İnsanlık,iktidar güçlerinin kendi dar çıkar ilişkileri ve amaçları doğrultusunda kurdukları yanlış ve toplumsal doğaya aykırı sistemlerin kurbanıdır. Bu yer köremizdeki bütün sorunlar kaynağını bu üsttenci ve kendi gerçeğine aykırı dayatmalardan almaktadır. Farklı kültür ve inanç toplulukları her zaman bu çıkar potasında eritilmek ve yok edilmek istenmişlerdir. Bunun en trajik ve en çarpıcı örneği de Kürdistan da yaşanmıştır. Güncel de devlet iktidarlarının oluşumunu amaçlayan ve bunu yaratmak için ortaya çıkmış,dünya dinleri içerisinde devletsel temsil gücü olmayan inanç grupları bu kirli çıkar ilişkileri içerisinde yok edilmişlerdir. Milliyetçilik ve dincilik ideolojilerinin iç içe geçerek oluşturdukları ulus devletler bu inanç toplulukları ile kültürlerin baş katili olarak ortaya çıkmıştır. Bunun ilk akla geleni Kürt Ezîdîlerî ve bir bütün olarak Kürtlerdir. İnsanlık tarihinde 74 defa ferman yaşamış,yani soykırıma maruz kalmış kaç topluluk yada inanç bulunmaktadır. Bölgenin Kafatasçı ve barbar egemen dinleri tarafından her zaman yok edilmek istenen , ama her seferinde kendi öz inancına dayalı olarak kendi varlığını sürdürebilen mucizevi toplum Kürt Ezîdî leridir . Kanaatimce yeryüzü toplumları içerisinde bunun bir örneği yoktur. İnsanlığın ilk yaradılış sırrı Lalîş te , Şengal de , yani insanlığın en otantik öz cevheri olan bu toplumun tarihinde aranmaktadır.
İşte bu gün, bu kadim toplum 74 fermandan çok daha tehlikeli bir saldırı ile karşı karşıyadır. Doğrudan fiziki imha saldırıları ile Şengal in yok edilemeyeceği, feth edilemeyeceği yada ele geçirilip, devşirilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu nedenle her türlü komplo ,entrika ,hile ve oyunbazlık devreye sokulmuştur. Bölgenin bütün gerici ve bağnaz güçleri ile uluslarası güçler Şengal i fethetme komplosunda bileşmiş durumdadır. Şengal tasfiyesi aslında önce DAİŞ ile ortak bir konsensüs temelinde planlanmıştır. DAİŞ in Şengal saldırısı ve soykırımı kesinlikle bu güçlerin bir ortak kararı olarak devreye sokulmuştur. Ancak bu oyunu bozan PKK nin o dağlara kök salmış olan fedailik ruhu olmuştur . Küçücük bir HPG birimi bu büyük tasfiye komplosunun boşa çıkarılmasında tarihi bir misyon oynamış ve bütün kirli planlarını ters yüz etmiştir. Bura da en derin ve ahlaksız ihanetin adı Sunî Nakşibendi tarikatçılığıdır. Güney Kürdistan da dar klanist bir aile halifeliği haline gelen Nakşîbendicilik tarihsel, kültürel ve etnik bütün ortak bağlara ihanet ederek, sinsi bir dini refleks ile Kürdistan ‘ın bu kutsal mabedine dönük çok kirli planlarını devreye sokmuştur. Bunun için vermeyeceği taviz, yapmayacağı ihanet ve görüşmeyeceği düşman güç yoktur. Son yıllarda bu tarikat şefliği Kürt düşmanı soykırımcı ve barbar Türk devleti ile iş görmeye başlamıştır. Kuşkusuz Türk devleti ile işbirlikçilik bağları çok daha eskileri dayanmaktadır. Ancak şimdi Kürt halkının bütün bir kaderini ve geleceğini etkileyebilecek , hatta bütün özgürlük hayallerini yerle bir edecek Kürdistan tarihinin en büyük ihanet anlaşması temelinde bir araya gelmiş durumdadır. Bu ihanet antlaşmasının somut şeması şu şekildedir. PKK tasfiye edilecek , ardınan başta YNK olmak üzere bütün muhalefet partileri içten geliştirilecek komplolar ile çökertilerek KDP ye eklemlenecek, Şengal mutlak suretle teslim alınacak, ENKS üzerinden Rojava devriminin özü boşaltılarak ele geçirilecek, Kuzeyde HDP ve DBP dışındaki irili ufaklı bütün partiler bir araya getirilerek, alternatif oluşturulacak, böylece büyük Osmanlıya bağlı Kürdistan Mirliğî KDP olacaktır . Birileri bu dediklerimizi abartılı bir komplo teorisi olarak ele alabilir . Bakın bütün veriler , yaşanan bütün gelişmeler bu plan temelinde geliştirilmektedir. Gerilla alanlarına yönelik kuşatma, saldırı ve koordinat bildirmeleri , Şengal e yönelik komplo , özerk yönetim düşmanlığı temelinde sürekli alana sürülen ENKS bu gerçekliğin bir sonucudur. Bu planın baş Mimarı James Franklin Jeffrey ve Ankara özel savaş merkezidir. Jeffrey in Ankara , Bağdat ve Güney Kürdistan turları bu planın oluşturulmasına yönelik olarak gelişmişti.
İşte Şengal e yönelik tasfiye ve işgal planlamasını bu kirli ihanet anlaşmasının dışında görülmemesi gerekmektedir. Irak Merkezi hükûmeti üzerinden geliştirilen tasfiye başarılı olamayınca Türk devletinin hava saldırıları devreye sokularak ,Şengal halkı korkutulup, iradesi kırılmak iştenmiş ve ardından KDP kuşatması ile teslim alınma dayatılmıştır. Nitekim hemen akabinde KDP’nin MİT tarafından kurulan sitelerin de Haydar Şeşo nun “ Yuzlerce Şengal li genç PKK ye yakın gruptan ayrılarak peşmerge güçlerine teslim olmuştur “ biçimindeki mesajı verilmiştir. Bakın teslim oldular kelimesi çok bilinçli olarak geliştirilmiştir. TC nin uçak saldırıları ile, siz sonuçta direnemezsiniz, uçaklar ile baş edemezsiniz, kaybeden tarafta yer alacağınıza peşmerge ye sığının “ koridoru üzerinden Şengal düşürülmek istenmektedir.
Şunu çok net olarak belirtebiliriz ki Haydar Şeşo manipülasyon yaratarak, teslimiyet algısını oluşturmak için bu mesajı çok bilinçli olarak vermiştir . Şengal de KDP güçlerine teslim olan hiç bir silahlı güç söz konusu değildir. Eskiden kendi sayfalarında yer almış küçük bir grup üzerinden bu algı yaratılmak amaçlanmıştır. Şengal halkı onları DAİŞ soykırımı ile karşı karşıya bırakarak, silahlarını dahi halka vermeden kaçan KDP nin ihanet gerçekliğini asla unutmamıştır ve unutmayacaktır. YBŞ VE YJŞ bu ihanet ve soykırıma karşı ortaya çıkmış Şengal özgürlük güçleridir. Şengal in koruyucu birlikleridir. Soykırım kıskacını kıracak ve fermanlar tarihini sona erdirecek Şengal fedaileridir . DAİŞ i yenen, Şengal i gerçek anlamda öz irade ve öz güç haline getiren kurtuluş taburlarıdır . KDP nin Nakşî komplocukugu Şengal de amacına ulaşamayacaktır. KDP nin Şengal gerçekliği onun Seçimler sürecinde Şengal den aldığı oy kadardır. Aslında seçimler KDP nin bölge yönetimi olarak meşruiyetini ortadan kaldırmıştır. Kürdistan halkının iradesini alamamış ve veto edilmiştir. Onları paniklendiren tedirgin eden ve Reisleri Erdoğan ile aynı ruh hali içerisinde savaş stratejilerine sevk eden budur . De-facto bir iktidar konumundadırlar . Aslında anti demokratik birer darbe yönetimleri konumundadırlar. KDP bundan sonra kendi içerisinde ciddi çelişki ve çatışmaları yaşayacak, artından çözülmeye başlayacaktır. Şu aşamada kaderleri Erdoğan ‘ın kaderine bağlanmış durumdadır . Dünya da diktatör ve faşist Erdoğa nın tek müttefik gücü KDP yönetimidir ve mutlak suretle asılacaktır. KDP Kürdistan halkının özgürlük umutları, hayalleri ve özlemlerinin önünde bir engel olmaktan mutlaka çıkarılmalıdır, çıkarılacaktır..
Osman SABRİ
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi