02 Mart 2010 Salı Saat 17:16
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
” ”
Fırtına öncesi sessizliğin yaşandığı bu dönemde Federal
Kürdistanlı güçlerin izledikleri siyaset ciddi yetmezlikler içeriyor. Irak
genel seçimlerinin öngünlerinde seçime girecek listeler arasında iç
çelişkilerin dar çıkara dayalı yoğunlaşması, Kürtlerin geleceği ve kaderi
üzerinde çok olumsuz etkiler yaratmaya adaydır.
Seçimlere girecek listeler birbirleriyle uğraşmaktan
neredeyse ulusal sorunları unutma noktasına gelmişlerdir. Federal Kürdistan’da
mevcut yürütülen siyaset tarzı, Türkiye siyasetiyle yakın benzerlikler
gösteriyor. KDP-YNK ikilisi ile Goran listesi arasında giderek yoğunlaşan
gerilimin ortaya çıkardığı siyaset çizgisi, AKP ve CHP-MHP arasında yürütülen
kavgayı andırıyor. Bu siyaset tarzı her türlü hakaret ve kavganın sahnelendiği
tiyatroyu anımsatıyor.
Tüm bölge ülkelerinin adeta müdahil olduğu, her gücün
kapasitesi oranında oyun sahnelemeye çalıştığı Irak genel seçimlerine, Federal
Kürdistanlı partilerin bu durumu halk arasında büyük öfke yaratıyor. Halkın
gündeminde Kerkük, Musul, Diyala ve Xanekin gibi Kürt illerinin herhangi bir
statüye kavuşturulmamış olmasının yarattığı gerilim bulunurken, seçimlere
girecek listeler arasında küçük hesaplara dayalı rekabetin yaşanması bu öfkeyi
daha da artırıyor.
Listeler arasında yaşanan iç çelişki Federal Kürdistan
sisteminde yaşanan Baas etkiyi gidermeye yönelik girişimler veya siyaset tarzı
değildir. Ulusal demokratik birlik veya demokrasiyi oturtma mücadelesi de
değildir. Yolsuzluk, rüşvet ve rantı durdurma mücadelesi ise hiç değildir.
Siyasette ‘bel altı’ vuruşları diye tabir edilen bu durum, özünde birbirine
karşı üstünlük sağlamayı esas alan psikolojik savaş yöntemlerinden başka bir
şey değildir. Ufuk darlığının yol açtığı bu durum, küçük hesaplar ve çıkarlar
elde etmekle sınırlıdır, sonuçta bu da Kürtlerin Bağdat’ta irade olması önünde
en büyük engellerden biridir.
Bağdat’ta irade olmada yetersizlik yaşayan Kürtler
zayıflamak ve bölge dengelerinde etkisiz kalmakla karşı karşıyadırlar. Kürtler,
Bağdat’ta ne kadar güçlü olursa, bölge dengelerinde de o denli etkili
olacaklardır, ama Bağdat’a güçsüz ve parçalı gitmeleri mevcut üzerlerinde
bulunan tehdit ve baskıları daha da artıracaktır.
Partiler şimdiye kadar seçim propagandalarında Kerkük,
Musul, Diyala ve Xanekin’in statüsünün ne olacağına yönelik tutarlı bir
politika ortaya koyamamışlardır. Bu bölgelerde yaşayan Kürtler bu nedenle yerel
hükümete, dolayısıyla KDP ve YNK’ye tepkilidirler. Bu bölgelerin Federal
Kürdistan’a nasıl bağlanacağı, ne kadar ısrarlı olunacağı konusunda henüz
tutarlı bir politikanın oluşturulmamış olması, en büyük handikapları haline
gelmiştir. KDP-YNK öncülüğündeki Kürdistan listesi, enerjisinin büyük kısmını
Goran’ı etkisizleştirmeye dönük kullanıyor, bu da onları asli görevlerinden alı
koymada önemli rol oynuyor. Böylece asli görevlerden uzaklaşan ve kısır siyaset
döngüsü içinde bocalayan bir görüntü yansıtıyorlar.
Kısır döngü ve yetmez siyasetin diğer ucunda yer alan Goran
ise zaten YNK’nin öz çocuğu olduğu için anlayış, düşünce ve ideolojik olarak
YNK’den herhangi bir farklılığa sahip değildir. KDP ve YNK’nin ulusal-toplumsal
sorunlarda yetmez kalması, Federal Kürdistan halkını alternatif aramaya iten en
önemli nedenlerden biridir. Bu durum siyasette ciddi bir boşluğun yaşanmasına
neden oldu. Bu boşluğun doldurulması adeta zorunluluk haline geldi. Nitekim
siyasetin boşluk kabul etmeyen karakteri kısa bir süre sonra Goran şahsında
kendini dile getirdi. Goran işte bu koşulların ürünü olarak ortaya çıktı.
Noşirvan Mustafa ve ekibinin YNK’den ayrılması bu koşulların bir sonucudur.
Halkın sorunlarına eğilen, çözüm gücü olabilen ciddi bir alternatif ortaya
çıkmadığı için Goran ön plana çıktı. Ama Goran’ın sahip olduğu anlayış ve
karakter halkın beklentilerine yanıt olamayacak kadar temelsizdir.
Bu tarihi aşamada Federal Kürdistanlı güçlerin küçük
hesaplara dalması, Türkiye, İran ve Arapların iştahını fazlasıyla kabartıyor.
Güç savaşları, oyun ve hileler şimdilik Kerkük üzerinde yoğunlaşmış bulunuyor.
Yerel Kürt hükümetinin dirayetsiz duruşu ‘Kerkük Kürdistan’dır’ şiarını ve
hayalini yıkma noktasına getirmiştir.
Ortadoğu’nun kurtlar sofrası ve kaygan zemininde yerel Kürt
hükümeti ve güçlerin izledikleri dirayetsiz politikalara bir de dengeleri
lehinde sarsmak isteyen güçlerin içerisine girdikleri arayışın yaratacağı yeni
durumun karakterini eklediğimizde, tehlikenin boyutu daha da büyüyor. ABD başta
olmak üzere bölge devletlerinin üzerinde yoğun hesaplar yaptığı Federal
Kürdistan, ciddi tehlikelerle karşı karşıya bulunuyor. Buna rağmen yerel
güçlerin izledikleri siyaset maalesef bu politikalara zemin olmaktan başka bir
işe yaramıyor. Geleceğini ve iradeleşmesini çok yakından belirleyecek Irak
genel seçimlerinde izlenen didişmeci politika Kürtlerin dışında her kesimin
işine yarıyor.
Şahan Dicle
Kürdistan
Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org
– www.lekolin.net – www.lekolin.info