16 Eylül 2016 Cuma Saat 11:15
İnsanlık Afrika’da doğup yüzbinlerce yıl önce
iklimsel şartlar nedeniyle Afrika Rif’inden çıkışta ana toplanma kapısı ve
dünyaya yayılma merkezinin Toros-Zagros kavisi olduğu söylenmektedir.
Mezopotamya’ya varışlarını ise on binlerce yıl öncesine dayandırabiliriz. Daha
önce aryen ırkını yada kavmini tarif ederken şöyle deniyordu Avrupa’dan ve
Rusya’nın güney steplerinden Kalkan mavi gözlü ve sarışın aryen
MÖ 2000’lerde Kuzey İran platolarına oradan da Hint’te, Medya’ya, Anadolu’ya
akın etmişlerdir deniyordu. Fakat çok ünlü tarihçiler ve arkeologlar yaptıkları
araştırma ve kazı çalışmaları sonucunda görülüyor ki fiziki bir göç olgusundan
ziyade güçlü kültürel birikim olgusuna dayalı olarak gerçekleştiğini
söyleyebiliriz. Yani Aryen kavramı bir ırk veya etnik
olgudan ziyade, tarım devrimine dayalı çiftçiliği ve
hayvancılığı esas alan kültürü ilk geliştiren gruplara verilen genel bir adlandırmadır.
Kürt dili ve kültürü kuvvetle muhtemeldir ki bir çok
arkeolog bu görüşü paylaşmaktadır Zagros-Toros eteklerinde neolotik
devrimi ilk başlatan dil ve kültür olarak zamanla tüm Hint-Avrupa kökenli dil
ve kültürlerin temelini teşkil etmiştir.
Kendi oluşumunu ise MÖ önce 15.000-10.000 yıllarına
götürebiliriz. 4. Buzul döneminden çıkışla MÖ 20.000-15.000 ile birlikte
“alanın en otokton” yerli kültürü ve olarak şekillenmesi kuvvetle
muhtemeldir. Kürt etnisitesi MÖ 6000’lerde iyice ayırt edilmektedir.
Uygarlığın doğuşuna yol açan Zagros-Toros sisteminin birleştiği kavis yani
“verimli hilalin merkezi” üretkenliği bu sefer uygarlık merkezi
Mezopotamya dışına taşırmada gösterecektir. Ard arda gelişen Sümer, Babil
ve Asur dönemlerinde kentli uygarlık merkezleri hep Dicle ve Fırat nehirleri
arasındadır. Kürdistan teriminin temelinde “KUR” kelimesi
yatmakta olup Sümer kökenlidir. Sümercede “KUR” Dağ demektir
“Tİ” eki aidiyetii ifade eder böylelikle ‘KURTİ’ kelimesi
ortaya çıkmaktadır yani dağlılar, dağlı halk anlamına gelmektedir. Bunun
tarihini MÖ 3000’lere kadar geriye götürebiliriz.
Kürtler tarih sahnesine ilk defa Hurriler adıyla
MÖ. 3000-2000 yılları arasında çıktıklarını görmekteyiz. Sümerler orman ve
madenleri, Hurri boyları ise uygarlık nedeniyle binlerce yıl karşılıklı
saldırma korunma mücadelesine gitmişlerdir. Kürtlerin etnik olarak
Hurrilere dayandığı tezi etimolojik, etnolojik, arkeolojik ve antropolojik
verilerle kanıtlanmıştır… Özellikle de etnik olarak modern insanların otantik
akrabaları arasındaki bağlantıyı kanıtlayan etimolojik alandaki veriler Hurrice
ile Kürtçe arasındaki dilsel aynılığı açıklığa kavuşturmuştur. Kürtlerin etnik
olarak Hurrilere dayandığı gerçeği, sadece etimolojik alanla, yani dil bilimi
ile sınırlı kalmıyor. Örneğin etnografik olarak da Hurrilerin o dönemde
yaşadıkları coğrafyanın sınırları içerisinde bugün Kürtler yaşamakta olup,
Hurrilere ait maddi kültür olarak ta benzer özellikleri farklılaşarak da olsa
hala bağrında taşımaktadır. Yine etnolojik olarak tarihsel süreç içerisinde
Hurrilerin sırasıyla nasıl Gutilere, Mitannilere, Urartulara, Kassitlere,
Medlere ve modern Kürtlere dönüştükleri ve günümüze kadar geldiklerini de
dilsel, kültürel ve coğrafik olarak gözlemlemek gayet mümkündür. Peki Hurriler
ne zaman tarih sahnesine çıkmışlardır?
Hurrilerin Ortaya Çıkışı
Proto-Kürt Hurriler, neolotik devrimin çekirdek bölgesinin,
yani Verimli Hilal, yukarı Mezopotamya ve coğrafik olarak büyük oranda bu iki
coğrafik alanı içine alan Kürdistan bölgesinde yaklaşık olarak M.Ö. 5-6 bin
yıllarında ortaya çıkmışlardır. Bu tarihlerde halen neolotik kültür özlü
topluklar baştadır. Şu ana kadar bunun aksi yönde değiştirecek, başka bir
coğrafyada ve bu tarihlerden önce neolotik devrim izlerine
rastlanılmamıştır. Özellikle Tell Halaf kültür katmanı neolotik devrimi
zirvesini yansıtırken, ortaya çıktığı coğrafyanın Kürdistan olması (bugünkü
Şırnak’a bağlı Habur yakınlarında) bütün arkeolog ve antropologların gözünü
Kürdistan üzerine çevirmiştir. O döneme ait bazı yerleşim alanlarında halen
arkeolojik kazı çalışmaları devam ediyor. Bunların en zengin verili (kanıtı bol
olan) olanı Tell Halaf kültür alanıdır. Tell Halaf kültürü ilk köy mimarisi,
zengin ve gelişkin tekniki araç-gereç, ilk toplumsal düzen, çanak-çömlek ve
ekonomik toplumun ortaya çıktığı bir kültürel kimlikten dolayı, dünyada
ilk olma unvanına sahiptir.
Kültürel Yapı Ve Dil
Hurriler özellikle de Tell Halaf kültürünün gerçekleşmesinde
belirleyici rol oynamışlardır. Ayrıca Tell Halaf kültürü, Hurrilerin
yerleşik oldukları coğrafik merkezde ortaya çıkmıştır. Zaten Hurrilerin ortaya
çıktığı M.Ö. 5000 yıllarında Kürdistan’ın tümünde yerleşik tek halktı. Yani
Tell Halaf kültürünün gerçekleşmesi Hurriler’den bağımsız düşünülemez. Kaldı ki
Hurriler yeryüzünde ilk dilsel ve kültürel olarak belirginleşen birkaç
topluluktan biridir. Dolaysıyla Tell Halaf kültürünün ortaya çıktığı
tarihlerde, Hurriler belirginleşmiş ve Tell Halaf kültürünün ortaya çıktığı
merkezde ve çevrelerinde yerleşik bir topluluktur. Hurrilere ait belgelere M.Ö.
5000 yılında, Tell Halaf kültürünün çıkış merkezinde ve çevrelerinde
rastlanırken, bu tarihlerde başka topluluğa ait belgelere daha
rastlanılmamıştır. Örneğin en eski topluluklar olarak kabul edilen, Elam, Sümer
ve Semitik gruplara ait belge ve bulgulara ancak M.Ö. 4000-3000’lerde
rastlanabilmiştir. Hurriler, neolotik kültür özlü topluluk olup, belirginleşme
tarihleri M.Ö 6000-5000 yıllarına denk geliyor. “Yapılan araştırmalarla
Hurrilere ait oldukları anlaşılan ve MÖ. 5000 ile 4000 yılları arasında ait taş
ve kemiklerden yapılmış aletler Gorciyen’in kuzey batısında bir mağarada
bulunur.
Yine, Hurrilere ait Babab Derviş ve Meyana tepede bulunan
çeşitli eserler MÖ.4000 yıllarına aittir. Malatya çevresinde yaşamakta olan
Hurri halkının MÖ. 5000 ile 3000 yılları arasında taş devrini yaşadıkları,
Aslantepe’de yapılan kazılar neticesi bulunan taşlarda yapılmış aletlerden
anlaşılmıştır. Yine bu bölgedeki Hurri halkının MÖ. 3000 ile 2000 yılları
arasında maden devrine geçtikleri bu döneme ait yapılmış bronz eşyaların
bulunmasıyla açıklık kazanmıştır. MÖ. 3000 yıllarında Hurrilere ait bulunan
renkli seramiklerden MÖ. 3700 ile 3500 yılları arasında yapıldıkları
anlaşılmıştır. Bulunan bu seramikler ile Tell Halaf ta bulunanlar aynı
özellikleri taşımaktadır.
Temel Toplumsal Form Olarak Aşiretçilik
Aşiretleşme sürecini yakından izlemek için Hurrilere
bakmakta yarar vardır. Çünkü bu süreç en iyi Hurriler şahsında yaşanmıştır.
Otokton bir halk olması bundandır. Aşiret yaşantısından önce kabile yaşantısı
hakimdir. Kabile yaşantısı da neolotik devrimle beraber insanların tarım ve
hayvanları evcilleştirmeye başlamasıyla birlikte nüfusun çoğalması sonucu
birkaç klanın birleşmesi ile gerçekleşmiştir. MÖ. 6 bin yılına gelindiğinde
neolotik devrim tam anlamıyla kurumlaşır, yaygınlık kazanınca ve özellikle de
köysel yaşamın farklı coğrafyalarda özgünleşerek yaygınlık kazanmaya
başlamasıyla beraber ve tabii yine nüfusunun çoğalmasının etkisi ile birkaç
kabilenin birleşimi ile bu sefer kabile yaşamından bir üst toplumsal düzen olan
aşiretçiliğe geçiş yapmıştır. Yani aşiret yapısına geçişin altında yatan neden
tarım ve evcilleştirmenin nitelik olarak gelişmesi ve bunun sonucu olarak da
nüfusun çoğalmasıdır. Olağan koşullarda aşiret özlü topluluklar rolünü
oynadıktan sonra, yerini bir üst toplumsal yönetim organizasyonu olan sınıflı
yani devletli topluluklara bırakırlar. Fakat bu durum Kürtlerde gerçekleşmedi.
Kürtlerde ancak zaman zaman birkaç aşiretin birleşimi ile konfederasyonlaşma, aşiret
konfederasyonları ve de yarı devlet niteliği taşıyan kurumsallaşmalar
yaşadılar. Bu yönetim biçimi dağıldığında içinde yer alan aşiretler tekrar
kendi bölgelerine çekilip varlıklarını sürdürmüşlerdir. Genel olarak aşiret
yapılanmasının ortaya çıkışı aynı zamanda Kürt etnisitesinin de
belirginleşmesinin habercisidir. Bu da genel olarak Hurriler ile ifade
bulmuştur. Yani Hurriler proto Kürtlerin etnisite olarak belirginleşmesinin
ifadesidir. Bunun biraz yakından incelenmesinde yarar var.
Etnik Yapının Oluşumu
Hurriler, Kürtlerin dilsel ve kültürel ataları olarak
tarih sahnesine çıkmış olurlar. O gün bugündür Kürtler, Kürdistan’da yerli ve
en eski halk olarak varolagelmişlerdir. Burada ilgi çeken ve çözümlenmesi
gereken kilit olgu Kürtlerin, sosyal, siyasal, ekonomik dolayısıyla bir bütün
toplumsal düzeninin halen aşiretsel özde olmasıdır. Yani Kürtler 7000 yıl önce
aşiret düzenine geçip halklaşmaya doğru ilk adımını attıktan sonra aşiretsel
yaşam tarzından, düzeninden diğer halklar gibi öyle kolay kurtulup başka
toplumsal düzenlere geçiş yapmamışlardır. Bu bağlamda Kürt halkı gerçek anlamda
sosyal, siyasal ve ekonomik olarak çözümlenmek isteniyorsa mutlaka aşiret
olgusu anlaşılmalı ve doğru çözümlenmelidir.
Halen Kürt halkının toplumsal yapılanmasında aşiretçilik
siyasal, sosyal ve ekonomik gelişmelerde belirleyici rol oynamaya devam ediyor.
“Aslında tarih boyunca aşiretçilik Kürtlerde iki yönde rol oynamıştır.
Birincisi, Kürt toplumunun, uygarlık sahnesinden çekilişini önlemiş, günümüze
taşımıştır. İkincisi, toplumun özgür gelişimi yönünde ayak bağı olmuş, birlik
ve beraberliğe yol vermemiştir. Bu nedenledir ki büyük Kürt ironisi aşiret
olgusudur. Hep Kürtlerin neden devletleşmediği tartışıldı. Bunun çok
fazla nedeni vardır. Ama Kürtlerin neden tarih sahnesinden çekilmediğinin tek
nedeni örgütlenme biçimleri olan aşiretçiliktir. Yoksa başka türlü yok
olmaları, tarih sahnesinden çekilmeleri kaçınılmazdı. Eğer Kürtlere yönelik
yapılan onca katliam ve asimilasyonist politikalara rağmen Kürtler halen ulusal
özelliklerinden uzaklaşıp yok olmamışlarsa bunun tek geçerli sebebi alıntıda da
belirtildiği gibi aşiret yapılanmasının güçlü olmasındandır. Kaldı ki aşiret
bağlılığı, birliği, dayanışma ve yardımlaşması çok güçlüdür.
İdari Yapı
Hurrilerin görülmesi gereken bir diğer yönü bir devletli
yapılanması olmayıp, toplumsal bir öze sahip olmasıdır. “Toplumsal
örgütlenmenin belirgin modeli olan kabile-aşiretçilik devletleşmeyi önceleyen
bir aşama değildir. Bu tip örgütlenmelerin en yüksek modeli aşiret konfederasyonlaşmadır.
Bunun sebebi doğal toplum özlü olmalarındandır. Ve örgütlenme ilişkileri kan
bağına dayalıdır. Siyasal bir örgütlenme modeline pek gidilmez.
Konfederasyonlaşmaya gitmeleri de ancak zorunlu koşullar ortaya çıktığında
tercih edilir. Örneğin aşiret özlü topluluklarına farklı merkezi uygarlık
güçlerinin saldırı düzenleyerek, bu yönlü ilk emperyalist yayılmacı devletlerin
çevre topluluklara hakimiyeti altına almak isteyip aşiret düzeninde yaşayan
toplulukların ekonomik, sosyal ve siyasal yaşantılarına en önemlisi de
özgürlükleri için tehdit olmaya başlayınca, merkezi yapılanmaya gitmek zorunda
kalmışlardır. Bunun üst yönetim organizasyonu ise aşiretler arası
konfederasyonlaşmadır. Böylelikle aşiretler güç birliği yapıp erimekten, yok
olmaktan kurtulmuşlardır. Konfederasyonlaşma süreci MÖ. 2500 yıllarında merkezi
uygarlığın temsilcisi olan Akad hanedanlığıyla beraber başlamıştır. Bu süreç,
merkezi uygarlık güçleri ile çevre toplulukları arasında çelişkilerin başladığı
bir dönemdir. Ve bu aynı zamanda köleciliğin de kurumsallaşmaya başladığı
tarihi süreçlerdir. Bu süreçte köleci Akad devleti proto Kürt Hurrilerin
yaşadıkları Kürdistan’a saldırılar düzenleyip, buralarda yaşayan toplulukları
hakimiyet altına almak isteyince, Hurrili aşiretler Guti adıyla M.Ö 2300
yıllarında, bir aşiretler konfederasyonu kurarak Akadlara karşı kendilerini korumaya
başlamış, yaklaşık MÖ. 2250’de de Akadleri yenerek yerine yüz yıl süren bir
devlet kurmuşlardır. Fakat bundan önceki süreçlerde Hurriler devletleşmeye çok
fazla ihtiyaç duymamışlardı. Proto Kürtler, MÖ. 6000’lerden MÖ. 2500 yılları
arasında Kürdistan’ın tümünde komünal özlü topluluklar olarak yaşamışlardır.
Komşu topluluklar tarafından kendilerine yönelik herhangi bir saldırı
gerçekleşmediği gibi kendileri de başka topluluklara karşı saldırıya
geçmemişlerdir.
Hurriler ve Merkezi Uygarlık
Ayrıca Hurrilerde, o tarihlerde devlet ve sınıfsallığa
dayalı hiyerarşi gelişmediği için baskı ve zor aygıtı da pek gelişmemiştir.
Eşitlikçi, özgür yaşama dayalı, komünalite tarzı esas olanıdır. Kürdistan’ın
tümünde toplumsal yaşam böyle olduğu için devletleşme durumu yaşanmamıştır.
Daha doğrusu bunun oluşabilme koşulları yok. Buna rağmen Hurriler ekonomik,
sosyal ve siyasal olarak kendilerine yeten bir konumdaydılar. Örneğin tarım ve
hayvancılık toplumun geçim kaynağıydı. Kürdistan’da neden devletleşmenin gerçekleşmediğine
değinmişken, Hurriler ile Sümer arasındaki ilişkileri de çözümlemek yararlı
olacaktır. Çünkü Hurriler’in merkezi bir yapıya kavuşmaması yani
devletleşmemesinin bir diğer sebebi de merkezi ihtiyaçlarını Sümerler üzerinden
karşılamalarıdır. “Hurriler’in, Sümer uygarlığıyla komşulukları ve neolitiğin
sahibi olmaları nedeni ile çok yakın akrabalıkları mevcuttur. Dil yapılarında
ve bir çok kelimede ortaklık söz konusudur. Bunun çok erken dönemde, daha sonra
Sümerler kuruluş aşamasındayken geliştiği de kabul gören bir görüştür. Tanrıça
İnanna mitolojisinde de Gılgamış destanında da bu gerçeğin izlerine güçlü bir
biçimde rastlanmaktadır. Oynanan rol yanı başında merkezileşmiş siyasi
güçlerin, eyaleti, otonomisi, federesi olma biçimindedir.
Dolayısıyla Bu tarihlerde Kürdistan’da yaşayan proto
Kürtlerde yönetsel anlamda merkezi bir yapıya sahip olmaktan çok köylülük ve
köysel yerleşmişlik daha fazla ön planda olmuştur. Genel
olarak günümüzde Kürtlerin köy yaşam biçimi de kaynağını bu tarihlerden
almaktadır. Kürtler de yaşanan bir çok gerçeklik kaynağını o dönemdeki proto
Kürtlerden ve bir bütün neolitik özlü topluluklardan almaktadır.
Hurri uygarlığının izleri günümüze kadar gelmiştir. Bu izlerin örneklerine
maddi kültürde, Din de mitolojide rastlıyoruz. Hurri
öğeleri Kürdistan’ın yer ve aşiret adlarında bile izlenebilmektedir
Kürt aşiretlerinin yaklaşık üçte ikisinin adları Hurri
dilinden gelmektedir.
Devam Edecek
Kaynakça: 1-Dünya Tarihi-William H Mcneill 2-Sümer
Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa – Abdullah Öcalan 3-Kürdistan
Tarihi- Ethem Xemgin 4-Kürdistan’da Aşiretçilik Ve Milliyetçilik-Hasan
Uşak 5- Kürtler ve Kürdistan Tarihi- Botan Amedi
Fecri Dost
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html
0
21
TR
HE
:” ”
:””
” “,” ”