01 Aralık 2010 Çarşamba Saat 09:58
‘Dünya İklim Zirvesi’ için Meksika’nın Cancun kentinde bir araya gelen hükümetleri zor kararlar bekliyor. ABD karbon salınım oranının en fazla olduğu ülkelerin başında gelirken, Türkiye zirveye katılan ancak kirli enerjiden vazgeçmeyen ülkeler arasında.
Bundan yaklaşık bir yıl önce Kopenhag’da düzenlenen iklim zirvesinde bütün dünya büyük beklentiler içindeydi. Ancak Konpenhag’daki zirvenin başarısızlığa uğraması ve iklimin korunmasında öncülüğü üstlenen Avrupa’nın, genç sanayi ülkeleriyle ABD’ni ikna edememesi, büyük hayal kırıklığına yol açmıştı. 29 Kasım’da Meksika’nın Cancun kentinde yapılacak zirvede, beklentilerin bir hayli aşağı çekildiği görülüyor. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 16. Taraflar Toplantısı’nın 4 Aralık’a kadar sürmesi bekleniyor. Cancun’da hükümetlerin alabileceği çok önemli kararlar varken, en önemli sorunlar ABD’ye odaklanıyor.
Karbon salınımı konusunda lider ABD
Zirvede, ABD’nin karbon salımı konusunda lider olması ve olası bir küresel anlaşmada mutlaka yer alması gerektiği düşüncesi diğer hükümetler tarafından harekete geçmemek için mazeret olarak görülüyor. Ancak ABD’yi beklemek, iklim değişikliğinin yaratacağı sosyal ve ekonomik sonuçları kabul etmek demek. Greeanpeace tarafından basına gönderilen yazılı açıklamada, “Cancun, hükümetlerin temiz bir gelecek için gerekli adımı atmaları gereken yer ve ABD katılmak istemese de diğer ülkeler yola devam etmeli. İklim değişikliğinin önüne geçmek için hükümetler karbon salımlarını azaltma konusunda hukuki bağlayıcılığı olan bir anlaşmaya imza atmalı, endüstrileşmiş ülkeler yoksul ülkelerde iklim değişikliği ile mücadele için fon sağlamalıdır” deniliyor.
Türkiye kirli enerji inadından vazgeçmiyor
Türkiye de herhangi bir salım azaltımı yapma taahhüdü olmadan Cancun’da gerçekleştirilen iklim görüşmelerine katılan ülkeler arasında. Hükümet bunun sebebini Türkiye’nin iklim değişikliğinde çok büyük bir payı olmaması ile açıklıyor.
Ancak iklim değişikliğine neden olan gazların salımında Türkiye hiç de masum olmadığı gibi, toplam sera gazı salımı bakımından tüm dünya ülkeleri arasında 19. sırada yer alıyor (1). Türkiye, yüzde 95 artış oranıyla tüm OECD ve Doğu Avrupa ülkeleri arasında iklimi değiştiren gaz salımlarını en hızlı artıran ülke. Türkiye’deki sera gazı artış oranı, büyüme oranı daha hızlı olan Çin’den bile daha fazla. Üstelik şu anda Türkiye’de çözüm yerine 50 kadar termik santral, Karadeniz’de bir arama platformu ve yeni petrol arama planlarıyla iklim değişikliğine yeni nedenler üretiliyor.
‘Siber eyleme çağrı’
Greenpeace Akdeniz Proje Sorumlusu Emel Türker, “Elbette Türkiye’nin sorumlulukları AB ülkeleri ve ABD kadar büyük olmayacaktır. Ama görünen o ki bütün bu artış hızları ve yanlış enerji politikalarımızla sorunun önemli kaynaklarından biri haline geliyoruz. Artık hükümet enerji ve iklim konularını birbirinden bağımsız konularmış gibi değerlendirmekten vazgeçmelidir. İklimi kurtarmak için tek yol Enerji [D]evrimi. Herkesi internet sitemiz üzerinden Enerji [D]evrimi’ni gerçekleştirmek için siber eyleme davet ediyoruz” diyor.-DİHA
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info