17 Haziran 2020’de ABD tarafından yürürlüğe konulan “Sezar Yasası” diye bilinen Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası ile beraber derin bir kriz içerisinde olan Suriye ekonomisini daha da derinleştirirken şimdi de çoğunluğu tarihi geçmiş kaçak Türk mallarının ülkeye girişi, yerel üreticileri tehdit ediyor.
Edindiğimiz bilgilere göre HTŞ’nin iktidarı eline almasıyla birlikte işgalci Türk devleti önce kaçak yollardan sonra da sınır kapılarından son kullanma tarihi geçmiş veya kalite standartlarına uymayan ucuz merdiven altı malları Suriye’ye geçirmeye başladı. Kaçak ve tarihi geçmiş malların Karkamış Sınır Kapısı’ndan Cerablus’a oradan Minbic ve Haleb’e geçirildiği ve sonrasında Şam pazarına sürüldüğü öğrenildi.
Standartların altındaki kaçak malların Suriye pazarlarına akışı, yerel fabrikalar üzerinde baskı oluşturarak haksız rekabete yol açmakta ve birçok kişinin işsiz kalmasına neden olmakta.
FABRİKALAR KAPANDI
Şimdiye kadar 5’ten fazla fabrikanın kapandığı ve binlerce işçinin işsiz kaldığı öğrenildi. Krizin daha da kötüleşmesine yol açan önemli bir etken de sözde Şam hükümetinin herhangi bir denetleme mekanizması oluşturmaması.
İki aydan fazladır Suriye’de ekonomiye dair olumlu bir adım atmayan HTŞ iktidarı, işgalci Türk devleti ve çetelerinin Şam pazarlarına kaçak yollardan tarihi geçmiş malları sürmesine göz yumdu. Tespit ettiğimiz verilere göre HTŞ’nin Şam’a girmesinden bu yuna yerel üretim %85’e düştü.
Financial Times’ın haberine göre, Esad rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’deki sözde yeni hükümet, dolar işlemlerine izin verilmesi ve gümrük vergilerinin yüzde 50-60 oranında azaltılması da dahil olmak üzere bir dizi ekonomik reform yapacaklarını açıkladı.
Bu açıklamaların aksine Suriye ekonomisi işgalci Türk devletinin bölgeye soktuğu kaçak mallarla daha da kötüye gittiği belirtildi. Şam’daki Emevi Camiine halı bağışı yapan Türk devleti perde arkasında Suriye sahasını kendi ticaret pazarı haline getirmeye devam ediyor.