21 Nisan 2011 Perşembe Saat 06:39
Komalên Ciwan Koordinasyonun yaptığı yazılı açıklamayla tüm Kürt gençliğini direnişe çağırdı. Açıklamayı olduğu gibi yayınlıyoruz.
Özgürlük mücadelesinin yarattığı kazanımlar üzerinden halkımız 2011 Newroz’undan beri Kürt sorununun demokratik, siyasal çözümü için direniş halindedir. Hem newroz etkinlilerine halkımızın önceki yıllara oranla daha kitlesel katılması hem de Newroz’dan beri demokratik çözüm çadırlarında AKP devleti polisinin tüm saldırılarına rağmen süren direniş Kürt halkı ve Kürt gençliğinin çözüm konusundaki tavrını ortaya koymaktadır.
Halkımızın ve Kürdistan gençliğinin artık sömürge ve inkâr düzeninin egemenliği altında yaşamaya tahammülü kalmamıştır. Bunu da adeta sürekli serhıldan halinde yaşayarak göstermektedir. Ancak mücadelemizin her geçen gün daha da büyümesini, daha geniş kitlesel çıkışlarla demokratik çözümü zorlamasını hazmedemeyen, kendi iktidarının devamını Kürt sorununun çözümsüzlüğünde gören AKP devleti yeni komplolarla halkımızın demokratik mücadelesini tasfiye etme peşindedir. Bir taraftan çözüm yönünde hiçbir adım atılmadığı halde Kürt sorununun çözümünde gelişme yaşanmış, yol kat edilmiş gibi gösterilerek halkımız ve Türkiye kamuoyu yanıltılmaya çalışılmakta diğer taraftan tasfiye konsepti olduğu gibi devam ettirilmektedir. Hala devam eden askeri ve siyasi operasyonlar AKP devletinin Kürt halkının haklı mücadelesini ve onun örgütlü güçlerini tasfiye etme konusundaki niyetini açıkça ortaya koymaktadır. En son emek, demokrasi ve barış bloğu adaylarının başvurularının YSK tarafından ret edilmesi de bu tasfiye planının bir parçasıdır. Kürdistan’da demokratik Kürt siyaseti karşısında giderek gerileyen AKP hükümeti, seçimler yaklaşırken milliyetçi söylemlere başvurarak Türk milletçilerinden oy almaya çalışırken, Kürdistan da önceden devşirilmiş bazı işbirlikçi Kürtleri listelerinden aday göstererek Kürt halkını da aldatıp oy almak istemektedir. Ancak bunun da istediği sonucu vermeyeceğini gören AKP devleti Kürt siyasetçilerinin seçime girmesini engelleyerek kendine alan açmaya çalışmakta, Kürt halkının siyasal iradesini gasp etmek istemektedir. Bu durumu ve sürmekte olan KCK davasını protesto eden halkımızın demokratik yasal eylemlerine dahi tahammül edilmemekte yaşlı çocuk demeden halkımız polis tarafından yerlerde sürüklenmekte, coplanmakta, sokak ortasında işkence edilmektedir. Halkımızın bu demokratik eylemleri esnasında faşist Türk polisinin saldırısıyla ortaya çıkan görüntüler çıplak faşizmden başka bir şey değildir. AKP devleti bir taraftan Kürt halkının bütün örgütlü güçlerini tasfiye etmeye çalışırken diğer taraftan da buna tepki gösteren halkımıza faşizan bir tarzda saldırmaktadır. Bu saldırılarla halkımızın Kürt iradesinin tasfiyesine seyirci ve sessiz kalınması sağlanmak istenmektedir.
Ortaya çıkan bu tablo Kürt halkı üzerinde devam eden tasfiye konseptinin devamı ve yoğunlaşmış şeklidir. Otuz yılı aşkın bir süredir uygulanan ve şimdiye kadar sonuç almayan imha ve tasfiye konseptinden vazgeçilmediğini göstermektedir. Ancak şimdiye kadar direnişi ve tavrıyla imha ve tasfiye konseptinin sonuç almasını engelleyen halkımız ve Kürt gençliği bu planı da boşa çıkaracaktır. Gerek dağlarda halkın meşru savunma gücü olarak savaşarak, gerek serhıldanlar da en önde direnerek özgürlük mücadelemize öncülük eden Kürt gençliği mücadelemizin zafer aşaması olan bu dönemde de üzerine düşen tarihsel misyonu sahiplenecektir. Bu misyona ve tarihsel göreve sahip çıkmanın yolu ise saldırıların geliştiği her alanda saldırılara cevap vermekle mümkündür. Yasal siyaset alanının halkımıza kapatılmasına karşı verilecek en anlamlı cevap gerilla saflarına katılarak, yeryüzündeki hiçbir gücün yasaklamaya gücünün yetmeyeceği özgür Kürdistan dağlarında direnişi büyütmektir. Halkımızın demokratik siyasetinin önüne seçim barajı ve adaylık vetosu ile geçilmeye çalışmasına karşılık Kürt gençliği de Kürdistan şehirlerinde, ilçe, köy ve mahallelerinde barajlar kurarak devlet partilerinin Kürdistan’a girmesini engellemelidir. Halkımızın iradesine, onuruna yapılan bu saldırıların yanı sıra Kürt analarının coplanmasına, yaşlı, çocuk demeden halkımıza sokak ortasına işkence edilmesine karşı da halkı savunmak, bu saldırılara cevap vermekte biz Kürt gençliğinin görevidir. Halkımıza açıkça ve gözü dönmüşçesine saldıran, yaşlı bir insanın üzerine dahi onlarca kişiyle saldıracak kadar zavallılaşan AKP polisinin Kürdistan’da rahatça dolaşması, yaşaması Kürt gençliği olarak artık kabul edeceğimiz bir durum değildir. Ayrıca Kürt gençliği serhıldanlarda halkımızın savunmasını en üst düzeyde yapıp, halka öncülük ederek AKP polisinin üstüne yürümelidir. Dönem AKP polisini Kürdistan’dan silme dönemidir. AKP polisinin üstüne yürüme halkın özgürlük çığlıkları içinde boğma dönemidir. Bu yönüyle Kürt gençliğinin faşist Türk polisine yapacağı her türlü eylem meşrudur, haklı gerekçeleri vardır.
Onurlu ve özgür bir gelecek yaratmanın da, başı dik bir Kürt genci olarak yaşayabilmenin de yolu bu saldırılara sesiz kalmamak, cevap vermektir. Bu temelde bütün yurtsever Kürt gençlerini nerde olursa olsun “HER YERDE DİRENİŞ! şiarıyla, inisiyatif geliştirip saldırılara cevap vermeye, direnişi geliştirmeye çağırıyoruz.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info