09 Temmuz 2017 Pazar Saat 16:29
Türkmenler Türklerle soydaş olup binli yıllardan önce kafile
kafile göç etmişler. Orta Doğu’nun değişik bölgelerine yerleşen Türkmenler
çoğunlukla İran, Irak, Türkiye, Suriye, Balkanlar ve Kafkasya’ya yerleştiler.
Bölgedeki halkların yaşam kültürüne ayak uyduran Türkmenler, tarihte
Akkoyunlular ve Karakoyunlular adında devletlerde kurdular. Büyük ve geniş
bölgeleri egemenlikleri altına almışlar ve onlarca yıla varan egemenlikler
kurmuştur. Türkmenler yaşadıkları ülkelerde ana unsur olmadıkları için Türkiye
politikalarına tabi olurlar. Türkmenlerin çoğu yaşadıkları bölgelerde fazla
nüfusa sahip değiller ama Türkler tarafından her zaman nüfusları abartılır ve
mevzu bahis bölgelerde en fazla olan etnik nüfus olduğunu öne sürerler.
Irak’ta Türkmenlerin yaşadığı bölgeler:
– Kerkük
ve ilçeleri
– Musul ve
ilçeleri (Telafer)
– Hewler
merkezi ve çevresi
– Germiyan
Bölgesi
– Bağdat’ın
Kuzey ve Doğu kırsalı
– Tikrit
– Diyala
– Al-Wasıt
– Süleymaniye
Bu bölgelerde Türkmenlerin yaşadığı söylenmektedir.
Türklere göre Kerkük,
Musul ve Germiyan bölgesine kadar uzanan bölge Türkmen bölgesidir. Türkmenler
bu bölgenin adına Türkmeneli demektedirler. Bu adı geçen bölge Güney Kürdistan
ve Irak Merkezi Bölgesi arasında bir hat gibi geçmektedir. Musul’un Şengal
bölgesinden başlayarak Telafer, Musul, Erbil, Mahmur, Altunköprü, Kerkük,
Tuzhurmato, Kifri, Karatepe, Hanekin, Diyala, Mendeli ve Bedre’yi
kapsamaktadır. Başkent olarak da Kerkük kabul edilmektedir. Bu bölgenin
yaklaşık yüzölçümü 50.000 km2’dir. Türkiye’nin iddialarına göre bu bölgedeki
Türkmen nüfusu yaklaşık 3 milyon civarındadır. Ama 2007 seçimlerinde Türkmen
seçmeni 70 bin ile 100 bin arasında bir oy aldılar.
Türkmeneli kelimesi “Türkmen ve “eli kelimesi olarak iki
kelimeden oluşur. Birçok kişinin aksine “eli kelimesi “el anlamında
kullanılmamıştır. “eli kelimesi “il anlamında kullanılmıştır. Yani
“Türkmeneli kelimesi, “Türkmenlerin ili , “Türkmenlerin yurdu veya
“Türkmenlerin anavatanı anlamına gelmektedir. Bu kelime Türkmence olup
Osmanlıcaya geçmiş ve günümüze kadar gelmiştir.
Irak Türkmen Cephesi
Partisi
Irak Türkmen Cephesi kısa adı ITC’dir. 7 Ekim 1997’de
Hewler’de kurulan parti Irak Milli Türkmen Partisi, Türkmeneli Partisi,
Türkmen Bağımsızlar Hareketi, Türkmen Kardeşlik Ocağı, Türkmeneli İşbirliği ve
Kültür Vakfı, Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği gibi bileşenlerden
oluşmaktadır. Bu nedenler diğer Türkmen partilerine nazaran yapısında farklı
inançlardan oluşan Türkmenleri de barındırmaktadır. Ancak genel çoğunluğunu
Sünni Türkmenlerden oluşturuyor. Irak Türkmen Cephesi Partisinin başkanı Erşat
Salihi’dir. Partinin genel Merkezi Kerkük’te bulunurken Bağdat, Tel Afer,
Musul, Hewler ve Süleymaniye gibi merkezi yerlerde Parti binaları
bulunmaktadır.
MİT ve Irak Türkmen
Cephesi İlişkileri
Orta Doğu’daki süreçlerden geçmiş olan Türkmenler çoğunlukla
Türkiye güdümünde siyaset yapmıştır. Ama bununla birlikte bölgedeki ülkelerin
etkisinde siyaset yapan Türkmenlerde ortaya çıkmıştır. Türkiye’ye bağlı Türkmen
kesimi 1994 yılında Türkiye tarafından desteklenen ve finanse edilen Irak
Türkmen Cephesi’ni yani ITC’yi Ali Sadık Mehdi öncülüğünde kurmuştur. Bu örgüt
çözümü Irak’ta ve Iraklılarla değil de Türkiye’nin çıkarları ekseninde
aramaktadır. Bu örgütün yönetim kademesi Türkiye tarafından ekonomik açıdan
desteklenmektedirler. ITC Türkiye’nin Irak’ta kargaşa ve kaos yaratmak için
kullandığı örgüttür. Kendisi gibi düşünmeyen Türkmenleri vatan haini olarak
adlandırmakta ama kendileri ise Türkmenler için her hangi bir şey söylememekte
sadece kazandıkları yerlerde Türkiye ağzıyla konuşuyorlar. Yani ITC Iraktaki
Türkmenlerin haklarını değil de Türkiye’nin politikalarının sözcülüğünü
yapmaktadır. ITC’nin günümüzdeki başkanı Erşat Salihi Türkiye için çalışan bir
MİT ajanı profilindedir. Türkiye’de kendini Iraklı tüm Türkmenlerin sözcüsü olarak
görmektedir. Tüm Türkiyeli yetkililer konuşmalarında sanki Türkmenlerin
çıkarına konuştuklarını iddia ediyorlar. Her konuşmalarında Kerkük ve Hewler
Türkmenlerindir deniliyor. Ama Türkmenler adına dile getirdiği endişelerin hiç
biri Türkmenlerin yararına değil aksine Türkiye’nin yararınadır ve Türkmenlerin
zararınadır. Örneğin Telafer için dile getirdikleri çözüm Türkmenlerin
katliamına, DAIŞ tarafından işgal edilip yağmalanmasına neden oldu. Türkiye
kendi çıkarları ve politikaları için Türkmenleri bile satabilir ve
katlettirebilir. ITC ve yetkilileri de bunun bölgedeki ayağı olmaktadır.
TC geçtiğimiz yılın Aralık ayında Türkmen Cephesi üzerinden
Irak’ta ve Başurê Kurdistan’da sahadan düzenli ve kurumsal istihbarat alabilmek
için Türkmen İstihbarat Teşkilatını oluşturdu. MİT inisiyatifinde gerçekleştirilen
bu istihbarat örgütünün adının kısaltılmasının TİT olması bile bilinçli bir
mesaj içermektedir. Bu İstihbarat örgütü ile Tel Afer’den Xanekin’e kadar olan
bölgelerden bilgi sağlamanın yanında silahlı birimler oluşturdu. TİT bazı
Türkmen dernekleri üzerinden Türkmen gençleri örgütleyip silahlandırdı. Ancak
hem nitelik hem de nicelik anlamında zayıf olan bu silahlı güç TC’nin Musul
Operasyonu gibi alanlarda etki sağlamasına destek olamadı.
Irak Genelinde
ITC’nin Durumu
ITC hem bölgesel hem de merkezi seçimlerde fazla varlık
gösterememiştir. Örneğin Kürdistan Bölgesel Yönetiminde yapılan 4 seçimden
ikisine katılmış, ikisine de katılamamıştır. Katıldığı iki seçimde ise yüzde
birin altında kalmıştır.
ITC Kürdistan Bölgesel Yönetimindeki yapılan seçimlerdeki oy
oranı
No Seçim Yılı Oy Oranı (%)
1 1992 –
2 2005 –
3 2009 0.38
4 2013 0.1
Bütün Türkmen partilerinin yani Türkmen Demokratik
Hareketi, Irak Türkmen Cephesi, Erbil Türkmen Listesi ve Türkmen Kalkınma Listesi’nin
seçimdeki oy oranı aşağıdaki gibidir
No Seçim Yılı Oy Oranı (%)
1 1992 –
2 2005 –
3 2009 1.58
4 2013 0.55
Irak Türkmenlerinde hem politik olarak, hem de, mezhepsel
olarak farklılıklar vardı. Örneğin mezhebi Sünni olan Türkmenler, Türkiye veya
Bölgesel Kürt yönetiminin siyasetini güderler. Ama mezhebi Şii olan Türkmenler
ise Merkezi hükümeti veya İran siyaseti etkisinde kalırlar. Ayrıca Kürt
Bölgesinde kendilerine biraz hak kazananlar Kürdistan Bölgesel yönetimine bağlı
siyaset yaparlar. Ve Kürdistan Bölgesel Yönetiminin siyasetini esas alırlar.
Burada kendilerine Türkmen Demokratik Hareketi’ni kurarlar ve Kürtlerle
birlikte yaşamaya karşı çıkmazlar. Şuan ki lideri Necmettin Nurettin
yapmaktadır. Bu partiye bağlı sempatizanlar ve üst düzey yöneticiler hükümet
tarafından kayırılmakta ve görevlendirilmektedir. Hükümetin her türlü
politikalarına evet demektedirler. Özellikle de Barzani ve PDK politikalarını
Kabul eden bu parti hükümetin destekçisi gibidir.
Ama Irak Türkmen Cephesi tam zıtlık içerisindedir Kürdistan
Bölgesel Yönetimine karşı siyaset yürütmektedir. Erşat Salihi başkanlığındaki
ITC’nin yürüttüğü siyaset TC’nin siyasetidir. Ayrımcılık siyaseti yürüten ITC
Türkiye’nin hassasiyetlerini kendi hassasiyetleriymiş gibi dile getiriyor. Her
türlü Kürt çıkarlarına karşı çıkan ITC’nin çözüm için her hangi bir proje
geliştirmiyor ve öneri yapmıyorlar. Bırakın Federe Kürt Bölgesi hakkında veya
Merkezi Yönetim hakkında Türkmenlerin geleceği hakkında bile bir proje veya
önerileri yoktur. Türkmenleri sanki Türkmenlerin çıkarına TC’nin dilini
kullanmaktan geçtiğine inandırmak istiyorlar.
Türkmenler Kürtlerin çıkarlarına aykırı bir şekilde hareket
etmektedirler. Türkmenler için önemli olan Kürtlerin kazanç sağlayamamasıdır.
Örneğin Kürtler bir statü isteseler Türkmenler karşı çıkarlar.
Güney Kürdistan Federe Yönetimi ve Bağdat Merkezi Yönetimi
arasında kalan bölgede yaşayan Türkmenlerin bi kısmı Bağdat Hükümeti’ne bağlı
bölgede yaşarken, bir kısmı da Hewlêr Bölgesel Yönetiminin denetimindeki bölge
de yaşıyorlar. Her iki bölgenin politikasına göre ayarlanabilen Türkmenler,
ayrıca Türkiye’ye göre hareket edip politika yürütüyor.
Türkmenler Türk
Olmadıklarını İddia Etmektedirler
Gerçek anlam da Türkmenleri ele aldığımızda Türkmenler de
Orta Doğu ve Mezopotamya da yaşayan bir etnik gruptur. Türklerle soydaş
olmalarına rağmen Türkmenler Türk değildir. Türklerden önce Türkmenler bu
coğrafyaya gelip yerleşmişlerdir. Örneğin Türkiye’de Türkmenler kendilerini
Türk olarak tanıtmazlar, Yörük Türkmenleri veya Türkmen olarak tanıtırlar.
Konuştukları dil bile günümüzdeki Türkçe ’den farklıdır. Yani daha orijinaldir.
Orta Doğu dilleriyle daha ilişkili ve iç içedir. Ama günümüzde İstanbul
Türkçesi veya Akademik Türkçe denilen Türkçe 1920’lerin başlarında Mustafa
Kemal Atatürk tarafından geliştirilen yapmacık ve halk arasında zemini olmayan
sadece gazete, eğitim ve televizyonlarda kullanılan bir dildir. Türkmenler Orta
Doğu ve Mezopotamya ülkelerinde bazı bölgelerde dağınık bir yaşam sürerler.
Türkmenler de bölgedeki otoriter yapıdan kaynaklı haksızlık ve zulme
uğramışlar. Kendi aralarında siyasi mücadele etmek için parti, dernek ve kurum
kurmuşlar. Ama bu yapılar günümüzde başta Türkiye bölgedeki diğer ülkeler
tarafından kullanılıyor.
Şii Türkmenler ve
Sünni Türkmenler Arasındaki Çelişkiler
ITC adlı Türkmen örgütü her ne kadar Türkmen yapısı olarak
görülüyorsa da, aslında TC’nin MİT eliyle Irak’ta kurdurduğu ve kullandığı bir
çete yapılanmasından başka bir şey değildir. Türkmenlerin ulusal ve kültürel
duygularına hitap edip MİT’in hizmetine sokmak istiyorlar. Belirli bazı olaylar
karşısında tutunduğu tavır veya durduğu yer çoğu sefer Türkmenlere zarar
veriyor. Örneğin, Telafer’in DAİŞ tarafından işgal edildiği zaman, TC’nin
duruşu Şii Türkmenleri katliam ve göçe maruz bıraktı. Yani TC-ITC Türkmenleri
değil kendilerini konuşturmaktadırlar. Türkiye’de Türkmenlerin haklarını her
zaman savunduğunu iddia ediyorlar. Türkmenlere sormaz ITC’yi muhatap alır.
ITC’de Türkiye’ye sorar. Yani Türkiye kendi kendine sorar. MİT’in Türkmenler
üzerinden yürüttüğü politikalar genelde 36. Paralel olarak adlandırılan
bölgelerde hem saha da olma hem de sahadan istihbarat sağlamaktan başka bir şey
değildir.
Cemaat Türkmenleri ve
AKP Türkmenleri Arasındaki Çelişkiler
TC devleti Türkmenler politikasına özellikle 2002-03
yıllarında ağırlık vermeye başladı. Cemaat-AKP ilişkilerinin en üst düzeyde
olduğu dönemlerde hatta tabiri caiz ise Cemaatin siyasetteki kanadının AKP
olduğu dönemlerde Türkmen politikaları gelişti. Ortadoğu’da örnek İslam devleti
olma adında ilerlerken Misakı Milli sınırlarını gündeme alıp Musul ve Kerkük
planları yapıldı. Bu projenin gerçekleşmesi için bölgede kendine zemin arayan
AKP ve Cemaat Türkmenler üzerinden Irak ve Başurê Kurdistan’da konumlanmaya
başladılar. Bu konumla salt olarak siyasi değil ekonomik hatta kısmide olsa
askeri anlamda da olmuştur. Irak ve Başurê Kurdistan’da eğitim ve sağlık gibi
alanlarda Türkmenlere istihdam sağlanıp örgütlenmelerini gerçekleştirmişlerdir.
Buradaki hakimiyet daha çok Cemaat üzerinden gelişip TC devletine karşı
Türkmenlerde sempati geliştirilmek istenmiştir.
Ancak Cemaat-AKP çelişkilerinin yansıması Irak Türkmen Cephesi’nde de
kendini göstermiştir. Bir kısım Cemaat yanlısı olurken Erşat Salihi gibi
tiplemelerde AKP tarafında yer almıştır.
Bu durumun tartışmaları sadece siyasi tartışmalar ile kalmayıp aynı
zamanda iç hesaplaşmalara da dönüşmüştür. Örneğin 26 Ekim 2016 tarihinde Cemaat
taraftarı olan Türkmen İstihbarat Subayı Abdulemir Cuma’ya MİT tarafından Kerkük’te
suikast eylemi gerçekleşti. Tabi TC denetiminde olan Türkmen Cephesi başkanı
olan Erşat Salihi olayı PKK’nin gerçekleştirdiğini söyleyip ‘bir taşla iki kuş’
vurmanın hesaplarını yapmıştı. Cemaat üyesine suikast gerçekleşirken bütün
Türkmenlere PKK karşıtlığında algı operasyonu yapılmak istendi.
Irak Türkmen
Cephesinin MİT Destekli Kürt Karşıtlığı
Irak Türkmen Cephesi sempatizanları genelde büyük Türkmen
Devleti kuracağız adı altında kandırılmaktadır. Son yüzyıl haricinde genelde
Türkmenler ve Kürtler içe içe bulundukları alanlarda beraberce sorunsuz
yaşamışlardır. Ancak son yıllarda TC devleti politikaları ile birlikte bir
kısım Türkmenler Milliyetçi-Faşist bir hal almışlardır. Kürtlere ait bazı
topraklarda hak iddia etmektedirler. Yeraltı kaynakları ve jeo-stratejik açıdan
büyük bir öneme sahip olan Kerkük ve Hewler bunlardan birkaç tanesidir. Hatta
geçtiğimiz günlerde Kerkük’te yaşanan bayrak krizinde Irak hükümetinden çok
Irak Türkmen Cephesi partisi kriz yaratmıştır. ‘Kerkük Türkmenlerindir,
Türkmenlerin olacak’ sloganları ile Kürtlerin bulunduğu mahallelere organize
bir şekilde saldırılar düzenlemişlerdir. Salt olarak bunlar ile yetinmeyen ITC,
Kerkük’teki KBY bayrağı krizi sonrası Hewler’de bulunan Türkmen Cephesi parti
binasının tepesindeki küçük ebatlı bayrağı kaldırıp yerine daha büyük ebatlı
bayrak asmıştır.
Irak Türkmen Cephesinin hangi amaç ile kurulduğu ortadadır.
Kaldı ki son günlerde içerisine girdiği pratikler nasıl bir örgütleme olduklarını
göstermektedir. Başurê Kürdistan’da Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürtler
karşıtlığından başka bir politika izlememektedir. Son günlerde bilinçli bir
şekilde gündemde tutulan Özgürlük Hareketine, Şengal, Kerkük ve Medya savunma
alanlarına yönelik operasyon ve provokasyonlarda ve yine MİT destekli suikast
faaliyetlerinde ITC isimli bu işbirlikçi yapı gündemde olacaktır.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html