aralarında bulunduğu kalabalık bir heyet eşlik etti. Akar başkanlığındaki heyet Bağdat’ta Irak Savunma Bakanı ve İçişleri Bakanı ile Cumhurbaşkanı Berhem Salih ve Kazımi ile bir araya geldi. Akar, Erbil’de Neçirvan Barzani, Mesrur Barzani ve aynı zamanda Mesud Barzani ile ayrı ayrı görüştü. Heyet, Irak Türkmen Cephesi’nin Erbil’deki ofisini de ziyaret etti.
Yapılan ziyarette 8 resmi görüşme yapıldı. İşgalci TC’nin Irak Hükümetiyle yaptığı bu görüşmelerden 1 ay önce Kazımi Ankara’da faşist şef Erdoğan ile görüşmüştü. Kazımi’nin ziyareti sırasında taraflar, Özgürlük Hareketine karşı güvenlik iş birliğinin güçlendirilmesi, özgürlük savaşçılarının Şengal ve Maxmur’dan çıkarılması, iki ülke arasında ikinci bir sınır kapısının açılması, Musul’u buraya bağlayan bir ana otoyolun yeniden inşa edilmesi ve su paylaşımı da dahil olmak üzere geniş bir yelpazedeki ikili konuları ele alınmıştı.
ŞENGAL KONSEPTİ MAXMUR’A UYGULANIYOR
Yukarda belirttiğimiz süreçte işgalci TC’nin KDP ve Irak hükümetiyle olan görüşmelerden sonra yapılan kirli ittifaklarda Şengal’de uygulanmaya çalışılan kirli konseptin benzeri Maxmur için planlandı. Akar’ın görüşmelerden sonra, her iki tarafın Erbil ile Bağdat arasında Türkiye’nin PKK gerillalarını (HPG 2018’de Şengal’den resmi olarak çekildiklerini tüm denetimi halkın özgücüne dayanan YBŞ’ye bıraktıklarını açıklamıştı) Şengal bölgesinden çıkarılması için güvenlik anlaşmasının uygulanmasını tartıştıklarını belirtmişti.
Yine Irak heyetinde yer alan Duhok Valisi Ali Tetar, “Erdoğan “ikinci Kandil oluyor” diye hedef aldığı Êzidi yurdu Şengal’de Bağdat ile Erbil arasında varılan anlaşmanın benzerinin Maxmur için istediğini dile getirmişti.
Türk devletinin dayatmasıyla ABD ve BM’nin gözetiminde KDP ve Kazimi iktidarı arasında Şengal’in askeri ve siyasi iradesi hilafına yapılan, üstelik uluslararası komplonun başlangıç tarihinin yıl dönümü seçilerek 9 Ekim 2020’de duyurulan ‘Şengal Anlaşması’ halkın büyük direnişi karşısında sonuçsuz kaldı.
Şengal’de fiili durum işgalci TC’nin istediği gibi olmazken benzer bir konsept Maxmur’a taşınırsa ne olur?
Irak hükümeti tarafından 1998 yılında mültecilerin talebini kabul edildi ve Musul’a bağlı Maxmur ilçesinde mülteciler için bir yer belirlendi. Bu kararın ardından yaklaşık 15 bin mülteci, Maxmur’a geçti. BM’nin tanıdığı Maxmur Şehid Rüstem Cudi Mülteci kampı, 1990’larda işgalci TC tarafında köyleri yakılmış Kürtlerin son meskeni. Bugün nüfusu 12 bini aşan Maxmur halkı kamptan kampa sürüldükten sonra nihayetinde tampon bölge olan Karaçox Dağı’nın eteğinde çorak bir alana yerleşti.
Yıllar içinde “özerk yönetim” icra edildiği Maxmur, 2014’te DAİŞ’in kampı işgaliyle gündeme geldi. TC güdümlü DAİŞ çetelerini yenilgiye uğratan Maxmur halkı ve savaşçıları birçok kez işgalci TC’nin havadan saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. Bir süreden sonra BM tarafından yapılan insani yardımlar işgalci TC’nİn baskılarıyla kesildi. TC işbirlikçisi KDP yönetimi de 2019’da Maxmur halkına karşı yoğun bir ambargo başlattı. 4 yıldır KDP’nin Maxmur Kampına yönelik uyguladığı ambargo devam ederken Türk devletine ait keşif uçakları ise sürekli Maxmur semalarında hareketliliğini sürdürdü.
Siyasi kriz yaşayan Irak, ekonomik ve ticari alanlarda Türkiye’ye karşılık veremiyor. Türk devleti bunun üzerine Maxmur kampını boşaltması için Irak’a baskı uyguluyor. Türkiye’nin suyu bırakma şartlarından biri de Maxmur kampının dağıtılması. Şüphesiz ki yalnızca Maxmur değil, yukarda belirttiğimiz gibi Şengal de hedefte.
Irak hükümetinin İşgalci TC istemi ve KDP’nin desteğiyle Maxmur’a yönelik planları pratiğe konulması ve kampın boşaltılması halinde üç ihtimal sıralanabilir. Kamp halkının Irak kentlerine dağıtılmaları, Rojava’ya gönderilmeleri ve üçüncü ülkelere sığınma hakkının tanınması.
MAXMUR HALKI DİRENİŞİ SEÇTİ
Maxmur’a yerleştikleri günden bu yana halk tüm zorluklara direndi. Evlerini, okullarını ve kurumlarını toprak kerpiçlerle inşa ederek kendilerini yönettiler. Kendi öz gücüne dayanarak DAİŞ çetelerine karşı büyük bir mücadele verdiler. Birçok ambargoya rağmen kamp halkı direnmeye devam etti.
Son minvalde Irak hükümet güçleri kampın etrafını tel örgülerle sarıp askeri kuleler yapmak amacıyla kampa girmeye çalışsa da 7’den 70’e herkesin direnişe geçmesi bu girişimlerin önünü aldı. Maxmur Halk Meclisi temsilcilerinin Irak hükümet güçleriyle yaptığı görüşmeler sonuçsuz kalırken Irak ordusu Kampa girmekte ısrar etmekte. Kuşkusuz Rojava’da, Şengal’de olduğu gibi direnişi zaferle taçlandıracak olan Maxmur Halkının iradeli ve onurlu duruşu olacaktır.
Militan RÊHAT